Sie sind nicht angemeldet.

Lieber Besucher, herzlich willkommen bei: Muhabbet Fedâileri. Falls dies Ihr erster Besuch auf dieser Seite ist, lesen Sie sich bitte die Hilfe durch. Dort wird Ihnen die Bedienung dieser Seite näher erläutert. Darüber hinaus sollten Sie sich registrieren, um alle Funktionen dieser Seite nutzen zu können. Benutzen Sie das Registrierungsformular, um sich zu registrieren oder informieren Sie sich ausführlich über den Registrierungsvorgang. Falls Sie sich bereits zu einem früheren Zeitpunkt registriert haben, können Sie sich hier anmelden.

1

Freitag, 29. September 2006, 14:26

tılsım

Hani nurlarda kainatın tılsımı diyor ya.Tılsım nedir ne demektir?açabilirmiyiz inş. biraz?

selametle
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

2

Freitag, 29. September 2006, 15:51

Canım

tılsım, Herkesin bilip çözemediği gizli sır; fevkalâde kuvvet ve tesire sahip olan şey. Sihirli söz demek

tılsım-ı kainat ise Kâinâtın gizli sırrı, herkesin bilip çözemediği gizli husus demek

Risale-i Nur, yüz mânevî keşfiyatı havî ve tılsım-ı kâinatın muammasını keşf ve halleden bir keşşaftır

Vesselam :)

3

Freitag, 29. September 2006, 15:55

gülüm bnm ALLAH razı olsun da şunu soruyorum hani mesela kainatın tılsımı derken kainat çözülmez bir şifrede biz onuanlamaya ve çözmeyemi çalışacağız.


Hz. Muhammed (a.s.m.),• Kâinat tılsımının anahtarıdır.
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

4

Freitag, 29. September 2006, 19:49

yani diyorki kainatın anlaşılmayan gizli sırlarını risalei nur çözmüş.
mesela ene,zerre,insan,mirac gibi konuları hele kader meselesini kahve içer gibi çözmüş.

yani anlaşılmayan nokta insanların o konuları çözememesi.
çözen sadece risalei nura nasip olmuş.

yoksa çözülmeyen meseleler değil.çözülen fakat herkesin çözemediği belli kişilerin
çözebildiği meselelere tılsım deniyor.


selam.

Alkan

Meister

Beiträge: 1 694

Hobbys: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Nachricht senden

5

Samstag, 30. September 2006, 23:19

aslında bu konuda çok şeyler yazılabilir daha doğrusu aktarılabilir... tılsım deyince tam 103 tane yer çıkıyor külliyatta...
http://www.risaleara.com/ara.asp?a=t%FDls%FDm&t=1&b=2&k=0


Âlemin miftâhı insanın elindedir ve nefsine takılmıştır. Kâinat kapıları zâhiren açık görünürken, hakikaten kapalıdır. Cenâb-ı Hak, emânet cihetiyle insana ene nâmında öyle bir miftah vermiş ki, âlemin bütün kapılarını açar; ve öyle tılsımlı bir enâniyet vermiş ki, Hallâk-ı Kâinatın künûz-u mahfiyesini onun ile keşfeder. Fakat ene kendisi de gayet muğlâk bir muammâ ve açılması müşkül bir tılsımdır. Eğer onun hakiki mahiyeti ve sırr-ı hilkati bilinse, kendisi açıldığı gibi, kâinat dahi açılır.
Otuzuncu Söz
Ve o iki tılsım ise, Cenâb-ı Hakka ımân ve âhirete imândır. Evet, şu kudsî tılsım ile ölüm, insan-ı mü'mini zindan-ı dünyadan bostan-ı Cinâna, huzur-u Rahmâna götüren bir musahhar at ve burak sûretini alır. Onun içindir ki, ölümün hakikatini gören kâmil insanlar, ölümü sevmişler. Daha ölüm gelmeden ölmek istemişler.

yedinci sözden
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

Alkan

Meister

Beiträge: 1 694

Hobbys: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Nachricht senden

6

Samstag, 30. September 2006, 23:30

Zitat von »"nuraşığı"«



Risale-i Nur, yüz mânevî keşfiyatı havî ve tılsım-ı kâinatın muammasını keşf ve halleden bir keşşaftır

Vesselam :)


elhamdulillah...
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

7

Sonntag, 1. Oktober 2006, 11:24

Zitat von »"yunusum"«

çözen sadece risalei nura nasip olmuş.


yunusum abi bu ne demek?
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

8

Sonntag, 1. Oktober 2006, 11:26

Zitat von »"alkan_unal"«

aslında bu konuda çok şeyler yazılabilir daha doğrusu aktarılabilir... tılsım deyince tam 103 tane yer çıkıyor külliyatta...
http://www.risaleara.com/ara.asp?a=t%FDls%FDm&t=1&b=2&k=0


Âlemin miftâhı insanın elindedir ve nefsine takılmıştır. Kâinat kapıları zâhiren açık görünürken, hakikaten kapalıdır. Cenâb-ı Hak, emânet cihetiyle insana ene nâmında öyle bir miftah vermiş ki, âlemin bütün kapılarını açar; ve öyle tılsımlı bir enâniyet vermiş ki, Hallâk-ı Kâinatın künûz-u mahfiyesini onun ile keşfeder. Fakat ene kendisi de gayet muğlâk bir muammâ ve açılması müşkül bir tılsımdır. Eğer onun hakiki mahiyeti ve sırr-ı hilkati bilinse, kendisi açıldığı gibi, kâinat dahi açılır.
Otuzuncu Söz
Ve o iki tılsım ise, Cenâb-ı Hakka ımân ve âhirete imândır. Evet, şu kudsî tılsım ile ölüm, insan-ı mü'mini zindan-ı dünyadan bostan-ı Cinâna, huzur-u Rahmâna götüren bir musahhar at ve burak sûretini alır. Onun içindir ki, ölümün hakikatini gören kâmil insanlar, ölümü sevmişler. Daha ölüm gelmeden ölmek istemişler.

yedinci sözden




Ewet ALLAH razı olsun.Risalenin bir çok yerinde tılsım geçiyorda.işte biz bu kelimeyi kullanmasının hikmetini merak ediyoruz.ıhtisas grubumuzla :)

ALLAH u Alem
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

Alkan

Meister

Beiträge: 1 694

Hobbys: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Nachricht senden

9

Sonntag, 1. Oktober 2006, 13:09

maşaallah :)
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

Alkan

Meister

Beiträge: 1 694

Hobbys: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Nachricht senden

10

Sonntag, 1. Oktober 2006, 13:34

Zitat von »"yunusum"«

çözen sadece risalei nura nasip olmuş.


çözmek sadece risale-i nura nasip olmuş demek istemiş herhalde yunusum abi - Allah-u alem-
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

11

Montag, 2. Oktober 2006, 08:14

evet aynen öyle demek istemişim kardeşim.
başka çözen varmı yok.

demek mehdi ahirzaman budur.

12

Montag, 2. Oktober 2006, 08:56

Ahirzaman mehdisi Üstad olduğuna inanıyoruz. Peki bunu başkasına nasıl ispat ederiz.

Ayrıca konu ile alakası olmasa da başka bir sorum daha olacaktı. Üstad Bediüzzaman'ın kürt olduğunu biliyordum. Aynı zamanda seyyidddir de. Bir insan hem seyyid hem kürt olabilir mi? Efendimiz s.a.v. arap soyundan geldiğini biliyorum.

