Sie sind nicht angemeldet.

Lieber Besucher, herzlich willkommen bei: Muhabbet Fedâileri. Falls dies Ihr erster Besuch auf dieser Seite ist, lesen Sie sich bitte die Hilfe durch. Dort wird Ihnen die Bedienung dieser Seite näher erläutert. Darüber hinaus sollten Sie sich registrieren, um alle Funktionen dieser Seite nutzen zu können. Benutzen Sie das Registrierungsformular, um sich zu registrieren oder informieren Sie sich ausführlich über den Registrierungsvorgang. Falls Sie sich bereits zu einem früheren Zeitpunkt registriert haben, können Sie sich hier anmelden.

1

Sonntag, 7. September 2008, 10:28

Kavramlar.

ıffet - Namus

Nebi-Resul


kavramları arasında fark ve rabıtayı bilenlerden istifade edelim inşaAllah.
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

2

Sonntag, 7. September 2008, 12:56

Nebi, daha önce ki Resulün şeriatine uyup yeni bir şeriatla gelmeyen peygamber.

Resul, daha önce gelen Resul ve-veya Nebinin şariatını tasdik ile beraber, asra uygun olarak yeni takviyeler yapılan Peygamberdir.

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

3

Donnerstag, 11. September 2008, 12:48

Zitat von »"yalnız_seyyah"«

Kuvvetlerin herbirisi, tefrit, vasat, ifrat namıyla üç mertebeye ayrılırlar. Mesela, kuvve-i şeheviyenin tefrit mertebesi humuddur ki, ne helale ve ne de harama şehveti, iştihası yoktur. ıfrat mertebesi fücurdur ki, namusları ve ırzları payimal etmek iştihasında olur. Vasat mertebesi ise iffettir ki, helaline şehveti var, harama yoktur.

Namusun ise hem iffet manası var ayrıca kanun ve şeriat manalarıda var...




Zitat von »"gulsah"«

Nebi peygamber olup kendisine kitap nazill olmayan
Rasul ise peygamberlikle beraber kitap sahibi olan...
Yani her rasul aynı zamanda nebidir faat her nebi rasul değildir.





Zitat von »"ahmetnadimcavgan"«

ıffet - Namus


ıffet;temiz ,şeffaf,lekesiz,tertemiz,haya,günahlardan kaçınma.

namus;yine iffet karşılığı olmakla beraber,Nemus aslında, kanun, esas, dmektir.

Mesela cebrail a.s için namus-u ekber denilir.Yani Allahın c.c. namusunu sözünü,kuralını,emanetini yüklenip koruyan demektir.Tertemiz tutan demektir.

Mesela halk dilinde namuslu demek ise,Ona verilen yüksek değeri ,Allahın hükmünü ve emrini layıkıyla muhafaza edip emaneti zamanı geldiğinde teslim eden demektir.

burdan harketle anladığım namus iffete göre daha geniş bir kavramdır.iffet ise namus içinde zikredilebilr bir dairedir.




Zitat von »"bir_damla_nur"«

Nebi- Resul kavramları arasında başka bir fark var mı?
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

4

Donnerstag, 11. September 2008, 12:51

Zitat von »"yunusyavuz"«

şeriat getirmeyip, insanları hakikatlarının gereğini yaşamaya davet edenlere “Rasûl” denilmiştir!

Nitekim Kur’ân-ı Kerim'de yalnızca Nebiler için değil, melekler için de "Rasûl" tâbiri kullanılıyor... Melekler de "ALLAH'ın Rasûlleri” olarak geçiyor. Zaten o yüzden biz, "Cebrâil Aleyhisselâm" diyoruz.
"Aleyhisselâm" tâbiri kime kullanılır...?




