Giriş yapmadınız.

Zehracan

Süper Moderatör

  • Konuyu başlatan "Zehracan"

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

1

04.09.2009, 09:31

Oruç ve zekâtı terk etmenin getirdiği musîbetler

hakikatli bir rüya-yı hayaliyede, Harb-i Umumînin beşinci senesinde, bir acip rüyada benden soruldu:

“Müslümanlara gelen bu açlık, bu zayiât-ı maliye ve meşakkat-i bedeniye nedendir?”

Rüyada demiştim:

“Cenâb-ı Hak bir kısım maldan onda birHAŞİYE-1 veya bir kısım maldan kırkta bir, HAŞİYE-2 kendi verdiği malından birisini bizden istedi—tâ bize fukaraların duâlarını kazandırsın ve kin ve hasetlerini men etsin. Biz, hırsımız için tamahkârlık edip vermedik. Cenâb-ı Hak, müterakim zekâtını, kırkta otuz, onda sekizini aldı.

“Hem senede yalnız bir ayda, yetmiş hikmetli bir açlık bizden istedi. Biz nefsimize acıdık; muvakkat ve lezzetli bir açlığı çekmedik. Cenâb-ı Hak, ceza olarak, yetmiş cihetle belâlı bir nev'î orucu beş sene cebren bize tutturdu.

“Hem yirmi dört saatte birtek saati, hoş ve ulvî, nuranî ve faydalı bir nev'î talimat-ı Rabbâniyeyi bizden istedi. Biz tembellik edip o namazı ve niyazı yerine getirmedik. O tek saati diğer saatlere katarak zayi ettik. Cenâb-ı Hak, onun kefareti olarak, beş sene talim ve talimât ve koşturmakla bize bir nev'î namaz kıldırdı” demiştim.

Sonra ayıldım, düşündüm, anladım ki, o rüya-yı hayaliyede pek mühim bir hakikat vardır. Yirmi Beşinci Sözde, medeniyetle hükm-ü Kur’ân’ı muvazene bahsinde ispat ve beyan edildiği üzere, beşerin hayat-ı içtimaîsinde bütün ahlâksızlığın ve bütün ihtilâlâtın menşei iki kelimedir:

Birisi: “Ben tok olduktan sonra başkası açlıktan ölse bana ne?”

İkincisi: “Sen çalış, ben yiyeyim.”

Bu iki kelimeyi de idame eden, cereyan-ı ribâ ve terk-i zekâttır. Bu iki müthiş maraz-ı içtimaîyi tedavi edecek tek çare, zekâtın bir düstur-u umumî sûretinde icrasıyla, vücub-u zekât ve hurmet-i ribâdır.

Haşiye-1: Yani, her sene taze verdiği buğday gibi mallardan onda bir.

Haşiye-2: Yani, eskiden verdiği kırktan ki, her senede galiben ve lâakal ribh-i ticarî ve nesl-i hayvanî cihetiyle, o kırktan taze olarak on adet verir.

Mektûbât, s. 264, (yeni tanzim, s. 460)

***

Evet, âlem-i İslâmın, bu asrın hasareti olan bu dehşetli İkinci Harb-i Umûmiden kurtulmasının sebebi, Kur’ân’dan gelen îman ve a’mâl-i saliha olduğu gibi; fakirlere gelen acı açlık ve kahtın sebebi, orucun tatlı açlığını çekmedikleri ve zenginlere gelen hasaret ve zayiâtın sebebi de, zekât yerinde ihtikar etmeleridir. Ve Anadolu’nun bir meydan-ı harb olmamasının sebebi, “İman edenler müstesna” (Asr Sûresi: 3.) kelime-i kudsiyesinin hakîkatini fevkalâde bir sûrette yüz bin insanların kalblerine tahkîki bir tarzda ders veren Risâle-i Nur olduğunu pekçok emarelerle ve şakirtlerinden binler ehl-i hakîkat ve dikkatin kanaatleri ispat eder.

Tarihçe-i Hayat, s. 278, (yeni tanzim, s. 492)

03.09.2009
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

Benzer konular

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir