Sie sind nicht angemeldet.

Lieber Besucher, herzlich willkommen bei: Muhabbet Fedâileri. Falls dies Ihr erster Besuch auf dieser Seite ist, lesen Sie sich bitte die Hilfe durch. Dort wird Ihnen die Bedienung dieser Seite näher erläutert. Darüber hinaus sollten Sie sich registrieren, um alle Funktionen dieser Seite nutzen zu können. Benutzen Sie das Registrierungsformular, um sich zu registrieren oder informieren Sie sich ausführlich über den Registrierungsvorgang. Falls Sie sich bereits zu einem früheren Zeitpunkt registriert haben, können Sie sich hier anmelden.

41

Donnerstag, 6. Juli 2006, 16:10

Okula yeni bir din ogretmeni atanmis. Sinifa girince kendini
tanittiktansonra,

"Ben de sizleri yavas yavas tanimaliyim artik, mesela
oglum seninadin ne?" demis

Ogrenci : Fatih

Hoca: Hadi bi fatiha oku da dinleyelim..Ogrenci güzelce okumus fatihayi.

Hoca: kizim senin adin ne?

ogrenci: Kevser hocam.

Hoca: hadi sen de bir kevser suresi oku da
dinleyelim.

Bu ogrenci de okumus. Hoca yürürken köseye sinmis bir ogrenci
görmüs ve sormus "oglum senin adin ne?"

ogrenci: hocam benim adim yasin ama
arkadaslar bana kisaca sübhaneke derler...
:lol: :lol:

42

Samstag, 8. Juli 2006, 11:37

Zitat von »"insirah"«


Kimyacı, "adam sobayı yükselterek aktivasyon enerjisini düşürmüş, böylece daha kolay yakmayı amaçlamış."
:lol:


Benim meslaktaşım böyle mi konuşmuş :mrgreen:

43

Mittwoch, 12. Juli 2006, 02:38

Sultan Fatih, hocası Akşemseddin’e sordu:

“ınsan, açlığa ne kadar dayanabilir?”

Akşemseddin tebessüm ederek cevap verdi:

“Ölünceye kadar…”

44

Mittwoch, 12. Juli 2006, 02:40

Sadrazam Keçecizâde Fuat Paşa’nın yaptığı bazı işleri beğenmeyenler, aleyhinde türlü sözler söylerlerdi. ıstanbul’un bazı sokaklarının kaldırımla döşenmesi de düşmanlarına dedikodu fırsatı vermişti.

Bir gün, birisi bu kaldırımların nasıl ve neyle yapıldığını sorunca Fuat Paşa’dan şu cevabı aldı:

“Bize atılan taşlardan yapıldı!..”

45

Mittwoch, 12. Juli 2006, 03:01

Bir adam ımam-ı Âzam’a gelerek sordu:

"Yıkanmak için nehre girdiğimde kıbleye mi yöneleyim, başka yöne mi?"

ımamı zam tebessüm ederek cevap verdi:

"Çıkınca elbisesiz kalmak istemiyorsan, elbiselerinin olduğu yöne dön."

46

Mittwoch, 12. Juli 2006, 03:05

Merhum Azerbaycanlı fikir ve siyaset adamı Ebu Feyz Elçi Bey’e muhaliflerini kastederek sormuşlar:

“Niçin herkes seni sevmiyor?”

Ebu Feyz Elçi Bey, tebessüm ederek şu cevabı vermiş:

“Para mıyım ki herkes beni sevsin?”

47

Mittwoch, 12. Juli 2006, 03:07

Çok şişman olan Yahya Kemâl, bir yokuşun sonundaki bir lokantanın önünde dinlenirken, içeriden çıkan garson:

“Buyrun efendim,” diye atılmış, “ne alırdınız?”

Yahya Kemal, tebessüm ederek:

“Evlât,” demiş, “Müsaade edersen biraz nefes alacağım.”

48

Mittwoch, 12. Juli 2006, 03:08

Çok israf eden birisi, Sokrat’a gelip, hiç parası kalmadığından dert yanmış. Sokrat adama şu cevabı vermiş:

“Masraflarınızı kısarak, kendinizden borç alın…”

49

Mittwoch, 12. Juli 2006, 03:09

Aziz Mahmud Hüdayi, kayıkla boğazı geçerlerken, “Efendim, ölümle aramızda şu tahtadan başka bir şey yok!..” diyen öğrencisine şu cevabı vermiş:

“Evlâdım, karada o da yok!..”

50

Mittwoch, 12. Juli 2006, 15:42

Zitat von »"eliz"«

Bir adam ımam-ı Âzam’a gelerek sordu:

"Yıkanmak için nehre girdiğimde kıbleye mi yöneleyim, başka yöne mi?"

ımamı zam tebessüm ederek cevap verdi:

"Çıkınca elbisesiz kalmak istemiyorsan, elbiselerinin olduğu yöne dön."


:mrgreen: :mrgreen: çok güzel yaa Allah razı olsun..

fatih112

Schüler

  • »fatih112« wurde gesperrt

Beiträge: 62

Wohnort: SıVAS

Beruf: SERBSET

  • Nachricht senden

51

Donnerstag, 13. Juli 2006, 11:12

Bir dilenci ile cimri bir hükümdar arasında şu konuşma geçmiş:
„Bana az da olsa ihsan da bulunur musunuz?“
„Az şey vermek bana layık değildir?“
„O halde çok ihsan ediniz.“
„O da sana layık değildir.“
Vatan Sevigisi ımandandır.

fatih112

Schüler

  • »fatih112« wurde gesperrt

Beiträge: 62

Wohnort: SıVAS

Beruf: SERBSET

  • Nachricht senden

52

Donnerstag, 13. Juli 2006, 11:14

Bir sohbet esnasında devlet yöneticilerinden birinin muazzam servetinden hayretle söz edilmekte imiş. Onu yakından tanıyanlardan biri hemen söze karışmış;
“Bunda şaşılacak ne var; o, kendisini satın alanların hepsini sattı.”
Vatan Sevigisi ımandandır.

fatih112

Schüler

  • »fatih112« wurde gesperrt

Beiträge: 62

Wohnort: SıVAS

Beruf: SERBSET

  • Nachricht senden

53

Donnerstag, 13. Juli 2006, 11:19

Savaş meydanındaki bir hükümdara, düşman askerinin sayısının çokluğundan söz edilir
Hükümdar bu sözler üzerine öfklei bir ifadeyle cevap verir:
Biz buraya sayı saymaya gelmedik!
Vatan Sevigisi ımandandır.

54

Sonntag, 23. Juli 2006, 09:04

Bir Hazır Cevap

Fransa Kralı III Napolyon'un, Paris'te Osmanlı Devleti Büyükelçisi olarak bulunan Ahmet Vefik Paşa ile konuşması esnasında bir ara alaylı bir şekilde "Sen kendini Yavuz Sultan Selim'in elçisi mi zannediyorsun?" demesi üzerine Ahmet Vefik Paşa'nın da büyük bir hazır cevaplıkla: "Öyle olsaydım, siz Fransa'da imparator olarak bulunamazdınız" cevabını vermiş :D

insirah

Meister

  • »insirah« ist der Autor dieses Themas

Beiträge: 1 518

Wohnort: istanbul

Beruf: NURolog

  • Nachricht senden

55

Sonntag, 23. Juli 2006, 13:00

Çok güzel kardeşler devam devam...;)

56

Donnerstag, 3. August 2006, 20:07

Kendisine hakaret edilen Hz. ısa'ya (a.s.):
- "Niçin karşılık vermediniz?" diye sorduklarında:
- Herkes yanındakini verir, demiş. Onda olan, benim yanımda yoktu.

57

Donnerstag, 3. August 2006, 20:08

- "ınsan, kâinata hakim bir varlıktır" diyen felsefe öğretmenine, öğrencilerden biri, şu cevabı vermiş:
- Tansiyonuna bile hakim olamayan insan, kâinata nasıl hakim olur?

58

Donnerstag, 3. August 2006, 20:10

Bir Hristiyan, Ahmed Vefik Paşa'ya:
- Camilerinizde niçin günlük (bir çeşit koku) yakmıyor sunuz? diye sorduğunda, ondan şu cevabı almış:
- Bizimkiler abdestlidirler. Yellenmezler. Onun için günlük yakmıyoruz

59

Donnerstag, 3. August 2006, 20:11

Hz. Ebû Bekir'in cömertlikte de bir eşi yoktu. Bir defasında cihad için yardım istendi... Bütün sahabiler koşuştular. Kimi malının yarısını, kimi dörtte birini getirmişti. Hz. Ebu Bekir'in getirdiği ise, malının tamamıydı.
Resulûllah (a.s.v.) kendisine sordu:
- Ailene ne bıraktın?
Hz. Ebubekir, cevap verdi.
- Allah ve Resûlü'nün muhabbetini!..

60

Donnerstag, 3. August 2006, 20:12

ıngiliz Büyükelçisi, eski Osmanlı evlerinin dış duvarlarına asılan "Yâ Hafîz" (Muhafaza eden Allah (c.c.) ) levhalarını görünce dayanamamış ve Keçecizade Fuad Paşa'ya bunların ne olduğunu sormuş.
Fuad Paşa, ıngilizin anlayacağı dille cevap vermiş:
- O gördükleriniz, Osmanlı Sigorta şirketinin levhalarıdır.

Thema bewerten