Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

29.10.2004, 12:52

Risale-i Nur'a göre kadın?

Selamun Aleykum muhterem abilerim,

Risale-i Nur'da kadının çalışması hakkında ne deniyor acaba? Benim bildiğimce kadaınların evlerine dönmesini istiyor Üstad Hazretleri... Hizmet için dahi olsun erkeklerle muhatab olmasını istemiyor. Kadının en hayırlı hizmetinin hayırlı evlatlar yetiştirmek olduğunu ve KESıNLıKLE kadının HAKıKı MUTLULUğUNUN EVıNDE OLDUğUNU söylüyor. Ancak bu meseleyi izah için Risale-i Nur'da geçtiği yeri bulamadım. Kendim de tam emin konuşamadım çünkü yukarıdaki bilgilerime kendi hissi duygularım karışmış olabilir.

Sorularım şunlar:

1-Risale-i Nur'a göre kadının çalışması doğru mudur?

2-Doğruysa, beyinin rızası yoksa çalışabilir mi?

3-RIZASI OLMADIğI HALDE hanımı HıZMET ıÇı sosyal faaliyetlerde (yeri geldiğinde -meşru dairede de olsa- ERKEKLERLE DE MUHATAP OLARAK) çalışıyorsa ama EVıNı DE ıHMAL ETMıYORSA , kıskanç kocası rızası dışındaki bu hanımını boşamakla haklı mıdır? Dinen nafaka ödemek zorunda kalır mı?

4-Üstad'ın hayatında, mektuplarında bu veya benzeri bir durum yaşanmış mı?

5-Yeni Asya Gazetesi'nde veya Zaman Gazetesi'nde hizmet niyetiyle muhabirlik yapan ve bunun için erkeklerin özel alanına girip onlarla röportaj dahi yapan bayan arkadaşların yaptığı Risale-i Nur'la çelişmez mi? Zaruret olmaksızın erkeğe sesini duyurmaması gereken bu bayan arkadaşların hizmet niyetiyle çalışmaları zaruret sayılır mı?

Teşekkürler...

NOT: şahsi fikirleriniz sizde kalsın lütfen. Eğer ayet, hadis ve Risale-i Nur'dan kaynakla gelmediysenizseniz, yazma zahmetinde bulunmamanızı ÖNEMLE RıCA EDERıM...
Asya'nın bahtının miftahı meşveret ve şuradır...

barish

Orta Düzey

Mesajlar: 387

Konum: USA

Meslek: PHD ogrencisi

Hobiler: Risale, Pirlanta, Matematik

  • Özel mesaj gönder

2

29.10.2004, 13:28

Re: Risale-i Nur'a göre kadın?

Alıntı sahibi ""Cihan""


NOT: şahsi fikirleriniz sizde kalsın lütfen. Eğer ayet, hadis ve Risale-i Nur'dan kaynakla gelmediysenizseniz, yazma zahmetinde bulunmamanızı ÖNEMLE RıCA EDERıM...


Kardesim, yukaridaki bu notun icin Allah razi olsun.....

hurmetler
BArish
"Arkadas, gel bana bu Nur'larin elmaslarini kesfetmeye yardimci ol ve ben de sana "Allah razi olsun" diyeyim."

3

01.11.2004, 20:11

cihan kardeşim;

öncelikle şahsi fikirleri çok da küçümsememenizi tavsiye ederim.
zira bizim islami kaynaklardan anladığımız meseleler bir ölçüde şahsi fikirlerimizdir. zaten her mümin bir kişinin şahsi fikirleri de Kuran ve sünnete istinat eder.


bayanlarla ilgili sorduğunuz suallere gelince.
ıslam tarihine baktığımız zaman, özellikle de asr-ı saadete baktığımızda kadınların bazı işlerde çalıştığı görülür.

mesela uhud harbinde yaralılara bakmak için bazı mümine sahabeler görev almışlar, yaralıları taşımış ve tedavi etmişler; ihtiyaç sahiplerine su taşımışlardır.

Aişe annemiz bir orduya komuta etmiştir.
Risale-i Nurda ise ben kadınlar çalışmasın diye bir şey görmedim. hatta Üstad bazı durumlarda köylü kadınların kendi nafakalarını kazanmalarını tavsiye ediyor.

kocasından izin alma meselesi ise bir aile hukukudur.
çok özel bir konudur, çok ehil bir izaha ihtiyaç duyar.

bu konuda Risale-i Nurdan 24. lema ve Hanımlar Rehberi adlı eserler size yardımcı olabilir.

barish

Orta Düzey

Mesajlar: 387

Konum: USA

Meslek: PHD ogrencisi

Hobiler: Risale, Pirlanta, Matematik

  • Özel mesaj gönder

4

02.11.2004, 00:05

Bir de son donemlerde "Woman in Islam" vs tur seyler beni cok rahatsiz ediyor. Artik birakalim bu konuyu bacilar tartissin diyecek hale geldim. Bu yuzden sorunuza cevap olarak baska bir sorum var:

"Risale-i Nur'a gore erkek nasil olmalidir?"

1. Mesela emr-i bil maruf nehyi anil munker yapmadan durmasi caizmidir?

2. Kadinin zorunlu olmadigi ve onun zorunlu oldugu seyler nelerdir?

Hadi gelin birazda "Men in Islam" konusalim. Cunku kadini bu hale biz dusurduk. Ege rbugun kadinin dayak yemesi mevzuu batida irdeleniyorsa, kadin haklari on plana cikiyorsa bunda en buyuk hata Muslumanim diyen erkegin bunun ziddi tavirlari ile kadini ingilzcesi ile "ABUSE" etmesidir.

yoksa kanaati acizanemce kadinlara yonelik soylenmis: "Itaat edin, vs vs " turu seylerde biz (alim olmayan) erkeklerin yorum yapmasi bence cok ters bir durum(bu sanki bana isimiza geldiginden soylenmis gibi geliyor). Cunku erkeklere soylenmis "Kadinlariniza sefkatli olun, onlara merhametle muamele edin vs vs " turu seyleri nedense hic ortaya cikarmiyoruz. Isimize gelince "Fitne-yi Ahirzaman nisa taifesidir" turu seylere sariliyoruz ama bizim oldugumuz fitneleri unutup gidiyoruz. ne diyeyimm Allah biz erkekleri islah etsin......

