Nur Talebesi Kardeşim,
Aziz Üstadımız ile ne neseben ne de fikren hiçbir bağlantıları bulunmayan, ülkemizi bölmeye yönelik menfi milliyetcilik ve yurtdışı çalışmalara destek vermeye çalışan bir grup; Üstadımızın kürt kimliğini istismar ederek aşağıdaki bildiriye konu yapmaya yeltenmişlerdir.
-----------------------------------------------------
Biz, aşağıda imzası olan kişiler olarak, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne, şêx Seîd, Seyîd Riza ve Seîdê Kurdî’nin naaşlarının nerede olduğuna dair gerçekçi bir açıklama yapma çağrısı yapıyoruz.
Dedelerimizin mezarlarının yerini bilmek istiyoruz!
ılk ımzacılar
A. Melik Fırat, Ahmet Kahraman, Bayram Ayaz, Celîlê Celîl, Dewrêşê Ferho, Eskerê Boyik, Hasan Kılavuz, Kasım Fırat, Kemal Burkay, Keya ızol, M. Said Dündar, Mahmut Kılınç, Mehemed Malmîsanij, Musa Kaval, Munzur Çem, Nejdet Buldan, Osman Aydın, Recep Maraşlı, Siraç Bilgin, şermin Bozarslan, şivan Perwer, Yaşar Kaya, Yılmaz Çamlıbel, Ziya Acar
http://www.komkar-info.org/
------------------------------------------------------------
Hepinizin yakinen bildiği gibi;
• Üstadımız 130 parça eserinin hiçbir yerinde adını Seîdê Kurdî olarak yazmamıştır.
• Bütün hayatı Türklerin arasında geçmiş, Kürt kardeşlerimiz yanında çoğunluk talebeleri Türklerden olmuştur.
• Hayatının hiçbir safhasında Kürtcülük veya ayrımcılık yapmamış, daima Türk-Kürt, Arap-Türk kardeşliğine vurgu yapmıştır.
• Daima menfi milliyetciliğe karşı olmuş, hatta talebelerinden birinin kürtcülük yapması karşısında bu konudaki fikirlerini açıkça belirtmiştir.
• Kendileri Türk milletini, bütün arızalara rağmen “ıslamın Kahraman Ordusu” olarak yadetmiş ve Ayet-i Kerimeye mazhariyetini dile getirmiştir.
• Müslümanlara en ağır zulümlerin yapıldığı bir sırada dahi, devlete isyan edenlere karşı durmuş, yaptıklarının yanlış olduğunu bildirmiştir.
• Daha 1908 lerde bile, ıstanbul’da Kürt kimliğini kullanarak isyana teşvik edilen hemşehrilerini uyarmak için kahvehane kahvehane gezip, Türklerle-Kürtlerin birlikte olmaları gerektiğini belirten konuşmalar yapmış, yazılar yazmıştır.
Bütün bunlar gözönüne alındığında; 1908 lerde yapılmak isteniler ayrımcılığın bugünlerde tekrar gündeme gelerek devam ettiğini görmekteyiz. Hiçbir Kürt kardeşimizin bu provekatörlerin oyununa gelmemesini dilemek yanında, bunlara gereken protestomuzu da göstermek ve göndermek zorunda olduğumuzu sanıyorum.
Lütfen bu konudaki tepkinizi bu yayını yapan http://www.komkar-info.org/
sitesinin mail adresi olan :
komkar-merkez@web.de
adresine yazınız.
________________________________________
EK: Bu konuda benim tepkimi ilettiğim mail mektubum aşağıdadır:
Bu talepte bulunanlar nesebî bakımdan dedelerinin mezarlarını öğrenmek istiyorlarsa, bu onların en tabii ve hukuki haklarıdır. Ama bir siyasi çalışmaya destek sağlamak ve taraftarlarını tahrik edip, devlete karşı çıkarmak için neseben hiçbir ilgileri olmayan kişiler için talepte bulunuyorlarsa bu tabii ki, vatana ihanetin delillerinden biridir, en azından istismarcılıktır.Talepteki yazıdan anladığımız kadarı ile böyle nesebi bir ilişki yok. Siyasi istismar var.Bunun delili de Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerini de bu isimler arasında saymalarıdır.
ÜSTAD SAıD NURSı SAğLIğINDA BU KONUYU KıTAPLARINA YAZMIş. MURıSLERı DE BU VASıYETE UYARAK MEZARINI KıMSENıN BıLMEYECEğı BıR YERE TAşIMIşLARDIR. (ASKERı ıDARENıN GÖMDÜğÜ YERDEN ALARAK)
Üstad Said Nursi kendisinin Kürt ve Türk konusundaki fikirlerini 130 parça eserinin çeşitli yerlerinde belirtmiştir. Bu fikirler, bu talebte bulunanların görüşlerine asla uymamaktadır.
O’nun Türkler hakkındaki fikirlerinden bazılarını eserlerinden aşağıya alıyorum.
Bediüzzaman Said Nursi’nin Türkler ve Devletle ilgili bazı yazıları:
____________________________________
Benim gibi pek ciddî bir muhabbetle Türk Milletini seven; ve Kur'ânın senasına mazhariyetleri cihetiyle Türk Milletini pek çok takdir eden; ve altı yüz seneden beri bütün dünyaya karşı koyan ve Kur'ânın bayraktarı olan bu millete karşı gayet şiddetli taraftar bulunan; ve bin Türkün şehadetiyle, bin milliyetçi Türkçüler kadar Türk Milletine bilfiil hizmet eden ve kıymettar otuz-kırk Türk gençlerini, namazsız otuz bin hemşehrilerine tercih etmekle bu gurbeti ihtiyar eden ve hocalık haysiyetiyle izzet-i ilmiyeyi muhafaza eden ve hakaik-i imaniyeyi pek vâzıh bir surette ders veren bir insanın; on sene ve belki yirmi-otuz sene zarfında, yirmi-otuz değil, belki yüz, belki binler talebesi, sırf iman ve hakikat ve âhiret noktasında onunla fedakârane bağlansa ve âhiret kardeşi olsalar çok mudur ve zararı mı var? Hiç ehl-i vicdan ve insaf bunları tenkide cevaz verir mi? Ve bunlara cemiyet-i siyasîye nazariyle bakabilir mi? (Tarihçe-i Hayat Sh:20
________________________________________
Ey efendiler! Ben, herşeyden evvel Müslümanım ve Kürdistan'da dünyaya geldim. Fakat, Türklere hizmet ettim ve yüzde doksan dokuz menfaatli hizmetim Türklere olmuş ve en çok hayatım Türkler içinde geçmiş ve en sâdık ve en hâlis kardeşlerim Türklerden çıkmış ve ıslâmiyet ordularının en kahramanı Türkler olduğundan, meslek-i Kur'âniyem cihetiyle, her milletten ziyade Türkleri sevmek ve taraftar olmak kudsî hizmetimin muktezası olduğundan; bana Kürd diyen ve kendini milliyetperver gösteren adamların bini kadar Türk Milletine hizmet ettiğimi, hakikî ve civanmerd bin Türk gençlerini işhâd edebilirim.
________________________________________
ışte ey ehl-i Kur'an olan şu vatanın evlâdları! Altıyüz sene değil, belki Abbasîler zamanından beri bin senedir Kur'an-ı Hakîm'in bayraktarı olarak, bütün cihana karşı meydan okuyup, Kur'anı ilân etmişsiniz. Milliyetinizi, Kur'ana ve ıslâmiyete kal'a yaptınız. Bütün dünyayı susturdunuz, müdhiş tehacümatı def'ettiniz, tâ âyete güzel bir mâsadak oldunuz. şimdi Avrupa'nın ve firenk-meşreb münafıkların desiselerine uyup, şu âyetin evvelindeki hitaba mâsadak olmaktan çekinmelisiniz ve korkmalısınız!
________________________________________
Ey Türk kardeş! Bilhassa sen dikkat et! Senin milliyetin ıslâmiyetle imtizaç etmiş. Ondan kabil-i tefrik değil. Tefrik etsen, mahvsın! Bütün senin mazideki mefahirin, ıslâmiyet defterine geçmiş. Bu mefahir, zemin yüzünde hiçbir kuvvetle silinmediği halde, sen şeytanların vesveseleriyle, desiseleriyle o mefahiri kalbinden silme!
(Mektubat 26. Mektup)
________________________________________
Hükûmetin lâik cumhuriyeti dini dünyadan ayırmak demek olduğunu biliyoruz. Yoksa, hiçbir hatıra gelmeyen dini reddetmek ve bütün bütün dinsiz olmak demek olduğunu, gayet ahmak bir dinsiz kabul eder. Evet, dünyada hiçbir millet dinsiz olarak yaşamadığı gibi; Türk milleti misillü bütün asırlarda mümtaz olarak, bütün aktar-ı cihanda, nerede Türk varsa Müslümandır. Sair anâsır-ı ıslâmiyenin küçük de olsa yine bir kısmı, ıslâmiyet haricindedir. Böyle pek ciddî ve hakikî dindar ve bin sene kadar Hak dininin kahraman ordusu olarak zemin yüzünde, mefahir-i milliyesini milyonlar menabi-i diniye ile çakan ve kılınçlarının uçlarıyla yazan bu mübarek milleti, "Dini reddeder veya dinsiz olur" diye itham eden yalancı dinsizler ve milliyetsizler, öyle bir cinayet işliyorlar ki, Cehennemin esfel-i sâfilîn tabakasında ceza görmeye müstehak olurlar.
(Tarihçe-i Hayat Sh:212)
________________________________________
Gözümde ne Cennet sevdası var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yirmibeş milyon Türk cemiyetinin imanı namına bir Said değil, bin Said feda olsun. Kur'ânımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa Cenneti de istemem; orası da bana zindan olur. Milletimizin îmanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmağa razıyım: Çünki; vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur.
(Tarihçe-i Hayat Sh:60
________________________________________
Âlem-i ıslâm milletleri Arab'ın metanetinden ders almışlar. ınşâallah yine Arablar ye'si bırakıp ıslâmiyet'in kahraman ordusu olan Türklerle hakikî bir tesanüd ve ittifak ile el ele verip Kur'an'ın bayrağını dünyanın her tarafında ilân edeceklerdir.
(Hutbe-i şamiye-45) (Osmanlı döneminde yazılmış eseri)
________________________________________
(Meşrutiyette ıstanbul’daki Kürtleri ayaklandırmak isteyenlere karşı Bediüzzaman‘ın kahve kahve gezerek kürt asıllılara yaptığı konuşma)
ıstanbul'da yirmi bine yakın hemşehrilerimi, -hamal ve gafil ve safdil olduklarından- bazı particiler onları iğfal ile vilâyat-ı şarkıyeyi lekedar etmelerinden korktum. Ve hammalların umum yerlerini ve kahvelerini gezdim. Geçen sene anlayacakları suretle meşrutiyeti onlara telkin ettim. şu mealde:
"ıstibdad, zulüm ve tahakkümdür. Meşrutiyet, adâlet ve şeriattır. Padişah, Peygamberimizin emrine itaat etse ve yoluna gitse halifedir. Biz de ona itaat edeceğiz. Yoksa, Peygambere tâbi olmayıp zulüm edenler, padişah da olsalar haydutturlar. Bizim düşmanımız cehalet, zaruret, ihtilâftır. Bu üç düşmana karşı; san'at, marifet, ittifak silâhıyla cihad edeceğiz. Ve bizi bir cihette teyakkuza ve terakkiye sevkeden hakikî kardeşlerimiz Türklerle ve komşularımızla dost olup el ele vereceğiz. Zirâ husumette fenalık var, husumete vaktimiz yoktur. Hükûmetin işine karışmayacağız. Zirâ, hikmet-i hükûmeti bilmiyoruz..."
(1908- Divan-ı Harbi Örfi Sh:15)
________________________________________
..o mübarek hadsiz kardeşlere bedel, Kürd namını taşıyan ve Kürd unsurundan addedilen mahdud birkaç dinsiz veya mezhebsiz bir mesleğe girenleri kazanmaktan yüzbin defa istiaze ediyorum!..
Sayfa 450
_______________________________________
GÖRÜLÜYOR Kı,
1-BU TALEP ASLA BEDıÜZZAMAN SAıD NURSı ıLE ıLGıLı OLAMAZ VE % 100 SıYASıDıR.
2-HıÇBıR FıKRı ıLGıLERı OLMADIğI APAÇIK OLAN BU KışıLER ÜSTAD SAıD NURSı’Yı DE SıYASı GAYELERıNE ALET ETMEK ıSTEMEKTEDıRLER.
3-BEDıÜZZAMAN SAıD NURSı ASLEN KÜRD OLMASINA VE ıSMıNıN ıLK ZAMANLARDA “SAıD KÜRDı” OLARAK ANILMASINA RAğMEN; HıÇBıR ZAMAN KÜRTCÜLÜK YAPMAMIş, YAPANLARI DA SEVMEMışTıR. ıSMıNı DE Seîdê Kurdî şEKLıNDE YAYINLANAN 130 PARÇA ESERıNıN HıÇBıR YERıNDE YAZMAMIşTIR.
