Tanımadığım Şaban Ağabeyi, rahmetle anıyorum!
05 Kasım 2010, 23:15
Zübeyir Ergenekon
ergenekonya42@yahoo.com
Şaban Döğen Ağabeyimizi hiç görmedim. Tanışmak da nasip olmadı. Ama hastalanıp,Yeni Asya’daki yazılarına ara vereceğini duyunca köşesinin eksikliğini hissettim. Vefat edince büyük üzüntü duydum. Vefat yıldönümünde, anılınca yine içimiz bir hoş oldu… Niyeydi bu hâl, Şaban Ağabeyi tanımadığım halde?
Gazetemiz Yeni Asya ile bütünleştiğimiz için her bir yazarımızı ailemizin bir ferdi gibi benimsiyoruz. Yeni Asya ailemizi büyüten bir gazete oldu… Bize, daima iyiliği, güzelliği hatırlatan; hak yoluna çağıranların azaldığı bir zamanda ısrarla hak yoluna çağıran bir aile ferdi… İşte bunun içindi tanımasak da sevmemiz. Bunun içindi gazetedeki şevkli yazılarını görünce ferahlamamız. Şaban Ağabeyimizi, tanımasak da sevmiştik ve benimsemiştik. Zira bir insanı en iyi tanıtan eserleridir, biz Şaban Ağabeyin şahsını tanıyamamıştık ama kitaplarından ve yazılarından “anlattığı davasını” öğrenmiştik. Bizi birleştiren bu idi. Muhabbetin sebebi bu idi.
İşte, Şaban Döğen Ağabeyimiz vefat ettiğinden bunun için üzülmüştük. Ailemizin bir ferdi gitmiş gibiydi. Şaban Ağabeyimizin güzel yönlerini ve hatıralarını bilenler ve tanıyanlar anlattılar. Benim ise şu dikkatimi çekmiştir:Şaban Ağabeyin –bazı- kitaplarıyla birlikte, kitabın içeriğinin CD şeklinde verilmesi, onun hizmette sınır tanımadığını göstermiştir. Aynı zamanda zamanın teknolojik imkânlarının kullanılarak hizmet edilmesi noktasında öncü olmuştur, Şaban Ağabey. Tıpkı, Müslüman İlim Öncüleri kitabıyla yeni hizmet ufuklarında öncülük ettiği gibi…
“Hayat nasıl güzelleşir” kitabı idi. CD’den sohbetini dinlemiş ve çok memnun olmuştum. Bu memnuniyetimi e-posta kanalı ile kendisine iletmiştim. O da cevap vermişti.
Şaban Döğen Ağabeyimizi, Risale-i Nur Enstitüsü’nün düzenlediği “Hızlı Eğitim 2007 Programında” görecektik. Nübüvvet dersimize gireceğini öğrenmiştik ve tanışacağımızdan dolayı heyecanlı ve meraklı idik. Ama mânialar çıktı ve ağabeyimizle tanışamadık… Tanışma diğer tarafa kaldı.
Şaban Ağabeyimizle ilgili çıkan güzel ve samimi yazılar bir hakikati de bizlere ihtar ediyor. Şirket-i Maneviye il uhrevi işlerde ortaklık, her derde hatta ölüme karşı da devadır... Şirket-i maneviye ile binlerce samimi kardeşiniz, size öldükten sonra da hasenatlarını gönderiyorlar.
Şaban Ağabeyimizin eserleriyle anılması da diğer bir hakikati bizlere hatırlatıyor. Ölümümüzün dilimizi susturduğu günlerde, kitaplarımız bizim bedelimize konuşurlar. Ve fani dünyadan sevaplarını bizlere gönderirler. Bekaya mazhar olabilecek bir eser bırakabilmek… Ne güzel bir mazhariyet.
Ruhun Şad Olsun Şaban Ağabey.