Sie sind nicht angemeldet.

Lieber Besucher, herzlich willkommen bei: Muhabbet Fedâileri. Falls dies Ihr erster Besuch auf dieser Seite ist, lesen Sie sich bitte die Hilfe durch. Dort wird Ihnen die Bedienung dieser Seite näher erläutert. Darüber hinaus sollten Sie sich registrieren, um alle Funktionen dieser Seite nutzen zu können. Benutzen Sie das Registrierungsformular, um sich zu registrieren oder informieren Sie sich ausführlich über den Registrierungsvorgang. Falls Sie sich bereits zu einem früheren Zeitpunkt registriert haben, können Sie sich hier anmelden.

Alkan

Meister

  • »Alkan« ist der Autor dieses Themas

Beiträge: 1 694

Hobbys: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Nachricht senden

1

Montag, 18. April 2005, 22:02

dabbetül arz

selamın alykum kardeşler

atv de bilmem izleyeniniz oldu mu? kıyametle ilgili ve onun işaretlerinden bahsedildi benim aklıma takılan dabbetül arz ın kutupların altından cıkacagını ve küçük boylu yaratıklar old. bahsetti..bu da iklimsel ısınmayla kutupların erimesiyle ortaya çıkacağı söylenmişti acaba doğrusu nedir?
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

2

Dienstag, 19. April 2005, 05:31

alkan_unal kardeşim;

Üstad Hz.leri Dabbetülarz meselesini Beşinci şua yirminci meselede izah etmiş. "....dabbetül arz denilen ağaç kurtlarıdır ki, insanalrın kemiklerini ağaç gibi kemirecek...."(şualar, 510) tabriri ile dabbedülarzın bir şahıs değil, bir nev, yani tür olacağını ifade ediyor. bir mikrop veya virüs gibi insanlara zarar vereceğini ifade ediyor. mesela AIDS e bir dabbedülarz misali olarak bakılabilir.
saygılar

Alkan

Meister

  • »Alkan« ist der Autor dieses Themas

Beiträge: 1 694

Hobbys: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Nachricht senden

3

Dienstag, 19. April 2005, 11:31

selamın aleykum

saol abi Allah razı olsun
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

4

Dienstag, 19. April 2005, 18:09

Dâbbetü’l-arz nedir?
Ne zaman, nasıl ve niçin çıkar?
Bu konudaki rivâyetler nelerdir?
Kur’ân’da, hadislerde ve Risâle-i Nûr’da bu mesele nasıl işlenmiştir?
Dâbbetü’l-arzla ilgili yapılan spekülatif yorum ve değerlendirlemerin aslı nedir?

Yukarıdaki suallerin cevaplarını fıkıh köşemizde (www.fikih.info) bulabilirsiniz.

http://www.saidnursi.de/fikih/index.php?…katagori=3&k=43
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

5

Freitag, 7. September 2007, 19:50

Zitat

3- Dâbbenin konuşmasının keyfiyeti nedir? Dâbbe nasıl, kimlerle ve ne konuşacaktır

3- Âyette söz konusu dâbbenin “konuşacağının” bildirilmesi, dikkatleri üzerine çeken bir diğer husustur. Bedîüzzaman’a göre bu konuşma, daha çok mesaj ağırlıklı bir konuşmadır, yani bu konuşmada söz dili değil, hâl dili kastedilmiştir. Yani bu hayvan çıkışıyla ve korkunç tahribatıyla zaten konuşmuş olacaktır. Hayvanın konuşma dili, mü’minlerin iman bereketiyle ve sefâhetlerden sakınmaları neticesinde bu dehşetli hayvandan kurtulmalarıdır. Yani fesatçıları perişan eden bu hayvan, mü’minlere zarar vermemekle hal diliyle konuşmuş olacak; Allah’ın âyetlerine inanmamalarının başlarına bu müessif olayın gelmesine yol açtığını hal diliyle bildirecektir. Doğrusunu Allah bilir.17
http://www.fikih.info/


biraz açıklık getirebilir misiniz yukarıdaki yazıya...
yani çıkacak olan hayvan mü'minlere değil de müslüman olmayanlara mı zarar verecek sadece?? ya da müslüman olup da günahkar insanlar da bunun içine girer mi???
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

Beiträge: 173

Beruf: Sosyolog

Hobbys: Siyaset-Haber-Çevre

  • Nachricht senden

6

Montag, 1. Oktober 2007, 19:39

Allah Allah dabbetül arzın konuşması mı? msn gibi yani.. konuşacak...yani internet te bence onun gibi..nete veya msn ye girerken sefahate bulaşanlarında kemiklerinin içi kemrilmiyor mu? onca müstehcenlik ve fuhuşun neticesi kemik iliği kaybı olmuyor mu? ne demiş Bediüzzaman " iman bereketiyle sefahatlerden sakınarak bu dehşetli hayvandan kurtulmalarıdır"..bilmem yanlış birşey dedim mi?
Hiç kimsenin, bir başkası olamayacağı, bir ülkede yaşıyoruz!

7

Montag, 1. Oktober 2007, 21:59

dabbenin zuhur edişinin internetle alakasını anlamadım...?? :roll:
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

Beiträge: 173

Beruf: Sosyolog

Hobbys: Siyaset-Haber-Çevre

  • Nachricht senden

8

Dienstag, 2. Oktober 2007, 09:43

benim de konuşmasından aklıma geldi..onca insan sokağa bile çıkmasa evinde masa başında bu internet ve msn sayesinde ne günahlara girmiyor mu? bunun neticesi olan zarar da, afedersiniz ama neslin kaynağı kemik iliğine olmuyor mu? bu şekilde kemikler boşalmıyor mu? bir yerde bediüzzaman der ya; neslin zaafiyetine sebep olur müstehcenlik! sadece çağrışım yaptı..bunlar kesin fikrim değil..( bu arada çağrışım ecevitçeydi, bunun karşılığı neydi? bize bile unutturdular!)
Hiç kimsenin, bir başkası olamayacağı, bir ülkede yaşıyoruz!

9

Dienstag, 2. Oktober 2007, 10:11

Tedai
Elbette en bahtiyar odur ki: Dünya için âhireti unutmasın, âhiretini dünyaya feda etmesin. Mektubat - 71

Beiträge: 173

Beruf: Sosyolog

Hobbys: Siyaset-Haber-Çevre

  • Nachricht senden

10

Dienstag, 2. Oktober 2007, 11:37

tedai mi :roll: peki ecevitin uydurukçasından önce, tedai yerine kullanılan başka kelime yok muydu? ben tedai demezdim de :roll: ne dediğimi bile unutturmuşlar.. :cry:
Hiç kimsenin, bir başkası olamayacağı, bir ülkede yaşıyoruz!

11

Dienstag, 2. Oktober 2007, 11:45

Hatırlatmak olabilir mi?
Elbette en bahtiyar odur ki: Dünya için âhireti unutmasın, âhiretini dünyaya feda etmesin. Mektubat - 71

Beiträge: 173

Beruf: Sosyolog

Hobbys: Siyaset-Haber-Çevre

  • Nachricht senden

12

Dienstag, 2. Oktober 2007, 11:48

evet tabi ki..
Hiç kimsenin, bir başkası olamayacağı, bir ülkede yaşıyoruz!

Beiträge: 173

Beruf: Sosyolog

Hobbys: Siyaset-Haber-Çevre

  • Nachricht senden

13

Dienstag, 2. Oktober 2007, 11:55

mehmet akif merhum der ki " bence iki şey mukaddestir; din ve dil. Din bütün kudsi duyguları, düşünceleri insana telkin eder. Bu duyguların düşüncelerin mümkün olduğu kadar vasıta-i tebliği olan da dildir. Benim dile olan itinay-ı fevkaladem işte Arapçaya gösterilen bu ihtimamları anlayışımdan doğmuştur"
Hiç kimsenin, bir başkası olamayacağı, bir ülkede yaşıyoruz!

14

Mittwoch, 3. Oktober 2007, 16:39

Zitat von »"Haydar Açıkkalp"«

bunun neticesi olan zarar da, afedersiniz ama neslin kaynağı kemik iliğine olmuyor mu? bu şekilde kemikler boşalmıyor mu?


:?:
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

Beiträge: 173

Beruf: Sosyolog

Hobbys: Siyaset-Haber-Çevre

  • Nachricht senden

15

Mittwoch, 3. Oktober 2007, 16:58

yazayım o zaman bediüzzamandan; "Bir ayda veya yirmi günde ihtiyac-ı fıtriye mukabil, her birkaç günde kendini bir israfa mecbur eder." tesettür risalesi: 4. hikmet "elbette çok su-i istimalata ve israfata ve neslin zaafiyetine ve sukut-u kuvvete sebeptir.." ilk okuduğumdan beri dikkatimi çekmiştir..buradaki ifadeler bir jinekolog açıklamasından, çok daha anlaşılır ve ilmidir..sebep olan şey ise "müstehcenliktir!"

16

Mittwoch, 3. Oktober 2007, 17:03

Konu baska yerlere gıtmeden dabbe konusuna donsek ıyı olur
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

Beiträge: 173

Beruf: Sosyolog

Hobbys: Siyaset-Haber-Çevre

  • Nachricht senden

17

Mittwoch, 3. Oktober 2007, 17:10

zaten dabbeden ötürü bu iktibası yaptık :!: ensar kadınlarının bir hasletini över efendimiz a.s.m. "hayaları ilim öğrenmelerine engel değildir" derslere gitmiyorum..gitsem, bu satır sırasında bunları sorsam ayıp mı karşılanacak :?:
Hiç kimsenin, bir başkası olamayacağı, bir ülkede yaşıyoruz!

18

Mittwoch, 3. Oktober 2007, 17:16

yukarda dabbeden oturu ıktıbas yaptık dıyorsun
ama ensar kadınlarından konu acıyorsun ustune usluk suclarmıs gıbı dıyorsun kı "ensar kadınlarının bir hasletini över efendimiz a.s.m. "hayaları ilim öğrenmelerine engel değildir"

ayrıca hadısın kaynagını da alayım bı zahmet
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

Beiträge: 173

Beruf: Sosyolog

Hobbys: Siyaset-Haber-Çevre

  • Nachricht senden

19

Mittwoch, 3. Oktober 2007, 17:28

böyle önemli bir mevzunun kilitlenmesini istemem :!: bulunca yazarım :roll: ama illada açıklanmasını istiyorsanız, burada bediüzzaman müstehcenliğin, erkeklerde fıtri ihtiyaç olan ayda bir ihtilamdan fazlasına sebep olarak, meninin kaynağı olan kemik iliğine zarar verdiğinden bahseder, bu şekilde zayıflamış olan bir bedenden çocuk sahibi olununca bu da neslin zaafiyetidir.dedim ya bu bana bir hatırlatmadan yola çıkarak " hatırladıklarım"..msn veya nette müstehcenlikle bu ifadeler uyuşmuyor mu?
Hiç kimsenin, bir başkası olamayacağı, bir ülkede yaşıyoruz!

20

Mittwoch, 3. Oktober 2007, 17:32

kemik iliği ifadesini daha önce duymadım, kaynağnı verir misin?
kemik iliğinde alyuvar üretiliyor, meni üretimi vücudun farklı yerlerinde yapılıyor.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Thema bewerten