Yahudiler üç bin yıllık “Arz-ı mev’ud” ideallerinden vazgeçmezler. Arz-ı Mev’ud, Nil ile Fırat arasındaki topraklardır. ısrail bayrağındaki iki çizgi, Arz-ı Mev’udun sınırları olan Nil ve Fırat’ı temsil ediyor. Eğer haritada net olarak görmek istiyorsanız, iki ırmak arasında düz ve dar bir çizgi çizmeyeceksiniz. Nil’den genişçe başlayıp, sağa sola doğru devamlı genişleterek zikzaklarla Fırat’a ulaşmalısınız. O zaman görürsünüz ki, bizim Akdeniz Bölgesi’nin doğu tarafları, Doğu Anadolu bölgesinin önemli bir kısmı ve Güneydoğu’nun tamamı Arz-ı Mev’ud içindedir.
Arz-ı Mev’ud, “Vadedilen topraklar” demek. Yahudiler, bu toprakların Allah tarafından kendilerine verildiğine inanıyorlar. Geçen sene, bir televizyon muhabiri ısrail’de röportaj yaparken, mikrofonu sıradan bir kadına uzattı ve sordu: “ısrail Filistin’den niçin çıkmıyor da habire buralardaki insanları öldürüyor?” Cevap ibretlikti: “Çekilemeyiz. Çünkü bu toprakları Allah bize verdi.”
1948’e kadar ısrail yoktu. Yahudiler oralarda önce toprak satın aldılar; sonra da toprak satın aldıkları yerde 1948’de ısrail devletini kurdular. Yahudilerin şimdi de Güneydoğu’da satın aldıkları arazi, 450 bin dönümü bulmuş. Dikkat! Daire, apartman falan değil... Arazi satın alıyorlar, araziii!
(ısrail kurulunca, dünyada ilk tanıyan ısmet ınönü idaresindeki Türkiye olmuştu.)
Bu gidişatın, Türkiye’nin hayrına olmadığını ısrarla dile getiren ve mücadele edenlerin başında ışçi Partililer, Genel Başkan Doğu Perinçek ve Aydınlık Dergisi geliyor. Aydınlık’a arada bir göz atıverin. Çok enteresan bilgiler bulacaksınız. Doğu Perinçek ve Aydınlık’ın geçmişte ortaya attığı meselelerin hepsi doğru çıkmış. Bundan sadece birisi Karen Fog hadisesiydi...
Doğu Perinçek ve çevresiyle inanç ayrılığımız var. Ama bu, doğru faaliyetlerini de reddedeceğimiz manasına gelmez. Misyonerlikle ve Yahudi faaliyetleriyle ilgili verdikleri bilgiler ve yaptıkları mücadeleler doğrudur ve yerindedir.
şu sıralarda şanlıurfa’da gerçekleştirilmek istenen, aşağıda anlatılan büyük yanlışın üzerine gidiyor ve engel olmaya çalışıyorlar. Ben, solcuların yaptığı böyle bir faaliyetin, milliyetçilerden de gelmesini beklerdim. ızler iyice karıştı; onlar susuyor, ışçi Partililer çalışıyor...
Doğu Perinçek ve Aydınlık dergisinin verdiği bilgiye gelelim:
şanlıurfa’da, “Dinler ve Kültürler Parkı Projesi” diye bir proje gün yüzüne çıkarılmak isteniyor. Projeye göre, 186 bin metrekare üzerine, “Temâlı Park” ismiyle düzenlenecek parka, yani Yahudi ve Hıristiyanların yaşamadığı şanlıurfa’nın göbeğine, sinagog ve kilise yapılacak. Projenin başlangıç tarihi yeni değil. Enteresan... ınanç turizmi yılı ilan edilen 2000 senesi... Yani, Papa’nın, “Birinci bin yılda Avrupa’yı, ikinci bin yılda Amerika’yı Hıristiyan yaptık. Üçüncü bin yılda Asya’yı Hıristiyan yapalım” diye verdiği talimatın tatbikine başlama yılı.
Kiliseli-sinagoglu proje, bir önceki şanlıurfa Belediye Başkanı Ahmet Bahçıvan’a dayatılmış ama o reddetmiş. Onay için, kendisi 4-5 kere Ankara’ya çağrılmış; bakan Erkan Mumcu da 2 defa şanlıurfa’ya gelmiş. Ama sayın Bahçıvan, “Urfa’da Yahudi yok ki!” diyerek reddetmiş. Israrla karşısında, “Sinagog ve kiliseyi çıkarın onaylayayım” demiş. Fakat şu cevapla karşılaşmış: “Sinagog yoksa para da yok”.
Bakan Mumcu, bu iş için dışardan 20 milyon dolar geleceğini söylemiş. Bu cevap, paranın nereden geleceğinin de cevabı olarak anlaşılmış...
Aydınlık, ele geçirdiği projeyle ilgili kitapçık hakkında, “Bütün ayrıntılar yazılı olarak belirtildiği halde, sinagog ve kiliseyle ilgili, proje maketindeki zor seçilebilen küçük bir yazı dışında hiçbir bilgi yok” diyor. Kafeteryaların bile alanı belli iken, sinagog ve kilisenin alanı belirtilmemiş... Kilise ve sinagog adeta gözlerden gizleniyormuş...
Proje, şimdi AKP’li şanlıurfa Belediye Başkanı Ahmet Eşref Fakıbaba’nın önünde. Projeyi eski başkana imzalatmak isteyen Erkan Mumcu da Turizm Bakanı. Yani galiba proje yolda. Nitekim şimdiki başkan, kilise ve sinagog çıkarılarak projenin hayata geçirileceğini söylüyor. Ama, hazırlanmasındaki niyet belliyken, tepkiler karşısında bugün için kilise ve sinagogun mecburen kaldırılması neyi değiştirir ki! AKP’li bakan ve başkanın yapacakları en doğru şey, bu projeyi toptan ortadan kaldırmaktır... Bekleyeceğiz...
______________
Ali Eren - Vakit Gazetesi
