-"Evladim yapma!Allah yakar seni eger böyle yaparsan!" diye mi?
yoksa;
-"Evladim bak eger böyle edersen Allah'in hosuna gitmez.Allah'in seni sevmesini istiyorsan bak böyle et." diye mi?
Elbetteki Allah'in azabindan korkacagiz.Süpesiz Allah'in merhametinin ve rahmeti sonsuzdur.Aklimiza hayalimize sigmayacak merhamete sahip olan Rabbimiz ayni zamanda akla hayale gelmicek azaplarida vardir.Lakin bizim hangi yolda ilerledigimiz önemli bence.
Cocuklarimiza Allah'in rizasini kaybetmemiz gerektigi,Allah'in rahmetinin ve merhmetinin ne kadar genis oldugunu anlatabildigimiz kadar anlatmaliyiz.Eger insanlara kötülük edersekde Allah'in azabindan korkmalari gerektigini onlara asilamaliyiz.Cocuklarimiz kendisine "Allah ya bana azap ederse!?" sözünden önce "Ya Allah'in rizasini kaybedersem!?" diye düsünmeli bence.Ve eger evlatlarimiza bunu asilarsak daha faydali olacagi kanaatindeyim.
Biz kendimizede bakarken yaptigimiz yanlislarin neticesinde yada farkina vardigimizda; Acaba "Allah azap ederse?" diye mi kendimize ceki düzen vermeliyiz yoksa "Ya Allah'in rizasini kaybedersem!" diye mi kendimize ceki düzen vermeliyiz?
Allah'in rizasini kaybetmemeye calisalim.Süpesiz bize herseyi veren O'dur.
Bunca yasamimizda bize mutlulugu veren kim?Hüznümüz oldugunda hüznümüze dostluk eden kim?Bi köseye cekilip hüngür hüngür aglarken sesimizi,gözümüzden akan yasi gören kim?Bunca nimetleri güzellikleri veren ve bütün güzelligi bir zincir gibi birbirine baglayan, isleri hayra cikartan kim?...
Allah cümlemizden razi olsun insaAllah.
Rabbim Kendisinin rizasini kazananlardan eylesin bizi insaAllah...(Amin)
ben yeğenimden de şunu anladım .en güzel tanıtma dinimi ancak anne ve babanın yaşaması ile oluyor. o yaştaki çocuk çevresini taklid ederk büyüdüğünden ne görüyorsa onu hafızaya alıyor. ve bunların değişmesi de çok zor oluyor.
Furkan daha 5 yaşında. Henüz “r” harflerini söyleyemiyor; ama 4 ayda Kur’an-ı Kerim’i okumayı öğrendi. ılk besmelesinden sonraki 3 ayda da hatim indirdi. Onun başarısındaki en büyük pay ise annesi Fatma Türk’e ait. Oğlunun azim ve gayretine hayran kalan Fatma Hanım, Furkan’ı ödüllendirmek için evinde bir hatim töreni düzenledi. Furkan’ın arkadaşlarını ve annelerini davet etti. Onlara güzel ikramlarda bulundu. Oğlunun kalbindeki Allah ve Peygamber sevgisinin pekişmesi, gösterdiği başarı ile gurur duyması ve gelecek yaşlarında hatırlaması içindi tüm gayretleri. Gördüğü ilgi ve sevgi yüzünden mutluluktan uçan Furkan ise törenin sonunda hediye olarak getirilen arabaları saymakla meşguldü. Elbette çocuktu o da; ama eski zaman âlimlerinin küçük yaşta ilim sahibi olmasına gıpta ile bakan bizler için “Demek ki, her çocuk, bir mücevher ustası titizliğiyle emek verilip işlendiği takdirde çok harikalar gösterebilirmiş.” diyebileceğimiz güzel bir örnek olmuştu.
o anne ve baba ne bahtiyardır.RABBıM herkese nasip etsin inşallah...ama ilk muallim anne ve babadır...
şu âlemde mü'minin mü'mine karşı en büyük yardımı dua iledir.Barla -247
Stil ändern
Donnerstag, 6. Juni 2024, 16:38
Zum Seitenanfang
