Velayet Ayeti:
“Sizin veliniz önce Allah, sonra Resulü ve iman eden mü’minlerdir ki namaz kılar ve rüku halinde (bile) zekat verirler.” Maide 55
Ayette geçen rüku ederken zekat veren kişi muhakkak ki Hz Ali’dir. Namaz kılarken Resulün mescidine gelen bir dilenciye yüzüğünü işaret etmiş ve onu zekat olarak vermiştir. (bakınız; Fahri Razi, Mefatihul-ğayb 9/119,120, ibn-i Kesir 5/2387,2388, Dürül Mensur ‘/293, imam Zemahşeri, Keşşaf 1/649, Elmalılı Hamdi Yazır, Hak Dini Kur’an Dili 3/1721, El-Mizan 6/5-25 )
Yine (Maide 55’te belirtildiği gibi) Hz Ali’nin inananların velisi olduğuna dair;
Gadir denen yerde; Rasulullah (sallallahu aleyhi ve alihi vesellem):
“Sizin mevlanız kimdir?” diye sorunca eshabı: “Bizim velilerimiz Allah ve Resulüdür.” diye cevap verdi. Hz Peygamber de: “Ey insanlar! Benim mü’minlere öz nefislerinden önce geldiğimi biliyorsunuz değil mi?”diye sordu. Onlar: “Evet” dediler. Bunun üzerine, Resulü Ekrem (s.a.v) Hz Ali’nin elinden tutup: “ışte ben kimin velisi isem, Ali de onun velisidir, (Ali her mü’minin mevlasıdır!) Allah’ım ona dost olana dost ol. Düşman olana da düşman ol. Ona yardım edene yardım et.” diyerek Allah’a yalvardı.
Hz Ömer ibn-i Hattab, Hz Ali ile karşılaşınca “Ey ibn-i Ebi Talib! Ne mutlu sana! Sen sabahladığında da, akşamladığında da erkek ve kadın bütün mü’minlerin mevlasısın.” diyerek onu kutladı.
Suyuti, Ed-Durrul-Mensur, 2/293
Tirmizi, Menakıb/19; (terc.); 6/267
ıbn-i Mace, Mukaddime/11; (terc.); 1/197, 210
Müsned-i Ahmed; 1/84, 118, 119, 152, 321; 4/281, 368, 370, 372; 5/347, 366, 419
Dürrül-Mensur; 2/293
ıbn-i Kesir; 12/6525; 13/7100
ıslam Tarihi (Asım Köksal) 10/313
Hakim en-Nesayburi, El-Müstedrek (Beyrut), 3/109-110, 133, 148, 533
Ve yaklaşık olarak;
Ayni, 'Umdet ul-Kari Serh-i Sahih-i Buhari, 8/584
ıbn-i Esir, Cami el-Usul, i, 277, no. 65; Usdu'l Gabe, (Kahire), 3/92
Fahreddin er-Razi, Tefsir-i Kebir, (Beyrut, 1981), 11/53
ıbn-i Hacer el-Askalani, Tehzib ut-Tehzib, (Haydarabad, 1325), 7/339
Hz Ebu Zerr (r.a) anlatıyor: “Bir gün Allah’ın Resulü ile beraber öğlen namazını kılıyordum. Derken bir dilenci (peyda oldu ve) mescide olanlardan bir şeyler istedi. Ama ona hiç kimse bir şey vermedi. Bunun üzerine dilenci elini göğe kaldırarak; “Allah’ım şahid ol. Ben, Resulullah’ın mescidinde bir şeyler istedim de, hiç kimse bana bir şey vermedi. ” dedi. Hz Ali de rüku halinde idi. Bunun üzerine o dilenciye serçe parmağını gösterdi. O parmağında bir yüzük vardı. Bunu üzerine dilenci Hz Ali’ye doğru yönelerek, Hz Peygamberin gözü önünde yüzüğü çıkarıp aldı. Bunun üzerine Hz Peygamber; “Allah’ım. Kardeşim Musa senden dilekte bulunarak; “Rabbim, yüreğime genişlik ver… Bana ehlimden bir de vezir (yardımcı) ver; kardeşim Harun’u!.. Onunla arkamı kuvvetlendir. Ve onu emrimde (işlerimde) bana ortak kıl…” (Ta-ha: 25-32)” demişti. Sen de “Senin pazunu kardeşinle kuvvetlendireceğiz ve size öyle bir kudret vereceğiz ki..” (Kasas: 35) buyuran ayeti indirmiştin… Allah’ım! Senin Nebin Muhammed, diyorum ki; Benim göğsüme genişlik ver. ışimi kolaylaştır. Bana Ehlimden Ali’yi vezir yap, onunla sırtımı kuvvetlendir.” dedi. Ebu Zerr (r.a) devam etmektedir; “Allah’ın Resulü (s.a.v) sözünü henüz tamamlamıştı ki, Cibril (a.s) inerek “ınnema veliyyukumullahu ve Rasuluhu.. (Maide: 55) ayetini oku!” dedi.”
Mefatihul ğayb (terc.) 9/119-120
“Ali bin Ebi Talib tatavvu namazında iken rüku halinde, gelen bir fakire yüzüğünü verdiğinden dolayı Maide 55 Ayet-i Kerimesi nazil olmuştur.”
Dürül-Mensur: 2/293
Hak Dini Kur’an Dili (E. Hamdi Yazır): 3/1721
ıbn-i Kesir (terc.): 5/2387-2388
"Tekebbür dini yok eder; iblis de bunun için lanete uğradı. Tamah insanın düşmanıdır; Adem (as) de bunun için Cennetten çıkarıldı. ve çekememezlik (hased) kötülüklerin rehberidir; Kabil hasede kapılarak kardeşi Habil'i öldürdü." imam Hasan (as)