13

Mittwoch, 4. Oktober 2006, 05:42

Zitat von »"ADEMAYAZSIN"«

Ayrıca konu ile alakası olmasa da başka bir sorum daha olacaktı. Üstad Bediüzzaman'ın kürt olduğunu biliyordum. Aynı zamanda seyyidddir de. Bir insan hem seyyid hem kürt olabilir mi? Efendimiz s.a.v. arap soyundan geldiğini biliyorum.


Buna karşı da deriz ki Üstadın hem anne hem de baba tarafından seyyid ,seyyid ve şerif diye de nitelendiriliyor. yani neslen peygamber efendimizin neslinden olması itibariyle en nihayette şeceresi Arap olarak çıkar. Fakat neslinin Ispartadan şark vilayetlerine gittiğini söylemekle şunu anlıyoruz ki Arap diyarlarından bir kısım seyyidler taifesinin bazı maksatlardan dolayı ezcümle Emevilerin bazı zalim reislerinin zulmünden kaçarak hicret ettikleri veya bazı zengin aileler tarafından peygamber efendimize hürmet maksadiyle Isparta yöresine seyyid çocuklarının getirilerek buralarda ikamet ettirildiği vs bilinmektedir. ışte Üstadın nesli mübareki bunlar gibi bir sebep tahtında Ispartaya yerleşmiş olabilir. Ve bu cihetle Türk neslinden olarak Türklerle imtizac etmişlerdir. Bundan dolayı kendisine Türk denilebilir. Sonraki dönemlerde ise Üstadımızın nesli mübarekleri şark vilayetlerine yerleşmişlerdir. Bu cihetle de Kürt diye vasıflandırılmıştır..

Bunlar zahiri sebeplerdir. Kader noktasından bakılsa Üstadımızın Alem i ıslamı ihata eden kudsi ve cihanşumül iman hizmeti cihetiyle farklı ırklardan herbirine sevimli gelen bir vechesi vardır ki umum onlar Üstadımıza ve takip ettiği iman ve Kuran hizmetine sahip çıksınlar diye kader i ilahinin bir remzidir. Bu manaya kuvvet veren pek çok deliller mevcuttur.

14

Mittwoch, 4. Oktober 2006, 10:20

Sevgili nurasigi bu son yazdiklarini bir daha kontrol etmeni oneriyorum, herhalde yazdiklarinizda bir yanlislik olsa gerek.
Selamlar

15

Mittwoch, 4. Oktober 2006, 10:36

Zitat von »"EGEM"«

Sevgili nurasigi bu son yazdiklarini bir daha kontrol etmeni oneriyorum, herhalde yazdiklarinizda bir yanlislik olsa gerek.
Selamlar


kontrol ettim kardeşim. ama yanlışlık nerede :?: :roll:

16

Mittwoch, 4. Oktober 2006, 11:59

Mesele doğru ama Seyyidlik tanımında eksik var. Yani bir Kürt Seyyid olan biri ile evlense çocuğu Seyyid olur. Hem Kürttür. Onun neslinden Seyyid olan Kürtler doğmaya devam eder. Yada Kürtlerin içinde asimile olup zamanla Kürtleşmiş bir Arap Seyyid olabilir. Aynı meseleler diğer milletler için geçerlidir.
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

17

Mittwoch, 11. Oktober 2006, 13:41

Zitat von »"ADEMAYAZSIN"«

Ahirzaman mehdisi Üstad olduğuna inanıyoruz. Peki bunu başkasına nasıl ispat ederiz.

Ayrıca konu ile alakası olmasa da başka bir sorum daha olacaktı. Üstad Bediüzzaman'ın kürt olduğunu biliyordum. Aynı zamanda seyyidddir de. Bir insan hem seyyid hem kürt olabilir mi? Efendimiz s.a.v. arap soyundan geldiğini biliyorum.


forumdaki yazıları okurken bu soruyla ilgili bir cevap buldum bence çokda güzel bir cevap Allah razı olsun istifade edilir inşaallah ..dua ile..


