Muhabbet Fedâileri

Bakınız Üstad dünya ile hiç ilgilenmediği halde bazı zamanlar dünyaya bir kereliğine bakıp o anda cereyan eden dünyevi olayı , o dünyevi olayın içine dahil olandan dahi ,tek bakışla, daha iyi çözmektedir.

Çünkü, onun bakış ve değerlendirmesi siyaset üstüdür. Mesela;

Ben de, beş on günde iki üç defa siyaset dünyasına baktım, acip bir hal gördüm. Müdafaatımda dediğim gibi istibdad-ı mutlak ve rüşvet-i mutlaka ile hareket eden bir cereyan-ı zındıka masonluk, komünistlik hesabına bizi böyle işkencelerle ezmeye çalışmış. şimdi o kuvveti kıracak başka bir cereyan bu vatanda tezahüre başladığını gördüm. Fazla bakmak mesleğimce iznim olmadığından daha bakmadım.

Acaba Üstad bunları görmek için siyasiyunlarla mı boğuşmuş. Onların boğuşmalarını mı izlemiş? Detaylara mı dalmış?

Bazı şeyleri çok iyi anlamak lazım.

Alıntı sahibi ""ruhefza""

Benim suâlim cevab buldu mu ki..?

Kaynadı tantanalar arasında..

Alıntı sahibi ""ruhefza""

Alıntı sahibi ""ruhefza""

Oysa daha geçen hafta Ankara’yı ziyaret eden ısrail Başbakanı Olmert,

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e ve Başbakan Erdoğan’a,

“Gazze’de insanlık dramı yaşanmayacak” diye söz vermişti.
_____

Bana hâlâ kimse izâhını yapmadı bu görüşmenin..

Davos'ta gür çıkan ses, bu görüşmede çıkıp da, onca kan akmasa olmaz mıydı..?

Eğer bu taahhüt alınmışsa gerçekten,

bunu müslüman olarak veya insan olarak nasıl izah edebilecek ehl-i insaf olanlar..?

Bu zulme rızâ değil de ne..?

Filistin’e iyi uykular düşmeyecek yine...

Kar. Kış. Hava soğuk.

Bu çetin havada şartların en kötüsü Filistin'de idi.

Hele de Gazze de.

ısrail'in sinsi tuzakları ile beş parasız, dışarıdan gıda yardımları ile ilaçsız, çocukları hasta, yaralı bir halk zaten ayakta durmakta zorlanıyordu.

Teknik donanımsızlıktan ameliyatlarını yapamıyor, birkaç sivil örgütün götürdüğü yardımlarla yaralarına dikiş atabilmekte idi.

Zengin ülkeler karlı kış günlerinin keyfini korunaklı evlerinde, karlı dağ manzaraları seyrederek geçirirken, işlerine giderken pahalı palto ve kürklerine sarınırken, yakıtları için kısıntı ve tasarruf akıllarından bile geçmezken.

Gazze'de yiyecek sıkıntısı gibi yakıt yoksulluğu ile de tir tir titreyen bir halk, bu kadar acıyla da bırakılmıyor.

Sene sonu eğlenceleri için kimilerinin kafa yorduğu bu günlerde.

Çam ağacı ve hindi olmazsa olmazları nazları ile pahalı şaraplarla hediyeleşilen şu son aralık günlerinde.

Müslüman halk katmanlarının bile evlerine kuruyemiş taşıdığı sene başı eğlenceleri için hazırlıkların her kesimin meşrebince yürütüldüğü şu günlerde. Havarilerinden birinin ihanetine uğrayıp arkadan vurulan Hz. ısa gibi, Filistin'in başlarına bombalar yağdırılıyor.

Yeni seneyi karşılarken boş durmasınlar; ölüm hazırlığında bulunsunlar diye.

Kış soğuğuna cıvıl cıvıl kara gözlü çocukların, gençlerin, kadınların bedenleri düşüyor.

Yüzlerce ölü ve yaralı peşinden acı seline kapılan yüzlerce aile.

Coğrafyamızın şımartılmış katil devleti bir kez daha masumların kanını akıtmaktan çekinmiyor.

Onlardan daha ölü bu insanlık ne yapacak, sadece söylenip unutacak.

