Anladığım kadarı ile eşiniz daha önce hizmette imiş. Ancak şahsi ihtilaflar veya çekişmeler onu soğutmuş.
Özelliklle eşiniz eğer defi bir çöküşe girmişse tamiri çok kolaydır. Biraz yardım ile inşaallah o vartadan kurtulur
Böyle bir durumda ence fazla üstüne gitmek doğru değil. Onu bir zaman rahat bıraksanız -sanırım- iyi olur. Düzelecektir inşaallah.
Ancak, kademe kademe zaman içinde bir soğuma ile karşılaşılmışsa bu son derece tehlikelidir. Bu işlerde önce muhattab olduğu cemaat mensublarına karşı bir soğuma başlar. Sonra bu hal Risale okumayı azaltmayı netice verir. Sohbete gitme arzusu her geçen gün erir. ıbadetlerde tembellik başlar. Tesbih gibi sünnet ibadetlerde bir gevşeklik başlar.
Bunun halli gerçekten zordur. Çünkü, kalbine ve aklına yer edinmiştir. Sabır ediyormuş gibi göründüğü o vakitler onun ruhunu içten içe kaynadığı muhakkatır. Aslında sabır etmiyordur. O ruhi kaynama kalbini hizmete bütün bütün soğumakla neticelenir. Allah muhafaza zecir ile sonuçlana bilir.
Bence ona Risale-i nur'un iman davası olduğunu ve uhrevi saadet için Rahmetten gönderildiğini hatırlatmak lazımdır. Böyle davaların ve böyle büyük hakikatlerin kusurlu bir şahıs yada kusurlu binlerce şahıs üzerine bina edilemiyeceğini anlatmanız gerekir. Hiç olmasa kendi imanı için Risale-i Nur'u bırakmaması gerektiğini uygun bir dille izah etmekte fayda vardır.
ınsanların kusurdan hali olamıyacağını ve Nurcularında muhakkak kusurlu olacağını ve bir işe çok kafa karşıtığı vakit karışıklık olabileceğini anlatmak gerekir. Unutmayın eşiniz Risale-i Nur'a duyduğu sevgi ile Nurculara ziyadesi ile hüsn-ü zan etmiş ve onları kusursuzlukları ile sevmiş olabilir. ınsani kusurdan kaynaklı hataları gördüğü vakit hayal kırıklığı ile çabuk veya süreç içinde bir soğuma içine girebilir.
Böyle mesleklere çok namzet olabileceğini ve bazı kişilerin eski mesleklerden kalma alışkanlıkları sürdürerek rakibane bir vaziyete girebileceğini veya bazı kişilerin ve belki pek çok kişinin uhuvvete zarar verecek tavırlara girmesinin Risale-i Nur'un suçu olmadığı ve belki böyle bir davaya maddi çıkar için girenlerin olabileceğini ve bu türden insanların hakikatleri iptal etmediğinide söyleyebilirsiniz. Nasıl ki bir kafir Allah'ı inkar etse, Allah'ın var olma gerçeği iptal olmaz, aynen öyle bir cemaatte var olan ard niyetli, münafık, cahil vesaire gibi şahısların Risale-i nur'un elmas değerindeki hakikatlerini cam parçasına çevirmeyeceğini anlatmak gerekir.
Ama değerli kardeşim, ne olursa olsun önce eşiniz dinlemeniz gerekir. Bırakın içini size kussun. Belki size çok ağır gelecek şeyler söyleyecektir. Ancak, hata içinde olan insanlar genelde onları dinleyen güvendikleri bir kişi buldukları vakit hatalarını kendi söylemlerinde kendi kendine bulurlar.
Allah yar ve yardımcınız olsun. Rabbim eşinize istikamet versin. Kalbini Nurlara tekrar ısındırsın.
Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...