Sie sind nicht angemeldet.

Lieber Besucher, herzlich willkommen bei: Muhabbet Fedâileri. Falls dies Ihr erster Besuch auf dieser Seite ist, lesen Sie sich bitte die Hilfe durch. Dort wird Ihnen die Bedienung dieser Seite näher erläutert. Darüber hinaus sollten Sie sich registrieren, um alle Funktionen dieser Seite nutzen zu können. Benutzen Sie das Registrierungsformular, um sich zu registrieren oder informieren Sie sich ausführlich über den Registrierungsvorgang. Falls Sie sich bereits zu einem früheren Zeitpunkt registriert haben, können Sie sich hier anmelden.

1

Dienstag, 5. September 2006, 11:10

eserin kemali

Bir eserde kemâl, o eserin menşe ve mebdei olan fiilin kemâline delalet eder. Fiilin kemâli ise, ismin kemâline ve ismin kemâli, sıfatın kemâline ve sıfatın kemâli, şe’n-i zâtînin kemâline ve şe’nin kemâli, o zât-ı zî-şuunun kemâline, hadsen ve zarureten ve bedaheten delalet eder.
Sanatlı bir yazıdaki üstünlük, hattatlık fiilinin kemâlinden gelir. Yazma işi mükemmel olacaktır ki onun ürünü olan yazı da mükemmel olsun. Harika bir yazıyı överken, “Bunu yazan ne mükemmel bir hattatmış.” deriz. Yani, hattatlık fiilinin kemali Hattat ismindeki mükemmelliği gösterir. Bu ismin kemali ise o zatın sahip olduğu hattatlık vasfının, sıfatının kemalini gösterir.

Her ne kadar, sıfat kelimesi, genellikle, “hayat, ilim, irade, kudret ..” için kullanılsa da burada geçen sıfat kelimesini, bir mesleği icra etme özelliği olarak anlamak daha yerinde olur. Nitekim Mesnevî-i Nuriye’de geçen şu ifadelerde, sıfat kelimesi bu mânâda kullanılmıştır.



“...Güzelleştirmek ve zînetlendirmek sıfatları, Sâniin san’atına olan muhabbetine delalet eder.” (Mesnevî-i Nuriye)


Sıfatın kemâli ise ondaki şe’nin, yani hattatlık kabiliyetinin kemâlini gösterir. Bu kabiliyet mükemmel olmasa ne sıfat, ne fiil, ne de eser mükemmel olur.

şu varlık âlemini dolduran bütün ılâhî eserlerin tefekküründe de bu sıra geçerlidir. şu var ki, şe’n ve çoğulu olan şuunat, insanlar için “kabiliyet, istidat” diye Türkçeleştirilmekle birlikte, bu ifadeler Cenab-ı Hak için kullanılamaz. Hâlıkıyet, Rezzakiyet, Rububiyet.., Allah’ın şuunatındandır. Yani Allah’ın zatında yaratıcılık vardır, rızık vericilik vardır, terbiye edicilik vardır. Bunlar sonsuz kemâliyle Allah’a mahsustur.

Vecizede geçen sıfatlar için bazı risalelerde vasıf tabiri kullanılır. Bu sıfatları, söz konusu isme sahip olma vasfı şeklinde anlamamız daha uygun düşmektedir. Allah’ın bütün sıfatları sonsuz kemâlde olduğu gibi, bütün eserleri de mükemmeldir.

Bir mahlukun mükemmelliği, halk etme, yaratma fiilinin mükemmelliğini, o ise Hâlık isminin mükemmelliğini, o da Hâlık olma vasfının (sıfatının) mükemmelliğini, o da halıkıyetin (yaratıcılık şe’ninin) mükemmelliğini gösterir.

Bütün bu mükemmellikler, sonsuz kemâlde olan bir Zatın varlığından haber verirler.

Thema bewerten