Sofrasına çevirecek yüzünü.

Çöp bidonu gibi midesine bir şeyler daha atacak.

Bir kez daha unutacak Filistin' in acılı yazgısını.

Katilin sırtını sıvazlarcasına ıslam ülkeleri başkanları kıytırık bir saygısız fısıldayacaklar kulağına, yaramaz bir çocuğa gülümser gibi.

Cami çıkışında katlettiği şeyh Ahmet Yasin ya da Rantisi gibi bu ölüler de unutulacak.

ısrail'de de utanma olmadığına göre.

Ne kolunu kırdığı Filistinli çocuklardan utandı o.

Ne uzaklardan kalkıp Filistinlilere destek için, evlerini yıktırmamaya uğraşan garip bir genç kız olan Raşel'den.

O uğursuz tankın paletleri Raşel'in ince bedenini çiğnerken.

Makineyi durdurmayacak kadar canileşenler, birkaç kez genç kızın cesedini çiğneyerek canlı kalabilmesine bile şans tanımamıştı.

Ne zaman Zürich' e gitsem saat dokuzdan sonra Yahudi mahallesinin önündeki caddeyi trafiğe kapatan polislerin bir gün bile bunu aksatmadıklarını görüp, şaşmaktayım yirmi yıldır.

Onların rahat uyumaları, konforları, trafik gürültüsü ve araba klaksonundan azade dingin bir gece geçirmeleri için her devlet elinden gelen yardımı ardına koymazken.

Biz de pahalı tank ihaleleri ile bu katil devleti daha fazla zenginleştirirken.

Filistinlilere iyi uykular ve konfor düşmeyecek.

Sadece yoksulluk, yakıtsızlık, açlık, sefalet, hastalık, ölüm düşecek.

Hepimiz bu duyarsızlığı gösterdiğimiz sürece.

MıLLı GAZETE

30 Aralık 2008 Salı
_________

Farzedinki karşınızda Raşel var..Ben Raşel'im..

Ben bir bayan olarak, bir insan olarak ve bir müslüman olarak, üstteki suâlime cevab istiyorum..!!

Raşel i önce; Filistinin biribirine düşürüen ihtilafın kalkması için mücade eden el fetih ve hamas dinleyecek.

ikincisi israilin saldırmaması için, eskiden olduğu gibi intifada başlayacak.

buda orantısız güce karşı olacak.

israile saldırma zemini hazırlanmayacak.

Raşel i dünya dinliyor aslında dün hükümet sözcümüz 65 trilyon toplandı dedi. bunun birde gönüllü kuruluşlar ve diğer yardımları göze alırsak. millet olarak şu ekonomik krizin her tarafı sardığ bir artamda desteği hem maddi, hem manevi olarak veriyoruz.
Herhalde sırtımıza silahı takıp uçaklara saldıracak değiliz.

Dünya diplomasi silahını kullanıyor. Gürcistan olayını değerlendirmek lazım.
gürcistan da tüm dünya Rusya ya karşı durdu.

Ama filistinde kendi aralarında birlik olmayan hükümetlerin dertlerini kim dinleyecek.

türkiye herşeyi göze alarak beğenelim beğenmeyelim.ister seçim yatrımı ister siyasi şov olarak düşünelim. elinden geleni yapmaya çalışıyor.

RAşEL KENDı SıYASıLERıNE seslenecek bir olalım birlik olalım bu topraklar bizim. size ne oluyor diyecek.
yazacak çok şey var.
buraya kadar.
günlük olaylar insanın beynini geveze ediyor.

Alıntı sahibi ""Muha1""

Suret-i Hak' tan görünenden Allah'a sığınıyoruz bizde. Siz devam edin sözcülüğe.

Demek öyle düşünüyorsunuz.
Bu sözün üzerine uzun bir özeleştiriye girdim. Kızgınlığım minnettarlığa dönüştü.

@Sonsöz

Ben Risale-i Nurları 12-13 senedir tanıdığım halde gafletim neticesi ancak, 2005 yılının kasım ayında okumaya başladım. Zaten, 2006nın şubat ayına kadar ancak 11. Söze gelebildiğim hesab edilirse, demek 3 senedir ancak Risale-i Nur okuyorum.


Aranızda 30-20-10 senesini Risale-i Nur ile geçirmiş Abi, Abla ve kardeşler var.

Gördüm ki bu kadar acemi biri iken haddini aşmış bir vaziyete zarardan başka hiç bir şey vermez olmuşum. Senelerini Risale-i Nur'a vermişlere ders vermek hadsizliğine -bilmeden- girmişim.

''Amacım öğrenmektir,'' derken öğretmek makamına hadsizce girmişim. Kendine bile faydası yok iken dava derdine düşmüşüm.

Ben gözümü Yeni ASya ile açtım. Yeni Asya benim için bir anne şefkatinde ve ben ona bir insanın evladına duyduğu çıkarsız bir sevgi ile sokulmuşum.

Ama kafi olmadığını gördüm: Eskiden çok fazla siyasete bulaşmıştım. ıslama hizmeti siyaset cenahında görüyordum. Siyasal ıslamcı malum bir partiyi savunmayı ıslama en büyük hizmet görüdüm. Hem dehşetli günahlar içinde boğulmuştum.
Demek bu hal bende bir huy olmuş, demek bana cilt olmuş. Bugün siyasi oy noktasında Yeni Asya ile birebir aynı olduğum halde tarz olarak ona muhalif bir hale düşmüşüm. Eski alışkanlığımı terk edememişim.

Bu halden nasıl kurtulurum bilemiyorum. Deneyeceğim. Ama, denemek kafi gelmez. Bu denemekler çok kez tekrar etti. Ama Yeni Asyaya verdiğim zarar ölçülemez büyüklüğe ulaştı.
Hem bu işler çok hassas, hem acımasız, yanlışa tahammülü yok. Senelerini Risale,i Nur'a verenler eğer artık beni silmişse daha mücadelenin bir manasıda yoktur. Ama yinede acemi olduğumu biliyorlardı. Keşke kulaklarımkı farklı çekselerdi. Neyse

Karar verdim ki, çok sevdiğim cemaatim ile -hatta diğer Nur cemaatleri ile- tüm ilişkimi kesiyorum. Ne sohbetlere ne de forumlarına artık dahil olmayacağım. Artık hiç bir zaman Nurcu kimliği ile hareket etmiyeceğim. Dost dairesinde kalıp Risale okumaya devam edeceğim.

Sizden hakkınızı helal etmenizi umuyorum.

Allah'a emanet olunuz.

Daha da söyliyecek sözüm kalmamıştır.

"Bir zaman, bu garazkârâne tarafgirlik neticesi olarak gördüm ki, mütedeyyin bir ehl-i ilim, fikr-i siyasîsine muhâlif bir âlim-i salihi, tekfir derecesinde tezyif etti. Ve kendi fikrinde olan bir münafığı, hürmetkârâne medhetti. ışte, siyasetin bu fena neticelerinden ürktüm, "euzubillahi mineşşeytani vessiyseti" dedim, o zamandan beri hayat-ı siyasiyeden çekildim."

Yirmi birinci mektup

Soruyorum sizlere, neden siyasi basliklara verilen agirlik nurculuk, Risale-i Nur.. vs. basliklarina verilmiyor.. Neden genelde siyasi basliklar altinda kalp kiriliyor?

Cevat abi forumu birakmazsin.. bizden civcivlerimden bu kadar kolay vazgecemezsin.. birde sen üzme kardesini ne olur..


:cry: :cry: :cry:

Baykal: O Pilotlar Konya'da Eğitiliyor
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Erdoğan'ın Davos restinden sonra ilk defa komuoyuna seslendi. Baykal Konya'da eğitilen ısrail'li pilotları hatırlattı...

Baykal 2007 yılından beri Türkiye'nin ekonomide ve siyasette çalankantılı bir döneme girdiği ve AK Parti'nin ülkeyi yönemediğini söyledi.

O PıLOTLAR KONYA'DA EğıTıLıYOR

Bakınız Türkiye tarihinde ısrail'le en iyi ilişki bu hükümet zamanında yapıldı. Bu hükümet ısrail'le çok sıkı ilişkiler içinde... Bir takım anlaşmalar yaptılar. Bugün Gazze'de çocukların üzerine bombaları atan pilotlar Konya'da eğitildi.

Biz sadece Gazze'de ölen 1300 kişi için ağlamıyoruz. Biz Irak'ta öldürülen 1 milyon Müslüman için de ağlıyoruz.. 1 Mart tezkeresinin Meclis'ten geçmesinin engellenmesi CHP'nin katkılarıyla gerçekleşti. Askeri anlaşmalar en üst düzeydedir. ısrail'li pilotlar Türkiye'de eğitilmeye, Konya'da eğitilmeye devam ediyor. Sen ne konuşuyorsun... şehit cenazelerinde böyle bir teessür görmedik. Türk askerine çuval geçirilirken devletin şerefi neredeydi. Gerektiği zaman Bush'a karşı konuşacaktın, Bush'a!... Türkiye'nin onurunu koruyanlar "aman süpürmeyin, kullanın" diyenlerini yanında danışman olarak taşımaz.


http://www.tevhidhaber.com/news_detail.php?id=49029
03 şubat 2009

cevat abi bir yere gidemez biz müsade etmeyiz

Ceka abimizde bırakmaz inşallah.Bırakmayız. :wink:
Ceka abi bu forumun bizlerin size ihtiyacı var. :cry:

Alıntı sahibi ""Ceka""

Meseleyi siyasetin üstüne çekemeyip anlamsız boğuşmalara girildiği için olmasın.

Sanırım Yeni Asya gazetesi okuyorsunuz. Böyle günlük boğuşmalarda şahsi davranmak yerinde, tavrınızı gazeteye göre koysanız daha isabet olmaz mı?

Değerli kardeşim, biz Yeni Asya cemaatini temsil ediyoruz. Onun ağırlığını taşımak lazımdır.

Nihayetinde ben Davostaki tavrı alkışladım. ışe baktım. Siz niyeti kurcalayarak gümlediniz. Mağlup oldunuz.

Niyet belli olmadan müneccimliğe kalkıştınız. Alın, AKP ve taraftarları apaçık diyor "seçim meydanlarında güzel pankart olur"

Apaçık mazlumların kanı üzerinden siyasi rant peşindeler. BEKLEYEMEDıNıZ Mı?

Ama onlar adına şaşırmıyorum. Her seferinde Yeni Asyacıları aynı partiye oy vermedikleri için siyaset bulaşmakla suçlayan, ama siyasetin tam ortasına düşümüş, burunlarına kadar batmış olanların daha farklı davranmasını beklemiyordum.

Ama Yeni Asya'nın olaylara bakışı siyasi tarfgirlik ile değildir. Elbette benim gibi en ufak en zelil bir ferdi dahi aynı ölçü içinde olmalıdır.

Eğer biri "Ben Yeni Asycıyım" diyorsa, Yeni Asya'ya uygun hareket etmelidir. "Ben Yeni Asyacıyım" dedikten sonra şahsi değerlendirmesi dışardan Yeni Asya'nın bütünü olarak algınacağı bilinmeldir.

Eğer bu işlerin siyaset ile olmayacağını biliyorsanız ve eninde sonunda hak galip olacak iman ediyorsanız bu endişealud tavır nedendir?

"Eyvah AKP halkı yine kandırdı, yine iktidar olacak" tavrı ve endişesi nedendir?


Yeni Asyacı kardeşlere haddimin fevkinde tavsiyem şudur; "Acilen Yeni Asya'nın usul ve uslubunu iyi anlayıp istimal ediniz. Yoksa zarardan başka hiç bir şey vermeyecek."

Yeni Asya'nın amacını iyi anlamak lazımdır. Yeni Asya başkaları gibi Alem-i ıslam zafer kazanacaksa bizim fırkamız, bizim görüşümüzle kazansın yoksa kazanmasın zihniyetinde değildir.

Ayrıca şu boğuştuğunuz kişiler rakib, düşman değil kardeşelerimizdir.


Muhabbetle

Niyet okumuyoruz. Tayyib bey açıkça söyledi. Tepkim ısrail'e (zulmüne) değil, moderatöreydi diye konuştu ve tüm gazeteler de yazdı. Yani Tayyib bey koskoca bir millete yapılan haksızlığa tepki göstermeyip şahsına yapılan haksızlığa tepki gösteriyor.

şahsi mülahazalarınızı Yeni Asya'ya mal etmeyiniz. Yeni Asya okuyoruz ve aylardır ihalelerin iptali seslenişinden haberdarız. Siz de milleti ve milletin medyasını dinlemeyen hükumeti tanıyınız ağabeyim...

Ceka ağabey, boynundaki akrebi gösterdiğim için bana kırıldıysanız hakkınızı helal ediniz. Tayyib Erdoğan hakikaten zalime karşı dursaydı ben de alkışlardım, size aleyhte mesaj yazan tüm kardeşlerimiz de sizin gibi alkışlardı. Ancak ben, Tayyib Erdoğan ve ısrail zalimlerinin hileli satranç oyununu alkışlamaktan Allah'a sığınırım.

Davos Fatihi!...
Yazar: M. Nureddin Kutan - 22.02.2009



Fatihlerin torunlarından başka ne beklenebilirdi? Tarihi fetih ve fatihlerle dolu bir millet olduğumuza göre… Atalarımıza olan bu özentimizi de lütfen çok görmeyin. M. Kemal´in yolundan ayrılmayan Kıbrıs fatihinden sonra Davos fatihi de meydanlarda boy gösterecek. Hani mesele Davos´la sınırlı kalsaydı bu konuya girmeyecektim. Fatihimiz kulaklıkları çıkarır atar atmaz Gazze sokaklarına posterleri asılmasaydı, filistinli çocukların tişörtlerinde, su kupalarında O´nun resimleri olmasaydı, tesadüfe verip geçecektim. Hayır, mesele hiç de sokaktakilerin bildiği gibi değil. Davos Fatihimize bir önceki seçimi e-muhtıra ile nasıl kazandırdıysalar, önümüzdeki seçimleri de Filistin´le, Gazze ve Davos ile sürüp götürecekler. Götürebilirler mi? Hay Hay, hem de nasıl.

Siyasal islamcıları vitrine koyarak bir milleti sömürmek o kadar kolay oldu ki… Nene gerek? ısrail´in Harran, Güneydoğu ve diğer yerlerde satın aldırdığı araziler, pilotlarını Filistinli çocukları ödürmek için eğittiği Konya Ovası, bugün yeniden imzalanan silah anlaşmaları ve gırla devam eden ısrail–Türkiye yüksek münasebetleri büyük devlet ilişkileri imiş. Davos Fatih´in kavgası yalnızca hükümet ile imiş. Sanki bütün bu işleri işbaşındaki hükümet değil de, Süleyman Peygamberin cin taifesi yapıyormuş gibi…

Göğsünde Yahudilerin cesaret madalyasını gururla taşıyan Davos Fatihi, belki de kendisini filim setinde zannediyor. Türkiye´yi sömüren güçlerin büyük yardımlarıyla oynanan oyun halka çaktırılmıyor. Davos Fatihi ile Dindar Cumhurbaşkanımızın çocukları da dahil olmak üzere altmışa yakın bakan ve vekilin çocukları ve eşleri büyük şirketler kurmuşlar. Başbakanın gürlediği adamların çocuklarıyla ortaklaşa ticaret yapıyorlar. Davos fatihi sözünün eridir. Almanya başbakanıyla karşılaştığında adama ticaret yapıp yapmadığını sordu. Adamcağız başbakan maaşıyla yetindiğini söyleyince, adama acıdı ve nasihatlarını bir güzel tutup, ticarete atıldı. Ama başbakanlığı bıraktı. Çünkü getirisi azdı. Bizimki; ticaretine hem başbakanlığı, hem başörtüsünü, hem imanını ve hem de Filistin´i alet ederek zirveye yürüyor. Yedi seneden beri milletin hukukuna beş paralık faydası olmayan Fatihimiz büyük dinazorlardan arta kalan birazcığını dinî cemaat liderlerine dağıtıyor, onları işlevsiz bürokraside belli yerlere yerleştiriyor ve Türkiye´yi üçkağıda bağlayanların parasıyla sivil toplum örgüt liderlerlerini yağlıyor, böylece işler tıkırında yürüyor. Böyle birisine Fatih değilde ne diyeceksiniz?

