Sie sind nicht angemeldet.

Lieber Besucher, herzlich willkommen bei: Muhabbet Fedâileri. Falls dies Ihr erster Besuch auf dieser Seite ist, lesen Sie sich bitte die Hilfe durch. Dort wird Ihnen die Bedienung dieser Seite näher erläutert. Darüber hinaus sollten Sie sich registrieren, um alle Funktionen dieser Seite nutzen zu können. Benutzen Sie das Registrierungsformular, um sich zu registrieren oder informieren Sie sich ausführlich über den Registrierungsvorgang. Falls Sie sich bereits zu einem früheren Zeitpunkt registriert haben, können Sie sich hier anmelden.

1

Sonntag, 28. Oktober 2007, 09:27

Herkesin bir derdi olmalı...

Atalarımız, “Dertsiz baş olmaz” demişler. En dertsiz olarak bilinen kabak varmış, onun da başı kelmiş. Yani dert, hayatın bir parçası, bazen sevinci, bazen de tasasıdır. Zaten insan dediğimiz varlık, zıtların cem olduğu bir ruh ve bedenden ibaret değil midir?

şarkılarda, şiirlerde, destanlarda, türkülerde bol bol dertten bahsedilir. Kimisi “Derdim çoktur hangisine yanayım” diye şaşkınlık ve çaresizliğini ifade eder, kimisi “Dertleri zevk edindim, bende neşe ne arar” diyerek, derdi ile yaşamaya alıştığını belirtir. Kimisi de “Dert bir olaydı, ağlaması kolaydı” diyerek derdinin çokluğundan yakınır. Zaten “Dertsiz baş, bostan korkuluğunda olur” atasözü ile, her başın bir derdi vardır ve de olmalıdır gerçeği kabul edilmiştir. Âşık Mir’ati ise bir şiirinde şöyle der:

“Neye gam çekersin hey koca sersem
Dertsiz baş mı olur, âdemiz madem”


Hz. Mevlânâ, “Dert daima insana yol gösterir” der. Demek ki derdimiz aynı zamanda hayatımızın bir kılavuzudur. Atmacanın serçe kuşuna tasallutu serçenin istidatlarını inkişaf ettirdiği gibi, dertlerin tasallutu da insanın bağışıklığını ve dayanıklılığını artırır. Yeni yollar bulmasına, yeni çareler üretmesine vesile olur. Ayrıca, insanın, aczini idrak edip Rabbine teslimiyetini artırmasını sağlar. “Kadere iman eden kederden kurtulur” kaidesince, dert ve keder, insanı kadere iman etmeye de teşvik eder.

Niyazî Mısrî de,

“Ey derde derman isteyen
Yetmez mi dert derman sana”


diyerek, derdin de aynı zamanda bir derman olduğunu ifade ediyor.

“Bir derdin dermanı, başka bir derde zehir olabilir” diyen Bediüzzaman’ın sözünü, bazı dertlerin başka dertlere derman olabileceği şeklinde anlamak da mümkündür. Ayrıca, “Zeval-i lezzet elem olduğu gibi, zeval-i elem dahi lezzettir” sözüyle, dertlerin sonunda tatlı bir sevinç ortaya çıktığı belirtiliyor. Kışın soğuk, fırtınalı ve çamurlu yüzünün altında ılık, tatlı ve sevimli bir baharın bizi beklediğini düşünmek de, dertlerin arkasında zevklerin yattığını göstermektedir.

Âşık, derdinden şikâyetçi olmaz. Bilir ki, nefsine dert ve elem görünen şeyler, ruhu ve kalbi için bir şifadır. Onu gafletten uyandıran, dalâletten hidayete eriştiren bir vasıtadır. Bir ehl-i kalbin dediği gibi:

“Beliğ belâdır bâlâya sebep
Belâ-ile olur inâyet-i Rab”

(Belli ki belâ, yükselmeye sebeptir.
Eğer o belâ olmasa Rabb’a yakınlık olmaz).

Hamur fırın ateşinden piştikten sonra ekmek haline gelir. ınsanlar için de bu böyledir. Yunus Emre, ancak aşk ateşinden pişip yandıktan sonra hamlıktan kurtulup, olgunluğa erişmiştir.

ınsan başkasının derdi ile de dertlenmelidir. Dertleri paylaştığı gibi, paylaşmayı da dert edinmelidir. Bencil, sadece kendini düşünen, başkalarının derdine duyarsız olan insanlar insan olmanın erdemlerinden uzaklaşmış olurlar. “Başkasının derdi beni mi gerdi” deyip, dertsiz başını derde sokmaktan kaçınanlar, kendileri de bir sıkıntıya düştükleri zaman yanlarında kimseyi bulamayabilirler.

