Sie sind nicht angemeldet.

Lieber Besucher, herzlich willkommen bei: Muhabbet Fedâileri. Falls dies Ihr erster Besuch auf dieser Seite ist, lesen Sie sich bitte die Hilfe durch. Dort wird Ihnen die Bedienung dieser Seite näher erläutert. Darüber hinaus sollten Sie sich registrieren, um alle Funktionen dieser Seite nutzen zu können. Benutzen Sie das Registrierungsformular, um sich zu registrieren oder informieren Sie sich ausführlich über den Registrierungsvorgang. Falls Sie sich bereits zu einem früheren Zeitpunkt registriert haben, können Sie sich hier anmelden.

1

Donnerstag, 4. September 2003, 23:48

Vali Yazıcıoğlu´na dua istiyorum

Gönlünden kopan, içinden gelen herkesten Denizli Valisi Recep Yazıcıoğlu için dua istiyorum.

Allah acil şifalar versin, Vali Bey’e dua ederken kendi yakınlarımızı da içine dahil edelim ve duaya muhtaç herkes nasibini alsın.

Vali denilince hangimizin aklına; gülmeyen, asık suratlı, hep emir veren, yanına girerken insanların konuşmayı unuttuğu simalar gelmez.

Valileri asla ulaşılması mümkün olmayan insanlar olarak bilmez miyiz? Ayrı yerlerde otururlar, ayrı yerlerde yer içerler, gittikleri lokaller özeldir, arkalarında hep “el pençe divan” duran ve halk ile devlet arasında “duvar vazifesi” yapan insanlar yok mudur?

Bugüne kadar bu anlayış bir gelenek halinde sürmedi mi? Sürdü. Ne zaman ki, Vali Recep Yazıcıoğlu gibi bir iki kişi çıktı, o zaman insanların devlete ve valiye olan bakışları değişti.

Aksini iddia edebilecek olanlar vardır belki ama, toplumumuzdaki genel kanı böyledir. Daha doğrusu halk tabanında böyledir.

Vali Yazıcıoğlu’na ise elinde küreği bahçesini sulayan adamdan tutun da, sırtında çocuğuyla pamuk toplayan kadınlara kadar herkes ulaşır, onlar ulaşamazsa, Vali onların ayağına gider.

Haksızlık karşısında dimdik duran ve inandığı değerlerden taviz vermeyen, hep haklının yanında olan ve haklının hakkını haksızdan alıncaya kadar da mücadele eden bir insandır.

Allah acil şifalar versin. “Bu ülke ve insanı için çalışan adam” aranıyorsa, o adam, Vali Recep Yazıcıoğlu’dur.

Ecevit hükümeti Vali Bey’le çalışmak istemedi ve merkeze aldı. Oysa ne Ecevit, ne Bahçeli, ne Mesut Yılmaz, ne de dönemin bakanları Yazıcıoğlu’nun “tırnağı” olamazlar.

Vali Yazıcıoğlu’nda; ne makam, ne şöhret, ne para hırsı, ne de gelecek korkusu vardır. O sadece ülkesi, halkı ve inandığı değerler için dürüstçe yaşamaktan yanadır.

Bunları yazınca Vali Bey’le samimiyet derecem de akla gelebilir. Söyleyeyim, karşılaştığımız yerde selamlaşırız, hal hatır sorarız ve geçer gideriz.

Biliyorsunuz Diyanet ışleri eski başkanlarından ve halen AK Parti Milletvekili Sait Yazıcıoğlu ile kardeştirler. Buradan Sait Bey’e de geçmiş olsun dileklerimi iletirim.

Vali Bey’in babası da eski müftülerdendir. Helal süt emzirmiş bir anneye, kursağına haram lokma girmemiş bir babaya sahiptirler.
Denizli’ye Vali olduktan sonra, telefonla arayıp kutlamıştım. Sonra Denizli’deki dostları arayıp;

- “Allah yüzünüze baktı, çok güzel bir valiye kavuştunuz, el birliği yaparsanız Denizli’yi çok önemli noktalara getirirsiniz” demiştim.

Sonra Vali Bey’i ziyaret eden dostlar arayıp düşüncelerini aktardılar ve;
- “Hakikaten Denizli adam gibi bir vali gördü, siyaset üstü bir insan ve devletin soğuk yüzünü ısıtan bir vali” dediler.

Tekrar Allah’tan acil şifalar diliyorum, ailesine ve yakınlarına geçmiş olsun derken, bugün mübarek Cuma’dır, dualarımızı eksik etmeyelim.

Hüseyin Öztürk

Thema bewerten