Tabi bir isin diger boyutu varki beni cok rahatsiz ediyor. O da nisa taifesinin biz erkeklerin elinden cektikleri. Muslumanim diyen despotluga kaciyor(herkes degil tabii ama biziz kadinin sirtindan sopayi karnindan sipayi eksik etme diyen), ona karsi cikan da kadini "seni ozgurlestirdim bak" ayagina zevklerinin kolesi yapiyor.

hurmetler
Barish
"Arkadas, gel bana bu Nur'larin elmaslarini kesfetmeye yardimci ol ve ben de sana "Allah razi olsun" diyeyim."

5

02.11.2004, 09:07

Alıntı sahibi ""ahmetsaid""


öncelikle şahsi fikirleri çok da küçümsememenizi tavsiye ederim.
zira bizim islami kaynaklardan anladığımız meseleler bir ölçüde şahsi fikirlerimizdir. zaten her mümin bir kişinin şahsi fikirleri de Kuran ve sünnete istinat eder.


ahmet abinin mesajından önce ben de bununla ilgili bir serzenişte bulunacaktım konuya ama vazgeçtim :D
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

6

02.11.2004, 20:14

Kadınlar Yuvalarından Çıkıp Beşeri Yoldan Çıkarmış; Yuvaları

Kadınlar Yuvalarından Çıkıp Beşeri Yoldan Çıkarmış; Yuvalarına Dönmeli

اِذَا تَاَنَّثَ الرِّجَالُ السُّفَهَاءُ بِالْهَوَسَاتِ { اِذًا ترَجَّلَ النِّسَاءُ النَّاشِزَاتُ بِالْوَقَاحَاتِ

Mimsiz medeniyet, tâife-i nisâyı yuvalardan uçurmuş, hürmetleri de kırmış, mebzul metâı yapmış. şer'-i ıslâm onları
Rahmeten dâvet eder eski yuvalarına. Hürmetleri orada, rahatları evlerde, hayat-ı ailede. Temizlik zînetleri. Haşmetleri, hüsn-ü hulk; lûtf-u cemâli, ismet; hüsn-ü kemâli, şefkat; eğlencesi, evlâdı. Bunca esbab-ı ifsad, demir-sebat kararı Lâzımdır tâ dayansın....
..Tâife-i nisada serbestî inkişafı, sebeb olmuş beşerde ahlâk-ı seyyienin birdenbire inkişafı...

lemaattan..
vesselam..

7

02.11.2004, 20:49

Re: Kadınlar Yuvalarından Çıkıp Beşeri Yoldan Çıkarmış; Yuva

Alıntı sahibi ""serencam""

Kadınlar Yuvalarından Çıkıp Beşeri Yoldan Çıkarmış; Yuvalarına Dönmeli

اِذَا تَاَنَّثَ الرِّجَالُ السُّفَهَاءُ بِالْهَوَسَاتِ { اِذًا ترَجَّلَ النِّسَاءُ النَّاشِزَاتُ بِالْوَقَاحَاتِ

Mimsiz medeniyet, tâife-i nisâyı yuvalardan uçurmuş, hürmetleri de kırmış, mebzul metâı yapmış. şer'-i ıslâm onları
Rahmeten dâvet eder eski yuvalarına. Hürmetleri orada, rahatları evlerde, hayat-ı ailede. Temizlik zînetleri. Haşmetleri, hüsn-ü hulk; lûtf-u cemâli, ismet; hüsn-ü kemâli, şefkat; eğlencesi, evlâdı. Bunca esbab-ı ifsad, demir-sebat kararı Lâzımdır tâ dayansın....
..Tâife-i nisada serbestî inkişafı, sebeb olmuş beşerde ahlâk-ı seyyienin birdenbire inkişafı...
lemaattan..
vesselam..

Allah razı olsun serencam kardeş.

Barish kardeşim, biz erkekler olarak gerektiği şekilde olamıyoruz. Bu konuda sonuna kadar senin yanındayım. Ancak bu yüzden de kadınlarımızı ne idüğü belirsiz insanların dolaştığı, kurtlar vadisini andıran mimsiz medeniyetin içine de salacak değiliz. Buna da razı olamayız. Bilirsiniz ki Üstad Risale-i Nur'da en ahlaksız adamın dahi zevcesini namuslu istediğini söylüyor, öyledir de...

ahmetsaid kardeş, Hz. Aişe validemizin ahlakında bir kadın gösterin, bu günkü kadınlar da ordu yönetsin.

Bir de kadınların çalışmasının gerekli olduğu alanlar olduğu konusunda hemfikirim. Bir hemşire, bir kadın doğum uzmanı gibi mahremiyet içeren mesleklerde ehil bayanların olması güzeldir. Ama aynı çatı altında, aynı odada, aynı servis aracı içinde bulunmasına taraftar değilim. Yabancı erkeklerle kadınlar (cemaat bile olsa) ateşle barut gibidir. Erkekler arası rekabet de söz konusu olabilir, bayanların fıtratında bulunan kendini beğendirme hissi de ayyuka çıkabilir. Bunları da nazara alın lütfen.

Öbür yanda gazetecilik, röportaj gibi bizzat sosyal hayatın içine girilen meslekler tamamiyle kadınlara uygun olmadığı zannındayım. Hele ki zaman zaman Yeni Asya gazetesinde bayanların erkeklerle yaptığı röportajlara rastlayınca, röportaj yapabilecek erkek yok muymuş diye hayretler içinde kalıyorum. Çünkü çalışılan ortam zaten karma. Ve erkeklerin tamamı namus hassasiyetini taşımıyor. Menfi şeyleri izah işime gelmiyor ama evli bir kadınla aynı yastığa baş koyma üzerine bahse girildiğine bile şahit oldum.

Bu tür konular varken, zarar ihtimali yetmişde altmış dokuzken, yetmişde birlik bir hizmet gayesi uğruna kadınlarımızı sokağa çıkarmamızı şaşkınlıkla karşılıyorum.

Kaldı ki bana göre kadının en büyük hizmeti, hayırlı ve iyi yetişmiş evlatları ıslam alemine kazandırmaktır. Bir de beyini başka kadınlardan koruyabilmek için nefsini ve rızasını kazanmak uğruna çalışmalıdır.