4-SAıD NURSı HAZRETLERı BÜTÜN ESERLERıNı TÜRKÇE YAZMIşTIR. BıR TEK KÜRTÇE ESERı YOKTUR.
5-DEVLETE ıSYAN EDEN VE SıZıN BUGÜN MEZARINI SORDUğUNUZ KışıLERE DE DEVLETE ıSYANIN CAıZ OLMADIğINI, YANLIş YAPTIKLARINI BıLDıRMış VE ONLARI HıÇBıR şEKıLDE DESTEKLEMEMışTıR.
6-TALEBELERıNıN BÜYÜK BıR KISMI TÜRK OLAN BEDıÜZZAMAN SAıD NURSı, “MENFı MıLLıYETÇı (KÜRDCÜ) BıR IRKDAşIMI, MÜSLÜMAN BıR TÜRK KARDEşıME TERCıH ETMEM” DıYE YAZARAK; KÜRTCÜLÜGE GıRışEN BıR TALEBESıNı TEKDıR ETMış VE YANLIş HAREKETıNDEN DÖNMESıNı SAğLAMIşTIR.
7-“TÜRKLERE KILIÇ ÇEKıLMEZ” DıYEREK DEVELETE ıSYAN EDEN KÜRDCÜLERE YANLIşLIğI GÖSTERMışTıR.
8-“TÜRKLER, ıSLAMIN KAHRAMAN BıR ORDUSUDUR” DıYEREK, TÜRK MıLLETıNı YÜCELTMış; TÜRKLERE VE TÜRK DEVLETıNE SAHıP ÇIKMIşTIR.
9-SAıD NURSı’NıN MEZARINI NE ıÇıN ARIYORSUNUZ Kı, O DAHA SAğ ıKEN ESERıNDE MEZARININ 1-2 TALEBESıNDEN BAşKASININ BıLMEMESı GEREKTığıNı SÖYLEMışTıR; "
Benim kabrim gayet gizli bir yerde... bir iki talebemden başka hiç kimse bilmemek lazım geliyor. Bunu vasiyet ediyorum. Çünkü, dünyada sohbetten beni men eden bir hakikat, elbette vefatımdan sonra da o hakikat bu surette beni mecbur ediyor." BU YAZISINI DUA KABUL EDEN RABBı DE ONU DEFNEDıLDığı URFA’DAN ALIP, 1-2 TALEBESıNıDEN BAşKA KıMSENıN BıLMEDığı BıR YERE NAKLETTıRMışTıR.
10-SAğLIğINDA DA “"Dostlar uzaktan ruhuma fatiha okusunlar, manevi dua ve ziyaret etsinler. Kabrimin yanına gelmesinler. Fatiha uzaktan da olsa ruhuma gelir. Risale-i Nur'daki azami ihlas ile bütün bütün terk-i enaniyet için buna bir manevi sebep hissediyorum" DEMışTıR
BÜTÜN BUNLAR BU TALEBıN TAMAMEN GÖSTERMELıK VE SıYASI SEBEBLERLE OLDUğINU GÖSTERMEKTEDıR. SıZ, KENDı DEDELERıNıZ ıÇıN KONUşUN AMA, SAıD NURSı ıÇıN ASLA KONUşAMAZSINIZ.
O ıSTESE ıDı ÖMRÜ HAPıSHANELERDE GEÇERKEN DEVLETE KARşI ÇIKARDI. HER MEKTUBUNDA, HER KıTABINDA, HER YAZISINDA AşAYışıN KORUNMASINI, FıTNE ÇIKARILMAMASINI, KENDıSıNE ZULMEDENLERıN BıLMEDEN YAPTIKLARINI VE HAKKINI HELAL ETTığıNı YAZMIşTIR.
BU SEBEPLERLE BıZLER BEDıÜZZAMAN SAıD NURSı’NıN TALEBELERı OLARAK, KÜRTCÜ VE AYRIMCI BU SıYASETCıLERDEN, BEDıÜZZAMANIN ıSMıNıN VE RESMıNıN SıTELERıNDEN (www.komkar-info.org) ÇIKARILMASINI TALEP EDıYORUZ.
MUZAFFER DELıGÖZ
GAZETECı-YAZAR
www.muzafferdeligoz.blogcu.com[/q
yabancıların oyuncakları olan pkklıları kastettim