Giriş yapmadınız.

481

26.11.2007, 19:41

O zaman da nefsinizin, Risale-i Nur'un ve Bediüzzaman'ın hakkındaki sorulara muhatab olabileceğinizi, başka şeylerin sizi ilgilendirmediğini ve muhatabı olmadığınızı söylersiniz. Vebal almaktan ve baş ağrısından kurtulursunuz :wink:

482

26.11.2007, 20:29

Talha kardeşimi alkışlamak borç olmuştur.

Tebrik ediyorum kardeşim, o kadar güzel ve isabetli cevaplar verdin ki mest oldum.

Yanlız bir şey demek istiyorum, hani demişsin Yeni Asya ve Bediüzzaman dışındaki soruları kabul etmiyor, mesela F. Gülen cemaati hakkında soru sorulmuşsa oraya sormalarını istiyorsun.

Bu yazın bölücülük ve ayırılma diye algılanacakatır.

Hakikatte öyle değildir.

Zira, bizler "mesela Zehracıları kardeş biliyoruz. F. Gülen cemaatinide. Ehl-i tarik kardeşelerimizi de."

Ama bir dükkanın içinde çeşitli birimler vardır. Mesela patron üretim kısmının hatası gidip pazarlama biriminden sorsa elbette pazarlamadakiler "gidip üretime sorun" diyecekler. Bunun anlam asla "Üretim birimini red etmek " değildir. Elbette "pazarlama" kısmını dükkanın dışında saymak değildir. Elbette onu üstün tutmakta değildir. Elbette pazarlamadakiler üretimdeki işçilere "işten çıkın" da demiyecektir.

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

483

26.11.2007, 23:43

Kul hakkından Rabbime sığınırım. Allah'ım şahittir ki bu başlık altına düşünmeden tek bir harf dahi yazmadım.

Ceka abi kast ettiğiniz ifademi yazmaktaki niyetim şuydu; her bir müşkülü ancak muhatabı halledebilir. Sual bilgiyi gerektirdiği gibi cevap da bilgi ve malumatı gerektirir. Cemaat meseleleri ancak yaşayarak biliniyor. Dışarıdan bakarak ancak yüzeysel kalınabiliyor. Bu yüzden her cemaat hakkındaki müşküller, bizzat mensuplarına sorulmalıdır şeklinde bir kanaatim vardır. O sözüm de buna binaendir.

Ben buraya Zaman grubu hakkında rahatlıkla yazılar yazdım. Sebebi onlarla aynı sofraya oturduğum, aynı kasetleri dinleyip kitapları okuduğum, aynı halısahada maç yapıp, aynı potaya basket attığım, aynı espirilere gülüp aynı meseleleri tartıştığım bir geçmişe sahip olmamdır. Benim onlardan uzaklaşmama sebep olan mektubu da bu vesileyle nazarlarınıza sunmak istiyorum.

Alıntı sahibi ""[url=http://www.risaleara.com/oku.asp?id=742"

9. Mektup[/url]"]
ıslâmiyet iltizamdır; ımân iz'andır. Tabir-i diğerle, ıslâmiyet, hakka tarafgirlik ve teslim ve inkıyaddır; ımân ise, hakkı kabul ve tasdiktir.

Eskide bazı dinsizleri gördüm ki, ahkâm-ı Kur'âniyeye şiddetli tarafgirlik gösteriyorlardı. Demek o dinsiz, bir cihette Hakkın iltizamıyla ıslâmiyete mazhardı; "dinsiz bir Müslüman" denilirdi. Sonra bazı mü'minleri gördüm ki, ahkâm-ı Kur'âniyeye tarafgirlik göstermiyorlar, iltizam etmiyorlar; "gayr-ı müslim bir mü'min" tabirine mazhar oluyorlar.

Acaba ıslâmiyetsiz iman, medar-ı necat olabilir mi?

Elcevap: ımansız ıslâmiyet sebeb-i necat olmadığı gibi, ıslâmiyetsiz ımân da medar-ı necat olamaz. Felillâhi'l-hamdü ve'l-minne Kur'ân'ın i'câz-ı mânevîsinin feyziyle, Risale-i Nur mizanları, din-i ıslâmın ve hakaik-i Kur'âniyenin meyvelerini ve neticelerini öyle bir tarzda göstermişlerdir ki, dinsiz dahi onları anlasa, taraftar olmamak kabil değil. Hem ımân ve ıslâmın delil ve bürhanlarını o derece kuvvetli göstermişlerdir ki, gayr-ı müslim dahi anlasa, herhalde tasdik edecektir; gayr-ı müslim kaldığı halde ımân eder.

Evet, Sözler, tûbâ-i Cennetin meyveleri gibi tatlı ve güzel olan ımân ve ıslâmiyetin meyvelerini ve saadet-i dâreynin mehâsini gibi hoş ve şirin öyle neticelerini göstermişler ki, görenlere ve tanıyanlara nihayetsiz bir tarafgirlik ve iltizam ve teslim hissini verir. Ve silsile-i mevcudat gibi kuvvetli ve zerrat gibi kesretli ımân ve ıslâmın bürhanlarını göstermişler ki, nihayetsiz bir iz'an ve kuvvet-i ımân verirler. Hattâ, bazı defa Evrâd-ı şah-ı Nakşibendîde şehadet getirdiğim vakit,

-1-Bu ımân üzere yaşar, bu imanla ölür, bu imanla diriliriz.

dediğim zaman nihayetsiz bir tarafgirlik hissediyorum. Eğer bütün dünya bana verilse, bir hakikat-i imaniyeyi feda edemiyorum. Bir hakikatin bir dakika aksini farz etmek bana gayet elîm geliyor. Bütün dünya benim olsa, birtek hakaik-i imaniyenin vücut bulmasına bilâtereddüt vermesine nefsim itaat ediyor.

-2- Peygamber olarak gönderdiğin kim varsa ımân ettik; kitap olarak indirdiğin ne varsa ımân ettik; ve bütün bunları tasdik ettik.

dediğim vakit, nihayetsiz bir kuvvet-i ımân hissediyorum. Hakaik-i imaniyenin herbirisinin aksini aklen muhal telâkki ediyorum. Ehl-i dalâleti nihayetsiz ebleh ve divane görüyorum.

Kaynak: http://www.risaleara.com/oku.asp?id=742


Özellikle koyu renkle belirttiğim kısım benim dünyamda Fethullah Gülen Hocaefendi'nin içtihadının makbuliyetini bitirdi ve kendimi o meslek ve meşrebe büsbütün yabancı hissettim. Risale-i Nur eksenli Yeni Asya'ya daha yakın gördüm.

Burada kastım onların yanlış yolda oldukları değildir kesinlikle. Burada anlatmak istediğime en güzel örnek, suyun bazı hastalara şifa iken bazı hastalara zararlı olması gibi birşey işte. Kendime ve yaşantıma uygun bulduğum meşrebi seçtim. Hepsi bu.

Muhabbetle...

484

26.11.2007, 23:50

bu kadar uzun sürmüş başka başlık var mı acaba? :roll:

485

27.11.2007, 22:09

Alıntı sahibi ""ruhefza""

bu kadar uzun sürmüş başka başlık var mı acaba? :roll:


ruhefza abla bunu ciddi mi sordun... :oops:

http://www.muhabbetfedaileri.com/viewtopic.php?t=6287

:mrgreen:


http://www.muhabbetfedaileri.com/viewtop…0%FDna+deliller


http://www.muhabbetfedaileri.com/viewtopic.php?t=2632
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

487

30.11.2007, 02:48

yazmıyayım dedim bu konuya devede kulak kılı gibi olan aciz halimle ama karşıma bir dergi çıktı, geçen senenin bir dergsisi, buraya koymak için araştırmadım etmedim, karşıma çıktı ekliyeyim dedim, haftalık olarak zaman gazetesinin yanında verilen bir dergi, bilirsiniz belki.

buyrun..




bu arada kapakta ve içinde birkaç sayfada değil bütün dergide üstadımız said nursi ile iligli yazılar var, derginin tamamında yani, o haftaya mahsus ailem dergisinde bi değişiklik yapılmş.. el-insaf...

içindekiler:

Barıştıran ve yarıştıran bir insandı - sayfa 2

Bediüzzaman bir ümit suvarisiydi - sayfa 8

Sadeliği, insanî enginliği, vefası, dostlarına bağlılığı, iffeti ve tevazusuuyla dikkat çekti - sayfa 18

Ona göre bütün kötülüklerin kaynağı cehalet, fakirlik ve anarşiydi - sayfa 20

O, bela ve musibetlere maruz kaldıkça güçlendi - sayfa 25

Hakk'a dost olana herşey dost olur - sayfa 32

Bediüzzaman tevhidi esas almıştır - sayfa 40


ve ilk sayfada editörün notunun son cümlesi; bu hafta ölüm yıldönümü münasebetiyle bu büyük insanı rahmetle anmak adına bu özel çalışmayı hazırladık...


Allah yardımcınız olsun.

488

30.11.2007, 13:26

bir de 10 kasım'a bakmak lazım.. :roll:

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

489

30.11.2007, 14:18

Civcive yem atip yakalayan avciya benziyor ayni.

Daha dün Stv de Dünyaya yayilan Gülen hareketini gündeme getirdiler.

Buna göre yeni bir cigir acmis oluyor :!:
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

490

30.11.2007, 15:33

Kastamonu'daki kardeşlerimize hitaben yazılan bir hakikattır.
Belki size de faydası olur diye gönderdim.
Risale-i Nur, kendi sadık ve sebatkar şakirtlerine kazandırdığı çok büyük kâr ve kazanç ve pek çok kıymettar neticeye mukabil fiyat olarak, o şakirtlerden tam ve halis bir sadakat ve daimi ve sarsılmaz bir sebat ister. Evet, Risale-i Nur on beş senede kazanılan kuvvetli iman-ı tahkikiyi on beş haftada ve bazılara on beş günde kazandırdığını, yirmi senede, yirmi bin zat tecrübeleriyle şehadet ederler.
Hem, iştirak-i âmâl-i uhreviye düsturuyla, herbir şakirdine, herbir günde binler halis lisanlarla edilen makbul duaları ve binler ehl-i salâhatin işledikleri âmâl-i salihanın misil sevaplarını kazandırıp, herbir hakikî sadık ve sebatkar şakirdini amelce binler adam hükmüne getirdiğine delil, kerametkârâne ve takdirkârâne ımam-ı Ali Radıyallahü Anhın üç ihbarı ve keramet-i gaybiye ve Gavs-ı Âzamdaki (k.s.) tahsinkârâne ve teşvikkârâne beşareti ve Kur'an-ı Mucizü'l-Beyânın kuvvetli işaretiyle o halis şakirtler, ehl-i saadet ve ashab-ı Cennet olacaklarına müjdesi pek kat'î ispat ederler. Elbette böyle bir kazanç, öyle bir fiyat ister.
Madem hakikat budur, Risale-i Nur dairesinin yakınında bulunan ehl-i ilim ve ehl-i tarikat ve sofî meşrep zatlar onun cereyanına girmek ve ilim ve tarikattan gelen eski sermayeleriyle ona kuvvet vermek ve genişlemesine çalışmak ve şakirtlerini teşvik etmek ve bir buz parçası olan enaniyetini, tam bir havuzu kazanmak için o dairedeki âb-ı hayat havuzuna atıp eritmek gerektir ve elzemdir.

Yoksa, Risale-i Nur'a karşı rakîbâne başka bir çığır açmakla hem o zarar eder, hem bu müstakim ve metin cadde-i Kur'aniyeye bilmeyerek zarar verir, zındıkaya bir nevi yardım olur.

Neden bütün nazarlar FG´ye veriliyor :?:
Neden Risale-i Nur metod olarak uygulanmiyor :?:

Kastamonu Lahikasi 88
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

491

30.11.2007, 15:52

Alıntı sahibi ""[url=http://www.risaleara.com/oku.asp?id=742"

9. Mektup[/url]"]
ıslâmiyet iltizamdır; ımân iz'andır. Tabir-i diğerle, ıslâmiyet, hakka tarafgirlik ve teslim ve inkıyaddır; ımân ise, hakkı kabul ve tasdiktir.