Yazıklar olsun o kadına ki, erkeğine paspal olup, dışarıya süslene... Yine yazıklar olsun o kadına ki, evini bırakıp dışarıda rızık peşinde koşa... Rızık Allah'ın teminatı altındadır ve de evi geçindirmek dinen erkeğin sorumluluğudur.

AHıRZAMANDAYIZ!!! Lütfen UNUTULMASIN!!!

Muhabbet ve dualarımla...

NOT: şahsi fikirlerin girmesi ciddi tartışmalara sebep olabileceğinden öyle demiştim. Buyrun istenen zeminde müzakerelerimiz devam etsin. Eğer bana yardımcı olursanız, belki de bir yuvayı kurtarabilirsiniz.
Asya'nın bahtının miftahı meşveret ve şuradır...

8

02.11.2004, 21:14

Alıntı sahibi ""ahmetsaid""

cihan kardeşim;

öncelikle şahsi fikirleri çok da küçümsememenizi tavsiye ederim.
zira bizim islami kaynaklardan anladığımız meseleler bir ölçüde şahsi fikirlerimizdir. zaten her mümin bir kişinin şahsi fikirleri de Kuran ve sünnete istinat eder.


bayanlarla ilgili sorduğunuz suallere gelince.
ıslam tarihine baktığımız zaman, özellikle de asr-ı saadete baktığımızda kadınların bazı işlerde çalıştığı görülür.

mesela uhud harbinde yaralılara bakmak için bazı mümine sahabeler görev almışlar, yaralıları taşımış ve tedavi etmişler; ihtiyaç sahiplerine su taşımışlardır.

Aişe annemiz bir orduya komuta etmiştir.
Risale-i Nurda ise ben kadınlar çalışmasın diye bir şey görmedim. hatta Üstad bazı durumlarda köylü kadınların kendi nafakalarını kazanmalarını tavsiye ediyor.

kocasından izin alma meselesi ise bir aile hukukudur.
çok özel bir konudur, çok ehil bir izaha ihtiyaç duyar.

bu konuda Risale-i Nurdan 24. lema ve Hanımlar Rehberi adlı eserler size yardımcı olabilir.


ılk mesajımda gözümden kaçtığı için ayrıyeten değiniyorum.

1- Uhud savaşı ve diğer savaşlar istisnadır. Kadınların çalışması konusuna girmez. Zaruret hallerinde domuz eti bile yeniyor. Ama biz şu anda tutup domuz eti yiyemeyiz.

2- Evet Üstad'ın çalışmasını tavsiye ettiği kadınlar var. Ehl-i dünya bir erkekle evlenmesindense, namusuyla çalışarak dini vecibelerinden vazgeçmemesini öneriyor Üstad. Ayrıca köylü kadınlar hakkında mezhep farklarından bahsederken deyiniyor ki, onların çalışmaktan hantallaşan sair vücud azaları şehvet uyandırmıyor. Tabi bu ayrı bir konuya giriyor. O yüzden teferruatına inmiyorum.

3- 24. Lema olan Tesettür Risalesi'ni ve de Hanımlar Rehberi'ni sadece bu konu için ayrıyeten 3 kez daha bitirdim ama kadının çalışmasını, para kazanmak veya hizmet etmek için erkeklerle muhatap olmasını meşru kılan hiç bir konuya rastlamadım. Siz rastlamışsanız buyrun görüşelim.

Bahhsi geçeceği için deyinmek ihtiyacı hissettim ki, ıslam'a göre mahremiyet söz konusu olan, yabancı bir erkekle yabancı bir kadının muhatabiyetinin ölçüleri var. Bu ölçülerse zaruri muhatabiyet gereken durumlar için söz konusudur. Zaruret olmaksızın keyfi bir muhatabiyet için bu ölçüleri lütfen gündeme getirmeyelim. Bunun bir anlamı yok. Kadıncağız evinin ihtiyaçları için pazara çıkmışsa ve erkeklerle muhatap olması gerekiyorsa bunlara dikkat etmelidir. Yoksa evini, beyini bırakıp da çalıştığı işyerindeyken, kreş köşelerinde anne şefkatinden mahrum büyüyen çocukları varken bu ölçülere uyması bence birşey ifade etmez.

Muhabbet ve dualarımla....
Asya'nın bahtının miftahı meşveret ve şuradır...

barish

Orta Düzey

Mesajlar: 387

Konum: USA

Meslek: PHD ogrencisi

Hobiler: Risale, Pirlanta, Matematik

  • Özel mesaj gönder

9

02.11.2004, 22:23

Cihan kardesim demis ki:

"Kadinlarin erkeklerle ayni cati altinda bulunmasina ve de ayni servisle yolculuk yapmalarina karsiyim"

....(buraya basimdan gecen ornek olaylari yazmistim ama dogru olmaz diyerek sildim. tedbire munafi...)

Evet, ben de kendi icimizde ayri olmaya karsiyim. Ama bir hakikati de unutmayalim. O da hizmet icin gerektiginde ozellikle yurtdisinda iseniz ayni oda da durmak lazim olabilir. Hatta hem Nurlarla yillardan beri tanismis bri abimizin cok guzl bir sozu vardi: "Madem eslerinizin hizmet etmesini istemiyorsunuz, o zaman onlari markete dahi yollamayin. Orada ki kasiyerde erkek ve de orasi da erkek kayniyor"....
Buna esinin hizmet etmesini isteyen ama etrafina ordugu maddi ve manevi duvarlar yuzunden ona nefes aldirmayan insanlarda dahil bence.

Olaya birde soyle bakalim: "Acaba bir erkegin is, ihtiyac ve de hizmet disinda evinden disari cikmasi caiz midir?"

Ben kalibimi basiyorum ki bu da caiz degildir. Cunku disarisi eracif kayniyor. Hatta denilebilirki bunlarda bile mumkun oldugunca baska kardesler yaninda olmak lazim. Ama is bize gelince ses yok. Cunku erkeklere dair fazla bu konuda sikinti yok...

