Sie sind nicht angemeldet.

Lieber Besucher, herzlich willkommen bei: Muhabbet Fedâileri. Falls dies Ihr erster Besuch auf dieser Seite ist, lesen Sie sich bitte die Hilfe durch. Dort wird Ihnen die Bedienung dieser Seite näher erläutert. Darüber hinaus sollten Sie sich registrieren, um alle Funktionen dieser Seite nutzen zu können. Benutzen Sie das Registrierungsformular, um sich zu registrieren oder informieren Sie sich ausführlich über den Registrierungsvorgang. Falls Sie sich bereits zu einem früheren Zeitpunkt registriert haben, können Sie sich hier anmelden.

mavilale

Fortgeschrittener

  • »mavilale« ist der Autor dieses Themas

Beiträge: 202

Wohnort: bir ummandan..

Hobbys: ...

  • Nachricht senden

1

Samstag, 13. August 2005, 01:05

Ameş (radiyallahu anh)

A’meş (radiyallahu anh)


Kendi ismi Süleyman, babasının adı Mihran, künyesi Ebû Muhammed, nesebi Kâhilî. Hadis ilminde 'hafız' mertebesini elde etmeye muvaffak olmuş seçkin bir muhaddis. Süleyman b. Mihran el-Hâfız Ebû Muhammed el-Kâhilî el-A'meş yürüdüğümüz ve yürümemiz gerekli yollara ışıklar saçan tabiîn tabakasının mümtaz simalarından biri.

Hem misafirperverlik gibi güzel hasletlerde kudve bir insan, hem ümmet-i Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem)'e ait fıkhî meseleleri çözen müşkilküşâ bir fakih, hem de Efendimiz (aleyhi ekmelü't-tehâyâ)'nın lâl ü güher sözlerini bize ulaştıran mübeccel, en güvenilir ravilerden biri. Hayatı bütünüyle amel-i salihle geçen, aynı zamanda hiçbir tûl-i emeli de olmayan A'meş hazretleri, ehl-i ilim arasında daha ziyade ilmî kişiliği ile öne çıkmıştır.

A'meş hazretleri Kur'an'la bütünleşmiş, miras hukukunu ihtiva eden feraiz hususunda ve hadis ilminde zirve bir insandır.

Bu mübarek zat, hadis rivayet ederken hadise saygısızlık olur korkusuyla sesini sadece oradakilerin duyacağı şekilde ayarlayarak konuşurdu.

Kendisini bir hiç olarak görürdü; vefat ettiği hastalığında birisi ziyaretine gelip kendisi için doktor çağırmayı teklif edince ‘Ne yapayım doktoru, vallahi nefsim elimde olsa onu hemen bir çukura atar kurtulurum. Ben ölünce hiç kimseyi çağırmayın beni kabrime bırakın, gidin!” diye cevap verir. ışte bize örnek olabilecek, nefsini düşman bilmiş bir hakikat eri.

Ahirette bir insanın hesaba çekileceği ilk şey namaz olduğu hadis-i şeriflerde ifade edilmektedir. Namaza nasıl ehemmiyet vermemiz gerektiğini A'meş hazretleri hakkındaki şu ifade zannediyorum bize çok iyi bir şekilde anlatmaktadır. Veki' hazretleri buyuruyor ki: "A'meş (radiyallahu anh) yetmiş seneye yakın imamla beraber ilk tekbiri hiç kaçırmamıştır. Ben ona altmış sene gidip geldim; bir rekat bile kaçırdığını görmedim." ışte önümüzde namazlaşmış bir hak dostu.

Yine dev bir insan Yahya el- Kattan hazretleri onun hakkında diyor ki: "A'meş hazretleri ıslam'ın yetiştirdiği devasa bir alimdir. O, gecelerini dolu dolu ibadetle geçerirdi. Hazreti A'meş vefat ettiğinde arkada kendisinden daha fazla abid bir insan bırakmamıştır."

Yine o devirde yaşamış bir hak dostu ısa bin Yunus (radıyallahu anh) diyor ki: "Hazreti A'meş gerçekten çok fakir ve muhtaç olmasına rağmen zenginlerin ve devlet adamlarının onun yanında olduğu kadar başka hiç kimsenin yanında kendi hiçliklerinin farkında olduklarını görmedim."

A'meş hazretleriyle aynı dönemi paylaşan bir başka zat anlatıyor: "Bir gün onu takip ettim. Bir mezarlığa geldi. Önceden kazılmış boş bir mezara girdi ve uzandı. Bir süre sonra girdiği kabirden çıktı, üzerinden tozu toprağı silerken, “Ya Rabbi! Ne kadar da dar bir yermiş” diyordu.

Başka birisi de A'meş vefat ettikten sonra onu rüyasında görüyor ve "haliniz nasıl" diye soruyor, o da cevaben “Allah'ın mağfiretiyle kurtulduk!” diyerek bize ahirette kurtuluşun sadece Cenab-ı Allah'ın bağışlamasına bağlı olduğunu anlatıyor.

Seksen yaşında, Hicrî 148 senesinde Rebîulevvel ayında Rabbisine kavuşuyor. Cenab-ı Allah bizlere de Hazreti A'meş (radiyallahü anh) ve emsali zatların yaşadığı şuurla yaşamak nasip eylesin! Amin!



A. Said Tunçpınar
[/color]
Bir gömlek düştü bu hikayede bize, yakub’un gözyaşına değen…

Thema bewerten