Giriş yapmadınız.

Arama sonuçları

.

10.07.2014, 12:53

Yazar: muhsin iyi

Amel Defteri, Hesap Kitabı

Cennettekilerin göbeklerini hoplata hoplata gülecekleri filmler de olacak elbette. Bunlar cehenneme düşen kâfirlerin ve münafıkların filmleridir. Onlar dünyada iken müminlerle alay ediyor ve onları küçük görüyorlardı (bk. Enbiya suresi, 41; Hud suresi,38; Tevbe suresi, 127 vb.). Burada ise filmleri ile cennetteki müminlerin maskarası olmuş durumdadırlar. Hayat hikâyeleri şeytanların vesveseleri ile nefisleri ile hareket ettikleri sahnelerden oluşmaktalar. Birer kelime ile ifade edilecek olursa, ...

10.07.2014, 12:52

Yazar: muhsin iyi

Amel Defteri, Hesap Kitabı

Amel Defteri, Hesap Kitabı Her insan aslında bir yazar gibi hayatı ile kendi kitabını yazıyor. Bu olgu, İslam’da bir iman esasıdır. İnkâr etsek küfre gireriz. Zira yüce Allah (c.c.), Kuran-ı Kerim’de bu iş için görevlendirdiği meleklerinin adını belirttiği gibi bu kitapları mahşer günü hesap için ilgili kişilere dağıtacağını da pek çok ayetle ifade etmektedir: ‘Hâlbuki üzerinizde gözetleyici melekler var, şerefli yazıcı melekler. Her ne yaparsanız kaydederler (El-İnfitar suresi, 10-12).’ ‘Oku ki...

11.06.2014, 12:47

Yazar: muhsin iyi

İhlâs, İhlas Nedir

İhlâs, İhlas Nedir Tasavvufi hayat, bir Müslüman’ın ideali olmalıdır. O, karınca kararınca bu hayatın bir köşesini tutmalıdır. Ona dâhil olmaya çalışmalıdır. Zira tasavvufi hayat, İslam’ın özüdür. Dinin üç temel ayağı vardır: İlim, amel ve ihlâs. Tasavvufi hayat ihlâsı karşılamaktadır. Bir Müslüman ihlâsına göre tasavvufi hayatın bir yerinde bulunur. İsterse bu kişi tasavvufi hayatın zahirdeki gereklerini yerine getirmiyor, hatta bir mürşid-i kâmile intisap etmemiş bile olsa durum böyledir. İhlâ...

10.05.2014, 14:42

Yazar: muhsin iyi

Vahdet-i Vücut, Vahdet-i Vucud (3)

Müslümanların büyük çoğunluğu vahdet-i vücut düşüncesine pek yabancıdırlar. Bunun önemini de bilmezler. Allah’ın veli kullarına büyük saygı gösterirler ama onları yetiştiren temel kavram nedense ilgi alanlarına pek girmez. Varlık âlemini Allah gibi gerçek olarak görmek, İslami açıdan itikada bir zarar verir mi? Müslümanların çoğu, varlık âlemi ile Allah’ı aynı gerçeklik düzleminde görürler. Allah’ın varlık âlemini yoktan var ettiğini bilirler. Onun kıyamette yok olacağını da kabul ederler. Bu va...

10.05.2014, 14:41

Yazar: muhsin iyi

Vahdet-i Vücut, Vahdet-i Vucud (3)

Vahdet-i Vücut, Vahdet-i Vucud (3) Tasavvuf yoluna girmek için önce onun dünya görüşünü; âleme, varlığa, maddeye bakış açısını bilmek ve benimsemek gerekiyor. Yoksa bu yola körü körüne girmek kişiye pek bir şey kazandırmaz. Tasavvuf yolunun temeli vahdet-i vücut düşüncesine dayanır. Bu düşünce adeta tasavvuf yolunun ideolojisidir, felsefesidir. Fakat her ne hikmetse daha bu kelimeyi ağzımıza alır almaz büyük bir hücumla, karalamayla, suizanla karşı karşıya kalıyoruz. Meramımızı bile anlatmaya va...

