Muhabbet Fedâileri

LıSÂN-I SıYÂSETıN LıSÂNI... 08. 10. 2001


Ve, savaş başladı...
“Sonsuz Özgürlük Harekâtı...”
“Lisân-ı siyâsette lafız mânânın zıddıdır” diyordu Bediüzzaman Hazretleri, Lemeât’ında...
Amerikası, ıngilteresi, ısraili, Fransası, Almanyası...
Bütün hepsi, ağız birliği etmişçesine tek hedef gösteriyorlardı:
Üsâme bin Ladin...
Günah keçisi...
Bütün olanlardan tek sorumlu sanki yalnızca oydu.
Sakın zengin petrol ve de doğalgaz yataklarının “yolunu ele geçirmek” için “Menfaat Güçleri”nin bir ağız birliği (!) olmasındı?
Üsâme de bu işin bahânesi...
Öyle ya!
Durup dururken, güpegündüz Afganistan’a saldırı yapmak, sonra da bunu dünya kamuoyuna îzah etmek zordu; bir bahâne lâzımdı...
***
Üsâme bin Ladin...
ABD’nin, Afganistan-Rusya savaşında sadece (!) “üç milyar dolarla” Ruslara karşı savaşması için desteklediği ve de finanse ettiği bir oyuncu...
Daha sonra, nasıl olduysa birdenbire ABD düşmanı kesilivermişti...
Hele bak sen şu Üsâme’nin işine!
“Besle kargayı oysun gözünü!”mu?
Yoksa, “artık seni yeni bir görev bekliyor; eskisi bitti mi?
Yani, demek istediğim; Üsâme “Menfaat Güçleri” nin bir piyonu ya da “anlaşmalı” bir elemanı olamaz mıydı?
Saddam gibi; şuurlu veya şuursuz...
***
Körfez Savaşı bitmişti; on binlerce insan ölmüş, bir o kadarı da sakat kalmış; sadece “ambargo yüzünden” Irak’ta şu âna kadar, ilaçsızlık ve de gıdasızlık yüzünden “iki milyon çocuk” ölmüştü...
Fakat, Saddam Hüseyin yine iktidarda, yine işbaşındaydı...
Halbuki, “Çöl Fırtınası” nın “tek hedefi” Saddam’ın yönetimden uzaklaştırılmasıydı.
şimdi, sanki aynı filmi yeniden seyrediyoruz...
Hedef Üsâme’yi ele geçirip etkisiz kılmak ve de Taliban’ı yönetimden uzaklaştırmak...
“Sivil halk ve de yerleşim birimleri korunacakmış...”
Körfez Harekâtı’nda olduğu gibi!..
Hele Afganistan gibi, askerî hedeflerle sivil hedeflerin “en içiçe olduğu” bir ülkede bunu ne de güzel başarırdınız hani...
Savaş bitecek; Üsâme’ye, muhtemelen bir şey olmayacak; Taliban da yerinde kalacak...
Fakat aynı zamanda, ABD başta olmak üzere Menfaat Güçleri’nin “çıkarları” da zedelenmeyecek!..
Olan bîilaç, bîgıda masum Afgan halkına, çoluk çocuğuna olacak...
Binlerce ölü, bir o kadar da yaralı, hem de sakat insanlar...
Fakir ve de perîşan bir halk...
“Sonsuz Özgürlük (!)” sonsuz acılar ve de kayıplara dönüşmüş olarak...
***
Sevmedim, sevemedim ben bu “Yeni Dünya Düzeni”ni...
Sevemedim, kendi menfaatleri için mâsum ve de korumasız insanları belâya, ateşe atıp sıkıntıya sokanları; onların üzerinden prim yapmakla palazlanan bir sistemi...
Zayıfı ezip, zengini koruyan; güçlüden yana olup, haklıyı ezen bir sistemi...
Bu, ha Global Dünya Düzeni olmuş ha Küresel; çok farkeder mi?
Bunun adı olsa olsa ancak zulmün, haksızlığın globalizmi ve de küresel (!) boyutu olabilir...

Orhan Ali YILMAZ