Sie sind nicht angemeldet.

Lieber Besucher, herzlich willkommen bei: Muhabbet Fedâileri. Falls dies Ihr erster Besuch auf dieser Seite ist, lesen Sie sich bitte die Hilfe durch. Dort wird Ihnen die Bedienung dieser Seite näher erläutert. Darüber hinaus sollten Sie sich registrieren, um alle Funktionen dieser Seite nutzen zu können. Benutzen Sie das Registrierungsformular, um sich zu registrieren oder informieren Sie sich ausführlich über den Registrierungsvorgang. Falls Sie sich bereits zu einem früheren Zeitpunkt registriert haben, können Sie sich hier anmelden.

41

Samstag, 6. August 2005, 20:51

Bu yük senden Allah'im çekecegim naçarim!
Senden sana siginir senden sana sana kaçarim!


necip fazıl
sabir en buyuk erdemdir..

42

Samstag, 6. August 2005, 20:53

AFFET
Göz kaptırdıgım renkten kulak verdigin sesten,
Affet senden habersiz aldigim her nefesten
necip fazıl
sabir en buyuk erdemdir..

mavilale

Fortgeschrittener

Beiträge: 202

Wohnort: bir ummandan..

Hobbys: ...

  • Nachricht senden

43

Samstag, 6. August 2005, 21:29

Zitat von »"nezo"«

AFFET
Göz kaptırdıgım renkten kulak verdigin sesten,
Affet senden habersiz aldigim her nefesten
necip fazıl



ALLAHIM....
MAşALLAH...
Bir gömlek düştü bu hikayede bize, yakub’un gözyaşına değen…

Zülfikar

Schüler

  • »Zülfikar« ist der Autor dieses Themas

Beiträge: 117

Wohnort: istanbul

Beruf: öğrenci

Hobbys: tasavvuf

  • Nachricht senden

44

Dienstag, 9. August 2005, 20:21

Bendedir

BENDEDıR

Ne azap, ne sitem bu yalnızlıktan,
Kime ne, aşılmaz duvar bendedir,
Süslenmiş gemiler geçse açıktan,
Sanırım gittiği diyar bendedir.

Yaram var, havanlar dövemez merhem;
Yüküm var, bulamaz pazarlar dirhem.
Ne çıkar, bir yola düşmemiş gölgem;
Yollar ki, Allah'a çıkar, bendedir.

NECıP FAZIL KISAKÜREK
Seyfullah Putkıran

SerZenis

Anfänger

Beiträge: 49

Wohnort: Manisa

Beruf: Öğrenci

Hobbys: Risale-i Nur,Edebiyat,Müzik...

  • Nachricht senden

45

Dienstag, 16. August 2005, 23:23

Veda



Elimde, sükutun nabzını dinle,
Dinle de gönlümü alıver gitsin!
Saçlarımdan tutup, kor gözlerinle,
Yaşlı gözlerime dalıver gitsin!

Yürü, gölgen seni uğurlamakta,
Küçülüp küçülüp kaybol ırakta
Yolu tam dönerken arkana bak da,
Köşede bir lahza kalıver gitsin!

Ümidim yılların seline düştü,
Saçının en titrek teline düştü,
Kuru yaprak gibi eline düştü,
ıstersen rüzgara salıver gitsin!
BüTün FiRaKLaRdAn GeLeN FeRyAdLaR, AşK-ı BeKaDaN GeLeN AğLaMaLaRıN TeRCuMaNLaRıDıR...

Zülfikar

Schüler

  • »Zülfikar« ist der Autor dieses Themas

Beiträge: 117

Wohnort: istanbul

Beruf: öğrenci

Hobbys: tasavvuf

  • Nachricht senden

46

Samstag, 20. August 2005, 13:17

Ağzımı Dikseler





Tel tel ve iplik iplik dikseler de ağzımı;
Tek ses duysalar; Allah... Yoklayanlar nabzımı.

1973

Necip Fazıl Kısakürek
Seyfullah Putkıran

Zülfikar

Schüler

  • »Zülfikar« ist der Autor dieses Themas

Beiträge: 117

Wohnort: istanbul

Beruf: öğrenci

Hobbys: tasavvuf

  • Nachricht senden

47

Samstag, 20. August 2005, 13:20

Allah Dostu


Allah Dostu




Allah dostu odur ki, nefsine tek pay biçmez;
Kırk yıl bir ekşi ayran özler de onu içmez.

