You are not logged in.

Dear visitor, welcome to Muhabbet Fedâileri. If this is your first visit here, please read the Help. It explains in detail how this page works. To use all features of this page, you should consider registering. Please use the registration form, to register here or read more information about the registration process. If you are already registered, please login here.

1

Friday, April 24th 2009, 9:57pm

Namazla Çocuk Rahmet Kucağında Terbiye Olur




Namazla Çocuk Rahmet Kucağında Terbiye Olur


Rabbimiz Ankebut suresinde “Namaz insanı bütün kötülüklerden korur” buyurmuştur. Namaz insan için büyük bir terbiye metodudur. Namaz ile saygıyı, tevazu ve güzel ahlâkı öğrenen bir çocuk, Rabbi’ni tanır, ebeveynine asi olmaz. Namazla çocuk rahmet kucağında yetişen bir güle benzer.

İnsanoğlu dünyada iken ne derdi ne de tasası biter. Çoğu konuşmalar “ıçimde bir boşluk var bir türlü dolmuyor…” sözleriyle noktalanır. Günah ve dünya sıkıntılarıyla yıpranıp sıhhatini kaybeden kalp huzuru bulamaz. Hz. Mevlana (k.s) Mesnevisi’nde bu boşluğu şöyle tarif eder; “Namaz ehli olmayanı, gönül namazı kılmayanı, öfke rüzgârı, şehvet rüzgârı, tamah rüzgârı alıp götürür.” Namaz gönül yaralarını sararken iç huzuru ve vicdani bir rahatlık da sunar. Peygamberimiz (Selamün Aleyküm.v) “Namazda şifa vardır” buyurmuştur.

Mümin namaza niyet edip kıyama durduğunda sevgi ve saygı ile Rabbi’nin huzuruna varır. “Allahu Ekber” kelamını söyleyip tekbir alırken teslimiyetiyle Yaratan’ına kurban olur. Bu öyle bir teslimiyettir ki benliğe vurulan keskin bir kılıç gibidir. Çünkü insan, hakiki efendisini, Rabbi’ni tanır ve onun huzurunda boyun bükmeyi öğrenir. Nefsin arzularını kurban ederken, şeytanın vesveselerini de keser.

Namazda sağ el sol el üzerine konurken; sağ elin ahireti sol elin ise dünyayı tasvir ettiği düşünülür. Dünyalık kaygılar sağ el ile bağlanarak yüce Allah’a boyun bükülür. Kıyamda başlayan saygı, rükûda tevazu ile kucaklaşır. Rükûda başlayan tevazu ise secde de zirveye varır. Ruh ve kalbin Allah’a en yakın olduğu bu anda kul Rabbi’yle en güzel bağı kurar.



This post has been edited 2 times, last edit by "ruhefza" (Jul 24th 2009, 12:05pm)


2

Friday, April 24th 2009, 10:04pm

Ebeveynler çocuğuna namazı sevdirmek istiyorsa


Namaz hayatımızın merkezinde mi?


Allah Rasulü’nün (Selamün Aleyküm.v) hayatının merkezinde namaz vardı. Hz. Aişe (r.anha) annemiz anlatıyor: “Rasulullah bizimle konuşur biz de onunla konuşurduk. Ama namaz vakti gelince bizi tanımıyormuş gibi bir hale bürünür, bütün varlığıyla Allah’a yönelirdi.”

Çocuklara namazı sevdirerek öğretmek ve namazı hayatın merkezinde görmelerini sağlamak ebeveynlere bağlıdır. Namaz vakti yaklaştığında, her işini bir tarafa bırakıp güzel ve temiz elbiseler içinde Allah’ın huzuruna varmak için hazırlanan anne-babaya şahit olan bir çocuk, namazın ne kadar önemli bir ibadet olduğunu fark edecektir. Aile danışmanı Münir Arıkan ailesini namaza alıştırmak için şöyle bir metot izlediğinden bahseder: “Evlendiğimizde eşime çok güzel bir seccade aldım. Bunu sekiz yıldır kendim seriyorum. Eşime bir gün bile, ‘hadi namaz’ demedim. Bir çocuğumuz oldu, bu sefer küçük bir seccade aldım. şu an beş seccademiz var. Ben bunları gece gündüz seriyorum. şimdi dokuz aylık çocuğumuz geliyor, kafasını oraya koyuyor, kendi kendine mırıldanıyor…

Ebeveynler çocuğuna namazı sevdirmek istiyorsa öncelikle onun önemli gördüğü şeylere değer vermeli, özel eşyalarına ve sevdiği şeylere saygı duymalıdır. Araştırmacı yazar Cemalnur Sargut bu konuyla ilgili, şahit olduğu bir olayı şöyle anlatıyor: “Bir tanıdığımızın dört yaşındaki çocuğunun namazdan nefret ettiğini öğrenince çok üzüldük ve sonradan anlaşıldı ki, namaz saatlerinde çocuğun seyrettiği çizgi film kapatılıyor. Böyle yapmak yerine, başka bir odada kılmak daha iyi sonuç verir. Diğer zamanlarda elbette çocuğun görebileceği yerlerde kılınmalı.



This post has been edited 1 times, last edit by "ruhefza" (Jul 24th 2009, 12:06pm)


3

Friday, April 24th 2009, 10:06pm

Devam edecek..inşaAllah..

Zehracan

Super Moderator

Posts: 8,190

Hobbies: Risale-i Nur, DUA...

  • Send private message

4

Sunday, April 26th 2009, 4:08pm

Allah razi olsun abla..bekliyoruz..
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

*nuriye

Moderator

Posts: 1,079

Location: İstanbul

  • Send private message

5

Saturday, May 23rd 2009, 5:44pm

Çok güzel bir konu Allah razı olsun.Devamını bekliyoruz.
''Ey gönül!Canına üflenen nefhayla yan da kavrul!Amma lale gibi ol ki;halinden sadece ''yar'' haberdar olsun.''

6

Friday, July 24th 2009, 12:09pm

Dört yaş eğitim için çok önemlidir.


Cami çocuğun Rabbi’ni tanıyacağı okuldur


Namaz yüce Kuran’da en çok zikredilen ibadetlerden biridir. Bunun için de çocuğun ilk öğreneceği ibadet namaz olduğu gibi Rabbi’ni tanımasına vesile olacak ilk okul da camidir. Ecdadımız bu konuda oldukça hassas davranmıştır. Osmanlı döneminde her mahallede kurulan sıbyan mekteplerinde, dört yaşında eğitime Kur’an ile başlanırdı. Zira dört yaş eğitim için çok önemlidir. Bu yaştaki çocuklara dua ve ibadet ilginç geldiği gibi hoşlarına da gider.

Çocuğunun namazın ne kadar büyük bir ibadet olduğunu kavramasını isteyen ebeveynlere buldukları her fırsatı değerlendirmek düşüyor.
Özellikle babalar cemaatle namaz kılarken çocuklarını da beraberinde götürmeyi birer vazife olarak görmelidir. Hafta sonu tatilleri, camileri ve cami hükmündeki mübarek mekanları ziyaret için iyi bir fırsat olabilir. Camilerin manevi atmosferiyle buluşan çocuklar, aynı zamanda tarihi hakkında bilgi verilirse kültürel değerleri tanıma ve saygı duyma bilinci de geliştirir.



7

Friday, July 24th 2009, 12:13pm

Duaların anlamını bilmiyordum fakat namaz kılarken bir mutluluk hissederdim.


“Namaz benim en vefalı dostum”


Beş altı yaşlarında namaz ile tanışan Fatma Hanım “Namaz benim en vefalı dostum oldu ama bu sevgiyi dedemin namaz sevdasından aldım” diyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Köyde bütün evler camiye yakın değildi. Bir de kara kış eklenince camiye gitmek zorlaşırdı. O uzun kış günlerinde yatsı vakti gelince camiye uzak olan mahalle sakinleri bizim evde toplanırdı. Dedeme ‘Hasan Ağa bize namaz kıldır’ derlerdi. Dedemin kulağı zor işitirdi, sağlığı da iyi sayılmazdı ama namaz deyince gözleri parlar 18 yaşında bir delikanlı gibi kalkar güzelce abdest alır seccadesini serer, namaza başlardı. İşte ben de o cemaat arasında onların yanında boyunlarına sarılır bazen de namaz kılar gibi yapardım.

Namaz bitince dedem menkıbeler kitabından hikâyeler okurdu. Kimi ağlar, kimi esner, kimi ah çekerdi. Velhasıl herkes ruhu doymuş ve sabah namazı için hazır bir şekilde evinin yolunu tutardı. Çocukken namazlarımda okuduğum duaların anlamını bilmiyordum fakat namaz kılarken bir mutluluk hissederdim. Şimdi yetişkin bir insan oldum ama hala o kıldığım çocukluğumdaki namazın tadı bir başka.

Bu gün namazım en vefalı arkadaşsa; dedemin namaz kılarken omuzuna sıçrayıp beraber secdeye varışıma borçluyum.



8

Friday, July 24th 2009, 2:37pm

Ne kadar güzel bir başlık olmuş ablacım , Allah razı olsun , :çiçek:
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~Yolun ucunun nereye varacağını düşünmek beyhude bir çabadan ibarettir.
Sen sadece atacağın ilk adımı düşünmekle yükümlüsün.
Gerisi zaten kendiliğinden gelir...

( ŞEMS-İ TEBRİZİ )


wcf.user.socialbookmarks.titel

Rate this thread