Giriş yapmadınız.

1

31.01.2009, 12:41

İşte Hayatım - Mehmet Kutlular (Kitap)

Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

2

20.02.2009, 15:10

Bu kitabı mutlaka okuyun. kitabı okumaya başlayın bana hak vereceksiniz.

3

20.02.2009, 15:12

ben 5.baskıyı okuyorum

4

21.02.2009, 06:21



“ışte Hayatım,” ömrünün yaklaşık 50 yılını Risâle-i Nur hizmetine adamış bir dâvâ adamının, Mehmet Kutlular’ın hayatını okuyucularına kendi anlatımıyla sunan bir otobiyografi.

şahsî hayatın ayrıntılarından çok, Nur hizmetiyle ilgili yönleri ortaya koyan bir çalışma.

Mehmet Kutlular, kamuoyunda, Türk basın tarihinin son 40-50 yılında, başta Yeni Asya olmak üzere Yeni Nesil, Tasvir gibi günlük ve ıttihad benzeri haftalık yayınlar ile birlikte anılan, aynı zamanda ilgi ile takip edilen bir isim. Tanınması, elbette sadece adı geçen yayınların imtiyaz sahibi olmasından kaynaklanmıyor. O, çeşitli sosyal faaliyetler vesilesi ile düzenlediği basın toplantıları, TV’lerde dâvet edildiği tartışma programları ve verdiği beyanatlar ile de gündeme geliyor.

1999 Marmara Depreminden sonra yaptığı “Deprem ılâhî ikazdır” açıklaması 28 şubat sürecini bile etkileyen bir derinlik ve tesir gücüne sahipti. Bu beyan, toplumun farklı katmanlarınca, âdeta cesaret aşısı olarak algılandı. Sonrasında o günkü ceza kanununda yer alan 312. maddeden açılan dâvâ ve gelişen mahkeme süreci demokratikleşme vetiresine güçlü bir destek sağladı.

Bu süreçte Kutlular’ın “Sözlerimin arkasındayım” açıklaması haksızlığa uğrayan farklı kesimlerce bir âlem olarak kabullenildi ve kullanılageldi. Nihayetinde Avrupa ınsan Hakları Mahkemesi’nin Kutlular’ı haklı bulan kararı, düşünce ve ifade özgürlüğü önündeki engellerin kalkmasına, Nurculuk hizmet ekolünün bir katkısıydı. ılâhî ikaz çağrısı o kadar isabetli idi ki, dünyada meydana gelen benzeri olaylar ardından verilen beyanatlar, iç kamuoyu tarafından bu uyarı ibaresi ile anıldı. Medya, benzeri olayları, manşetlerinde, bu ifade ile görür oldu.

Geniş halk kesimleri ve kamuoyu onu gazetesi, süreli-süresiz yayınları, temsil ettiği diğer kuruluş ve kurumlar aracılığıyla tanıyor zannedilse de, aslında o, bütün bunlara da rengini veren “Nurcu” sıfatı ile öne çıkmaktadır. Hatta bazı kesimler, “Nurcuların liderlerinden” yakıştırması bile yapmaktadır.

Hayatının gayesini “Risâle-i Nur Külliyatının neşri ve müellifi Bediüzzaman’ın tanıtılması” olarak ifade eden Mehmet Kutlular, hatıralarını bu bakış açısı ile kaleme almış.

ıstibdat döneminin (1923-1950) son yirmi yılı ile başlayan bu hatıralar, demokratikleşmenin, yarım yamalak da olsa başladığı 1946 seçimlerinden itibaren Türkiye’nin yaşadığı baş döndürücü değişime şahitlik ediyor, siyasal ve sosyal hayatın değişim vetiresinin en önemli kilometre taşlarını Nurculuk açısından yorumluyor.

Bu değişimi derinden etkileyen, zaman zaman yönlendiren, elbette kendi de çeşitli yönlerden belli oranda etkilenen ıslâmî hizmet ekolü “Nurculuk”un en ileri safında yer alan Mehmet Kutlular’ın “ışte Hayatım” isimli bu kitabı, aynı zamanda Türk basın-yayın hayatında 40 yıllık bir birikimi de aktarıyor.

ımtiyaz sahipliğini yaptığı Yeni Asya gazetesi ve neşriyatından yetişen onlarca, hatta yüzlerce elemanın, ilerleyen yıllarda sayıları giderek artan “din ve dindara saygılı, dinî değerlere önem veren mevkuteler”in kadro ihtiyacını karşılaması, bu birikimin sadece bir yönüne işaret etmektedir.

Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin kâinata değişmeyecek kadar önemsediği ve ömrünü onun hizmetine adayan sadık talebesi Zübeyir Gündüzalp ile birlikte geçen 11 yıl boyunca Mehmet Kutlular, ondan Nur hizmetinin meslek ve meşrep esaslarına dair incelikleri ders aldı. Diğer Nur hizmetkârı ağabey ve kardeşleriyle birlikte öğrendiklerini hayata geçirerek tam anlamıyla “hizmette fâni oldu.”

Hem talebe yetişmesinde, hem de neşriyat hizmetlerinde ilklere imza atma basiret, kararlılık ve cesaretini gösterdi. Pek çok bedel ödedi, ama neşriyat ve talebe hizmetlerinin yanında Bediüzzaman Hazretlerine ait siyasî ve ictimaî görüşlerin Risâle-i Nur meslek ve meşrep esasları çerçevesinden taşma, o çizgiden çıkarılma gayretlerine karşı, başta Yeni Asya gazetesi olmak üzere diğer yayınlar ve Yeni Asya Vakfı’nın faaliyetleri ile mücadele etti.

Bir dâvâ adamı için canı dahil, gözden çıkaramayacağı şahsî bir değerin bulunmaması sıradan sayılabilir. Ancak ailesi, hele hele çocukları söz konusu olunca çok az dâvâ adamı aynı kararlılığı gösterebilir. Mehmet Kutlular, kızını kurban verme pahasına, bu çok azlar içinde yer almasını bildi.

O hakkı söylemekten çekinmedi, resmî makamlarla başı derde girse bile, sözünün arkasında durabildi; ama müsbet hareket çizgisinden asla ayrılmadı.

Bu eserde sadece çocukluktan itibaren çok hızlı, dağdağalı, fırtına gibi yaşanan Risâle-i Nur dâvâsına adanmış bir hayata şahit olmayacak, zaman zaman o dâvâ adamının iç hesaplaşmalarına da şahitlik edeceksiniz. Bu arada ıslâmın hayat düsturlarının pratiğe yansımasını ve Nur hizmetinde esas alınması gereken meslek ve meşrep inceliklerinin hizmet prensipleri halinde şekillenmesini de müşahede edeceksiniz.

Türkiye’nin demokratikleşme serüvenine bir başka cepheden bakış, eserin dikkat çekici bir başka yönüdür. Bu bakış oldukça geniş bir kesimi ilgilendirmektedir. Toplumun sosyal bir gerçekliği olan ve onun imanına, ahlâkına hizmet eden tarikatlar, cemaatler ve hizmet grupları adına değerlendirmeleri ihtiva etmektedir.

Temelinde ise Bediüzzaman Hazretlerinin konu ile ilgili ölçüleri yer alıyor.

“ışte Hayatım” Mehmet Kutlular’ın sohbet üslûbu ile oluşmuş.

Yayınevi, bu üslûbu değiştirmeyi uygun bulmadığı için, çalışmayı sınırlı bir redaksiyon ile yayına hazırlamış.

Nur hizmetini daha yakından tanıma ve Türkiye’nin son elli, elli beş yılını Nurculuk perspektifinden değerlendirme için iki cilt halinde yayınlanması düşünülen “ışte Hayatım” iyi bir fırsat olabilir.

KÜLTÜR SANAT SERVıSı
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

5

21.02.2009, 06:23


Tavsiye edilmesi ve okunması gereken bir eser

Yeni Asya’nın 40. yılına girerken geçmiş yıllara bakarak duygulananlar olduğu gibi, nice 40’lı yıllara da hazırlanmak lazım.

Geçmişi olmayanın, geleceği nasıl olur? ışte Mehmet Kutlular’ın hatıralarının yer aldığı “ışte Hayatım”, geçmişte nice işlerin, nice çilelerin serencamını aktarıyor.

Kitabı, bunca meşguliyetime rağmen, geceleri ağılıkta olmak üzere üç günde okuyup bitirdim. Aklım, fikrim daha iyi hizmet etmek gayretiyle doldu. 400 sayfalık bu kitabın ikinci cildini de en kısa zamanda okumak için sabırsızlanıyorum. Gazete okuyan, neşriyatı takip eden Yeni Asya ismine aşina olan herkes bu kitabı okusun.
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir