Muhabbet Fedâileri

"Selamün aleyküm" veya "Esselamü aleyküm" demek uygundur,

uzatıp "rahmetüllahi ..." diye giderseniz karşı taraf da aynı şekilde cevaplamak zorunda, belki bu kuralı bilmez, siz öğreteyim deseniz darılır.

Nisa 4/86. Bir selam ile selamlandığınız zaman siz de ondan daha güzeli ile selamlayın; yahut aynı ile karşılık verin. şüphesiz Allah, her şeyin hesabını arayandır.

Size es-selamü aleyküm, dendiğinde uzunca "....ve rahmetüllahi ve berakatuh" demek güzeldir.

Almanca bildiğiniz için anlatıyorum, ıngilizce'de de aynıdır,

bilinen, kastedilen ile herhangi bir varlık adlandırılırken article, artikel kullanılır,
ıngilizce'de the,das, Almanca'da der... , Fransızca'da galiba "le" gibi...

Arapça'da ise el - (elif, lam) kullanılır. Kameri, şemsi harfler diye iki grup vardır. Bu yüzden okunuşlar her zaman el-... olmayabilir. Es-selam (el-selam yazılır ama farklı okunur) da olduğu gibi. Eğer "el" kullanılmazsa nekre olur, sonuna 2 ötre getirilir,

el-hakk , bilinen,
hakkun, herhangi,

gibi...

Merhaba selam yerine geçmez, galiba selama ek olarak söylenir, mesela bir ortama girdiniz, selam verdiniz, ardından "merhaba" diye rahat olun anlamında dersiniz, karşılayan da hoşgeldiniz rahatlayın anlamında diyebilir.

"es-selamü aleyküm" ü kullanmayı daha çok seviyorum. Cevaben ise "ve aleyküm es-selam (..ümüsselam ...)" denilebilir, -galiba- cevaben eğer nekre kullanılacaksa ve aleyküm selam denir, durak yeri olan mim harfinden sonra 2 ötre okunmaz.

uygundur abi, yalnız bu kadar tembelliğe pek uygundur diyemem

ve aleyküm selam olur nekreli de,
diğerinde ve aleykümüsselam,

ama devam edilecekse,
ve aleyküm selam*ün* ve rahmetüllahi ve berakatuh zor olabilir,
ve aleyküm *es*selamü (..kümüsselamü) ve rahmetüllahi ve berakatuh daha estetik sanki

s.a ve aslm ayrılırken de vslm diyorum. Maksat ve niyet hasıl olduktan sonra fark edeceğini sanmıyorum...

selam vermek sünnet almak ise vaciptir diya adab-ı muaşerette var. size mektupla selam verene mektupla selamı almak iktiza ettiğini hatırlatmak isterim. bu mektuplu selamlar yine adab-ı muaşerette selam adabı olarak geçmektedir. size msn veya mail ile selam verenlere selamı almak gerekiyor. bende acizane derimki, selam adabını iyi bilmek gerekiyor. çünkü selam müslamanların dayanışmasına örnek teşkil eden bir sünnettir.

yukardaki ayet mealinden de anlaşıldığı üzere selam almak farz olması lazım
:roll:

elimdeki dökümanı en kısa zamanda buraya aktarıp tekrardan bir göz geçirelim. çünkü bunu bize okuyan abilerimiz oturmadan kalkmaya, yatmadan, tuvalet adabına, selam vermeden almaya kadar bir çok konuyu bir döküman haline getirmişler bizede bir adet verdiler. selam verme adabını sizinle paylaşacağım inşaallah. tekrardan bir mütaala etmiş oluruz.

her pazar turkiye saatiyle 19:00'da, paltalk programi vasitasiyla (islam kategorisinde, studycircle isimli odada) ingilizce risale-i nur dersi oluyor.
paltalk programi www.paltalk.com adresinden indirilip kurulabilir.
bu dersler icin yahoo'da bir grup da var:

http://groups.yahoo.com/group/onlinestudycircle/

Müslüman bir bayan kendisine verilen selami lafzen iade etmesi gerekmiyor, ama kalben almasi icap eder. Kadin hic bir zaman erkege önce selam vermez ,bazi haller müstesna (meslea evine ziyaretine gelmis bir mahremin vs.). Görgü kurallarida bunu gerektirir. Artik sanal ortamda ne kadar degisir durum bilemiyorum, , , Yanlissam mazur görünüz.

NaciZane

Kadın için benzer çekinceler olduğunu okumuştum.

