Giriş yapmadınız.

Arama sonuçları

.

18.04.2011, 12:50

Yazar: hyosun

Duâdaki kuvvet ve bereket

Bismillah” her hayrın başıdır.” Bediüzzaman Hazretleri, Birinci Söz’e bu ifadelerle başlıyor. Cümlenin tamamı ise şöyle: “(…) Bismillâh her hayrın başıdır. Biz dahi başta ona başlarız. Bil ey nefsim! Şu mübârek kelime İslâm nişanı olduğu gibi, bütün mevcudâtın lisân-ı haliyle vird-i zebânıdır. Bismillâh ne büyük tükenmez bir kuvvet, ne çok bitmez bir bereket olduğunu anlamak istersen, şu temsilî hikâyeciğe bak, dinle.” (Sözler, 11) Şimdi bu cümledeki iki kelimenin üzerinde bilhassa durmak isteri...

18.04.2011, 12:48

Yazar: hyosun

Gölgem secdede kalsin

Gölgemle yürümeyi severim. Bazen arkadan gelir, bazen önden gider, bazen her iki yanımdan. Konuşurum, söyleşirim. Herkes bırakıp gitse de, gölgem bırakmaz beni. Gölgem, ikinci adresim. Gölgem diğer adım. Yere hep siyah düşer gölgeler. Başka bir renge sahip değildir, ama mânâsı beyazdır, bembeyazdır. Hep secdededir. Yaratana en yakın yerdedir. Gölgem, konuşur bazen: “Sen gaflettesin. Sen başka diyarlardasın. Ama ben hep secdedeyim. Yaratan’la beraberim.” der. Rahman’ın âyetlerinde belirttiğini ay...

12.04.2011, 13:27

Yazar: hyosun

Susmak, konuşmaktır

Susmak, konuşmaktır. Susmak, düşünceler kitabının, konuşmak bölümüdür. Susmak, derin bir sükût, uzun bir sükûttur. Zihnimizde bağırışlar çağırışlar, feryat figândır; orman yeri gibi her yer yangındır. Ama çaresiz kalır, her şeyi söyleyemezsiniz, susarsınız bazen. Sükût da bir konuşmaktır. Sessizce, kelimesiz, hecesiz, harfsiz konuşmaktır. Sükût, kar gibi beyaz, örter düşüncelerin üzerini. Alttan alta filizlenir, demlenir fikirler, düşünceler. Tohum gibi yeşermeye, boy vermeye yüz tutar. Hatta ke...

12.04.2011, 13:25

Yazar: hyosun

Baharın zikridir çiçekler

Çiçekler, çiçekler, çiçekler… Binler, yüz binler, milyonlar diller ile zikreder çiçekler. Her mevsim “merhaba” derler. “Elveda” demeden “merhaba” derler. “Biz geldik. Yeniyiz, yepyeniyiz. Dünyanızın bu bahar en yeni misafiriyiz.” derler. “Geçen baharın mahsulâtı değiliz. Bizler yeniden yeniye yaratılmış misafirleriz. Yeryüzünün bembeyaz çiçekleriyiz” diye seslenirler. Çiçekler, çiçekler… Milyon, milyar dillerle bize seslenirler. Baharın zikridir çiçekler. Her bahar yeniden yaratılan dünya, bu me...

16.12.2010, 12:07

Yazar: hyosun

Yüreğimin Dili..

Seni anımsatmayan sevgiler neden acıydı? Hakiki sevgi “Sen” olduğun için mi?... Sensiz sevgilerin, sana getirmeyen sevmelerin kıymeti olmadığı için mi? Senin dışında sevilenler tutsak ettiği için mi?... Yoksa “Sevgi” sensizken anlamını kaybettiği için mi? Sevgi niye vardı, sana getiren yolları daha kolay bulmak için mi? Bir seni sevmem gerekirdi yıkılmaya mahkûm dünyada, bir sana koşmam gerekirdi hiç düşünmeden. Telaşlarıma ve sensizliği benimseten hayallerime aldırmadan. Bir senin adını yazmalı...

