Giriş yapmadınız.

1

08.12.2010, 14:57

“Hükm-i Karakuşi”

“Hükm-i Karakuşi” deyiminin kaynağını teşkil eden kişinin adı Bahaüddin Karakuş’tur... Kendisi, Mehmed Âkif’in ifadesiyle, “Şark’ın en sevgili sultanı” Selahaddin Eyyûbî’nin yöneticilerindendir...
Son derece iyi niyetli, merhametli ve cesur olmakla birlikte, eğitimsizdi. Bu yüzden, sık sık yanlış kararlar verirdi.
Bir keresinde, oğlu bin gümüş dirhem (“dirhem” o dönemde kullanılan bir para birimidir) karşılığında bir katır satın almış, para istemek için de babası Bahaüddin Karakuş’a gelmişti:
“Ben o kadar pahalı katır istemem” diye çıkıştı babası, “çabuk katırı sahibine geri ver.”
Oğlan kös kös babasının yanından çıktı. Kapının önüne çöktü. Başını ellerinin arasına alarak düşüncelere daldı...
Şimdi katırın sahibine ne diyecek, bu dertten nasıl kurtulacaktı:
Düşünüp dururken, yanına aile dostlarından biri geldi:
“Hayrola oğlum, niye üzgünsün böyle?” diye sordu.
“Hiç sormayın bey amca, bin gümüş dirheme, neredeyse bedava sayılacak bir fiyata katır satın aldım, ama babam pahalı diye tutturdu. Sahibi de para bekliyor, ne yapacağımı şaşırdım.”
Adam güldü:
“Merak etme, şimdi istediğin parayı babandan alırım.”
Dostu Bahaüddin Karakuş’un yanına gitti.
“Yahu” dedi, “oğlun sana yanlış aksettirmiş, aslında katırı bin dirheme değil, dokuzyüz doksan dokuz dirheme almış.”
Bahaüddin Karakuş: “O zaman başka, ucuza almış sayılır” diyerek parayı dostunun avucuna saydı.
O gün bugündür, uygun düşmeyen kararlara “hükm-i Karakuşî” demek âdet oldu.
Yavuz Bahadıroğlu-vakit-7-aralık-2010

Bu konuyu değerlendir