17.04.2014, 17:51

Yazar: muhsin iyi

Namaz Kılmanın Mahiyeti, Bazı Faziletleri, Sırları

Namazda nefsi terbiye etmek yanında ruhu gıdalandırmak da vardır. Ruhu gıdalandırmanın namaz kılanın yüce Allah’ın huzurunda olduğu duygusu ile nurlanması ve feyizlenmesi ile gerçekleştirdiğine yukarıda işaret ettik. Bu açıdan Kâbe’ye yönelmek ruhun sofrası gibidir. Kâbe’ye yönelme ahret hallerine ulaşmayı sağlar. Çünkü Kâbe, dünya hayatının dışında bir anlama sahiptir. Ahretle ilgili bir konum içermektedir. Büyük sırlara sahiptir. Onun için hiçbir ibadet namaza ulaşamaz. Çünkü namaz Kâbe’ye yön...

17.04.2014, 17:50

Yazar: muhsin iyi

Namaz Kılmanın Mahiyeti, Bazı Faziletleri, Sırları

Namaz Kılmanın Mahiyeti, Bazı Faziletleri, Sırları Yıkılan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği dönemindeki Müslümanların durumunu değerlendiren bir kitapta eski mevcut rejimin namaz kılmayı çalışma ve iş hayatına yönelik bir tehlike ve tehdit olarak gördüğü yazılmaktaydı. Yani yıkılan bu rejim, çalışma ve iş hayatına o kadar değer vermekteydi ki, ona engel olabilecek her şeye karşı çok duyarlı idi. Namazı da böyle görüyordu. Onun için namazı ortadan kaldırmak için elinden geleni yapmıştı. Cam...

09.03.2014, 10:23

Yazar: muhsin iyi

İman ile Kaygı

İnsanlar bazı kaygılarından korunmak için bedel ödemek zorundadırlar. Görünmez kazaların büyük kısmı bu kategoriye girer. Psikanaliz yöntemiyle bazı insanların yaşadıkları kazalarda bu bilinçdışı kendini cezalandırma isteğinin etkin rol oynadığı görülmüştür. Yani kişi bir bilinçdışı suçluluk duygusunun etkisiyle kendisini cezalandırma yoluna gitmekte, böylece bir kaza geçirmekte ve rahatlamaktadır. Psikoloji ve psikanaliz literatürüne girmiş bu olgunun doğruluğunu tartışmak bana pek akıllı ve ma...

09.03.2014, 10:22

Yazar: muhsin iyi

İman ile Kaygı

İman ile Kaygı ‘İman’ kelimesinin kökü ile ‘emniyet’ ve ‘güven’ kelimeleri arasında bir anlam ilgisi vardır. Buna göre imanın tam zıddı olan kavram, ‘kaygı’dır. Kaygı, psikoloji literatüründe önemli bir kavramdır. Bütün nevrotik psikolojik rahatsızlıkların temelinde kaygı rol oynar. İbadetler, imanın belirtisi olmanın yanında iman nurunu besleyen etkinliklerdir. Yüce Allah (c.c.), dünyadaki her şeyi insan için yaratmıştır. Onun nimetlerini saymak istesek buna bir ömür yetmeyecektir. İbadetler gö...

03.02.2014, 15:51

Yazar: muhsin iyi

Surelerin ve Ayetlerin Faziletleri, Sırları

Fil suresi müminin gönül dünyasını koruyucu surelerdendir. Çünkü bir Müslüman namaz kılmakla büyük bir eylem yapar. Bu nimetten mahrum olan herkes hasetten dolayı ona düşman kesilirler. Şeytanlar vesveseleri ile namaz kılan Müslümanları herkese karşı kışkırtırlar. Kim namaz kılan mümine karşı bir düşmanlık yapmayı niyet kılarsa, bunun için harekete geçerse, yüce Allah (c.c.) onu Fil suresinde anlatıldığı vechi ile Ebrehe ve ordularına yaptığı gibi perişan eder. Üzerine bela ve musibet yağdırır. ...

03.02.2014, 15:50

Yazar: muhsin iyi

Surelerin ve Ayetlerin Faziletleri, Sırları

Surelerin ve Ayetlerin Faziletleri, Sırları Bir sure ve ayet okunduğu zaman okuyan veya dinleyen kişiye bazı manevi armağanlar verilir. Bunlara surelerin ve ayetlerin faziletleri denir. Surelerin ve ayetlerin çeşitli faziletleri pek çok hadis-i şerifte ifade edilmişlerdir. Surelerin ve ayetlerin faziletlerini konu alan hadis-i şerifleri inceleyince genellikle bunlarla, ilgili surede ve ayette işlenen tema veya konular arasında yakın bir ilginin bulunduğunu görürüz. Örneğin peygamberimiz (s.a.s) ...

10.01.2014, 04:24

Yazar: muhsin iyi

Mevlit Kandili, Mevlid Kandili, Niçin Nasıl, Kutlanmalı

Mevlit Kandili, Mevlid Kandili, Niçin Nasıl, Kutlanmalı Peygamberimizin (s.a.s) kutlu doğumu 12 Rebiulevvel (20 Nisan) 571 tarihinde, pazartesi gününde gerçekleşmiş olup bu yıl miladi takvimle 12 0cak 2014 tarihi pazar gününe denk gelmektedir. Mevlid kandili peygamberimizden (s.a.s) asırlar sonra ortaya çıkmıştır. Bid’at-ı hasenedir. Yani güzel bir gelenektir. Dolayısıyla bu gecenin kutsallığı ayet ve hadislere doğrudan dayanmamaktadır. Mevlid kandili ümmetinin Hz. Peygamberine (s.a.s) olan hüsn...

21.12.2013, 15:31

Yazar: muhsin iyi

Hiç, Hiççilik, Hiç Olmak, Hiçin Felsefesi, Tasavvufta Hiç (2)

Fena halini somut olarak anlamamız için bir zamanlara yaptığımız günahlara daha sonra tövbe etmeyi kafamızda canlandırmamız yeterlidir. Nefis o zamanlar nasıl o günahlara koşuyordu? Daha sonra Allah’ın hidayeti ile nasıl o günahlardan uzaklaştı? Değişen ne oldu ki, nefis o eski günahları artık işlemiyor? Adeta o nefis fena (yok) oldu da, yerine başka bir nefis geldi. Tövbe ile bir insan eski nefsini öldürüp toprağa gömdüğü gibi yeni bir nefis sahibi de olmaktadır. Allah’ın rüya âleminde de bunu ...

21.12.2013, 15:30

Yazar: muhsin iyi

Hiç, Hiççilik, Hiç Olmak, Hiçin Felsefesi, Tasavvufta Hiç (2)

Hiç, Hiççilik, Hiç Olmak, Hiçin Felsefesi, Tasavvufta Hiç (2) İlk yazımızda ‘Hiç’ kelimesini ağırlıklı bir şekilde kullanınca daha sonra içimde buna bir itiraz yükseldi. Hâlbuki tasavvuf ve tarikat literatüründe bunun yerine ‘Fena’ terimi kullanılmaktaydı. O yazıda buna hiç değinmemem, bu terimi hiç kullanmamam daha sonra ilgili yazıda büyük bir eksiklik olarak görüldü. Gerçi ‘hiç’ ve ‘fena’ tasavvuf ve tarikat kültüründe birlikte kullanılmaktaydı ama ‘hiç’ genellikle bir aksiyonu, düşünce jimn...

26.11.2013, 16:41

Yazar: muhsin iyi

Hiç, Hiççilik, Hiç Olmak, Hiçin Felsefesi, Tasavvufta Hiç

Ben ‘Hiç’ olduğuma göre bu tür olumsuz duygularım benden de hiçtirler. Hiçliğini duyumsayan bir insanda varlık ve benlik kalmaz. Dünyaya karşı şehveti sakinleşir. Başka insanlara karşı olumsuz duygular duyması için bir nedeni de olmaz. Böyle olunca da insanların psikolojik ve sinir rahatsızlıkları da ortadan kalkar. Üst katımızda oturanlar iki yıldır evlerini tamir ediyorlar. Daha doğrusu ev sahibi kendi çapında bir usta. Gündüz işine gidiyor. Akşamları ve pazar günleri evini tamir etmeye çalışı...

26.11.2013, 16:41

Yazar: muhsin iyi

Hiç, Hiççilik, Hiç Olmak, Hiçin Felsefesi, Tasavvufta Hiç

Hiç, Hiççilik, Hiç Olmak, Hiçin Felsefesi, Tasavvufta Hiç İki yıl kadar önce bir dostumun cep telefonunun duvar resminde Arapça imlalı bir ‘Hiç’ yazısı gördüm. Onu pek beğendim. Dostum benim cep telefonuma ilgili yazıyı aktardı. Cep telefonumda bu ‘Hiç’ yazısını görenlerin çoğu, bunun ne anlama geldiğini benden sordular. Ben onları kısaca bilgilendirince onlardan bazıları, ‘Hiç’ yazısının kendi cep telefonlarının duvar resmini de süslemesini arzu ettiler. Onlarca kişi benden bu şekilde ‘Hiç’ ya...

11.11.2013, 17:35

Yazar: muhsin iyi

Peygamberimizin Mucizeleri, Üstün Kişiliği, Seçkin Şahsiyeti

Peygamberimizin Mucizeleri, Üstün Kişiliği, Seçkin Şahsiyeti Peygamberimizin (s.a.s) pek çok mucizesi bulunmaktadır. Bunların binlercesi ilgili kitaplarda, genellikle hadis ve siyer kitaplarında söz konusu edilir: Eliyle ayı ikiye bölmesi, ölen çocukları diriltmesi, ağaçların kökleriyle birlikte yanlarına gelip peygamberliğini onaylaması, bir sıkıntılı günde elinden su akıtıp bütün bir orduya su içirmesi, az bir sütün ve yemeğin bereketlenip çoğalarak büyük bir kalabalığa yetmesi, elindeki çakıl...

17.10.2013, 12:13

Yazar: muhsin iyi

Salâvat, Salâvat-ı Şerife, Salât u Selam, Peygambere Salâvatın Önemi, Faziletleri

Salâvat, Salâvat-ı Şerife, Salât u Selam, Peygambere Salâvatın Önemi, Faziletleri Bu dünyadaki bütün Müslümanlar doğal olarak peygamberimiz (s.a.s) ile görüşmek, konuşmak isterler. Hatta onun yaşadığı devirde de hayatlarını birlikte yaşamak gönüllerinden geçebilir. İşte salâvat bu işlevi bir dereceye kadar karşılamak için vardır. Kim peygambere (s.a.s) salâvat getirirse onunla iletişime geçmiş olur. Zira peygamberimiz (s.a.s) hadis-i şeriflerinde, salâvatları kendisine getirmekle görevli melekle...

15.09.2013, 12:14

Yazar: muhsin iyi

Letaif Nedir, Letaiflerin Anlamları, İşlevleri, Görevleri Nelerdir? (3)

Letaifler Lâhut âlemindeki yerlerine vardığında Allah’ın sıfatları ve güzel isimlerinin gölgelerine ulaşırlar. Bu noktaya kadar olan seyre yükseliş (uruç, seyr-i ilallah) denir. Fenafillâh, yani nefsin Allah’ta fani olması bu yükselişin tamamlanmasından sonra gerçekleşir. Allah’ın sıfatları ve güzel isimlerinde olan seyir sırasında (seyr-i fillah), nefis Allah’ın güzel olan bazı ahlaklarıyla ve faziletleriyle donanır. Bekabillahın başlangıç safhası bu sırada vuku bulur. Veliliğin derecesine göre...