Eskide bazı dinsizleri gördüm ki, ahkâm-ı Kur'âniyeye şiddetli tarafgirlik gösteriyorlardı. Demek o dinsiz, bir cihette Hakkın iltizamıyla ıslâmiyete mazhardı; "dinsiz bir Müslüman" denilirdi. Sonra bazı mü'minleri gördüm ki, ahkâm-ı Kur'âniyeye tarafgirlik göstermiyorlar, iltizam etmiyorlar; "gayr-ı müslim bir mü'min" tabirine mazhar oluyorlar.

Acaba ıslâmiyetsiz iman, medar-ı necat olabilir mi?

Elcevap: ımansız ıslâmiyet sebeb-i necat olmadığı gibi, ıslâmiyetsiz ımân da medar-ı necat olamaz.
Felillâhi'l-hamdü ve'l-minne Kur'ân'ın i'câz-ı mânevîsinin feyziyle, Risale-i Nur mizanları, din-i ıslâmın ve hakaik-i Kur'âniyenin meyvelerini ve neticelerini öyle bir tarzda göstermişlerdir ki, dinsiz dahi onları anlasa, taraftar olmamak kabil değil. Hem ımân ve ıslâmın delil ve bürhanlarını o derece kuvvetli göstermişlerdir ki, gayr-ı müslim dahi anlasa, herhalde tasdik edecektir; gayr-ı müslim kaldığı halde ımân eder.

Evet, Sözler, tûbâ-i Cennetin meyveleri gibi tatlı ve güzel olan ımân ve ıslâmiyetin meyvelerini ve saadet-i dâreynin mehâsini gibi hoş ve şirin öyle neticelerini göstermişler ki, görenlere ve tanıyanlara nihayetsiz bir tarafgirlik ve iltizam ve teslim hissini verir. Ve silsile-i mevcudat gibi kuvvetli ve zerrat gibi kesretli ımân ve ıslâmın bürhanlarını göstermişler ki, nihayetsiz bir iz'an ve kuvvet-i ımân verirler. Hattâ, bazı defa Evrâd-ı şah-ı Nakşibendîde şehadet getirdiğim vakit,

-1-Bu ımân üzere yaşar, bu imanla ölür, bu imanla diriliriz.

dediğim zaman nihayetsiz bir tarafgirlik hissediyorum. Eğer bütün dünya bana verilse, bir hakikat-i imaniyeyi feda edemiyorum. Bir hakikatin bir dakika aksini farz etmek bana gayet elîm geliyor. Bütün dünya benim olsa, birtek hakaik-i imaniyenin vücut bulmasına bilâtereddüt vermesine nefsim itaat ediyor.

-2- Peygamber olarak gönderdiğin kim varsa ımân ettik; kitap olarak indirdiğin ne varsa ımân ettik; ve bütün bunları tasdik ettik.

dediğim vakit, nihayetsiz bir kuvvet-i ımân hissediyorum. Hakaik-i imaniyenin herbirisinin aksini aklen muhal telâkki ediyorum. Ehl-i dalâleti nihayetsiz ebleh ve divane görüyorum.

Kaynak: http://www.risaleara.com/oku.asp?id=742


Bu mektuptaki koyu kısımlar ve mektup, ciddi bir nazarla okunmalıdır. Sonra tedbir diyerek ihmal edilen tesettür, namaz vs. gibi hususlar iman hakikatlerinden midir diye bakmalıdır. Sonra bir karara varmalıdır, kanımca!

492

30.11.2007, 16:00

Alıntı

tam ve halis bir sadakat ve daimi ve sarsılmaz bir sebat ister.


sadakte..

barish

Orta Düzey

Mesajlar: 387

Konum: USA

Meslek: PHD ogrencisi

Hobiler: Risale, Pirlanta, Matematik

  • Özel mesaj gönder

493

11.12.2007, 06:22

Anlamak yok cocugum

Selamun Aleykum Kardeslerim,

Sizlere Uhuvvet risalesinde anlatilanlari hatirlatmak isterim.

Fakir kardesinizin Ustadimdan RA ve Hocaefendiden RA ogrendigi belki de bugune kadar diger cemaatlerden Nur yolunun yolcularini ayiran cok onemli bir sey var. Bu konuda Buyuk Abilerin de bugune kadar aksi yonde bir sey soyledigine sahit olmadim. Ne ogrendigimi sorarsaniz sadece iki kelime yazacagim:

"MUSBET HAREKET"

Sanirim hepimiz bunu biliyoruz. Bunu bilirken de neden baska kardeslerimiz hakkinda kendi capimizda sozler soylemeye kalkiyoruz. Bugun YEni Asya cemaatinden, Hocaefendi Cemaatinden ve ya baska bir Nur cemaatinden bir kardesim baska bir cemaat hakkinda - isterse Nur cemaati olmasin - bir soz soylemek istese karsisina dikilir ve bu sozu haykiririm.

Bize gunah olarak yetecek seyler soyleyip baskalarini rencide etmemek gerektir. Hele kendi boguldugumuz zerreleri okyanus sanarken baskalari ile ugrasmak niyedir.

Kardeslerim! Cok onemli baska bir husus daha var. Bugun "bana/bize" gore bazi insanlar artik Ustadin dediklerini yapmiyor olabilir. Lakin bu "benim/bizim" sahsi nazarimizdan kaynaklanir. Belki de bu kardeslerimiz bizim kendimizi konusturdugumuz yerde Allah rizasi icin Ustadimizin gidilmesini istedigi yolu izliyordur diye zannda bulunmak lazimdir. Biz Ustadimizin cizdigi yolda gidiyorsak o zaman baska kardeslerimize yol gostermeye hakkimiz vardir.

Kardeslerim! Unutmayalim ki muslumanlar bir hususta ittifak ediyorsa o husus usul-u fikihca dogru kabul edilir cunku cumhurun yanlis hukum vermeyecegine dair kat'i hadis-s serif vardir. O zaman biz sayilari milyonlari bulmus, Islam alimlerince gittikleri yol kinanmak yerine bir cok ulkedeki alimlerden destek gormus kardeslerimizi tenkit etmeden once iki kere degil belki bin kere dusunmeliyiz.

Kardeslerim! Islam aleminin ihtilafinda da ittifakinda da rahmet vardir. Yeter ki bu ihtilaf da ittifak da Allah rizasi cevresinde olsun. Oyle olursa bizim ittifak ettigimiz hususlar hakikatler olur. Ihtilaf ettigimiz hususlar da ise hakikatlerin degisik yonlerini ortaya cikarmis oluruz. Hem Nur cemaatlerinin bolunmesi dedigimiz hadiseyi de bu zaviyeden gormek bizim baskalarini tenkit etmemizi engeller. Baska bir hayir daha vardir ki bugun bu muthis Nur irmaginin bir kolunun onune set cekseler izn-i Ilahi ile obur kollari akar gider. Yine bu zaviyeden bakarsak kardeslerimizin muvaffak olmalari ile sanki biz muvaffak olmus gibi mutlu oluruz. Surur buluruz.

Kardeslerim! Bugun bu kardesiniz burda ilan ediyor ki kendisi cebri bir lutf-u Ilahi olarak bu Nur yolunda istihdam edilmektedir. Kendisini takip ettigi Nur kolunda bulmustur. Lutf-u Ilahi ile kendisinin kullanilarak Rabbi tarafindan yaratilan guzellikleri gordukce "Allah isterse bu dini facir bir kul eli ile de ikame eder." hakikatini butun bunyesinde hissetmektedir. Cunku kendisini o facir kul olarak gormektedir. Cogu zaman cevresinde olan kardeslerine bakip bakip gozleri yaslar ile dolar bu kardesinizin. Cunku degil mi bu muhim zamanda nefsine ve gunahlarina ragmen Allahin yolunda hizmet etme gayreti gostermektedir bir insan, o zaman onun eli degil ayaklarinin alti opulmelidir. Kendisi icin ise bu hizmet kazaninin altindaki karasi olmak bana nasip olur mu diye merak edip durmaktadir. Umitsizligin haram oldugunu bilmese umitsizlige dusecek bu kardesiniz, "Ey kendini israf eden kullarim, Allahtan umidinizi kesmeyiniz..." mealindeki ayetin kuytu golgesine siginip "Rabbim senin hazinelerin genistir." deyip umitle kendisinin hakiki safinin belli olacagi gune kadar bu mubarek kapida beklemeye azmetti. Sizlerin hepinizin benim ustumde oldugunuzun idrakindeyim. Iste bu yuzdendir ki sizlerin umitle haykiran sinelerinizi duyar gibi oluyorum. Her baktiginiz kardesinizde onun guzelliklerini gordugunuzu ve eksikleri size gorunmedigini zannediyorum. Allah Rasulunun SAV, nice PEygamberlerim AS, Ustadimin ve Hocamin nefislerini temize cikarmadiklari bu dunyada bizim kendi nefislerimizi temize cikarmamiz olmaz.

Kardeslerim! Ustadimiz bizi uyariyor CEMAAT ENANIYETi konusunda. Dikkat edelim. Aynen sahsimizin savcisi baskalarinin avukati oldugumuz gibi ve kendi nefsimize adavet, baska muminlere uhuvvet besledigimiz gibi, bize dusen Allah yolunda giden her cemaate muhabbet beslemek ve belki de onlarin daha mustakim olabilecegi hakikatini hic akildan cikarmamaktir.

Kardeslerim! Bu fakir kardesiniz Hocaefendinin tavsiyelerine kiymet veren bir kardesinizdir. Hocaefendinin hicbir zaman biz su su cemaatten ustunuz diyen ve ya bunu cagristiran bir sozunu duymamistir, bilmemektedir. Lakin Hocaefendi'nin surekli olarak "bunca olan guzellikleri kendinizden bilmeye hakkiniz yok." diye binlerce yerde soyledigini bilir. Yine Hocaefendinin bilmem kac yerde "Baska yontemlerle Allah yolunda giden kardeslerinizi cok buyuk hizmetler yapiyor gormelisiniz ve oyle bilmelisiniz ve onlara muhabbet etmelisiniz" mealinde sozlerine sahit olmustur. Yine bilmem kac yerde Ustadimizin "Gaye-yi hayal olmazsa ezhan eneler etrafında döner" sozune atifta bulunup Allah yolunda ilahi hedeflere kilitlenmis insanlarin baskalarinin sunu bunu ile ugrasmayacagini ve bu ilahi gayeden uzaklasanlarin baskalari ile ugrasmaya baslayacaklarini soyledigini bilmektedir.

Kardeslerim! O zaman gelin birbirimiz hakkinda yazacaksak guzellikleri yazalim. Birbirimizin hakkinda guzelliklerden haberdar degilsek-ki bu guzellikler olmadigi manasina gelmez- o zaman sukut ile bereket-i Ilahi kapisini calalim ve birbirimize hayir dua edelim.

Diyelim ki "MasaAllah su Bayram Abimizin etrafinda toplanan kardeslerimiz ne guzel nesriyatlar yapiyor"

Diyelim ki "MasaAllah su Hocaefendi etrafinda toplanan kardeslerimiz ne guzel okulculuk yapiyor"

Diyelim ki "MasaAllah su Mahmut Efendi Hazretleri etrafinda toplanan kardeslerimiz ne guzel sunnet-i seniyyeyi canli tutuyorlar."

Diyelim ki "MasaAllah su Suleymen Efendi Hazretleri etrafinda toplanan kardesler ne guzel Kur'an ogretiyorlar"

Diyelim ki "MasaAllah bu kardeslerim hakkinda zannim sudur ki onlar cennette Peygamberimiza SAV komsu olmaya layiktir. Allah beni bu zannimda yalanci cikarmasin."