Necip Fazıl Kısakürek
Seyfullah Putkıran

Zülfikar

Schüler

  • »Zülfikar« ist der Autor dieses Themas

Beiträge: 117

Wohnort: istanbul

Beruf: öğrenci

Hobbys: tasavvuf

  • Nachricht senden

48

Samstag, 20. August 2005, 13:21

Büyük Randevu

Büyük Randevu



Büyük randevu... Bilsem nerede, saat kaçta?
Tabutumun tahtası, bilsem hangi ağaçta?

Necip Fazıl Kısakürek
Seyfullah Putkıran

Zülfikar

Schüler

  • »Zülfikar« ist der Autor dieses Themas

Beiträge: 117

Wohnort: istanbul

Beruf: öğrenci

Hobbys: tasavvuf

  • Nachricht senden

49

Samstag, 20. August 2005, 13:22

ÇIRPINIR





Dinle, kulağını ver de mezara!
Ölüler evlattan yana çırpınır.
Nesiller arası korkunç manzara;
Domuz yavrulayan ana çırpınır.

Kalbten kazıdılar iman sırrını;
Hergünün bugünden beter yarını.
Acı rüzgarlara vermişte bağrını
Türk bayrağı yana yana çırpınır.

Necip Fazıl KISAKÜREK
Seyfullah Putkıran

Alkan

Meister

Beiträge: 1 694

Hobbys: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Nachricht senden

50

Samstag, 20. August 2005, 14:36

Re: ÇIRPINIR

Zitat von »"Zülfikar"«





Dinle, kulağını ver de mezara!
Ölüler evlattan yana çırpınır.
Nesiller arası korkunç manzara;
Domuz yavrulayan ana çırpınır.

Kalbten kazıdılar iman sırrını;
Hergünün bugünden beter yarını.
Acı rüzgarlara vermişte bağrını
Türk bayrağı yana yana çırpınır.

Necip Fazıl KISAKÜREK


Allah razı olsun etkileyici...
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

Zülfikar

Schüler

  • »Zülfikar« ist der Autor dieses Themas

Beiträge: 117

Wohnort: istanbul

Beruf: öğrenci

Hobbys: tasavvuf

  • Nachricht senden

51

Donnerstag, 25. August 2005, 00:01

Allah cümlemizdan ve üstat necip fazıldan razı olsun
Seyfullah Putkıran

52

Samstag, 27. August 2005, 19:09

inş..

53

Sonntag, 11. September 2005, 16:26

DAğLARDA şARKI SÖYLE...

Al eline bir değnek,
Tırman dağlara, söyle!
şehir farksız olsun tek,
Mukavvadan bir köyle.

Uzasan, göğe ersen,
Cücesin şehirde sen;
Bir dev olmak istersen,
Dağlarda şarkı söyle!

Necip Fazıl KISAKÜREK
Güzellik ne oradadır, ne burada; ne şu zamanda, ne bu zamanda; ne Roma’da, ne Atina’da. Güzellik, hayran olabilen bir ruh neredeyse oradadır. Başka yerde ararsanız, nafile!
-Henry David Thoreau-

54

Sonntag, 11. September 2005, 16:27

CANIM ıSTANBUL

Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu ıstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
ıçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.

Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki ıstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.

ıstanbul benim canım;
Vatanım da vatanım...
ıstanbul,
ıstanbul...

Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
Bulutta şaha kalkmış Fatih'ten kalma kır at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...

şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare?..
Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet...

O manayı bul da bul!
ılle ıstanbul'da bul!
ıstanbul,
ıstanbul...

Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği.
Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.

Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...
Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir " Katibim"i...

Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak.
ıstanbul,
ıstanbul...

Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!
Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler...
Eyüp öksüz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.

Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı Sarayından.
Ana gibi yar olmaz, ıstanbul gibi diyar;
Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar...

Gecesi sünbül kokan
Türkçesi bülbül kokan,
ıstanbul,
ıstanbul...


Necip Fazıl KISAKÜREK
Güzellik ne oradadır, ne burada; ne şu zamanda, ne bu zamanda; ne Roma’da, ne Atina’da. Güzellik, hayran olabilen bir ruh neredeyse oradadır. Başka yerde ararsanız, nafile!
-Henry David Thoreau-

55

Sonntag, 11. September 2005, 16:28

KALDIRIMLAR

I

Sokaktayım, kimsesiz bir sokak ortasında;
Yürüyorum, arkama bakmadan yürüyorum.
Yolumun karanlığa saplanan noktasında,
Sanki beni bekleyen bir hayal görüyorum.