Zitat von »"yunusyavuz"«

Nebi; Dini yani sistemi anlatarak , insanların ölümötesi gerçeklere hazırlanması için görev almış kişidir!
Yeni emirler getirmeksizin,daha evvel gelmiş olan emirleri tebliğ eden, “Nebi”dir.
Nebiler, kendi hakikatlarını bilerek, geldikleri toplumların yaşam düzeylerine göre bir ileri basamağı öneren görevli zâtlardır...
Nebi ,bütün bu varlık âleminin tasarrufunun ötesinde,beşere ilâhi hükümleri tebliğ ederek,ilâhi mânâları açıklayarak,Allah’a vâsıl olmalarını temin yolunda çalışma yapar..
Nebi âlemin ve varlığın hakikatına,aslına ermiş olarak insanları Allah’a davet durumuna girer.
Toplumla ilgili hangi işlevler “nübüvvet” kapsamında ise, o işlevlere işaret edilirken Kur’ân-ı Kerim’de, “nebi” kelimesi kullanılmıştır
Her “Nebî”, her “Rasûl” ve her “Velî” varlığını “Velâyet” hakikatından alır..
Her “nebi” zâhiri itibariyle “nebi”, bâtını itibariyle “velî”dir.
Bir diğer tanımlama ile, şeriat getiren “veli”lere “nebi” denilmiştir!
“Nebi”lerin bazıları aynı zamanda “Rasûl”dür...





Zitat von »"yunusyavuz"«

"Nübüvvet", Alemlerin rabbı olan Allah`ı bilip, O`nun dilediğini "insan"lara tebliğ ile görevlenmektir.
Toplumla ilgili hangi işlevler “Nübüvvet” kapsamında ise, o işlevlere işaret edilirken Kur’ân-ı Kerim'de, “Nebi” kelimesi kullanılmıştır.
“Nübüvvet” görevi dünya yaşamıyla ilgili bir görevdir ve “nebi”nin âhıret yaşamına intikâliyle son bulur... Esasen “nübüvvet”, “hatemin nebi” olan Muhammed Mustafa ile son bulmuştur; ondan sonra kıyâmete kadar başka “nebi” gelmez."Nübüvvet" işlevi bitmiştir!.
“Nebi”lerin bazıları aynı zamanda “Rasûl”dür... “Risalet” işlevi olan “Rasül”lük ise kıyâmete kadar geçerli bir görevdir.
“Nebi”lik geçicidir; “Rasûl”lük” ise asâletendir ve dünyadan ayrılmakla son bulmaz, zira kendini tanımanın sonu yoktur ve dolayısıyla bu işlev sonsuz devam eder “Rasûl”ler için... Bu yüzdendir ki bizler, ıslâm Dinini kabul ve tasdik anlamında ifâde ettiğimiz “Kelime-i şehadet”te Hazreti Muhammed Aleyhisselam'ın “Rasûl” oluşuna şehadet ederiz; ki bu onun sonsuz işleviyle ilgilidir. Bu yüzden “Abduhu”dan sonra “Nebiyyihu” değil, “Rasûluhu” deriz..




risaleforum'dan.
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

5

Donnerstag, 20. November 2008, 11:21

Fennin de şehadet ettiği gibi, Sani-i Hakim, herşeyde en kısa yolu, en yakın ciheti, en güzel ve en hafif sureti ihtiyar etmiştir.
Bu ihtiyar, kainatta abesiyetin bulunmadığına delalet eder.

yakın cihet

Buradaki mânâsı nedir bu tâbirin?

6

Donnerstag, 20. November 2008, 13:41

Birşeyin olması için uzun yollar irade edilip, israf olmuyor anlamına gelebilir, kimi yollar uzun da görünse, gereksiz değildir, mutlaka bir işe yarıyordur, bir hikmeti vardır. Yani anafikir, öz bir şekilde murad edilenlerin yerine getirilmesi, hem de güzel ve sanatlı olarak. Ki bu da ilmin, hikmetin en üst noktası. Tabi Sani-i Hakim'in, ilmi de, hikmeti de, sınırsızdır... Allahu â'lem bissavab.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Muha1

Profi

  • »Muha1« ist männlich
  • »Muha1« wurde gesperrt

Beiträge: 1 194

Beruf: gazeteci

Hobbys: Kitap ve getirdikleri

  • Nachricht senden

7

Samstag, 22. November 2008, 21:19

Eveeeet.

Hangi safhadan sonra tevekkül kavramı husule gelir veya müracaat edilir. Onun öncesinde iyi derk edilmesi için tevekkülün ne olduğunu paylaşabilir misiniz?



"Tevekkül içinde sebat etmek..." derken ne kastediliyor?
Hayat Saklambaç(sa) Ölüm Sobe(ler)...

" Zulm ile âbad olanın sonu berbad olur! "

Thema bewerten