16.12.2010, 09:08

Yazar: hyosun

Gönülde Bir Tek Sevgili Vardir Aslında

"Her gönül bir tek sevgiliye müştâktır aslında... Ne var ki, kıblesi yanlıştır.. Bulduğunu sandığı şey, gerçekte aradığı değildir... Kimisi bir gözleri âhûya zebûn. Kimisi bir gül yüzlü güzele meftun. Kimisi de bir ceylan bakışlıya mecnundur.. Bazısı dünyanın âlayişine kanmış... Bazısı mâl-u mülke aldanmış... Bazısı da hayal alemini, gerçek sanmıştır.... Oysa her birisi, bir tek Sevgili tarafından sınanmıştır...

16.12.2010, 09:03

Yazar: hyosun

Rabbim, Her Işine Hayretteyim

İlahi!hamdini sözüme sertac ettim.zikrini kalbime minhac ettim. Ben yoktum,var ettin;varlığından haberdar ettin.aşkınla gönlümü bikarar ettin İnayetine sığındım,kapına geldim.kulluk edemedim affına geldim. Şaşırtma beni doğruyu söylet,neş’eni duyur hakikatı öğret. Sen duyurmazsan ben duyamam,sen söyletmezsen ben söyleyemem,sen sevdirmezsen ben sevemem. Sevdir bize hep sevdiklerini,yerdir bize hep yerdiklerini,YAR ET BİZE ERDİRDİKLERİNİ. Hiç Birşeyken Yolumu Hissedilenle Buldum Yani bana Hissett...

16.12.2010, 08:58

Yazar: hyosun

Sen unuttun ama unutulmadın..Vasıtayı iyi seç...

Hepimiz ahiret yolcusuyuz, inkârı mümkün değil.... Herkes bir sefere giderken yolda ve gittiği yerde kendine lazım olanları alır, diğerlerini almaz. İhtiyaç olmayanı almak ahmaklık olur. Dünyadan da, ahirete lazım olanlar tedarik edilir. En akıllı insan, ölüme hazırlanandır. En ahmak, dünyaya tapandır. Ahmaklar olmasaydı, dünya harap olurdu. İnsan bir yere gitmek için, bir yerde vasıtaya biner, başka yerde iner, dünya buna benzer. Yalnız, vasıtayı iyi seç. Son durakta ya Cennet ya Cehennem vardı...

08.12.2010, 11:01

Yazar: hyosun

Peygamberimizin bir günü nasıldı?

Resûlullah’ın (asm) müştak olduğu insanlar Allah Resûlü (asm) birgün bir kısım insanlardan bahsetmiş, özelliklerini anlatmış, sonra da onlara, “Allah’ım, onları koru! Muhalefet edenlere karşı onlara yardım et! Kıyamet gününde gözümü onlarla aydınlat!” diye duâ etmiş, sonra da şu meâldeki âyeti okumuştu: “Dikkat edin, Allah’ın dostları için ne bir korku vardır, ne de onlar mahzun olurlar”1 Kimdi Resûlullah’ın (asm) özellikle duâ ettiği, “Gözümü onlarla aydınlat!” buyurduğu, korku duymayan, mahzun...

08.12.2010, 10:58

Yazar: hyosun

Nefsin mahiyeti tanındıkça

Nefs-i emmâreye itimat edilmez Eserleri dünyanın kırk diline çevrilen; okuyan, araştıran her ruhu mest eden Risâle-i Nur Külliyatı gibi altı bin sayfalık nadide bir külliyatı asrımız insanlarına armağan eden Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri der ki: “Nefs-i emmâreme itimat edemem. Nefis kusursuz olmaz”1 Bilindiği gibi eğitilmemiş, kötülüğü emreden nefse nefs-i emmare denilir. Eğer insan nefs-i emmâresine itimat ederse, bu daha düşmanla mücadeleye girmeden önce teslim-i silâh eden kimseye benzer....

