Dear visitor, welcome to Muhabbet Fedâileri. If this is your first visit here, please read the Help. It explains in detail how this page works. To use all features of this page, you should consider registering. Please use the registration form, to register here or read more information about the registration process. If you are already registered, please login here.
Quoted
Rivayette var ki, "âhirzamanın dehşetli bir şahsı sabah kalkar,alnında ’Hâzâ kâfir’ yazılmış bulunur." 1
Allahu a’lem bissavab, bunun tevili şudur ki: O Süfyan, kendi başına frenklerin serpuşunu koyup herkese de giydirir. Fakat cebir ve kanunla tâmim ettiğinden, o serpuş dahi secdeye gittiği için, inşaallah ihtida eder; daha herkes -yalnız istemeyerek -onu giymekle kâfir olmaz.
Quoted
şimdi, Mehdî gibi eşhâsın hakkındaki rivâyâtın ihtilâfâtı ve sırrı şudur ki: Ehâdisi tefsir edenler, metn-i ehâdisi tefsirlerine ve istinbâtlarına tatbik etmişler. Meselâ, merkez-i saltanat o vakit şam’da veya Medîne’de olduğundan, vukuât-ı Mehdiye ve Süfyâniyeyi merkez-i saltanat civârında olan Basra, Kûfe, şam gibi yerlerde tasavvur ederek öyle tefsir etmişler. Hem de, o eşhâsın şahs-ı mânevîsine veya temsil ettikleri cemaate âit âsâr-ı azîmeyi o eşhâsın zâtlarında tasavvur ederek öyle tefsir etmişler ki, o eşhâs-ı hârika çıktıkları vakit bütün halk onları tanıyacak gibi bir şekil vermişler. Halbuki, demiştik, bu dünya tecrübe meydanıdır. Akla kapı açılır, fakat ihtiyârı elinden alınmaz. Öyle ise, o eşhas, hattâ o müthiş Deccâl dahi çıktığı zaman çokları, hattâ kendisi de bidâyeten deccâl olduğunu bilmez. Belki nur-u imânın dikkatiyle o eşhâs-ı âhir zaman tanınabilir.