Sie sind nicht angemeldet.

Lieber Besucher, herzlich willkommen bei: Muhabbet Fedâileri. Falls dies Ihr erster Besuch auf dieser Seite ist, lesen Sie sich bitte die Hilfe durch. Dort wird Ihnen die Bedienung dieser Seite näher erläutert. Darüber hinaus sollten Sie sich registrieren, um alle Funktionen dieser Seite nutzen zu können. Benutzen Sie das Registrierungsformular, um sich zu registrieren oder informieren Sie sich ausführlich über den Registrierungsvorgang. Falls Sie sich bereits zu einem früheren Zeitpunkt registriert haben, können Sie sich hier anmelden.

1

Donnerstag, 7. Juni 2007, 14:30

Babamı istiyorum.

Adam yorgun argın eve döndüğünde 5 yaşındaki çocuğunu kapının önünde beklerken buldu.

Çocuk babasına, - "Baba bir saatte ne kadar para kazanıyorsun" diye sordu...

Zaten yorgun gelen adam, "Bu senin işin değil" diye cevap verdi.

Bunun üzerine çocuk "Babacım lütfen, bilmek istiyorum" diye üsteledi.

Adam : - "ıllâ da bilmek istiyorsan 20 milyon" diye cevap verdi.

Bunun üzerine çocuk "Peki bana 10 milyon borç verir misin" diye sordu.

Adam iyice sinirlenip, "Benim senin saçma oyuncaklarına veya benzeri şeylerine ayıracak param yok. Hadi, derhal odana git ve kapını kapat" dedi.

Çocuk sessizce odasına çıkıp kapıyı kapattı.

Adam sinirli sinirli: - "Bu çocuk nasıl böyle şeylere cesaret eder." diye düşündü.

Aradan bir saat geçtikten sonra adam biraz daha sakinleşti ve çocuğa parayı neden istediğini bile sormadığını düşündü, "Belki de gerçekten lazımdı"...

Yukarı çocuğunun odasına çıktı ve kapıyı açtı...

Yatağında olan çocuğa, "Uyuyor musun" diye sordu. Çocuk "Hayır" diye cevap verdi...

- "Al bakalım, istediğin 10 milyon. Sana az önce sert davrandığım için üzgünüm. Ama uzun ve yorucu bir gün geçirdim" dedi...

Çocuk sevinçle haykırdı, "Teşekkürler babacığım"...

Hemen yastığının altından diğer buruşuk paraları çıkardı. Adamın suratına baktı ve yavaşça paraları saydı.

Bunu gören adam iyice sinirlenerek, "Paran olduğu halde neden benden para istiyorsun?...

Benim, senin saçma çocuk oyunlarına ayıracak vaktim yok" diye kızdı...

Çocuk : - "Param vardı ama yeterince yoktu " dedi ve yüzünde mahcup bir gülücükle paraları babasına uzattı;

- "ışte 20 milyon...

- "şimdi bir saatini alabilir miyim babacım?..."

:oops:

şu âlemde mü'minin mü'mine karşı en büyük yardımı dua iledir.Barla -247

2

Donnerstag, 7. Juni 2007, 14:31

:mrgreen:

Çok güzel.
Benim böyle bir derdim yok çok şükür :mrgreen:
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

3

Donnerstag, 7. Juni 2007, 14:32

maşallah abi... :)
şu âlemde mü'minin mü'mine karşı en büyük yardımı dua iledir.Barla -247

4

Samstag, 9. Juni 2007, 00:07

güzelmiş... :D
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

5

Samstag, 9. Juni 2007, 03:51

:mrgreen:
Ben beni biraktigim zaman, sen beni birakma Yarab! Yunus Emre

6

Mittwoch, 15. August 2007, 18:33

[img:120:120]http://img152.imageshack.us/img152/9556/b112di.jpg[/img]

Küçük kız, annesiyle yürürken birden durdu.
Yağmur damlacıklarıyla ıslanan gözlüğünü çıkartarak baktığı şey, babasıylayla birlikte bisiklette giden bir başka kız çocuğuydu.
Bisikletin arka tarafındaki minder üzerine oturan kız, düşmemek için babasına sıkı sıkı sarılmış ve soğuktan pembeleşen yanaklarını onun sırtına dayamıştı.
Adamın ara sıra yana dönerek söylediği sözler, küçük kızı kıkır kıkır güldürüyordu. Kaldırımdaki kız bisikletin arkasından bakarken, annesi durumu farkedip:
Evdekiler yetmiyormuş gibi gözün hala bisikletlerde, diye çıkıştı.
Ama eğer beğendiysen, baban ondan da aldırır.
Küçük kız yumuşak bir sesle:
Bisiklete değil kıza bakmıştım, dedi. Babası o vaziyette bile kendisiyle sohbet ediyor da...:( :(
Annesi,küçük kızı hiç duymamış gibiydi.Onun kürklerle çevrili şapkasını düzeltirken:
Arkadaşların bu havada okula yürüyerek geliyor, dedi. Halbuki baban, işe giderken de olsa, bir kaç dakikasını ayırıp seni mersedesiyle getiriyor. Kızın gözü yine bisikletteydi. Kadın, alaycı bir tavırla:
istersen baban da seni bisikletle getirsin, diye devam etti. Ne de güzel yakışır, öyle değilmi?
Küçük kız inci taneleri gibi süzülen gözyaşlarını annesinden saklamaya çalışırken:
Çok isterdim, diye cevap verdi. Belki de böylelikle babama sımsıkı sarılırdım....
Ben beni biraktigim zaman, sen beni birakma Yarab! Yunus Emre

7

Mittwoch, 15. August 2007, 22:53

manevi olarak 'varlık içinde yokluk çekmek'
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

duygu

Profi

  • »duygu« ist weiblich

Beiträge: 966

Wohnort: istanbul

Beruf: ev hanımı

Hobbys: hat ve ebru sanatı, tasarım, araştırmak ve farklılık.ney çalmak

  • Nachricht senden

8

Donnerstag, 16. August 2007, 10:38

:nono:
Sus gönlüm...
Seni senden daha iyi bilen, Rabbinin hükmü vuk'u buluncaya kadar sus
...

9

Donnerstag, 16. August 2007, 20:36

yani anne baba var manevi olarak aile var... bunların arasında yokluk çekmek.. anne baba sıcaklığından yoksun !!!....
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

Beiträge: 108

Beruf: Öğretmen

Hobbys: Risalei- Nur -Eğitim Öğretim- Bulmacalar - Arılar ve Bal

  • Nachricht senden

10

Samstag, 9. Februar 2008, 22:10

Hizmetimizin Kapsamı Alanında Çocuklarımız da Var mı?

Hizmet denince aklımıza hep çocuklarımızdan başkalrı geliyor.Hizmet önce aileden başlamalı. Çocuklarımızla güzel vakittler geçirmeli ve bu vakitleri iman ve Kur'an hizmetinin anlatılmasına bir vesile olarak kullanmalıyız. Böylece bir taşla iki kuş yakalmış oluruz. Hem hizmet eder hemde çocuklarımızla güzel vakitler geçirebiliriz. Yanlış mı düşünüyorum.
Her nefis ölümü tadacaktır.
Ayeti Kerime meali

Thema bewerten