Haydi sizleri davet ediyorum guzellikler kapisina. YOK YOK bu benim davetim degil! Bu canim, cigerim, gozumun nuru, ruhumun sururu, karanlikta isigim, sacinin bir teline canlar feda o Iki Cihan Serveri Canim Efendim Sallallahu Aleyhi Vesellemin daveti.

GELIN HEP BERABER ICABET EDELIM ve BIRBIRIMIZI HEP HAYIRLARLA ANALIM.

BILELIM KI EGER UYARILACAK BIR SEY VAR ISE ONU BUYUKLERIMIZ UYGUN SEKILDE BIZIM RUHUMUZ BILE DUYMADAN YAPARLAR.

Selam ve Dua ile...

Barish
"Arkadas, gel bana bu Nur'larin elmaslarini kesfetmeye yardimci ol ve ben de sana "Allah razi olsun" diyeyim."

barish

Orta Düzey

Mesajlar: 387

Konum: USA

Meslek: PHD ogrencisi

Hobiler: Risale, Pirlanta, Matematik

  • Özel mesaj gönder

494

11.12.2007, 06:33

Bizler burada -imanli sinelerin az oldugu diyarlarda- icinde nur olan bir goze hasretiz.

O mayiler ki deryada yasarlar da deryayi bilmezler. Bakin soyle cevrenize hukum vermeden, insanlari siniflara bolmeden. Nurlu simalar, manali gozler bulun. Kalbinizi insirahla doldurun o gozlerden ve o sinelerden.

Birgun sizler de bizler gibi hasret kalirsiniz imanli sinelere cevrenizde. O zaman anlarsiniz imanli kardesler ne kadar kiymetli ve onlardan birisi ile muhatap olmadiginiz bir gun ne kadar bereketsiz. Ve yine anlarsiniz imansiz cehrelerle icice yasayan ruhunuzun ne kadar daraldigini ve bazen cevrenize bakip bir yudum nur diye haykirmak istediginizi.

"Isik! biraz daha isik" diye karanlikta haykiran adam misali!!!! Iste o zaman opmek isteyeceksiniz icin icin size bir damla nur sunan sinelerin ayaklarini!

Allaha emanet olunuz.

Barish
"Arkadas, gel bana bu Nur'larin elmaslarini kesfetmeye yardimci ol ve ben de sana "Allah razi olsun" diyeyim."

495

11.12.2007, 13:30

Sevgili @barish kardeşim,

Uzun bir aradan sonra tekrar bu sayfalarda mesajlarınızı görmek çok güzeldir. şükür kavuşturana..

Ben şahsım adına konuşacağım.

Bu başlığı açarken niyetim, maksadım ve düşüncem şuydu ki; Risale-i Nur ölçülerinden başka ölçüleri benimsemiş olan bir grubun Nurcu olarak kamuoyunda tanınması yanlışlığını ortaya koymak ve bunu müzakereye açmak niyetinde olarak bu başlığı açtım. Bu konu forumda da sık sık sorun teşkil ettiğinden dolayı Forum Kurallarına ilgili maddeyi ekleyen forum meşveretini temsilen Webmaster ağabeyle niyetimi paylaştım. Ve tenkid kapısını açmayacak mesajlar yazarak bu başlığı devam ettirdim.

Bana ya da şuna buna göre değil, bizzat Fethullah Gülen Hocaefendi Hazretleri'nin ve Risale-i Nur'un kendi sözleri ile, Yeni Asya ve Zaman Gazetelerinin satırlarını ortaya koyarak aradaki büyük farkı gösterdim.

şimdi siz dahil, hiç bir kardeşim bana diyemez ki "sen insafsızca eleştiride bulunup, alem-i ıslam'a nifak sokuyorsun" haşa ve kella. Ben bu forumda Zaman grubunun ve Hocaefendi'nin hizmetlerini ayakta alkışladığımı yazdım. Bizim cemaat anlayışımızda asla menfi tarafgirlik olmamalı. Yani takım veya parti tutar gibi cemaat mensubiyeti bize yakışmaz. Buna benzer şekilde ben, hiç bir mesajımda, Hocaefendi şunu yanlış yapıyor demedim ve demek de haddime değil. Bununla birlikte Risale-i Nur'daki bu ölçüye uygun değil dedim ve diyebilirim. Çünkü Risale-i Nur'da yazanlar ortada, açık ve net. Ne süfyan meselesinde, ne tesettür meselesinde ne de Zaman grubunun tedbir meselesinde Risale-i Nur'da, yorum farkına gidilebilecek kadar, bir belirsizlik yok!

Elhasıl, @barish kardeşim @talhagenc'in bu başlıkta yazdıkları tenkid veya eleştiri değil, tahkik niyetiyle yazılmıştır. Bu niyete aykırı bulduğunuz mesajlarım varsa buyrun müzakere edelim. Ehl-i tahkik olma yolunda bana yardımcı olunuz.. Buyurunuz...

barish

Orta Düzey

Mesajlar: 387

Konum: USA

Meslek: PHD ogrencisi

Hobiler: Risale, Pirlanta, Matematik

  • Özel mesaj gönder

496

11.12.2007, 16:13

Selamun Aleykum Kardeslerim,

Allah katinda makbul isler yapan kardeslerini alkislayan kardeslerimi bin kere alkisliyorum. Onlar iclerinde gipta, kiskanclik ve haset damarlari kabarmadan nerede bir Allah diyen kul gorseler alkisladiklari muddetce Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hazretlerinin "Size bir cennetlik insan gostereyim mi?" diye isaret ettigi sahabinin yoldasidirlar ve bu aciz ve fakir kardesinize dusen de onlari alkislamaktir.

Kardeslerim! An olur ki bizler hakikati dillendirmek adina samimane dusuncelerimizi soyleriz. Lakin burda iki nokta var: Bunlardan ilki "bizim samimane olan her dusuncemiz hakikati dillendirmekte midir? Acaba nefsimizi mi konusturuyoruz?" sorusuna cevap vermekten gecer. Bunlardan ikincisi ise RNK bir dusturu olan "Hep dogruyu soyleyeceksin ama her dogruyu her yerde soylemeyeceksin" dusturudur. Bazen dogruyu soyluyor bile olsak fitneye ve uhuvveti kirmaya ihtimali olan yerde bu dogrulari soylemek dogru degildir. Bize muhabbete muhabbet etmek, adavete dusman olmak duser.