Lutfen kardesler. Nurlari okuyoruz ve Kur'andan ders aldigimizi iddia ediyoruz. Ama biraz zahire takilip kalmiyor muyuz?

hurmetler
BArish

not: Burda islamin kadin haklarina bakisi ayridir. Ona katilmiyor degilim. Lakin cifte standarda karsiyim. Bu yuzden ozellikle bu isin o yonunu gosteriyorum...

not2: Erkek iffetli kadin ister(eminim kadinda bunu ister). El hak dogru. Burda bile en serseri genclerin universiteyi bitirip evlenmeyi dusununce kiliseye giden bayanlar aradigi gazetede cikmisti...
"Arkadas, gel bana bu Nur'larin elmaslarini kesfetmeye yardimci ol ve ben de sana "Allah razi olsun" diyeyim."

Sendogan

Orta Düzey

  • "Sendogan" bir erkek

Mesajlar: 193

Konum: Ahlen / Almanya

  • Özel mesaj gönder

10

03.11.2004, 08:56

Değerli Cihan kardeşim,

Mes'eleye birde şu pencereden bakmanı rica ediyorum.

Peygamber Efendimiz (a.s.m.) ve Sahabe devrinde kadınların erkeklerle konuştuklarını, soru sorduklarını, birbirlerinin sorularını cevaplandırdıklarını, Sahabe kadın ve erkeğinin bir çok konuda selam ve kelam ettiklerini rivayetlerden öğreniyoruz.

ıyiliği emredip, kötülükten sakındırmak da resullere olduğu gibi tüm mü'minlere farz olan bir ibadettir.

" Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin velileridirler. ıyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, ila ahiril ayet. (Tevbe suresi, 71) "

(Peki eve hapsedilen hanım kardeşlerimiz bu farz olan ibadeti nasıl yapacaklar. ? )

Kur'anda ve Asrı saadette Hanımlarla meşveretin örnekleri vardır.

Bir gün Hz. Ömer Hutbe okurken bir kadın kalkıyor itiraz ediyor.

"Hayır ya Emirel Mü'minin o mes'ele öyle değildir" diyor. v.s.

şefkat Kahramanları bu zamanda da söz sahibi olmaları lazım asr-ı saadette olduğu gibi.

Hz. Aişe anamız orduya kumandanlık etmiştir.

Esrar-ı din ve ahkam-ı şeriatın hemen yarısı belki onlardan geliyor.

Hz. Hatice(R.A.) anamız ticaretle meşguldü. Vefat ettiğinde Peygamber Efendimiz (S.A.V.) 50 yaşında idi. 40 yaşında Peygamberlik geldiğinde
Hz. Hatice Anamızı ticaret yapmaktan menmi etti ?

şimdi gelelim senin sorularına:

1- iffetiyle, haysiyetiyle, kişiliğiyle, hayâsıyla çalışıyorsa doğrudur.

2- rızası olmayacakdıysa evlenmeden önce neden konuşmadı.

3- Boşama hakkına sahip değildir. Dinen nafaka ödemek zorundadır.

4- Üstadımızın sağ olan talebeleri var sorulabilir.

5- Hizmetler işin ehline verilir. O sahada bayan kardeşimiz daha ehliyetliyse. Ne biliyorsun o kardeşimizin yanında bir bayan veya bir erkek kardeşimizin refakat etmediğini?

Senin şu yazılarından şöyle bir şey ortaya çıkıyor:

Gelin hanımları eve hapsedelim.

Üniversite kapılarında bayrakları olan Başörtüsü için boşuna mücadele vermesinler. Haklarından vazgeçsinler.

Tebliğ görevi ve ilim öğrenme sadece erkeğe farzdır.

Hanım kardeşlerimizin ilim öğrenmesi gerekmez çocuklarını ilimsizde yetiştirebilirler.

Kusura bakma ben senin yazılarından böyle anlıyorum.

Yaşadığımız asır asr-ı saadetin yansımasıdır.

Sen ıslamın 100% yaşandığı asırlara göre yaşanılsın istiyorsun.

O günlerde gelecek inşaallah.

Baki selamlar

11

04.11.2004, 11:24

Alıntı sahibi ""Sendogan""

Değerli Cihan kardeşim,

Mes'eleye birde şu pencereden bakmanı rica ediyorum.

[b]Peygamber Efendimiz (a.s.m.) ve Sahabe devrinde kadınların erkeklerle konuştuklarını, soru sorduklarını, birbirlerinin sorularını cevaplandırdıklarını, Sahabe kadın ve erkeğinin bir çok konuda selam ve kelam ettiklerini rivayetlerden öğreniyoruz.


Bunu araya perde koyarak yaptıklarını biliyorum. Ve de Kuran tamamen indikten sonrası için konuşabiliriz. Yani siz de bilirsiniz ki şu anda içkinin durumunu, Asr-ı Saadette henüz içki haram kılınmadan önceki dönemle izah edemeyiz.

ıyiliği emredip, kötülükten sakındırmak da resullere olduğu gibi tüm mü'minlere farz olan bir ibadettir.

" Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin velileridirler. ıyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, ila ahiril ayet. (Tevbe suresi, 71) "

(Peki eve hapsedilen hanım kardeşlerimiz bu farz olan ibadeti nasıl yapacaklar. ?
)

Eve hapsolunsun demiyorum. Beni anlamak istemiyorsunuz. Ben diyorum ki, hizmetleri de sosyal hayatları da kadınlar arasında olsun , hizmet için dahi erkeklerle muhatap olmasınlar. Kocaları kendilerine yardımcı olur. Yani yukarıdaki ayeti yerine getirebilmek için ille de erkeklerle mi muhatap olmalıdırlar?

Kur'anda ve Asrı saadette Hanımlarla meşveretin örnekleri vardır.

Bir gün Hz. Ömer Hutbe okurken bir kadın kalkıyor itiraz ediyor.

"Hayır ya Emirel Mü'minin o mes'ele öyle değildir" diyor. v.s.

şefkat Kahramanları bu zamanda da söz sahibi olmaları lazım asr-ı saadette olduğu gibi.

O söz sahibi olma meselesinde aynı fikirdeyiz. Evet evde meseleler eşler arası meşveretle halledilmeli ve eşler biribirinin görüşünü kale almalı ve evin reisi olan erkek ben bilirim ayaklarıyla hareket etmemeli. Ama kadın yabancı erkeklerin bulunduğu ortamda , kocası dururken söze karışmamalı. Saygıyla yaklaşmalı ve SUSMALI. Beyefendi de tek olmadığının ve ailesi adına konuştuğunun bilinciyle hareket etmeli. Yani burada da kadının erkeklerle muhatap olmasını gerektiren bir dayanak yok.

Hz. Aişe anamız orduya kumandanlık etmiştir.

Onun ahlakında bir tek kadın gösterin, tüm kadınların orduya kumandanlık yapabileceğine kanaat getireyim. ZAMAN AHıRZAMANDIR EFENDıM.
Esrar-ı din ve ahkam-ı şeriatın hemen yarısı belki onlardan geliyor.

Hz. Hatice(R.A.) anamız ticaretle meşguldü. Vefat ettiğinde Peygamber Efendimiz (S.A.V.) 50 yaşında idi. 40 yaşında Peygamberlik geldiğinde
Hz. Hatice Anamızı ticaret yapmaktan menmi etti ?


Kuran tamamen indiğinde ticaret yapan birtek müslüman kadın var mıydı? Bu da içki meselesine benziyor. Fazla açıklama yapmaya gerek yok.

şimdi gelelim senin sorularına:

1- iffetiyle, haysiyetiyle, kişiliğiyle, hayâsıyla çalışıyorsa doğrudur.

Çalışırken evini, ailesini, eşini , akrabalarını ihmal ediyor, dışarıda evde olduğundan daha bakımlı , güzel ve alımlı dolaşıyor ve işine evinden ve çocuklarından daha çok önem veriyorsa, NAMUSUYLA ÇALIşMASI NEYı DEğışTıRıR?

2- rızası olmayacakdıysa evlenmeden önce neden konuşmadı.

Söz döneminde konuşuluyor, evliliğin ilk yıllarında çalışılmıyor. Sonra hizmet öne sürülerek çalışılıyor. ışin enteresan tarafı ise Allah rızası için hizmet ediyorum deniliyor ama edilen hizmetin karşılığında maaş alınıyor.

3- Boşama hakkına sahip değildir. Dinen nafaka ödemek zorundadır.

Peki erkek, ne zaman karısını boşarsa haklı olur? Karısını cezalandıramaz, dövemez , boşayamazsa o zaman erkeğin hakkı hukuku nerde kalıyor. Kadın bildiğine, erkek bildiğine. O zaman kadına neden şefkat göstereyim, neden ihtiyaçlarını tedarik edeyim ki? Hakkım yoksa, çalışacaksa, gitsin kendi kendine baksın. Bu da haksızlık olduğuna göre, BıR ERKEK KARISINI ANCAK NE ZAMAN BOşARSA HAKLI OLUR?

4- Üstadımızın sağ olan talebeleri var sorulabilir.

Eğer tanıdığınız abiler varsa, Üstad kadınlarla erkeklerin aynı ortamda hizmet etmesine, birbirleriyle günün 8 saati teşrik-i mesai yapmalarına izin vermiş mi diyerek sorulabilir ve de yaşanılan olay varsa anlatılması istenebilir. Ama o abilere siz ulaşıp sorabilir misiniz şendoğan ağabey?

5- Hizmetler işin ehline verilir. O sahada bayan kardeşimiz daha ehliyetliyse. Ne biliyorsun o kardeşimizin yanında bir bayan veya bir erkek kardeşimizin refakat etmediğini?

Zübeyir abinin ölüm yıldönümünde onlarca erkek kabir ziyaretinde bulundu. Yeni Asya Gazetesi'nde çalışan tüm tecrübeli gazeteci ağabeyler oradaydılar. Gençler de oradaydı. Ama kabir ziyareti haberini bir bayan yaptı, fotoğrafını bir bayan çekti. Peki oradaki erkeklerin hiç biri bu işe ehil değil miydi? Bizim erkeklerimiz bu kadar kabiliyetsiz mi? O kardeşimizin yanında bir bayan veya bir erkek kardeşimiz refakat ediyor mu bilemeyiz. Lütfen siz de bilmediğiniz konuda yorum yapmayınız. Ama bir bayanın TEK BAşINA Yeni Asya Gazetesi ve de Bizim Aile dergisi için haber ve röportaja gittiğini biliyorum. Görmediğim konularda evhamlarımla hareket etmiyorum. ısim vermemi isterseniz bu bayanın ismini de size iletebilirim. Halen Yeni Asya çalışanıdır kendisi.

Senin şu yazılarından şöyle bir şey ortaya çıkıyor:

Gelin hanımları eve hapsedelim.

Alakası olmadığını anlamak isterseniz, yazdıklarımı tekrar okuyun. Ben herhangi bir şekilde, zaruret olmadıkça, yabancı erkekle, yabancı bir bayanın muhatap olmasına karşıyım. Ölçüler diyeceksiniz ama o ölçüler zaruret durumlarında uyulması gerekenler. Keyfi olarak bir erkek bir bayanla muhatap OLAMAZ, aynı şey bayan için de geçerlidir. Zaruri muhatabiyet durumu söz konusu ise - ki bu zaruret vicdanlara kalıyor- ölçülere dikkat edilerek, lafı uzatmaksızın muhatap olunur ve ona kimse de bişey diyemez.

Üniversite kapılarında bayrakları olan Başörtüsü için boşuna mücadele vermesinler. Haklarından vazgeçsinler.

Bu konuda yorumum yok. Mücadele vermeyip başını açanlar da var. Açmayıp üniversite kapısındaki protesto gösterilerinde her ay yeni bir sevgili bulan da var. Açmayıp da kurslarla, yurt dışında üniversiterde kendini yetiştirip eğitenler de var. Bu tercih meselesidir. Ben sadece erkeklerle muhatap olunmasın diyorum. Zaruri muhatabiyette de ölçüler var zaten. Bir kadının işinden dolayı erkeklerle muhatap olması ise zaruret değildir.

Tebliğ görevi ve ilim öğrenme sadece erkeğe farzdır.

Tebliğ ve ilim öğrenmek için erkeklerle muhatap olmaya gerek yoktur!!!

Hanım kardeşlerimizin ilim öğrenmesi gerekmez çocuklarını ilimsizde yetiştirebilirler.

ılim öğrenmek için de, çocuk yetiştirmek için de erkeklerle muhatap olmaya gerek yoktur.

