Lieber Besucher, herzlich willkommen bei: Muhabbet Fedâileri.
Falls dies Ihr erster Besuch auf dieser Seite ist, lesen Sie sich bitte die Hilfe durch. Dort wird Ihnen die Bedienung dieser Seite näher erläutert.
Darüber hinaus sollten Sie sich registrieren, um alle Funktionen dieser Seite nutzen zu können.
Benutzen Sie das Registrierungsformular, um sich zu registrieren oder informieren Sie sich ausführlich über den Registrierungsvorgang.
Falls Sie sich bereits zu einem früheren Zeitpunkt registriert haben, können Sie sich hier anmelden.
Üstadımın güzel ahlakıyla ahlaklanalım inşallah
Buraya inşallah her gün birer tane üstadın güzel ahlakıyla ilgili Başkasının Günahına Ağlayan Adam'dan birşeyler yazacağım..
ıçi Boş Yumurta Kabuğuna Bile Kıyamaz
Bediüzzaman,tahribin her türlüsüne karşıydı.Helede tabiatta bulunan hiç bir şey bozulmamalı,kırılmamalı,dağılmamalı idi.Çünkü onlar Allahın bin bir hikmetle yarattığı harika sanatlarıdır.
Bu haysiyeti o kadar ileri derecede idi ki,görevini yapmış,artık kıymeti kalmamış görünen yumurta kabuğunu bile kırmazdı.Tepesini minicik deler,içindeki gıdayı aldıktan sonra,içi boş yumurta kabuğunu olduğu gibi muhafaza ederdi.
Bediüzzamana göre Allahın yarattığı her şey ,büyük kainat kitabının bir harfi,bir kelimesiydi.Bu tefekkürle bakıp okuduğu için de bozmaya kırmaya kıyamazdı.
ıçi boş bir yumurta kabuğunu bile kıramayan bu şefkat timsali adamı,ne çok kırdılar oysaki;ne çok, ne acımasız,ne zalimce.. :cry: :cry: :cry:
Başkasının Günahına Ağlayan Adam'dan
Yemeği Fukaraya Götürür
Yine Topçu hoca anlatıyor:
''Bir akşam yine yanındayım.Bir garson ona akşam yemeği getirdi.Çok zengin bir sofraydı elini bile sürmedi.'Bunu fukaraya götür' dedi.Yanındakini zeytin ekmeği çıkarıp yedi.
''Gönül zengini adam, en fakirin yediğinden daha az yiyor,zengin sofrayıda fukaraya yolluyordu.
''Bir ekmeği ancak 15 günde bitirebildiğini söyledi.Semaveri vardı;çay yapıp içer bizede ikram ederdi.
''Odasında,el yazması eserlerinin formaları dışında hiçbirşey yoktu''
Başkasının Günahına Ağlayan Adam'dan
Rabbim Peygamber Efendimizin ve Üstadımızın ahlakıyla ahlaklanabilmek nasip etsin.amin. :cry:
gülüm ya ARO
o Kitabı gözyaşları içinde okudum
o ne hassasiyet Ya rabbi..
'
Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi
_
Allah razı olsun nuraşığı kardeşim. Çok güzel bir hizmette bulunuyorsun. Allah ufkunu arttırsın. Özellikle takip edeceğim bu yazıları
Selametle
Amin ecmain inşallah..
Devam edeceğim yazmaya..
şirketiz,Ortağız
Bayram Yüksal anlatıyor:
''Bir Gün Barlada mutfakta çalışırken aklıma geldiki: 'Ben mutfakta çalışıyorum.Halbuki içeride ağabeyler,kardeşler okumakla,yazmakla meşgul oluyorlar...' Birden Üstad Hazretleri mutfağa geldi ve:
''Evladım senin aklına böyle şeyler gelebilir.Fakat sen bu hizmetinle,içerdekilerin hepsinin yaptığı hizmetten hisse alıyorsun'dedi.''
Başkasının günahına ağlayan adam'dan
Maşaallah subhanallah
Selametle
Allah razı olsun üstad gerçekten çok hassas bir insanmış...yumurta kabuğunun,işe yaramayan cam parçalarının kırlmasından müteessir olan bir insan...onun yaşamını hayata geçirmemiz biraz zor sanırım...mesela yemek,uyku gibi davranışları bir insanın uygulayabileceği türden değil...
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?
şanslı Fare
Bediüzzamanı Afyon hapishanesinde tanıyıp hizmetinde bulunan Hasan Akyol anlatıyor:
''Üstad yatıyordu.Birde baktım ki koynuna fare girmiş...Sakince uyandı bende aval aval bakıyordum.Fareye 'kışt' demek gelmiyor aklıma Üsatd da birşey demiyor.Elbisesi bol olduğu için fare koynundan koluna doğru yürümeye başladı.Dirseğine kadar geldi. Üstad hayvana ne dedi biliyormusunuz?
-''Hey,çık mübarek hayvan çık!''
Fare sanki bu emri bekliyormuş gibi kolunun geniş yerinden çıkıverdi.Orada dikildi kaldı.Elinden aşağıya inmiyor.
Ben ise şaşkın şaşkın bakıyorum.
Üstad bana:
''Ya kardeş,şu yere bir lokma ekmek koyuverm.mübarek hayvan ekmek istiyor''dedi
Bende yere ekmek koydum.fare elinden yere indi.Ekmeği yedi sonrada çekip gitti.''
başkasının günahına ağayan adam'dan
biz olsak kim bilir ne yapardık :cry: :cry: :cry:
Ben bu olaya sadece güldüm. Aklın durduğu yerde davranışlar denge kaybına uğruyor herhalde ondandır...
Allah razı olsun
Selametle
Bu dediğinden, Bediüzzaman hapiste tırlattı manası çıkarabilir miyiz?
Hayat, kurgudan daha acayiptir.
Sanırım Adem abi, bu olay karşısında aklım durdu demek istedi .Üstadımdan bahsetmedi.hüsn-ü zan etmeyi (Abdülkadir said abiden öğrendim
)
Bu dediğinden, Bediüzzaman hapiste tırlattı manası çıkarabilir miyiz?
Hayır tırlatan benim...
Doğru anlamışım
selametle..
devam inş üstadımın güzel ahlakıyla ilgili yazmaya...
Hayat, kurgudan daha acayiptir.
Eşyaya Vefa
Bediüzzaman, insana ve hayvana olduğu gibi,eşyaya da vefa gösterir,yadigarlara çok önem verirdi.Talebesi olan Hafız Mustafa ,ıZmirden Üstada bir gömlek göndermişti.
O gömleği eskiyinceye kadar giydi.Artık giyilemeyecek hale gelincede,gömleğin parçalarını başka bir gömleğe yama olarak diktirdi.
Bir gün Hafız Mustafanın akrabası gelmişti.
onlara:
''Bakın bu, Hafız Mustafanın hediyesi olan gömleğin parçasıdır'' diyordu.
Başkasını günahına ağlayan adam'dan
Galiba bu hem eşyaya vefa hem de dostlarına vefadır.
Allah razı olsun.
Selametle
Evet gerçekten öyle..
Amin ecmain inşallah..
Kaşığına dahi vefa gösteriyor üstadım :cry: Aman Ya rabbim!!! demekten başka bir şey diyemiyorum..
ınşallah Kaşıkla ilgili hatırayıda yarın yazacağım
selametle..
ınşaallah ölmez isek okuruz.
Selametle