08.12.2010, 10:57

Yazar: hyosun

Nefsin mahiyeti tanındıkça

Nefsin kör noktası Hayra kâbiliyeti olmayan, şerde ise eli uzun olan “Nefsin vücudunda bir körlük vardır. O körlük vücudunda zerre-i miskal kaldıkça hakikat güneşinin görünmesine mâni bir hicab olur.”1 O, “Muaccel [peşin] ve hazır bir dirhem lezzeti, müeccel gâib bir batman lezzete tercih ettiği gibi, hazır bir tokat korkusundan, ileride bir sene azaptan daha ziyade çekinir.”2 İşte nefsn kör noktası budur. Bu bilinmediğinde tehlikelere düşmek işten bile değildir. Bu bilinir ona göre davranılırsa...

08.12.2010, 10:56

Yazar: hyosun

Nefsin mahiyeti tanındıkça

Nefse kendini unutturmamak için Akıl ve kalbin ileriyi görme özelliği vardır. Kusur, hata, eksiklikle yoğrulmuş nefis ise, ileriyi göremez, görmek istemez, günübirlik yaşar; kendini mükemmel gördüğü için diğer duygulara da yön vermeye çalışır. Nefsin bu özelliği dikkate alınmazsa ileriyi gören akıl ve kalbi susturmakla kalmaz, gerçeklere karşı gözlerini kapamayı da maharet zanneder. Öyle ki, “Kendini unutmuş, kendinden haberi yok. Mevti [ölümü] düşünse, başkasına verir. Fenâ ve zevali görse, ken...

08.12.2010, 10:56

Yazar: hyosun

Nefsin mahiyeti tanındıkça

“Nefsini temizleyen kurtuluşa ermiştir” Demek nefiste öyle hata, kusur, eksiklik ve yanlışlıklar var ki, insan ancak onu temizleyince kurtuluşa erebiliyor. Nefsi temize çıkarma değil bu, nefsi kötülüklerden, kötü huylardan temizlemedir. Çünkü nice insan nefsine toz kondurmaz, hata ve kusurlarını kabul etmez, sürekli savunmaya çalışır. Demek nefsi çok iyi tanıyıp onunla ona göre mücadele etmek gerekiyor. Yapısı ve yaratılışı gereği kendini hür ve serbest gören nefis, kendi hâline terk edilirse, i...

08.12.2010, 10:55

Yazar: hyosun

Nefsin mahiyeti tanındıkça

İNSANLIĞIN yıldızı olmuş insanları zirvelerde dolaştıran sırrın temelinde nefsin mahiyetini tanıyıp nefislerini ona göre eğitmeleri yatar. Hayvanlardan dahi aşağı düşmüş, insanlığın başına belâ kesilmiş despotların, zalimlerin, asilerin, inançsızların o hâle gelişlerinin asıl sebebi de nefislerini tanımamaları, onun esiri olmalarından başka birşey değildir. Nefis çok iyi tanınmalı ki hizmetimize girsin. Aksi halde nefis kendine hizmetkâr yapar insanı ve söz nefsin eline geçer. Nefiste öyle bir ö...

07.12.2010, 17:57

Yazar: hyosun

Tevhidin Penceresinden Birinci Söze Bakış (KAİNAT BİSMİLLAH DİYOR)

KAİNAT BİSMİLLAH DİYOR Bedîüzzaman Hazretleri On Dördüncü Lem’a’nın İkinci Makam’ını Besmelenin sırlarına ayırmıştır. Birinci sırda kâinat simasında Ulûhiyet, yeryüzü simasında Rahmâniyet, insan simasında da Rahîmiyet hakikatine değinmiştir .Yani kâinattan insana, yani arştan ferşe bir nuranî satır gibi uzanan kâinatla ilgili üç İlâhî hakikat vardır. Şimdi bu hakikatler üzerinde kısaca duralım: Kainat Simasındaki “ULUHİYET” hakikati: Besmele bahsi, bir esmâ bahsidir. Çünkü Allah'ın adıyla başlam...