Kara gökler kül rengi bulutlarla kapanık;
Evlerin bacasını kolluyor yıldırımlar.
ın cin uykuda, yalnız iki yoldaş uyanık;
Biri benim, biri de serseri kaldırımlar.

ıçimde damla damla bir korku birikiyor;
Sanıyorum, her sokak başını kesmiş devler...
Üstüme camlarını, hep simsiyah, dikiyor;
Gözüne mil çekilmiş bir âmâ gibi evler.

Kaldırımlar, çilekeş yalnızların annesi;
Kaldırımlar, içimde yaşamış bir insandır.
Kaldırımlar, duyulur, ses kesilince sesi;
Kaldırımlar, içimde kıvrılan bir lisandır.

Bana düşmez can vermek, yumuşak bir kucakta;
Ben bu kaldırımların emzirdiği çocuğum!
Aman, sabah olmasın, bu karanlık sokakta;
Bu karanlık sokakta bitmesin yolculuğum!

Ben gideyim, yol gitsin, ben gideyim, yol gitsin;
ıki yanımdan aksın, bir sel gibi fenerler.
Tak, tak, ayak sesimi aç köpekler işitsin;
Yolumun zafer tâkı, gölgeden taş kemerler.

Ne sabahı göreyim, ne sabah görüneyim;
Gündüzler size kalsın, verin karanlıkları!
Islak bir yorgan gibi, sımsıkı bürüneyim;
Örtün, üstüme örtün, serin karanlıkları.

Uzanıverse gövdem, taşlara boydan boya;
Alsa buz gibi taşlar alnımdan bu ateşi.
Dalıp, sokaklar kadar esrarlı bir uykuya,
Ölse, kaldırımların kara sevdalı eşi...

II

Başını bir gayeye satmış bir kahraman gibi,
Etinle, kemiğinle, sokakların malısın!
Kurulup şiltesine bir tahtaravan gibi,
Sonsuz mesafelerin üstünden aşmalısın!

Fahişe yataklardan kaçtığın günden beri,
Erimiş ruhlarınız bir derdin potasında.
Senin gölgeni içmiş, onun gözbebekleri;
Onun taşı erimiş, senin kafatasında.

ıkinizin de ne eş, ne arkadaşınız var;
Sükût gibi münzevî, çığlık gibi hürsünüz.
Dünyada taşınacak bir kuru başınız var;
Onu da, hangi diyar olsa götürürsünüz.

Yağız atlı süvari, koştur, atını, koştur!
Sonunda kabre çıkar bu yolun kıvrımları.
Ne kaldırımlar kadar seni anlayan olur...
Ne senin anladığın kadar, kaldırımları...

III

Bir esmer kadındır ki, kaldırımlarda gece,
Vecd içinde başı dik, hayalini sürükler.
Simsiyah gözlerine, bir ân, gözüm değince,
Yolumu bekleyen genç, haydi düş peşime der.

Ondan bir temas gibi rüzgâr beni bürür de,
Tutmak, tutmak isterim, onu göğsüme alıp.
Bir türlü yetişemem, fecre kadar yürür de,
Heyhat, o bir ince ruh, bense etten bir kalıp.

Arkamdan bir kahkaha duysam yaralanırım;
Onu bir başkasına râm oluyor sanırım,
Görsem pencerelerde soyunan bir karaltı.

Varsın, bugün bir acı duymasın gözyaşımdan;
Bana rahat bir döşek serince yerin altı,
Bilirim, kalkmayacak, bir yâr gibi başımdan...

Necip Fazıl KISAKÜREK
Güzellik ne oradadır, ne burada; ne şu zamanda, ne bu zamanda; ne Roma’da, ne Atina’da. Güzellik, hayran olabilen bir ruh neredeyse oradadır. Başka yerde ararsanız, nafile!
-Henry David Thoreau-

Zülfikar

Schüler

  • »Zülfikar« ist der Autor dieses Themas

Beiträge: 117

Wohnort: istanbul

Beruf: öğrenci

Hobbys: tasavvuf

  • Nachricht senden

56

Freitag, 23. September 2005, 19:10

Ölüler

Ölüler



Ölüler bağrıyor mezarlarından;
Yolcular, oturun taşlarımızda!
Onları deviren biziz toprağa,
Biz attık onları böyle ayağa;
Sakın atlamayın kenarlarından!
Ölüler bağrıyor mezarlarından...

