Öncelikle istidadı açıklayalım:ıstidat denildiği zaman akla sadece kabiliyet kavramları gelmemeli ki kabiliyet ve istidatlar da zaten ayrı kavramlardır.Daha önceden bu konuyla ilgili yaptığım bir araştırmadan şu açıklamayı yaparsak sanırım daha iyi anlaşılacak
ıstidat,lugatta , ‘çeşitli konularla ilgili kapasite,düşünme,idrak edebilme gücü,kişide mevcut olan potansiyel’ olarak tarif edilirken,Bediüzzaman, istidadı,’bütün mükemmelliklerin tohumu’ diye nitelendirmiştir.Ayrıca Bediüzzaman’a göre istidat,tecrübe ve imtihandan ortaya çıkan neşv-ü nemadır’
ıstidat için yapılan bu üç tanımda da inkişaf etmeyi ya da harekete geçirilmeyi bekleyen bir kuvve tabirini ifade eden ‘potansiyel’,’tohum’,’ortaya çıkartılmış neşv-ü nema’ kelimeleri,istidadın,mahlukatın fıtratına yerleştirildiği ,ancak,bunları kuvveden fiile geçirmek için tecrübe ve imtihan gibi bir takım tetikleyicilerin olması gerektiği anlamını vermektedir.
ışte bu tür tetikleyicilerle istidadın kuvveden fiile geçirilmesinden doğan kabiliyetler ortaya çıkmaktadır.Demek kabiliyet için,bir şeyi yapabilme,fiiliyata geçebilme,o şeye ulaşmak için gerekli olan tatbik edebilme gücü tanımını kullanabiliriz.ıstidadı kullanabilme gücü olarak da tanımlanabilen kabiliyetler,Bediüzaman’ın ifadesiyle de ’istidatların inkişafıdır’
evet bu tanımlardan da anlaşılacağı üzere istidat ortaya çıkacak olan kabiliyetlerin potansiyel halidir.Dolayısı ile istidat kavramı sadece kişinin yetilerini değil, sahip olduğu özellikleri,fıtri yapılarını,menfi ya da müsbet bir takım hasiyetleri de içine alır.Örneğin bir dişin parçalama istidadı olduğu gibi çürüme istidadı da vardır.Risale-i Nurlarda istidatın sadece birşeyi yapabilme gücü olarak tanımlanmadığını kişinin iradesine bağlı olmasa da mizacından kaynaklanan bazı istidatlarlarının da oduğunu görüyoruz.
"Dua üç nevidir. Birinci nevi dua: ıstidat lisanıyladır ki, bütün hububat, tohumlar, lisan-ı istidatla Fâtır-ı Hakîme dua ederler ki, "Senin nukuş-u esmânı mufassal göstermek için bize neşvünemâ ver. Küçük hakikatimizi sümbülle ve ağacın büyük hakikatine çevir." Hem şu istidat lisanıyla dua nevinden birisi de şudur ki: Esbabın içtimaı, müsebbebin icadına bir duadır. Yani, esbab bir vaziyet alır ki, o vaziyet bir lisan-ı hal hükmüne geçer; ve müsebbebi, Kadîr-i Zülcelâlden dua eder, isterler. Meselâ su, hararet, toprak, ziya, bir çekirdek etrafında bir vaziyet alarak, o vaziyet bir lisan-ı duadır ki, "Bu çekirdeği ağaç yap, yâ Hâlıkımız" derler. Çünkü, o mucize-i harika-i kudret olan ağaç, o şuursuz, câmid, basit maddelere havale edilmez, havalesi muhaldir. Demek, içtima-ı esbab bir nevi duadır.(mektubat.289)
Bu ifadelere baktığımız zaman mahlukatın yaratılışındaki fıtri vaziyetlerinin de istidat nevinden olduğunu görüyoruz.Yani bir tohumun ağaç olabilmesi,suyun akışkan olması,ateşin yakması gibi aynen insanın da mesela vücunun hastalıklara maruz kalabilmesi,üzülebilmesi,şefkat edebilmesi hatta bedenin ölebilmesi bile istidat olarak kabul edilebilir.
Dolayısı ile "seyyiâtı isteyen, nefs-i insaniyedir-ya istidad ile, ya ihtiyâr ile" ifadesinde anlatılmak istenen istidat bu nevden olan istidatlardır.
Buradaki tanımı şöyle de açabiliriz.ınsan seyyiatı ister nefsi buna meyleder Cenab-ı Hakk onun için bu filli yaratır ve neticede ortaya seyyie çıkmış olur.Fakat bu ya istididaına bağlı olan bir seyyie olur veya ihtiyarına.mesela şeker hastalığı olan bir insan normalde yemesi kendisine haram olmayan şekerli bir şey yese ihtiyarı ile tamamen şer işlemiş olmasa da bedenin çabuk bozulma ve ya çürüme veya hastalanma gibi isidadından dolayı zarar görür.Hastalığını bildiği halde bedenin hastalanma istididadına muvafık davranmayışı ile seyyieye kendisi kaynak olur.Dolayısı ile mesuliyet de onda kalır.
Demek insan fiilerinde sadece haramdan kaçınma mesuliyetine değil adetulluha,hikmetlere ve fıtratlara(bunların içinde istidatlarda var) muvafık hareket etme mesuliyetine de sahiptir.Aksi halde seyyieye merci olur ve mesuliyetinden dolayı da hem bu dünyada hem öbür dünyada cezasını çeker.
Daha çok fazla şeylerle de açıklamak isterim ama fazla uzatmak istemedim.inşallah yardımcı olabilmişimdir.