Sie sind nicht angemeldet.

Lieber Besucher, herzlich willkommen bei: Muhabbet Fedâileri. Falls dies Ihr erster Besuch auf dieser Seite ist, lesen Sie sich bitte die Hilfe durch. Dort wird Ihnen die Bedienung dieser Seite näher erläutert. Darüber hinaus sollten Sie sich registrieren, um alle Funktionen dieser Seite nutzen zu können. Benutzen Sie das Registrierungsformular, um sich zu registrieren oder informieren Sie sich ausführlich über den Registrierungsvorgang. Falls Sie sich bereits zu einem früheren Zeitpunkt registriert haben, können Sie sich hier anmelden.

1

Montag, 30. Januar 2006, 14:06

Bir kış masalı...

Bir kış masalı...

UFACIK BıR KAR tanesi yaşarmış masallar şehrinde.. Hayaller kadar güzelmiş yaratılışı.. Yüreciği hep güzel, hep iyi için çarparmış. Öyle güzellikler içinde büyümüş kar taneciği, büyüdükçe kristalleşmiş yapısı. Sonradan öğrenmiş kar tanesi, yürekle yaşamanın ne kadar da zor ama bir o kadar da güzel bir şey olduğunu.

Günler bir birini kovalarken, bir gün çok sevdiği Rabbinden ayrılmanın vakti gelmiş kar taneciği için.. Merhametli Rabbi, pek nurani bir meleğe teslim etmiş bu nazlı kar taneciğini ve diğer bütün akranları gibi onu da göndermiş yeryüzüne. Çok heyecanlıymış tanecik, nede olsa Rabbinden bolca duyduğu o özel yaratılmışın yanına iniyormuş işte.. Bırakıvermiş kendini nurani meleğinin kollarına.. Başını yaslamış omzuna, yummuş gözlerini ve rüzgarlara bırakıp heyecanlarını “Herşey Sen’dendir Rabbim” demiş. “Sen nasıl dersen öyle..”

Güzel bir yolculuğun ardından, kar yüklü havalara mahsus, hafif ılık hafif pembe renkteki bir gecede, bacasından dumanlar tüten bir köy evinin çatısına bırakıvermiş nurani melek, minik kar tanesini.. Orada vedalaşıp melekle, karışmış kar taneciği diğer arkadaşlarının arasına.. Evin içerisindeki güzel seslere kulak misafiri olmuş bir müddet. Neşe, saygı ve sevgi sözcükleri duymuş bolca. Yüreğine huzur dolmuş.

Sonra minik bir bebeğin ağlaması, küçük bir kış kuzusunun belemesine karışmış. Pek sevinmiş kar taneciği dünya denilen bu muammada bile arkadaşlarım var diye.. Odun sesleri, soba üstünde patlayan kestanelerin çıtırtıları derken güzel kokuları da algılamaya başlamış ister istemez. Önce yanık yanık kestane kabuğunun dumanı çıkmış bacadan, sonra taşan sütün taze ve sıcacık kaymak kokusu, sonra mis gibi bozadan mı , yoksa sahlepten mi geldiği belli olmayan tarçın kokuları takip etmiş birbirini.. Bir ara bir sessizlik olmuş.. sessizliği de patlayan mısır tanecikleri bozmuş.. Bizim nazlı kar taneciğinin keyfine diyecek yokmuş.

“Ey Rabbim!” demiş kendi kendine.. “ıyi ki var ettin beni.. ıyi ki sever eyledin yüreğimi. Ne güzel yarattıklarının hepsi.. Ne güzelmiş dünya.. Ne güzelmiş insanlar..” ılklere mahsus bir heyecanla pek erken konuşmuş kar taneciği. Zira insan denilen muammanın uzaktan sesi hoş gelse de her karşılaştığı insanlardan bazıları ona o kadar merhamet göstermeyecekmiş oysa.. Böyle tatlı hülyalar içinde sabah etmiş, bizim minik kar taneciği.

