Allah razı olsun, güzel bi çalışma.
Rabbim kalemine güç versin.. o ve onun gibi abilerimizi başımızdan eksik etmesin.. Geçtiğimiz Cuma akşamı sohbetine iştirak ettik Hekimoğlu ısmail abimizin.. kendileri anlatıyor: Hastalığımdan dolayı doktara gittim, bana sordu: -söyle bakalım şikayetin nedir? -benim bir şikayetim yok -o zaman niye geldin buraya? -hastayımda onun için geldim. -az önce sordum şikayetin varmı diye, bişeyim yok dedin.. -ben şikayet etmiyorumki, hastayım sadece o kadar.. dinleyenlenlerde bir tebessüm haliyle.. Basit ...
çok güzel.. Allah razı olsun..
Anladığım kadarı ile 30.lem'a da bu konuya değiniliyor.. Esir maddesine dair bir tarif yapılmış Hem insanların bir kısmı, güya daha ileri görüyor gibi, daha ziyade cahilâne bir dalâletle, Sâni-i Zülcelâlin gayet lâtif, nâzenin, mutî, musahhar bir sahife-i icraatı ve emirlerinin bir vasıta-i nakliyâtı ve zayıf bir perde-i tasarrufâtı ve lâtif bir midâd-ı (mürekkep) kitabeti ve en nâzenin bir hulle-i îcâdâtı ve bir mâye-i masnuatı ve bir mezraa-i hububatı olan esir maddesini, cilve-i rububiyetine ...
HESAPLA HADı ! Murat Başaran Birlikte yürüdüğümüz yolun uzunluğunu değil, yaşadığımız yolu hesapla! Ben sana yağmur yağarken, gökyüzüne bakıp sevinmeyi öğrettim! Sevinmeyi hesapla! /// Gün gelir; ölürüm... Yokluğumu hesapla! /// Kainat boşluğunun sonsuzluğunda ritmik bir noktacık; dünya... Koca dünyada ritmik bir noktacık; kalbim... Rabbimin "Hiçbir yere sığmam; oraya sığarım" övgüsüyle yüce... Ve ama, hırsının örsünde vahşice; Kırılmayı hesapla! /// Başucundaki eski bir kitap gibiyim çocukluğun...
Bu şekildeki bir yaklaşımla değil sadade hiç bir yere gelemeyiz, madem alıntı yaparak konuyu dağıtıyorum, forumda neden böyle bir özellik aktif durumda. Bu konuda söyleyecek sözümüz kalmamıştır. Bir başka konuda fikir alış verişimize devam edelim inşallah. dua ile.
Alıntı sahibi ""Sedat"" cevap üretip saglikli tartismalar yapmak yerine hemen Muhabbet, ihlas, kardeslik meseleleri ile elestiriye kalkiyorlar.. Ben acikca söylüyorum Biz Yeni asya Nur cemaati olarak her türlü elestiriye acigiz, bizi soru yagmuruna tutun, elestirin, metodumuzu sorgulayin risale i nur a uymadigini yanlis oldugunu ortaya dökün(yanlisimiz cikarsa ALLAH RAZI OLSUN DERIZ), Hem her türlü eleştiriye açıksınız, hemde kardeşlik meselesinde yapılan eleştirilerle konunun sağlıklı tartışıl...
ırşad ve tebliğde bulunan, Din’e hizmet eden bütün mü’minler, bütün cemaatler alkışlanmalı ve haklarında dua edilmelidir; evet, Allah’ı ve Rasûlü’nü seven ve anlatan herkes, Allah ve Rasûlü’nden ötürü sevilip tebcil edilmeli, muhterem bilinmeli ve kendisine saygı duyulmalıdır. “Sadece benim yolum haktır” demeyip, başkalarına da hayat hakkı tanınmalıdır. Mü’min, “Benim meşrebim, usülüm haktır, hoştur, güzeldir, doğrudur, isabetlidir” diyebilir; ama “Sadece hak benim mesleğimdir, benim meşrebimdir...
Alıntı sahibi ""Abdulkadir Said"" Yazan kişiniz isteği üzerine silinmiştir. Bu cümleleri sarf eden kardeşimizin bir talihsizlik eseri yazdığını düşünüyorum. Zira biz burayı Nur'a atfettik, o sebebten buradayız. Yarın bir gün bizede kapının gösterilmeyeceği ne malum.. "Anlamak iki çeşittir. Birisi ibareyi anlamak diğeri ise hakikatı anlamak. Uhuvvet risalesini okuduğu halde kardeşiyle döğüşen adam ibareyi anlamış fakat hakikatı anlamamıştır. Hakikatı anlayan kardeşiyle döğüşmez. Kardeşin seni ta...
peki kardeşim bir bekleyelim bakalım.
Geçmiş olsun, Rabbim acil şifalar ihsan eylesin.. kalan: 900
Alıntı sahibi ""ahmetsaid"" değerli kardeşlerim; acaba niçin ısrarla Üstadın makamını düşük göstermeye çalışyorsunuz? gerçekten bu konuda elinizde çok sağlam şüphe götürmez bilgiler mi var? doğrusu merak ediyorum? neye istinaden böyle bir yaklaşımda bulundunuz, acikcasi merakimi yenemedim ve soruyorum ahmetsaid kardeşim? Hiç olmadı bu merakımız sayesinde öğrenmiş oluruz.. zira alıntı yaptığınız yerde Üstadın makamını düşük göstermekle alakalı bir mana bulamadım.
Birkaç yere katılmakla beraber, kardeşane olarak Üstad'ın bu sözünü yazma ihtiyacını hissediyorum..dikkat buyurun.. Her şeyi maddede arayanların akılları gözlerindedir; göz ise maneviyatta kördür. Hutbe-i şamiye
Elhasıl: Dünyayı ve ondaki mahlûkatı mânâ-yı harfiyle sev; mânâ-yı ismiyle sevme. "Ne kadar güzel yapılmış" de. "Ne kadar güzeldir" deme. Ve kalbin bâtınına, başka muhabbetlerin girmesine meydan verme. Çünkü, bâtın-ı kalb âyine-i Sameddir ve Ona mahsustur. (sözler)
ibrahim refik abinin bahsettiğine göre, tam hatırlamıyorum ama bir ayeti kerimede "meyveler ve yiyecekler" şeklinde geçtiğini vede meyveler kelimesinin ilk once kullanilmasinin bir anlaminın oldugundan bahsetmişti.. yapilan yeni araştirmalara göre de meyvenin yemekten once yenmesi cok daha sağlıklı oluyormuş.. nurunözü1 kardeşimizde bunu destekleyici bir aciklama yapmiş oldu..sağolsun..
Alıntı sahibi ""kimyagerus"" Hemen meyve yemeyin: Yemeklerin peşinden yenen meyveler midenin havayla davul gibi şişmesine neden olur. Sayın ibrahim refik abimiz bununla alakali bir konuya değinmişti. meyvelerin yemekten önce yenmesi gerektiği hususunda, bilgisi olan kardeşimiz varsa bizlerle paylaşabilirmi ?
iki paragraftanda ayni dersi cikarmak mümkün, ihlas ile kalbin yeşereceğine işaret ediyor.. Bu dersi, terbiyeyi almayaninda, alacagina güne kadar ateşle yanmasi haktir diyor. Zaten o terbiyeyi almayan kalb, güllük gülistanlik olsada ateş içinde yaniyor demektir. Yanmak için ateşin içinde olmak gerekmiyor. O nurdan uzak olmakta bir yanmaktir.