Kusura bakma ben senin yazılarından böyle anlıyorum.

Sen de kusura bakma ama abi yanlış anlamışsın.

Yaşadığımız asır asr-ı saadetin yansımasıdır.

Yaşadığımız asır sadece AHıRZAMANdır. Bu zamanda ıslamın onda birini yapan kurtuluyor. Farkı buradan da anlayabilirsiniz.

Sen ıslamın 100% yaşandığı asırlara göre yaşanılsın istiyorsun.

Ben sadece; kadın,

*ne sebeple olursa olsun evini, çocuklarını ve eşini ihmal etmesin,
*hizmet için de olsa, iş için de olsa erkeklerle aynı ortamı paylaşarak yabancı erkeklerde aşinalık uyandırmasın,
*kocasına paspal, yabancılara süslenik olmasın,
*Zaruret dışında erkeklerle ASLA muhatap olmasın, zaruret halinde ise ölçülerin dışına çıkmasın ve yabancı erkeklerle muhatabiyet hususunda
%100 erkeğinin emrine uysun.

ıstiyorum....


O günlerde gelecek inşaallah.

ınşallah

Baki selamlar[/b]


Yukarıdaki alıntı içinde bu renkte olan yazılar Cihan isimli üyeye , yani bana aittir. Karıştırılmasın. Birebir cevap verebilmek için yazdım.

Barış kardeşime katılıyorum. Erkekler de keyfi olarak yabancı bayanlarla muhatap olamazlar (ölçülü veya ölçüsüz), hizmet için dahi yabancı kadınlarla teşriki mesai yapamazlar, şehevani bir niyetle dahi bakamazlar, aynı ortamda bulunamazlar. Ancak erkek dinen aileyi geçindirmekle yükümlüdür. Rızık temini için bayanlarla, iş gereği, ölçüsüne uyarak, lafı uzatmaksızın, gözlerinin içine bile bakmaksızın, karısına sadakatine zarar vermeksizin muhatap olabilirler.

Barış kardeşim. Erkekler olarak üstümüze düşeni yapmadığımızdan kadınlarımız bu haldeler. Biz kendi suçumuzu bildiğimizden, artık kadınlarımıza da pek ses çıkaramaz olduk. Veya yapmamalarını istediklerimizi kendimiz yaptığımızdan sözlerimiz tesir etmez oldu.

Muhabbet ve dualarımla...
Asya'nın bahtının miftahı meşveret ve şuradır...

barish

Orta Düzey

Mesajlar: 387

Konum: USA

Meslek: PHD ogrencisi

Hobiler: Risale, Pirlanta, Matematik

  • Özel mesaj gönder

12

04.11.2004, 13:29

Cihan ve Sendogan kardeslerim, evli misiniz?

sadece merak....

Cihan abi, cok iyi konusuyorsun lakin fakirin fikri olayin biraz daha yuzeyden kaldigi konusunda. Buna fikri degil de hissiyat desek daha iyi olur..

Sadece genel bir sorum var:

KAdinin evine karsi yukumlulugu nedir?

hurmetler
BArish

not: Islamda kadin kocasinin rizasini alip bir yerde calisabilr sanirim. Lakin kadin eger kendi isine sahipse bu ona kocasinin bakamasi luzumunu degistirmez. Zaten kadinin kendi soyadini tutmasi biraz da bundandir. Bir de olaylara ictimai donemler acisindan bakmak lazim. Mesela esler ikisi de calisiyorsa, ozaman erkek bakmak zorunda diye kendi kazandigini eve harcamayan bir es bir sure sonunda gecimsizlige sebep olur. Baska bir hata da eslerin birbirlerine zaten kendi kafalarinda yer bicmis olmasidir. MEsela Turk kulturunde(Islam da degil) kadin 3 ogun yemek hazirlamak zorundadir. Kanaati acizanemce bunu soyle algilamali: "Eger esler ikisi de calisiyorsa, bunu birlikte yapmalilar. Yok koca calisiyorsa, esine de is bolumunde ev isleri dusebilir ama yine de koca yardim etmekle yukumludur"
"Arkadas, gel bana bu Nur'larin elmaslarini kesfetmeye yardimci ol ve ben de sana "Allah razi olsun" diyeyim."

13

04.11.2004, 14:42

Cihan kardeşimin dediklerini tamamıyle katılıyorum

14

04.11.2004, 20:43

Alıntı sahibi ""barish""

Cihan ve Sendogan kardeslerim, evli misiniz?

Sözlüyüm ve söz döneminin öncesi tanışma olayında açıkça çalışma olayını istemediğimi söylemiştim.

sadece merak....

Cihan abi, cok iyi konusuyorsun lakin fakirin fikri olayin biraz daha yuzeyden kaldigi konusunda. Buna fikri degil de hissiyat desek daha iyi olur..

Olayın derinliklerine inersek şahısların zaafları ve hissiyatları girer . Kimsenin özel hayatına dokunmamak gerekir. Siz Avrupa'da ve Amerika'da yaşayanlar daha iyi bilirsiniz ki bir kişiye 20 cm'den daha çok yaklaşırsanız özel alanı ihlal edersiniz. ısterseniz ıslamî zeminde müzakereye devam edelim.

Sadece genel bir sorum var:

KAdinin evine karsi yukumlulugu nedir?

Bu soruya şendoğan ağabeyim cevap verirse memnun olurum. Çünkü Gelinlere ve Damatlara 10 Altın nasihatte bulunmuştu, bu forumda

hurmetler
BArish

not: Islamda kadin kocasinin rizasini alip bir yerde calisabilr sanirim.
Çok doğru

Lakin kadin eger kendi isine sahipse bu ona kocasinin bakamasi luzumunu degistirmez. Zaten kadinin kendi soyadini tutmasi biraz da bundandir. Bir de olaylara ictimai donemler acisindan bakmak lazim.

Bence olaylara ıslami gerekçeler ve sorumluluklar açısından bakmak lazım. Kadının işinin olması, kocasının ona bakması lüzumunu değiştirmez.

Mesela esler ikisi de calisiyorsa, o zaman erkek bakmak zorunda diye kendi kazandigini eve harcamayan bir es bir sure sonunda gecimsizlige sebep olur. Baska bir hata da eslerin birbirlerine zaten kendi kafalarinda yer bicmis olmasidir. MEsela Turk kulturunde(Islam da degil) kadin 3 ogun yemek hazirlamak zorundadir. Kanaati acizanemce bunu soyle algilamali: "Eger esler ikisi de calisiyorsa, bunu birlikte yapmalilar. Yok koca calisiyorsa, esine de is bolumunde ev isleri dusebilir ama yine de koca yardim etmekle yukumludur"

Buna da rahatlıkla ve emin olarak diyebilirim ki ıslam'da ;

Kadın erkeğinin rızasını almadan KESıNLıKLE ÇALIşAMAZ VE HATTA ÇALIşMAYI GEÇıN NAFıLE ıBADETıNı DAHı YAPAMAZ! Ayrıa erkek razı olduğunda çalışan kadının kazandığı para tamamen kendisine aittir. Eğer istemezse, NE KOCASINA VERMEYE NE DE EVı ıÇıN HARCAMAYA KıMSE ONU ZORLAYAMAZ! AMA ERKEK YUVASINA, KARISINA BAKMAKLA YÜKÜMLÜDÜR.

Evdeki iş bölümü ise tamamiyle kendi aralarındadır. Erkek, normal zamanlarda ev işlerine yardım etmek zorunda değildir. Tabi eşi hamile, hasta,vb. olmadıkça. Ama hayatın müşterek olduğuna inandığım için ve kimseye yük olmamak düsturunu kendime rehber edindiğim için ben eşime elimden geldiğince-BAşKA ERKEKLERLE MUHATAP OLDUğU ışı DIşINDA- her konuda yardımcı olurum.




Sanırım evaplarım yeterince açık ve nettir. Kadın erkeğinin soyismini kabul etmemesi, erkeğinden bağımsız yaşamaya başlaması tamamen mimsiz medeniyetin hurafeleridir. Kadın soyu temsil etmez, soyu devam ettirmez. Kendi soyadını kullanmasının altında ne yatar? Bunun peşine çocuklarına da kendi soyadını verme isteği gelirse ne yapacağız?

Zürriyet erkektir. Kadın ise namustur. Bunlar benim örfümde olanlardır. Dinen de erkek evin reisidir. Kadın, kocasının rızasını temin etmekle ZORUNLUDUR. Erkek de karısına şefkat, merhamet ve adaletle yaklaşmak ZORUNDADIR!

Kaldığımız yerden müzakerelere devam etmek niyetiyle...

Muhabbet ve dualarımla....

Cihan KOÇ

Not: abdülhamit kardeş. Allah razı olsun...
Asya'nın bahtının miftahı meşveret ve şuradır...

barish

Orta Düzey

Mesajlar: 387

Konum: USA

Meslek: PHD ogrencisi

Hobiler: Risale, Pirlanta, Matematik

  • Özel mesaj gönder

15

04.11.2004, 21:36

Nefsime konusayim ve hissesi olan bundan alsin(ben bekarim da):

"Bekara kari bosamak kolaydir"

hurmetler
Barish

not: Cihan abim, ben sizin dediklerize yanlis demedim cunku bu konu da fazla ilmim derin degil. Lakin sizden ricam kavl-i leyyin ile konusmaniz. Suanki yazis tarziniz hakikatleri de konussa sevdirmiyor. Insanda bir asagilanma ve huzursuzluk hissi veriyor. Lutfen Peygamberi (SAV) ornek alalim bu meselede. O'nun hakkinda ayet var: "Eger onlara yumusak ve kavli leyyin ile davranmasa idin, onlar senin etrafindan dagilip giderdi" diye. Bize de dusen budur.

not2: bana kadinin ev islerinde sorumlu oldugunu gosteren bir hadis ve ya ayet verebilirmisiniz(ben hic gormedim bu vakte kadar)? benim bildigim kadin cocugunu emzirmekle bile yukumlu degil. Lutfen dikkatli olalim. Evlenirken kole almiyoruz. Olaylari cok basit bir bicimde itaat-muhabbet cizgisine getiremezsiniz. Zorla o cizgiye gelen evlilik varmidir o da bilinmez. Itaat eden kisinin itaati ya korkudan ya da muhabbettendir. Ilki evliligin bittigi yerde baslar. Sozler kolay, aksiyona dokmek zordur. Kulturun din ile karismasi ise en tehlikeli olanidir. Kisinin muhabbet ile birisine itaati ise karsidakinin bunu haketmesine baglidir. Yoksa bunu ben boyle okudum kardesim bu boyle olmak zorunda turu basite indirilmis bir yaklasim uzun vadede patalojik sorunlar dogurur. Karsidakine senin bana itaat etme zorunlulugun var demek kisinin aslen o konumu bileginin hakki ile kazanamamis oldugunu gosterir. Yoksa kisinin bunu soylemeye ihtiyaci olmayacakti. Benim sahit oldugum evlilikler genelde taraflarin birbirlerinin bazi eksiklerini gormemezlikten gelmeleri ile yuruyor. Bu ise toplumlarin(ve toplumlarin en kucugu olan ailenin) bir arada uyum icinde yurumesinin sartidir. Eskiden de bu boyle idi, simdi de boyle ve sonra da boyle olacak. Peygamberimiz SAV dahi eslerinin bazi eksiklerine goz yummus. Kendisi eksik degildi, ama biz eksigiz ve bu da hatirdan cikarilmamali.