Yolcular, uzanın yere upuzun;
Dayayın taşlara başlarınızı!
Tüy yastıklar gibi rahat başımız!
Birleşsin bir lâhza orda başımız!
Bizdedir cevabı kuruntunuzun;
Yolcular, uzanın yere upuzun!

Ben de bir gün böyle haykıracağım:
Yolcular, oturun mezar taşımda!
Yolcular önemde fısıldaşacak,
Yolcular aşılmaz yollar aşacak.
Taşımı yerlere yatıracağım;
Ben de bir gün böyle haykıracağım!

(1935)

Necip Fazıl Kısakürek


[/b]
Seyfullah Putkıran

Zülfikar

Schüler

  • »Zülfikar« ist der Autor dieses Themas

Beiträge: 117

Wohnort: istanbul

Beruf: öğrenci

Hobbys: tasavvuf

  • Nachricht senden

57

Freitag, 23. September 2005, 19:12

Sabır

Sabır



Sabrın sonu selâmet,
Sabır hayra alâmet.
Belâ sana kahretsin;
Sen belâya selâm et!

Felâh mı, onda felâh,
Silâh mı, onda silâh.
Sen de kim oluyorsun?
Asıl sabreden Allah.

Sabır, incecik sırat;
Murat içinde murat.
Sabır Hakka tevekkül.
Sabır hakka itimat.

Sabırla pişer koruk,
Yerle bir olur doruk.
Sabır, sabır ve sabır,
ışte Kur'anda buyruk!

Bir sır ki âşikâre,
Avcı yenik şikâre.
Yalnız, yalnız sabırda
Çaresizliğe çare...

Necip Fazıl Kısakürek
Seyfullah Putkıran

zynp

Schüler

Beiträge: 58

Wohnort: ıstanbul

Beruf: ev hanımı

  • Nachricht senden

58

Donnerstag, 27. Oktober 2005, 23:44

Surda bir gedik açtık; mukaddes mi mukaddes !
Ey kahbe rüzgar, artık ne yandan esersen es!..
"..Genç adam!Bundan böyle senden beklediğim,manevi babanın tabutunu musalla taşına,Anadolu kıtası büyüklüğündeki dâva taşını da gediğine koymandır" Necip Fazıl K.

meryemce

Anfänger

Beiträge: 16

Wohnort: istanbul

Beruf: öğretmen

Hobbys: din konulu kitaplar ve diğer materyaller vs vs

  • Nachricht senden

59

Donnerstag, 10. November 2005, 14:05

bir tanede benden

GEÇıLMEZ
Bu kapıdan kol ve kanat kırılmadan geçilmez;
Eşten, dosttan, sevgiliden ayrılmadan geçilmez.
ıçeride bir has oda, yeri samur döşeli;
Bu odadan gelsin diye cağrılmadan geçilmez.
Eti zehir, yağı zehir, balı zehir dünyada,
Bütün fani lezzetlere darılmadan geçilmez.
Varlık niçin, yokluk nasıl, yaşamak ne, topyekün?
Aklı yele salıverip çıldırmadan geçilmez.
Kayalık boğazlarda yön arayan bir gemi;
Usta kaptan klavuza varılmadan geçilmez.
Ne okudun, ne öğrendin, ne bildinse berhava;
Yer çökmeden, gök iki şak yarılmadan geçilmez.
Geçitlerin, kilitlerin yalnız O'nda şifresi;
ışte, işte o eteğe sarılmadan geçilmez!

meryemce

Anfänger

Beiträge: 16

Wohnort: istanbul

Beruf: öğretmen

Hobbys: din konulu kitaplar ve diğer materyaller vs vs

  • Nachricht senden

60

Donnerstag, 10. November 2005, 14:06

:)

VEDA

Akşamı getiren sesleri dinle,
Dinle de gönlümü alıver gitsin.
Saçlarımdan tutup kor gözlerinle
Yaşlı gözlerime dalıver gitsin.

Güneşle köye in, beni bırak da
Küçüle küçüle kaybol ırakta.
Bu yolu dönerken arkana bak da
Köşede bir lahza kalıver gitsin.

Ümidim yılların seline düştü,
Saçının en titrek teline düştü,
Kuru yaprak gibi eline düştü,
ıstersen rüzgara salıver gitsin.

Thema bewerten