Kardeslerim! Bu fakir kardesiniz bir tek yerde Hocaefendinin faraizin(en alt kademeden de olsa) terki hakkinda aksi bir kelime soyledigini gormemistir. Hocaefendinin boyle birsey soyledigini iddia edenler ispat etmek zorundadir. Bunu iddia eden Hocaefendinin yolundan da gitse, karsi da dursa iftira etmis olur. Hele birisi namazin terki demis ki ben Hocaefendinin namaz hakkinda konustugu kadar baskasina rastlamadim.

Kardeslerim! Rasulullah SAV mudaraat ve mubaseret diye bahsedilen, zahirde birbirine zit olan ve bazen de bazi insanlarin yanlis anladiklari icin takiyye diye adlandirma hatasina dustukleri, oysa Onun fetanetini ve insanlarin karakterine uygun tavir belirlemesini gosteren bir tarzi vardi. O muhatabinin anlayacagi dilde konusurdu. An olurdu ki muhataplari arasinda Onun o guzel sozlerini kendi istedigi gibi anlayan muhataplari olurdu. O bunda bir hata gormez ve aksine muhatabinin boyle anlayacagini bilerek konusurdu. Kur'an dahi boyle bir metod izledigi anlar vardir. Mesela sizler Kur'andaki Hristiyanlarla "aramizda ortak olan Bir Allah inancina" davete yonelik ayetleri Necran Hristiyanlarina soylerken Rasulullahin SAV onlara "Sizin anladiginiz manada Allahin birligini kabul ediyorum" dedigini mi dusunuyorsunuz? (Hasa ve Kella). Aksine Onun bu sozleri onlari tam hakikate davet ederken, onlar bunu kendi istedikleri gibi anlamislardi. Sonrasinda ise zimni olmayi kabul etmisler ve uzun vadede Necran hristiyanlari yerine Necran Muslumanlari gelmisti. Bunu olcu aldigimizda ciddi manada buyuk zatlarin soyledigi sozlerin hakiki manalari ile bazi art niyetli insanlarin anladigi manalari arasindaki farki da anlamak bize nasip olur insallah.

Kardeslerim! Bir kimse eger salih bir alimden sudur eden bir fetvaya ittibaa ederek bir hareketi isliyorsa onu kinamak yanlistir(lutfen bunu basortusu uzerinden anlamayin. Cunku bu tip seyleri kastetmiyorum burda). Bu noktada mesela Osmanli padisahlarinin bir kisminin sofrasinda olan arpa suyu, boza gibi iceceklerin icilmesinin arkasinda yatan gercegin Osmanlinin takip ettigi fetvanin haram olan ickileri hurma ve uzumden elde edilenler olarak anlamasi sebebi ile onlari kinamamak lazimdir. Aksine onlar zarurete icabet etmislerdir. O zaman bizim de yine bazi kardeslerimizin yaptiklari amelleri yanlis yorumlamak gayretinde olmamiz dogru degildir. Burada bazi musluman kardesler var. Senede bir kac cuma hutbesini sakala ayiriyorlar. Sakal birakmayanin neredeyse kafir oldugu zehabina kapiliyor insan. Iste o hutbeler sirasinda etrafima bakip kendime soruyorum: "Acaba bu insanlar icinde namazini 5 vakit eda eden var mi?"

Kardeslerim! Usulde dogru olan birileri kendisini bir yere ait hissediyorsa bizim onlari oraya ait kilacak sebeplerden yola cikmamizdir. Yoksa onlari bizden farkli kilan yollarla gidersek bugun belki de bircok Nurcu kardeslerin diger kardesleri Nurcu gormemek ihtimali var. Cunku insanlarin kellesi adedince farkli alemin oldugu gibi, Nurcularin kellesi adedince de farkli Nurcular var.

Kardeslerim! Ustadimin bir sozu var. Kendisine gelip bir kisim muslumanlarin Islama aykiri davranislarini sikayet eden talebelerine soruyor: "Namaz kiliyorlar mi?". "EVet" cevabini alinca da gurluyor: "KARDESLERINIZ HAKKINDA GIYBET ETMEYINIZ!!!!". Talebelerinin soyledigi meselelerin hepsi de hakikatti ve o kardesler hakikaten yanlis yapiyordu.

Muhabbetle,
Barish
"Arkadas, gel bana bu Nur'larin elmaslarini kesfetmeye yardimci ol ve ben de sana "Allah razi olsun" diyeyim."

497

11.12.2007, 23:37

@Barish kardeşim dediklerin oldukça güzel ve doğru, ancak burada Fethullah Gülen Hazretlerine yanlış yapıyor diyen yok. Risale-i Nur'a uygun hareket etmiyor diyoruz. Dostlarımız ve kardeşlerimizdirler bununla birlikte meslek ve meşreplerimiz farklıdır diyoruz. Bunda yanlış olan şey nedir?

barish

Orta Düzey

Mesajlar: 387

Konum: USA

Meslek: PHD ogrencisi

Hobiler: Risale, Pirlanta, Matematik

  • Özel mesaj gönder

498

12.12.2007, 04:39

Selam Kardeslerim!

Dikkat etmemiz gereken cok onemli bir husus var. Fethullah Gulen Hocaefendiyi takip eden kardeslerin kendilerini Nurcu olarak gorduklerini ve Nurlardan feyiz alma noktasinda azami gayret gosterdiklerini unutmamak lazimdir. Bu zaviyeden sizin tesbitleriniz onlarin size olan muhabbetini kirmaya sebep olabilir. Buna hakkimiz yok ki! Bugun benim Yeni Asya Cemaatindeki kardeslerimin yanlis oldugunu dusundugum tavirlarini tenkit etmem acaba onlarda nasil etki yapar(Inan insanlarin hatalarini bulup cemaatlerine maletmek cok kolaydir). Kalplerinde bana ve benim zatimda temsil ettigim mesrebe karsi bir soguma olur mu olmaz mi?