Es-selamün aleyküm diyerek hem nekre, yani bilinmeyeni, hem de huruf-u tarifi nasıl bir arada bulunduruyor anlamıyorum.

Es-selamü aleyküm, veya selamün aleyküm
el-selam (es-selam), el (elif, lam) burada huruf-u tarif,
ama eğer kastedilme yoksa, ismin sonuna 2 ötre eklenir. selamun , gibi. ıkisi bir arada kullanılmaz diye biliyorum.

cevaben:
ve aleyküm esselam (ve aleykümüsselam), veya , ve aleyküm selam (nekreli isimde durak olursa 2 ötre okunmaz),
devam edilecekse ve aleyküm esselamü ve rahmetüllahi ve berakatüh, ya da
ve aleyküm selamün ve rahmetüllahi ve berakatuh olacak diye tahmin ediyorum. Bunu yazanın dalgınlığına gelmiş olsa gerek...

Selâmlaşmayı ve selâmı yaymayı emreden âyet ve hadîslere baktığımızda, bu konuda kadın ve erkek arasında her hangi bir ayırım veya kayıt yapılmadığını görürüz. Meselâ, “Size bir selâm verildiği zaman, ondan daha iyisiyle selâm verin veya ayniyle mukâbele edin.” (1) âyeti umûmîdir; burada her hangi bir kayıt ve sınırlandırma yoktur. Yine Peygamber Efendimiz’in (asm), “Aranızda selâmı yayınız!” (2) hadîsinde de her hangi bir kadın erkek ayırımı söz konusu değildir.

Peygamber Efendimiz (asm) ve sahabe devrinde kadınların erkeklerle konuştuklarını, soru sorduklarını, sorularını cevaplandırdıklarını, bir çok konuda selâm ve kelâm ettiklerini rivâyetlerden öğreniyoruz. Meselâ, Mekke’nin Fethi yılında Ümmü Hânî’nin Allah Resûlünün (asm) huzuruna girdiğini ve selâm verdiğini, Buhârî rivâyet etmektedir. (3) Ümmü Hânî Peygamber Efendimiz’in (asm) mahremi değildir, amcası Ebû Tâlib’in kızıdır.

Diğer yandan bütün bu rivâyetler, fitneye çağıran selâm görünümlü fısıldaşmalardan elbette münezzehtir. Demek ölçümüz bellidir: Eğer fitneye sebep olacaksa selâm terk edilir.

Saygın, nezîh, iffetli ve güven öncelikli ortamlarda, belli bir vakar ve nezâket çerçevesinde, karşı tarafın zâhirî ve bâtınî hislerini incitmemek, rencîde etmemek, cilveli ve işveli olmamak şartıyla selâm alıp vermek, iyi günler, hayırlı işler... vs. demek ise mubahtır.

Dipnot:
(1) Nisâ Sûresi, 4/86;
(2) R. Sâlihîn, 377;
(3) Buhârî, 1/198;

Kaynak: www.fikih.info

Quoted from "SemiNur"

Müslüman bir bayan kendisine verilen selami lafzen iade etmesi gerekmiyor, ama kalben almasi icap eder. Kadin hic bir zaman erkege önce selam vermez ,bazi haller müstesna (meslea evine ziyaretine gelmis bir mahremin vs.). Görgü kurallarida bunu gerektirir. Artik sanal ortamda ne kadar degisir durum bilemiyorum, , , Yanlissam mazur görünüz.

NaciZane

Selâmdan başka bir sürü başka kelâm edebiliyoruz ama..

Selâmı neden verip alamıyoruz ki..?

Bâri selâmette olalım selâm verip de..(Yanlışım olabilir..)

Quoted from "@bdullah"

Yine Peygamber Efendimiz’in (asm), “Aranızda selâmı yayınız!” (2) hadîsinde de her hangi bir kadın erkek ayırımı söz konusu değildir.

Peygamber Efendimiz (asm) ve sahabe devrinde kadınların erkeklerle konuştuklarını, soru sorduklarını, sorularını cevaplandırdıklarını, bir çok konuda selâm ve kelâm ettiklerini rivâyetlerden öğreniyoruz. Meselâ, Mekke’nin Fethi yılında Ümmü Hânî’nin Allah Resûlünün (asm) huzuruna girdiğini ve selâm verdiğini, Buhârî rivâyet etmektedir. (3) Ümmü Hânî Peygamber Efendimiz’in (asm) mahremi değildir, amcası Ebû Tâlib’in kızıdır.

Cevab varmış meger altta..