Bunlari soylerken de fikhi kurallari cigneme gayemiz yoktur. Gayemiz bazi seyleri derine ve hikmetine inmeden "bu boyle yapilmis ve bizde de boyle olmak zorunda" diye bir cikis yapmanin yanlis oldugunu soylemektir. Bu zahirciliktir. Lakin kisi eger ayetlerin ve de hadislerin batinina vakif olmaya calisarak bazi cikarimlari yaparsa o zaman sukut duser digerlerine. Zahircilige en basit ornek "Arz balik ile okuzun boynuzundadir" mealindeki hadistir. Zahirci zat bunu kabul etse bile aklinda bir okuz tasavvur eder ve dunyayi uzerine oturtur. Ama hadisin batini manasina bakan sahis bundan baska seyler anlar.

not3: Risalelerin en buyuk gayelerinden birisi kisileri zahircilikten kurtarmak ve de batini manalari anlamasini saglamaktir. Ayrica itaatin en buyuk kaynaklarindan birinin hikmet oldugunu Risaleler gosterir ve soyler. Hikmetsiz itaat topaldir. Cunku biryerde takilma ihtimali coktur.
"Arkadas, gel bana bu Nur'larin elmaslarini kesfetmeye yardimci ol ve ben de sana "Allah razi olsun" diyeyim."

barish

Orta Düzey

Mesajlar: 387

Konum: USA

Meslek: PHD ogrencisi

Hobiler: Risale, Pirlanta, Matematik

  • Özel mesaj gönder

16

04.11.2004, 21:43

Iste beni olduren en buyuk meselelerden birisi de sudur:

"Ne zaman iman ve ya marifet ekseninde bir baslik acsak bir kac mesaj sonra olur. Ama bunun yaninda baska bir cok baslik vardir ki hemen yiginla mesaj gelir."


Aslen bu iman ve marifetin kiside yerlesmedigine ya da kisinin tevazuu sebebi ile bunu kendine sakladiginin isaretidir.

Bizim iddiamiz, marifet eksenli olmayan bir evliligin ise yukarida bahsi gecen seylerin bir cogundan mahrum olacagidir. Cunku marifet ehli bir es kendi ustune dusen sorumluluklari da marifet ekseni etrafinda yapar.

Eger iman ve marifet ehli esler var ise zannimca fitratlar celismedigi surece evlilik cok huzurlu olur.

Ah keske taklidi imandan bir kurtulabilsek.

hurmetler
Barish
"Arkadas, gel bana bu Nur'larin elmaslarini kesfetmeye yardimci ol ve ben de sana "Allah razi olsun" diyeyim."

17

05.11.2004, 12:37

Üslubum yanlış olabilir. Hakkınızı helal ediniz. Gerçekten hakkaniyetlisiniz barish kardeş.

Hadisi tam olarak hatırlamıyorum ve sahih olup olmadığı hakkında kesin bir bilgim yok. Takvim yaprağında okumuştum. şu şekilde veya bu anlamda bir hadis vardı.

"Allah'a itaat etmenizi emretmemiş olsaydım, kocalarınıza itaati emrederdim"

Bunun hadis olup olmadığı ve hadisse kaynağını bilen varsa, yardımcı olursa memnun olurum.

Ayrıca Üstad lemeatta, hanımlar rehberinde kadının konumunu çok güzel açıklamış. Erkeğinin şefkatini, merhametini, koruyuculuğunu, saygısını almayı başaramayan kadın, çok iyi okuyup cumhurbaşkanı da olsa mutlu olabileceğini zannetmem. Çünkü korunma duygusu kadının fıtratında var. Ayrıca anne çocuğunu mecbur emzirir çünkü emzirmemesi zaten sağlık problemi, annelik duygusu zaten sıkıştırır vicdani olarak. Yani bazı şeyler yer çekimi misali emredilmese de yapmak zorundayız.

Aynı şekilde, ben hem çalışıp para kazanayım, hem ev işlerini yapayım, hem çocuklara bakayım, çamaşırıydı, yemeğiydi, ütüsüydü, bulaşığıydı hepsini kendim yapayım ve akşam eve geldiğimde yorgunken bana moral verecek bir eşe ihtiyacım varken karşımda suratı asık ve benden yorgun bir eş bulayım. Peki o zaman evlenmemin tek espirisi çocuk yapmak mı?

Sanırım Risale-i Nur'a göre kadının çalışmasını irdeleye irdeleye temele kadar geldik ve EVLıLıK nedir? Bu sorunun cevabında anlayış farklılıklarımız var.

Evlenirken erkekler kendilerine köle almıyorlar. Ama kadınlar da kendilerine köle almıyorlar. Kadının çalışması zaten bana göre doğru değil. Evde akşama kadar bilmem neresini yayıp yatacak ve ben gidip çalışacam (bu dinen farzdır ve kadının erkeği üzerindeki hakkıdır) gelicem eve yemek yok, işler yapılmamış. Ben köle miyim, enayi miyim, akşama kadar çalışayım, ev işlerini yapayım, çocuklara bakayım, başka bir derdiniz var mıydı???

Erkek de karısının kölesidir, kadın da erkeğinin. Yeri geldiğinde ikisi de birbirine yardımcı olmak zarureti vardır. Hayat müşterektir. Evin reisi dinen erkektir.

Galiba ben biraz yobazım. Kadını eve tıkıyorum. Yani sadece zaruri olmadıkça yabancı erkeklerle muhatap olmasın dedim ve bunun için çalışması da zaruretler içine girmez dedim. Böyle dedim diye kadın köle oldu, hakkı gasp edildi. Bravo yani...

Neyse ben diyebileceğim her şeyi çoktan söylemiştim zaten. Kendi özel sorunumda işi bırakmazsa nişan veya nikahı yapmayız olur biter. O çalıştığı sürece sözlü olarak kalırız. Diğer kadınlar da beni çok alakadar etmiyor. Napalım. Bu devir böyle demek ki.

Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.

Vesselam...
Asya'nın bahtının miftahı meşveret ve şuradır...

Risale Okuyorum

Üyeliği İptal Edildi

  • "Risale Okuyorum" bir erkek
  • "Risale Okuyorum" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 663

Konum: Ankara

Meslek: Öğrenci

Hobiler: İnternet, Risale-i Nur

  • Özel mesaj gönder

18

05.11.2004, 12:46

Cihan isimli üyemizin de dediği gibi görünüşe bakılırsa bu konunun müzakeresi Risale-i Nur ve Nurculuk kısmıyla alakasız mecralara kaymış ve görünene göre ortaya şahsi ölçüler koyularak kısır döngü içerisinde tartışmalar sürüp gidecektir.

Bu konuyu daha fazla gümdemde tutmanın bir anlamı olmadığını düşündüğüm için, mesajda bahsi geçen üyelerin özel mesaj yoluyla meselelerini halletmelerini rica ediyor ve affınıza sığınarak konuyu kilitliyorum.

Saygılarımla...
"şimdi oku, kabirde okuyamazsın!" (Zübeyir Gündüzalp)

Bu konuyu değerlendir