Sie sind nicht angemeldet.

Lieber Besucher, herzlich willkommen bei: Muhabbet Fedâileri. Falls dies Ihr erster Besuch auf dieser Seite ist, lesen Sie sich bitte die Hilfe durch. Dort wird Ihnen die Bedienung dieser Seite näher erläutert. Darüber hinaus sollten Sie sich registrieren, um alle Funktionen dieser Seite nutzen zu können. Benutzen Sie das Registrierungsformular, um sich zu registrieren oder informieren Sie sich ausführlich über den Registrierungsvorgang. Falls Sie sich bereits zu einem früheren Zeitpunkt registriert haben, können Sie sich hier anmelden.

1

Montag, 13. April 2009, 12:46

Mahmut şevket Paşa'nın 100 Yıllık Korkunç Ses Kaydı

Sultan Abdülhamid'i Tahttan ındiren Mahmut şevket Paşanın 100 Yıılık Korkunç Ses Kaydı Ortaya Çıktı:

TARıH TEKERRÜR EDıYOR
ERGENEKON BOZGUNCULARININ SESı 100 YIL ÖTEDEN GELıYOR


Tarih boşuna yaşanmış bir tecrübe değildir. Üzerinden bir asır geçen bu olayın içinde, Ergenekon`un tarihi de bulunmaktadır. Hikâye, askerin gırtlağına kadar siyasetin içine batması ve iktidar peşinde koşmasından ibarettir. Devlete ve millete ise, bu hırsın çok pahalıya patlayan bedelini ödemek kalmıştır. Bedel, kaybedilen Balkanlarda katliama tabi tutulan milyonlar ve tasfiye edilen koskoca bir imparatorluktur.

[img:432:600]http://www.resimlere.com/data/media/169/Shevket_Pasha.jpg[/img]
Hareket Ordusu Kumandanı, ıhtilalci Mahmut şevket Paşa

Korkunç Ses Kaydını Dinleyin:

http://videomahzeni.blogspot.com/2009/04/bir-darbenin-ses-kaydi.html

ışte Ses Kaydındaki ıbretlik ıfadeler

DıKTATÖR PAşA'DAN SULTAN ABDÜLHAMıD'E:
"Köhne Bizans'ın Baykuşu, ınsan Kıyafetindeki Canavar" !!!


"Arkadaşlar! Yüzbinlerce şühedânın (şehidlerin) kanı bahasına kazanılan meşrutiyetimizi mahvedip yerine yine istibdâdı ikame etmek (kurmak) üzere ıstanbul'da, o köhne Bizans'ın Yıldız burcunda ikamet eden baykuş; insan kanı emmekten, öksüz yetimlere gözyaşı döktürmekten mütelezzi olan (zevk alan) haris; 600 senelik muhteşem, muzaffer bir milletin tarihini, ecdadının namusunu lekeleyen o insan kıyafetindeki canavar; ıstanbul'da avcı taburlarını iğfal ettirmiş (kandırmış), para mukabilinde namuslarını satan o alçaklar da sâir muti askerleri (emirlere itaat eden diğer askerleri) cebren (zorla) isyanlara iştirak ettirmişler. Orada ne kadar hamiyyetli kardaşlar, ne kadar genç mektepli zabitler varsa cümlesi birer suret-i feciyyede şehid ediliyorlar.

VATAN GıTTı, MıLLET MAHVOLDU !!!

ışte, bu şühedânın içinde Âsâr-ı Tevfik Zırhlısı Kapudanı Ali Kabûli Bey de var. ıstanbul'un erbâb-ı namusu pencerelerden bile bakmaya cesaret edemiyorlar. Makarr-ı Hilâfet kan ağlıyor. Payitaht bizden, ordudan, imdat bekliyor. Vatan gidiyor, millet mahvoluyor. Ne duruyoruz? Bizde cesaret, bizde hamiyyet yok mu? ışte ben, tekmil (bütün) servetimi ordunun masârif- i iftihâriyyesine, hayatımı da vatana feda ediyorum. Hürriyetin istihsâli (elde edilmesi) için benimle beraber ıstanbul'a gidecek içimizde çok kahraman var (...)

Öyle ise, ordu marşı çalarak eyyyy!"

2

Samstag, 6. Juni 2009, 23:36

Bugünkü rezaletin ilk perdelerinden ilk sahnelerinden sesler. Bu nasıl bir hınç, bu nasıl bir kin, bu ne büyük bir öç alma ve intikam duygusudur anlamak mümkün değil. Harbiye askeri müzesinde bu şahsa düzenlenen suikast esnasında içinde bulunduğu arabayı görünce de tüylerim diken diken olmuştu. şimdi de.

Thema bewerten