>>Bediüzzaman 'ın Seyyidliği<<

18

Mittwoch, 11. Oktober 2006, 14:05

Zitat von »"ADEMAYAZSIN"«

Ahirzaman mehdisi Üstad olduğuna inanıyoruz. Peki bunu başkasına nasıl ispat ederiz.



Biz üstadın mehdi olduğunu biliyoruz.ancak bunu ispatlama gereğimiz yok.Önceden ben de herkese bunu ispatlamaya çalışırdım.ama aşağıda eklediğim kısmı okuyunca bundan vazgeçtim.Önemli olan iman hakikatlarını insanlara anlatmak.Risale nuru okuyup kıymetini takdir edenler zaten üstada hakettiği makamı veriyorlar.Yani önce risalenin okunup anlaşılması lazım.

Bu konuyu üstada sormuşlar.Beyanat ve tenvirler kitabında geçiyodu.Neden gizliyorsun,söylesen binlerce tabi olan olur diye.üstad:

Elhasıl: Hakikat-ı ihlas, benim için şan ü şerefe ve maddî ve manevî rütbelere vesile olabilen şeylerden beni men'ediyor. Hizmet-i Nuriyeye, gerçi büyük zarar olur; fakat, kemiyet keyfiyete nisbeten ehemmiyetsiz olduğundan, halis bir hadim olarak hakikat-ı ihlas ile, herşeyin fevkınde hakaik-ı îmaniyeyi on adama ders vermek, büyük bir kutbiyetle binler adamı irşad etmekten daha ehemmiyetli görüyorum. Çünkü, o on adam, tam o hakikatı herşeyin fevkinde gördüklerinden, sebat edip, o çekirdekler hükmünde olan kalpleri, birer ağaç olabilirler. Fakat o binler adam, dünyadan ve felsefeden gelen şüpheler ve vesveseler ile, o kutbun derslerini, "Hususî makamından ve hususî hissiyatından geliyor" nazarıyla bakıp, mağlûb olarak dağılabilirler. Bu mana için hizmetkarlığı, makamatlara tercih ediyorum.
emirdağ lahikası 66/67
ya rabbi!ya rabbi!ya rabbi! Beni bu yolda büyüt,bu yolda yürüt,bu yolda çürüt.Fakat asla ve asla döndürme..

19

Donnerstag, 12. Oktober 2006, 02:02

Bismillahirrahmanirrahim

Zitat von »"ADEMAYAZSIN"«

Ayrıca konu ile alakası olmasa da başka bir sorum daha olacaktı. Üstad Bediüzzaman'ın kürt olduğunu biliyordum. Aynı zamanda seyyidddir de. Bir insan hem seyyid hem kürt olabilir mi? Efendimiz s.a.v. arap soyundan geldiğini biliyorum.


errisale filmini izledi iseniz, filmin sonunda 3 sahabi değişik yerlere tebliğ için dağılıyorlardı. efendimiz s.a.v'min soyundan gelen mübarek insanlar ise, tebligat için değişik yerlere gitmişler, oraya yerleşmişler. islamı yaşayarak ve anlatarak tebligatta bulunmuşlar. Üstadımızın esasiyette kürt görünmesi bu cihetledir.

yine Hz.Ali r.a. dediği gibi "bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum" sözü bizlere küpedir. çendan bu söz tevile açıktır *. üstadın Risale-i nurlar ile anlattıklarının çoğunu diğer kitaplarda bulamadığımız gibi, aynı tadı ve üslubuda göremiyoruz.


-----
* "bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum" sözüne, benim aklıma her zaman üç tevil geliyor (aklına dördüncüsü gelen var ise bilmek isterim)

1. öğrenmeye verilen değer
2. öğretene verilen değer
3. (bu benim fikrimdir başka bir yerden iktibas değildir) öyle bir meydan okuma varki, tabiri caizse "ben bütün ilimleri biliyorum, bana bir harf dahi öğretecek varsa gelsin öğretsin 40 yıl kölesi olayım" babındadır.

ki bakıyoruz, üstadın her soruya cevap vermesi, sual sormaması Hz.Ali R.a. soyundan geldiğine bir nebze delil teşkil edebilir. bir nebze diyorum bunu herkesin bilmesi lazım gelmez, benim itikadım o şekildedir. ve yine bakıyoruz, hadisi şeriflerde varki, "Ben ilmin şehriyim; Ali de onun kapısıdır.". o şehre o kapıdan girenlere bakınız ve görünüz kü bütün müceddidler o kapıdan girmişler.

20

Donnerstag, 12. Oktober 2006, 02:33

Re: tılsım

Bismillahirrahmanirrahim

Zitat von »"bir_damla_nur"«

Hani nurlarda kainatın tılsımı diyor ya.Tılsım nedir ne demektir?açabilirmiyiz inş. biraz?

selametle


tılsım kelimesi perde manasınıda barındırır. biz insanlar mukayyed varlıklar olduğumuzdan her şeyi ihata edemeyiz. bizler kainattan büyük ama zahiren cismaniyet olarak küçük varlıklarız. ınsanın tarifi 15.sözün üçüncü basamağında şöyle ifade ediliyor..

Zitat von »"[url=http://www.risaleara.com/oku.asp?id=153«

15.Söz'de[/url]"]Beşer, şecere-i hilkatin en son cüz'ü olan meyvesidir. Mâlûmdur ki, birşeyin semeresi, en uzak, en cemiyetli, en nâzik, en ehemmiyetli cüz'üdür. ışte bunun için, semere-i âlem olan insan, en câmi', en bedî, en âciz, en zayıf ve en latîf bir mu'cize-i kudret olduğundan....


diye devam edip gidiyor. biz insanlar, mevcut (default) vasıflarımız ile bu perdeleri aşmak için herşeye muhit olan bir ilme sahip olmalıyız. buda ancak iman ile olabilir. hakiki iman sahibi marziyatı takva boyutlarında yaşar ve bir çok şey o iman sahibine istemeden verilir. nuraniyet kesbeder, mukayyedlikten nisbeten nuraniyat alemine geçiş yapabilir. o aleme geçiş yapan ise tılsımları tek tek çözer. bu anlattıklarımı afaki düşünüyorsanız 16.sözün birinci şuasını inceleyebilirsiniz.

tılsımlar ilim ile çözülür. ilim için risale-i nurda şöyle bir ifade vardır.

Zitat von »"[url=http://www.risaleara.com/oku.asp?id=695«

Sözler | Fihrist | 705[/url]"]ımânın rükünlerinden en mühimi, imân-ı billâhtır, Allah'a imândır; sonra nübüvvet ve haşirdir. Bunun için, bir insanın en başta elde etmeye çalıştığı ilim, ımân ilmidir. ılimlerin esâsı, ilimlerin şâhı ve padişahı ımân ilmidir.


Esfeli safilin ile alayı illyin arasındaki dereceleri düşündüğümüzde münteha noktaları anlamak, iman ile imansızlık arasındaki dikey noktalarını gözden geçirmeliyiz. Esas ilim sahibi Zat-ı Rahmanirrahim ise, ilimlerin şahı ve padişahı olan iman ilmini bünyesine derc eden herkese o ilimleri terettüb ettiriyor. o tılsım-ı kainat, o terettübden gelerek açılıyor.

En büyük Tılsım-ı Kainat Efendimiz s.a.v. dir. ilimlerin mebdesi, baş öğretmenidir. Risale-i nurlarda bu tılsımın çözüldüğü Mu'cizat-ı Ahmediye (a.s.m.) Risalesine bakılabilir.

vel ilmu indallah. La ya'lemul gaybe illalah.
Gerçek ilim Allah katındadır. Gaybı Allahtan başka kimse bilemez.

Thema bewerten