Osman Gazi dâmâdı olduğu büyük tasavvuf âlimi şeyh Edebâlî’ye intisâb ederek her hususta onunla istişârede bulunurdu. Kendisinden sonra gelecek Osmanlı sultanlarına da ıslâm âlimlerine hürmet edilmesini, onlara her türlü kolaylığın gösterilmesini ve her işte kendilerine danışılmasını tavsiye etti. Oğlu Orhan Gazi’ye de şu vasiyette bulundu:
“Âlemi adâletle şenlendir!”
“Ey oğul! Allahü teâlânın emirlerine muhalif bir iş eylemeyesin! Bilmediğini ulemâdan sorup anlayasın! ıyice bilmeyince bir işe başlamayasın! Sana itâat edenleri hoş tutasın! Askerine in’âmı, ihsânı eksik etmiyesin ki, insan ihsânın kulcağızıdır. Zâlim olma! Âlemi adâletle şenlendir ve Allah için cihâdı terk etmeyerek beni şâd et! Ulemâya riâyet eyle ki, din işleri nizâm bulsun! Nerede bir ilim ehli duyarsan, ona rağbet, ikbâl ve hilm göster! Askerine ve malına gurûr getirip, dinden uzaklaşma! Bizim mesleğimiz Allah yoludur ve maksadımız Allah’ın dînini yaymaktır. Yoksa, kuru gavga ve cihângirlik davâsı değildir. Sana da bunlar yaraşır. Dâimâ herkese ihsânda bulun! Memleket işlerini noksansız gör! Hepinizi Allahü teâlâya emânet ediyorum...”
Osmanlı’nın anayasası oldu
Osmanlı sultanları, bu vasiyetnâmeye candan sarılmış, devletin 600 sene hiç değişmeyen anayasası olmuştur. Osman Gâzi’nin misâfir kaldığı evde Kur’ân-ı kerîm’e hürmetinden dolayı 6 saat ayakta kalması, kurduğu Osmanlı Devletinin altı asır dîn-i ıslâm ile idâre edilip, 620 yıllık iktidarıyla yorumlanır.
Osman Gâzi vasiyetini yaptıktan sonra 1 Ağustos 1326 târihinde Söğüt’te vefât etti. Kabri Bursa’daki Gümüşlü Kümbed’dedir. Allahü teala bütün Osmanlı sultanlarına rahmet eylesin...