07.12.2010, 17:57

Yazar: hyosun

Tevhidin Penceresinden Birinci Söze Bakış (KAİNAT BİSMİLLAH DİYOR)

Mütekellim-i Ezeli (c.c.) Kur’an’ında bize kendini tanıtırken ders verdiği ana maksatların en büyüğü tevhiddir.Kur'an-ı Kerîm'in temel misyonu, insanları yaratıklara tapmaktan kurtarıp sadece Allah'a kulluk yapmaktır. İnsanın Allah'ı bir bilmesi, O'ndan başka ilah tanımaması tevhîd, sadece Allah'a ibadet etmesi ve O'nun buyruklarına tam anlamıyla teslim olması ise İslâm'dır. İslâm, tevhîdi gerçekleştirme dinî olduğundan, İslâm'ı doğal sadeliğine kavuşturmak üzere gelmiş olan Kur'ân'ın ana konusu...

07.12.2010, 12:14

Yazar: hyosun

Risale-i Nur'un dilini çözmek

Risâle-i Nur eksenli bir “estetik teorisi” denemesi - II Hüsn-ü Tâ'lil Edebiyatta bir olayı görünür sebebinden daha güzel ve daha önemli bir sebeple açıklama sanatına "hüsn-ü ta'lil" denir.13 Bu açıdan bakıldığında, edebiyatta sevgiliyi güzelleme adına gerçeküstü ve abartılı bir niyetle yapılan bu sanatın kâinatta hiç gerçeküstüne kaçmadan ve abartıya gerek kalmadan yapılabileceğini görürüz. Çünkü, kâinatta gözlemlediğimiz her sonuç için görünür her sebep gerçek sebep değildir. "Müsebbibü'l Esba...

07.12.2010, 12:12

Yazar: hyosun

Risale-i Nur'un dilini çözmek

Dipnotlar 1. Vücud-adem ekseni, Risale-i Nur'un kavramlarının çözümlenmesine başlangıç olabilir. Dilbilim için bir kelimenin anlamını kesinleştirmenin şartı, karşıt anlamını bulmaktır, yani kelimenin 'ne olduğu'nu bilmek, 'ne olmadığını' bilmek gerekir. Karşıt anlamı belirlenmeyen kelimenin anlamı askıda kalır. Bu açıdan Risale-i Nur'da her kavramın bir karşıtı vardır. Konu değişse bile, meselâ 'hayır' kelimesine atfedilen anlamlar sarsılmaz bir iç tutarlılık gösterir. Küçük Sözler'de bir tür uy...

07.12.2010, 12:11

Yazar: hyosun

Risale-i Nur'un dilini çözmek

Risâle-i Nur eksenli bir “estetik teorisi” denemesi 1 Hayır/Şer "Bismillah her hayrın başıdır" kelimesi varoluşa ilişkin bir manifesto sayılabilir. Birinci Söz'ün başını tutan bu cümle, kuruluş şekliyle Risâle-i Nur'daki düşünüşün eksenlerini de belirler. Cümlenin öznesini oluşturan "Bismillah" ["Allah'ın ismi ile"] Risâle-i Nur'un bütününe hâkim olan Esma-i Hüsna'yı kodlarken, "hayır" kelimesi Risâle-i Nur'un mesaj zeminini oluşturan kavram haritasında vücud-adem [varlık-yokluk] ekseninin varlı...

07.12.2010, 12:08

Yazar: hyosun

Risale-i Nur'un dilini çözmek

Risale-i Nur etrafında oluşan önyargıların en görüneni ve en başta geleni dilinin "ağır" olduğudur. Risale-i Nur'u elinde lügatle okumaya başlayan ve zaman zaman hâlâ lügat kullanma ihtiyacı duyan bu makalenin yazarı da bu "ağır"lığın farkındadır. Risale-i Nur, elbette ki sıradan bir okuyucunun hemen nüfuz edebileceği kelimeler üzerine kurulu değildir. Çünkü, Risale-i Nur sıradan bir okuyucuya, kendisini sıra dışı okuyucu yapabilecek bir metin sunar. Bu metnin ağırlığı kasıtlı bir ağırlıktır. So...