Peygamber (sav)'in zamanında erkekler camiye gidip cemaatle namazlarını kıldıkları gibi kadınlar da camiye gidip namazlarını kılarlardı. Ümmü Atiyye'den rivayet edildiğine göre Peygamber (sav) genç, başkasına kendini göstermeyen örtülü ve hayızlı kadınları bayram namazı yerine götürürdü. Ancak hayızlı kadınlar namaza iştirak etmemekle beraber diğer hayır işleri ve müslümanların davetine katılırlardı.
Peygamber (sav) Allah'ın kulları olan kadınların camilere gitmelerine engel olmayınız, buyurmuştur (Ebu Davud).
Yalnız şafii mezhebine göre kadının evinde cemaatle kıldığı namaz, camide cemaatle kıldığı namazdan daha üstündür.
Hanefi mezhebine göre ise yaşlı müstesna, kadının camiye gitmesi doğru değildir.
Kadınların, Peygamberimiz döneminde camiye gittikleri bir gerçektir. Hattâ bütün fıkıh kitaplarımızda, cemaatle namaz kılındığında, saf düzeninin nasıl olması gerektiği anlatılırken, "erkekler-erkek çocuklar-kadınlar" sırasından söz edilir.
Ancak Efendimiz bir hadîslerinde, erkeklerin saflarının en hayırlısı ön safları, kadınların saflarının en hayırlısı ise son saflarıdır, buyurur. (Müslim, salât 132; Ebû Dâvûd, salât 97; Tirmizî, mevâkit 52; Nesâî, imâmet 32; Ibn Mâce, Imâmet 52: Dârimî, salât 52; Müsned N/485.) Bir diğer hadîslerinde, kadınların evlerinin en gizli köşesinde namaz kılmaları, herkese açık yerinde namaz kılmalarından daha iyidir. Evlerinin herkese açık yerinde kılmaları da, camide kılmalarından daha iyidir; onların evleri, kendileri için daha hayırlıdır, buyurur. (Beyhakî, Sünen-i Kübrâ NI/31.) Âlimler her iki türlü hadîsleri hesaba katarak, kadınların camiye gitmelerinin hoş olmayan yönünün, kötü duyguları uyandırma sebebi olduğunu açıklamışlardır. Bu yüzden, yaşlı olmayan kadınların camiye gitmeleri uygun değildir; yaşlılar da sadece sabah, akşam ve yatsı namazları için camiye giderler, gündüz namazlarına gitmezler, diye fetvâ vermişlerdir. Ebû Yûsuf ve Muhammed ise, yaşlılar her vakte gidebilirler demişlerdir. (Müsned N/76, 77.)
Görüldüğü gibi, kadınların camiye gitmeleri, her hâlükârda kesinlikle haramdır denmemiş, fitne endişesinden söz edilmiştir. Buna dayanarak günümüz âlimlerinden bazıları: Kadının, dinî konuları ve namazın kılınış biçimini evinde öğrenme imkânı yoksa; avretini örtme emrine ve yollarda süslü-püslü, kınla döküle yürüme yasağına hakkıyla uyarlarsa; kokulu elbiselerle çıkıp, hem yollarda, hem de camide dikkatleri üzerlerine çekmezlerse; cami, kadınların erkeklere karışmamalarına elverişli ise; camide de ses ve hareketlerle dikkatleri çekmezlerse, dış elbiseleri yani "cilbabları" ile beraber iyi niyetle camilere gidip namazlarını oralarda kılmalarında ve sağlam olarak veriliyorsa, dinî bilgileri dinlemelerinde sakınca olmamalıdır, demişlerdir. (bk. Fetâvây-i Hindiyye V/346.) Çünkü kadın çok hassas ve nazik bir yaratılıştadır. Bu konuda çok dikkatli olmak gerekir. Peygamberimiz onları billûr kâselere benzetmiştir? (Buhârî, edep 90,111,116; Müslim, fedâil 70, 72; Dârimî, isti'zan 65; Müsned NI/107,117,186, 227, 254.) Gözleri çok çabuk kamaştırabilirler ve Allah'la başbaşa, O'nu düşünmek için camiye giden insanların düşünceleri başka yönlere kayabilir. Ya da kötü ve kemgözlü insanlar, onların duygularını bozabilirler. (ıSLAM FIKHI ANSiKLOPEDiSi)