Sabah olunca evin kapısından sevinç ve telaş içinde evin çocukları çıkmışlar.. Öyle neşe içinde oyunlar oynamaya başlamışlar ve öyle çok eğlenmişler ki.. özenmiş bizim zavallı kar taneciği de ve yanlarında olmak istemiş çok. Dua etmiş Rabbi’ne.. “Ey Rabbim.. Beni de çok eyle, neşelendir ve onların oyunlarına dahil eyle..” diye.

Rabb duayı kabul etmiş ve tatlı bir kış rüzgarını vesile ederek almış kar taneciğini çatıdaki yerinden.. Rüzgarla beraber uçmuş kar taneciği ve evin minik kızının sevimli burnuna konmuş. Bakışmışlar bir müddet. Minik kız bu güzel kar taneciğini çok sevmiş, eline alıp erimesine müsaade etmeden, bildiği duaları okumuş ve üfleyerek avucundan yolcu etmiş yeniden taneciği.

Ama bu sefer uğurlanmayı hiç istemiyormuş ki kar taneciği.. Duyan olmamış sesini ve havalanıp yeniden, karışıp kalmış bir kar topunun içine.. Sıkıştırıldıkça daralmış ruhu ve sert bir yumak olana kadar itişe kakışa bir top olmuşlar arkadaşlarıyla birlikte.. Sonra son sürat fırlatılmışlar ileriye.

Hedefe isabet etmeyen kar topu bir ağaç dalına çarparak dağılmış ve bizim minik kar taneciği de kıymet bilmez bir adamın ellerine düşüvermiş. Ama farkında değilmiş elbet, yine hemen sevmekle başlamış işe. Birden, düştüğü elin sıcaklığı varlığını yok etmeye başlamış. Daha “ne oluyor?!” demeye fırsat bulamadan buhar olup uçuvermiş kar taneciği.

şimdi o yüzden her karda çatılara düşen kar tanelerine bakıyorum.. Balkona çıkıp ellerimle tuttuğum kar tanelerini dualar yükleyerek meçhullere üflüyorum.. Öyle yapıyorum ki, erimesin ve yok olmasın sevimli kar tanecikleri.. Hepsi bir dua olarak ayrı ayrı yerlerde, başka güzellikler olarak hayat bulsunlar yeniden diye..

Öznur Çolakoğlu
Güzellik ne oradadır, ne burada; ne şu zamanda, ne bu zamanda; ne Roma’da, ne Atina’da. Güzellik, hayran olabilen bir ruh neredeyse oradadır. Başka yerde ararsanız, nafile!
-Henry David Thoreau-

2

Montag, 30. Januar 2006, 22:51

Allah razı olsun paylaşımın için.Yazanın yüreğine sağlık

3

Dienstag, 31. Januar 2006, 14:47

Allah razı olsun kardeşler paylaşım için sağolun

Zitat

"zaman ,imanı kurtarmak zamanıdır. sözler,716"

mavilale

Fortgeschrittener

Beiträge: 202

Wohnort: bir ummandan..

Hobbys: ...

  • Nachricht senden

4

Dienstag, 31. Januar 2006, 21:38

çok hoştu..Allah razı olsun..
Bir gömlek düştü bu hikayede bize, yakub’un gözyaşına değen…

5

Dienstag, 31. Januar 2006, 23:43

Amin,ecmain... 8)
Güzellik ne oradadır, ne burada; ne şu zamanda, ne bu zamanda; ne Roma’da, ne Atina’da. Güzellik, hayran olabilen bir ruh neredeyse oradadır. Başka yerde ararsanız, nafile!
-Henry David Thoreau-

duygu

Profi

  • »duygu« ist weiblich

Beiträge: 966

Wohnort: istanbul

Beruf: ev hanımı

Hobbys: hat ve ebru sanatı, tasarım, araştırmak ve farklılık.ney çalmak

  • Nachricht senden

6

Montag, 20. Februar 2006, 11:05

çok güzeeel allah hepinizden razı olsun yufka yürekli iyi düşünceli insanlar... :P allah a emanet olun.
Sus gönlüm...
Seni senden daha iyi bilen, Rabbinin hükmü vuk'u buluncaya kadar sus
...

Thema bewerten