Dert, aynı zamanda yüksek bir gayeyi ve ulvî bir amacı ifade eder. ınsan gayesini dert edinirse, ona ulaşmak için gerekli her türlü zorluğa katlanır. Bunu yaparken de üşenmez, yüksünmez, şikâyetçi olmaz. Gayesini dert edinen insan, rahatı ve sefayı değil, çileyi ve cefayı tercih eder.

Herkesin bir derdi olmalı ki, hayatın bir anlamı olsun. Yoksa, “Dertsiz baş, duvara taş” misâli, heyecansız, gayesiz, duygusuz ve duyarsız bir beden ortaya çıkar ki, buna da insan demek bilmem ne kadar doğru olacaktır.

Abdil YILDIRIM
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

2

Sonntag, 28. Oktober 2007, 10:40

“Dertleri zevk edindim, bende neşe ne arar”

bu söz çok güzel... dertler artık pir parçamız gibi...
dertlerle mutlu olmak da ayrı bir güzel... :)
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

duygu

Profi

  • »duygu« ist weiblich

Beiträge: 966

Wohnort: istanbul

Beruf: ev hanımı

Hobbys: hat ve ebru sanatı, tasarım, araştırmak ve farklılık.ney çalmak

  • Nachricht senden

3

Sonntag, 28. Oktober 2007, 16:15

dertlerle mutlu olmak...
hiç düşünmemiştim...dediğin gibi güzel bişey olsa gerek ..
Sus gönlüm...
Seni senden daha iyi bilen, Rabbinin hükmü vuk'u buluncaya kadar sus
...

4

Sonntag, 28. Oktober 2007, 17:50

güzel bişey olsa ne nemek...harika birşey.. dertler sıkıntılar insanları olgunlaştırıyor...ve çok şey öğretiyor..zaten bu sıkıntılar olmazsa anlamsız olur.... onun için sıkıntı çekince varolduğumu anlıyorum sanki....
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

5

Sonntag, 28. Oktober 2007, 17:52

:roll:
Ben beni biraktigim zaman, sen beni birakma Yarab! Yunus Emre

6

Sonntag, 28. Oktober 2007, 17:58

canımmmm :oley:
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

7

Sonntag, 28. Oktober 2007, 18:00

modemi taktik caktirma, abim gelene kadar buraliyim, kara gözlüge yakalanmazsak tabi :dişler:
Ben beni biraktigim zaman, sen beni birakma Yarab! Yunus Emre

8

Sonntag, 28. Oktober 2007, 18:02

yani artık tekrar armızdasın demek de mi.... :D
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

9

Sonntag, 28. Oktober 2007, 18:03

:hayır:

isi oldugu icin takildi modem geri kalkacak :cry:
Ben beni biraktigim zaman, sen beni birakma Yarab! Yunus Emre

10

Sonntag, 28. Oktober 2007, 18:05

oh işe bak ya..adamın işi olunca istediği gibi takıyor..sen olunca yok.... :kızmak4:
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

11

Sonntag, 28. Oktober 2007, 18:07

:gözlük5:
Ben beni biraktigim zaman, sen beni birakma Yarab! Yunus Emre

12

Sonntag, 28. Oktober 2007, 18:08

sen susmaya devam et bakalım ....
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

13

Sonntag, 28. Oktober 2007, 18:10

konusursam kötü olacak, susmak en iyisi, her dogru her yerde söylenmiyor..

:cry: :cry:
Ben beni biraktigim zaman, sen beni birakma Yarab! Yunus Emre

14

Sonntag, 28. Oktober 2007, 18:13

kardeşim orası heryer değil ama...bu senin fazlaca iyi niyetin, gönül rızası olsun diyişin , senin içini yiyip bitiriyor...ama senin bu üzüntülerine kimse sesini çıkarmıyor...
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

Zehracan

Super Moderator

Beiträge: 8 190

Hobbys: Risale-i Nur, DUA...

  • Nachricht senden

15

Sonntag, 28. Oktober 2007, 20:38

yazi cok güzel @bdullah abi, Allah razi olsun...

dertli insan en sansli insanidr diyorum... hele dertlenince insan aczini farkedip Allah huzurunda icten yakarisi yokmu.. insanin dertli kalasi geliyor.

civciv hayirlisiyla senin islerde yoluna girer insaallah.

risaleyle kalin
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

duygu

Profi

  • »duygu« ist weiblich

Beiträge: 966

Wohnort: istanbul

Beruf: ev hanımı

Hobbys: hat ve ebru sanatı, tasarım, araştırmak ve farklılık.ney çalmak

  • Nachricht senden

16

Montag, 29. Oktober 2007, 13:12

inşaallah kardeşler böyle bir arada olmak çok güzel.. :P
Sus gönlüm...
Seni senden daha iyi bilen, Rabbinin hükmü vuk'u buluncaya kadar sus
...

17

Montag, 29. Oktober 2007, 23:00

Dertler seni sarınca
Başka dertliyi düşün
Bütün dertlerin susar
Dertliyle konuştuğun gün..

Thema bewerten