Kardeslerim!

Bundan bahsetmeyecektim ama yeri geldigi icin soylemek vacip gibi birsey oldu. Zaman bir spirale benzer, duz bir cizgi degildir. Olaylar ayniyla degil ama misli ile tekrar ederler. Iste bu zaviyeden bakinca Asr-i Saadetten bu yana zaman kivrila kivrila misli ile ASr-i Saadette yasananlar tekrar etmistir. Eger icimizde bulundugumuz zamanin ASri Saadete projeksiyonun hangi devre denk geldigini anlamaz isek o zaman bazi tavirlar da anlasilmaz olurlar. Burda ornek olarak Ustadimizin once Eski Said doneminde siyaseten cok aktif bir hayat surmesini ve sonrasinda Yeni Said doneminde elini etegini buralardan cekip siyasetten ve seytandan Allaha siginip sadece iman vazifesine yonelmesini ve sonra 3. Said doneminde Demokrat partiyi desteklemesini anlamakta zorlaniriz. Iste bu zaviyeden bakinca gunumuzu Asri Saadet nazarinda hangi tarihe denk gelir goruyorsak ona gore hareket etmek ve hatta Risaleleri oyle yorumlamak bizim icin elzemdir.

Daireler katman katmandir. En icte en onemli daire olan iman dairesi olmakla birlikte bir toplumun dirilisi esnasinda, eger bir Medine donemi geldi ise artik sosyal hayati ilgilendiren meselelerle ilgilenmek de zaruri olur. Bu demek degildir ki iman meselesi arka planda olmali. Hayir, asla ve kat'a. Ama eger sizden bir medeniyet(Medine kokunden gelir) kurmaniz beklenen bir asama geldi ise, o zaman sizin hayatin belli alanlarinda takindiginiz tavir da cok onem arzeder. Artik insanlara Mekkede oldugu gibi cok agir kosullar ile iman etmeleri soylenmez. Onlarin icinde ruhsatla da hareket edecek olacaktir, azimetle de. Ama artik siz tavrinizi o devre gore takinmakla mukllefsinizdir. Hatta oyleki aranizda munafiklarda cikacaktir. Mesela bir Medine donemi olmasi icin Mekkenin o yigitlerine bir hicret lazimdir. Ruhen (ve imkan olursa bedenen) bu hicreti yasamadan bugun medeniyeti kurmakta muvaffak olunmaz. Cunku Asri Saadetteki bu hicretin bir de karsiligi olan bu asrin hicreti lazimdir. Eger siz Medinede hala Mekke sartlarini zorlar iseniz cok zaifleri daha bastan silmek gerekecektir. Oysa artik bir duzen vardir ve sizin zayif ruhlari alip yuceltme adina imkanlariniz olcusunde uzerinize dusen seyler vardir. Mekkede zayif ruhlari alsaydiniz uzerlerine koyulan yuk karsisinda zayif belleri kirilirdi. Iste Medine devri gelince artik orada hakikatleri taniyanlarin "biz de Mekke devrini gormek isteriz" diye tavir takinmalari realitelere aykiridir. Hic ac kalmamis, sofrasinda 3 ogun en az 3 cesit yemek olan zatlarin Ustadin o belki bazen yemek bulan, ama genelde ac kalan saf ve pak talebeleri gibi bir yol izleyerek manevi zirvelere cikarilmalari zordur. Onlara karsi izlenecek yol da yontem de farkli olacaktir. Cunku eger bu hizmetimizin bir Mekke devri var idiyse, o devri Ustadim ve onun guzide talebeleri yasamistir.

Iste sorulan soru sudur: Bizler MEdine devrini mi yasiyoruz, yoksa hala Mekkedemiyiz? Kanaati acizanemce, bizler Medine devrini yasamaktayiz.

Peki, Medine devrini yasiyorsak biz hangi anini yasiyoruz bu devrin? Kanaatim yine bizim bir Hudeybiye devrini yasadigimizi soyluyor. Bugun sartlar bizlerin aleyhine gorulmekle birlikte kendimizi ifade etmemize firsatlar verilmekte. Bizlere dusen "tearafu" sirrinca gonullerde ve sinelerde bir tohum birakmak. Hocaefendinin tabiri ile suna buna takilmadan sulh adaciklari kurmak. Dalgakiranlar insa etmek. Manevi Seddi Zulkarneynler insa etmek. Bunu mikro (Turkiye) ve Makro (dunya) planda yapmak cok onemli bir vazife. Bu vazifeyi yapanlar sartlarin kendilerine bu vazifeyi yaparken iman yolunda cok buyuk hizmetleri de lutfettigini farkedeceklerdir. Bugun bu sekilde Islamin yuzune calinan karalari silmek bizim icin imanin onundeki setleri kaldirmak manasina gelir ki cok onemlidir.

Bir de Mekkenin fethi donemi vardir ki o donem gelmeden hicret etmek(en azindan ruhen) sarttir. Eger Ensardan degilsek tabii.

Kardeslerim!

Bugun usul olarak cok kucuk, sahislarin tercihlerinden kaynaklanan haller haric UStadimin tavsiyelerinden cok farkli gider gormuyorum ben Hocaefendi ve yolundan gidenleri:

Ebu Cehiller hayatta iken onlarin karsisinda dimdik duran Allahin Rasulu SAV, o kahrolasi insanlarin cocuklari imani tadinca ashab-i guzinini uyarmisti. Ikrimenin yaninda babasi hakkinda kotu konusmayin(bu babasi hakkinda konusmayin demekti) demisti. Ustadin yasadigi donemle ondan sonraki Nurcularin yasadigi doneme bir de bu zaviyeden bakmak lazim.

Ustadim ilimlerle, bilimlerin bir arada ogretildigi okullar acilmasini arzu etmisti. Gayret sarfetmisti. Bugun O Guzide zatin eliyle planini yaptigi Van golu kiyisinda ve Tifliste okullar var. Ve belki imkanlar olusunca oralarda universiteler acilacak.