Davos Fatihinin en önemli özelliği ekip çalışması. Ne yapıyorlarsa ekipce yapıyorlar. ısrail´li, Avrupa´lı, Kanada´lı, ıngiliz ve Amerika´lı ortaklarla öyle güzel ekipler kurmuş ki… Müslümanlara adım attırmıyorlar. Rüşvet resmîleşmiş. Allah var, etrafındaki yerli meddahlar ancak bu ekibin zekâtıyla geçiniyorlar. Ne de olsa dindar çevrelerden, dinî okullardan geldiklerinde hallerine şükrediyorlar.

Davos´un Fethi, önümüzdeki yerel seçimler için birinci şarttı. Yalnız belediye başkanlarını kazanmayacaklar, tüm meclis üyeleri de lazım. Meselâ bütçesi birçok Avrupa ülkesinin iki misli olan ıstanbul ve Ankara şehirlerindeki paracıkları, Davosun mağduru zavallı Peres´in adamları sıkıntısızca alabilecekler. Yalan diyenler AKP´li belediyelerin dış bağlantılarına internette ulaşabilirler. Hem de dünyayı panikleten bankerlerin bankalarına kazanç cenneti olan Türkiye´ye AKP´den daha uygun hangi idare gelebilir ki… Japonya´da % 1, ısveç´te % 5, Amerika´da % 1 olan faiz Fatih´in ülkesinde % 15… Böyle bir kazanç kapısı kapatılır mı? ısterse Fatihimiz Davos´ta belden aşağı da küfretseydi durum değişmezdi.

Size son doğru bir cümle daha söyleyeceğim. Davos Fatih´inin, daha önceki Davos´larda Türkiye karşıtlarınca fethedildiğini yine medyada okuyabilirsiniz.

Copyright © EuroNur - www.SaidNursi.de - Kaynak gösterilerek veya izin alınarak yayınlanabilir.

Diğer yazıları: http://www.saidnursi.de/tr2/index.php/Table/NUREDDiN-KUTAN

Yeniasya Hariç...Nur Cemaatinin %75inin desteklediği Tayyip Erdoğana Ağzına geleni söyleyen ve ıKı Yüzlü Demirele Toz kondurmayan yeniasya cemaatine sesleniyorum...Meşveretten bi kardeşiniz olarak YETER ARTIK diyorum...EL ıNSAF...Allah Sizi Uyandırsın diyorum...
BıLıNıZ Kı Tayyip Erdoğanı Alkışlıyor ve ona Dua ediyoruz... Ve Görüceksiniz ki Demokrat Parti Hıçbir Zaman meclise dahi giremicek ınş.

Bu Yeni Asya gazetesi ve cemaati var ya.

ya kardeşim bu cemaat meşveret ve şuurayı kendine ölçü kabul etmiş.

meşveret sonucu cemmatin kanaetleride oluşmuş, DEMOKRAT PARTıYı destekleme kararı almış, muhalefet olanlar var mı? var.

Sende AAAH demokrat ol. bu cemmatin şahsı manevisine tabiyiz. Üstadın zamanında da üstad Açıktan demokratları desteklediğinde muhalefet eden olmamış mı? olmuş. Sende kendini nasıl hissediyorsan öyle yap. Canım kardeşim bu site o kadar demokrat ki, senin düşünceni yayınlıyor. Allah razı olsun. Senin meşveret heyetinde olman bu cemmati yanlışla itham etmene izin vermez. meşverettte doğru yaparsan2 yanlış yaparsan 1 sevabın var. Bu zamana kadarda yeni asya cemaati yanlış yapmamıştır.
bu nedenle müsterih ol. AAH demokrat kardeşim. Biz seni de Allah rızası için seviyoruz. diğerlerinide. Kendi adına yazdığında ak kara nasıl bir nesne isen öylece görüş belirtirsin. yeni asya cemaatinin sitesindede hitap şeklin azami ölçüde nezaket kuralları çerçevesinde olması icab etmezmiydi. Saygı ve Sevgiyle

3 soruyada EVET...Uluslar Arası Risale-i nur sempozyumunda ismi gibi Temiz yüreği olan Tayyip bey de vardı..Ankarada okuma programı yaparken meclisi ziyare gittik kardeşlerle bize çok özel davrandılar ve dua istediler...

sizden ALA arıza olmaz...