Ustadim papaliga, Japon imparatorluguna ve belki aklimiza gelmeyecek nice yerlere mektuplar gondermisti. Sesini solugunu duyurmak istemis. Ehli kitapla aranizdaki medari munakasa meseleleri nazara almadan ittifak etmeyi tavsiye buyurmustu. Bugun dunyada onun bu sesini duyuyor insanlar.

Lutfen rica ederim. Hocaefendinin Ustaddan bahsedis tarzini ve onun adini agzina alinca ses tonunun dahi degisik bir tona ulastigini onu taniyan her insan bilir. Ben dinledigim ve okudugum eserlerinde Hocamin Ustadla ilgili olarak "ben onun kadar saf ve duru bir dille hakikatleri anlatan Islam alimine rastlamadim.... O cok baska....Risalelerdeki her cumleye bir hadis ya da bir ayeti direk referans olarak gosterebilirim, iste bu kadar saglam ve durudurlar...." ve daha neler neler soyledigine bir basimla sahitim

Geriye kalan bazi bir iki mesele var ki insanlar anlamak istedikleri gibi anlamislar. Tam bir mudaraat ve mubaseret usulunce tavir olmus. O demis "furuat", elin kotu niyetlisi anlamis "teferruat, yani cok da onemli degil". Oysa furuat fikih ilminde iman ve cevresindeki halkalarin dista kalanlarina denilir. Yoksa ilmi fikihta bu farz degildir demek degildir.

Ben kendisine sorulan bir soruda "El sikismak bazen elzem oluyor. Yapmazsak musluman olmayan bayanlar yanlis anliyor. hele bir de bunlarin icinde onemli makam sahipleri var. ne yapalim?" sorusuna verdigi cevapta HAnefi fikhindaki inceligi de goz onune alarak "?Bunun getiri ve goturusu cok onemli hesaplanmali. Cok zor bir mesele. sizin vicdaniniza birakiyorum" mealinde sozler dedigini bilirim. Bu acaba "el sikabilirsiniz" manasina mi geliyor? [Safi mezhebinde kisinin karsi cinse temasi abdesti bozar. Hanefi mezhebinde ise niyet ve o olayin kisiye etkisi esastir. Karsidaki bayanin elini bir erkegin, annesinin elini ve ya odunu tutar gibi tutan, yani sehevi olarak etkilenmeyen insanin abdesti bozulmaz. Lakin bu cok zor bir meseledir. Cok gecerli sebebin olacak ki el sikisasin]

Bu mesele cok su goturur.

Allah sarkta ve garbda Islama cumle hizmet eden kardeslerimin Yar ve YArdimcisi olsun. Onlari Firdevs cennetine koysun. AMIN

Selam ve Dua ile,
Barish
"Arkadas, gel bana bu Nur'larin elmaslarini kesfetmeye yardimci ol ve ben de sana "Allah razi olsun" diyeyim."

499

12.12.2007, 10:57

Yazdıklarınızı iyi niyetle yazdığınıza eminim. Ama ısrarla kendi görüşlerimizi söylediğimizi iddia ediyorsunuz. ışte burada ayrılıyoruz.

Sadece Risale-i Nur'u ve Bediüzzaman'ı sevmekle talebe olunmuyor.- ci -cu lara karşı olmak, süfyana methiyeler ve iltifatlar saymak ve de ıslam şekil dini değildir gibi söylemlerle şeairden olan başörtüsünü teferruata indirmek gibi hareketler ne Said Nursi'nin tüm hayatının, ne de Risale-i Nur'unun tümününün hiç bir yerinde yok.

Ben burada tenkid etmiyorum. Mevcudu gösteriyorum. Bu davranışlar Risale-i Nur'a uygun değildir diyorum, ıslam'ı ya da başka şeyleri karıştırmıyorum, iyidir ya da kötüdür gibi bişey de demiyorum.

Zübeyir Gündüzalp ağabeyin zamanında Hocaefendi'ye karşı koyduğu tavrı ve Hocaefendi'nin cevabını emsal alarak bu yazılarımı yazıyorum. Yeni Asya'nın da Zaman grubuna yaklaşımını bu emsal belirlemektedir.

Her ıslam'a hizmet eden kardeşimizdir ve dostumuzdur. Bununla birlikte ıslam'a hizmet eden herkesi Nurcu veya Nur talebesi saymak Risale-i Nur'a ve onun sadık talebelerine haksızlık etmek olur.

Her ne ise... Meslek ve meşrebiniz ayrıysa bunu açıkça ortaya koymalıdır Zaman grubuna mensup kardeşlerimiz. Hakeza Hocaefendi Hazretleri açıkça ben Nurcu değilim diyor. Talebeleri de diyebilirler. Nurcu olmamak kötü bir şey değil ve de herkes Nurcu olmak zorunda da değil. Ama Nurcuyum diyen ve kendini topluma öyle tanıtan kişinin , tevillere ve takıyyelere sığınmadan Risale-i Nur'u ve ölçülerini harfiyyen uymalıdır.

Ölüm gerçeği yanıbaşımızda ve belirsiz bir şekilde dururken, geleceğe yönelik planlar yaparak insanların dini yaşantılarını sıkıntıya sokmanın Risale-i Nur mesleğinde yeri yoktur. Aksini iddia eden varsa çıkıp ispatlasın..

Selam ve dua ile..

barish

Orta Düzey

Mesajlar: 387

Konum: USA

Meslek: PHD ogrencisi

Hobiler: Risale, Pirlanta, Matematik

  • Özel mesaj gönder

500

12.12.2007, 21:02

Selam Kardeslerim,

Bazi mevzulari tekrar ile konusmanin aslen luzumu yok sanirim. Bu yuzden ben ne siz dediginiz sozleri tekrar ediniz, ne de ben.

Allah hepimizin hayrini versin. Kendi yolunda istihdam etsin. Cennette komsu eylesin.

Muhabbetler
Barish
"Arkadas, gel bana bu Nur'larin elmaslarini kesfetmeye yardimci ol ve ben de sana "Allah razi olsun" diyeyim."

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir