Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

pegasoszaza

Orta Düzey

Mesajlar: 206

Konum: ANTALYA

Meslek: TOPTAN

Hobiler: HıZMET

  • Özel mesaj gönder

261

13.11.2007, 16:27

daha öncede ifade ettim..

ben esnafım..12 senedir toptancılık yapıyorum..

bir çok müşterilerim var..

Rabbim hidayet nasip etti farzları ifa ediyorum...

hizmet ile tanıştım vesilke oldular..

bende şöyle düşündüm;

birileri ilayi kelimetullah farzını üstüne alıp bu irşadları yapmasa idi benim halim nice oluru...

o halde bende ilim edinip hal ve kal imle etrafıma bu güzellikleri anlatmak istedim..

şimdi ben önce sünnet dese idim ve Efendimiz (sav) sakalı idi ve cüppesi entarisi vardı deyip

misal(yusuf islam) gibi

giyinip kuşansa idim yaşadığım ortamdan tecrid edilirdim..

bende öyle yapmadım ve ahlaki davranışlarımı ve inancımı öne çıkaran davranışları halisane sergilemeye ve tebliğ e çalıştım...

siz bugünün konjonktüründe yani bugünün türkiyesinde cumhuriyet mitinglerine bilir bilmez birsürü kalabalığın karışıp alkışladığı bir ortamda;

onlara bir şey tebliğ edecekseniz;

kötüleri söyleyerek değil,iyilikleri anlatarak yaklaşabilirsiniz..

aksi hizmete psikolajiye ve metodlara terstir..

ters tepki yapar..

insanlar tanımadıklarına kötü derler..

tanıdıkçada önyargıları silinir..

birisi şu deccaldir kötüdür vs der ise sevmeyeni bile gıcık edecek bir davranış sergilenmiş olur..

inançlı bir mümin başkalarının kötülüklerini sayarak işe başlamaz..

baçlayanlarda karşısındakinin kalbindeki o ufacık sempatiyi öldürür ve bunlarda ne biçim ... lermiş dedirtir..

yapılan şeylerin hikmetlerini hiç düşünmeden hareket etmeyelim..

hizmet hizmetini önüne çıkabilecek engelleri öngörüp ona göre hareket ederek yapıyor..

ve amacıda sizi mutlu etmek asla değil..

bu bir içtihattır..

eğer Rabbimiz nazarında isabet etmişse ecri çifttir..

etmemişse bile ecri vardır..

gayelerimiz yalnızca Rıza-i ılahidir ve öyle olmalıdır..

sebepler dairesinde bir hareket planı ile herkes kendi doğru bildiği hizmeti yapsın..

hüküm vermesim...

hepimizin hükmüılmi vücudu ile Allah katındadır..

mizan a gidince de bizlerde şahit olacağız...

selamet ile...
Sözlerin kalbinin sesi ve yansıması değil ise, gevezeliğin manası ne...?...

262

13.11.2007, 16:29

bozacının şahidi şıracı..

pegasoszaza

Orta Düzey

Mesajlar: 206

Konum: ANTALYA

Meslek: TOPTAN

Hobiler: HıZMET

  • Özel mesaj gönder

263

13.11.2007, 16:35

Alıntı sahibi ""ruhefza""

işte gerçek..siz 12 Eylül'ün bu memleketin deccal karşısındaki en büyük set olan Nurcular içine atılmış fitne tohumunun ürünüsünüz..galiba ve dahi kesin, şahsınıza da mitten birileri gelip, gözünüzü korkutmuş...çok ayıp bizim gibi cemaatten olmayan birine dahi, hala o Allah'ın koyduğu başörtüsü emrine takiyyelerle zarar veren o hoca olmayan kişiyi savunma ihtiyacı hissediyorsunuz.."Allah adına yalan uydurandan daha zalim kim vardır?" bu ayete mazhar olan birini bize sevdiremezsiniz..bize göre, yaşar nuri neyse o adamda odur..yaşar nuri onca haltının yanında Risale-i Nurlardan alıntılar yapsa siz onu da alkışlarsınız..


sanırım hoca efendinin füruattır demesinden yola çıkıp ona hakaret ediyorsunuz..

o konuyu ve söyleyşiyi tekrar dinlemenizi ve ayrıntıdaki ifadelere dikkat etmenizi diliyorum..

Farz olan bir konuda değil sadece bağlama şekline füruat denmiş olan bir konuda kendinizi aşıp cerbeze yapıyorsunuz..

Hak yolunda görünüyorsunuz ama .....Allah muhafaza...

ıllallah..

Ondan başka hiçbir şey yoktur..
Oistediği için biz varız..
Gayretullaha dokunacak ifadelerden kaçınıp Ona sığınalım...
Rabbim Seni sevmeyi,
Seni sevenleri sevmeyi,
kendimizi Sana sevdirecek amelleri sevmeyi nasip eyle..
Amin..
Sözlerin kalbinin sesi ve yansıması değil ise, gevezeliğin manası ne...?...

pegasoszaza

Orta Düzey

Mesajlar: 206

Konum: ANTALYA

Meslek: TOPTAN

Hobiler: HıZMET

  • Özel mesaj gönder

264

13.11.2007, 16:37

ifadeleriniz ve metodunuz kalitenizi de yansıtıyor..

bu konu böyle kalitesizce tartışılmamalı...
Sözlerin kalbinin sesi ve yansıması değil ise, gevezeliğin manası ne...?...

265

13.11.2007, 16:47

yaaa bağlama şekli öyle füruat ki
baştaki tüm kıllar görünecek şekilde açtırıyorlar başları..hem de talebe evlerinde ki ablalar bunu yaptırdı..kaç kişiyi bunalıma soktular..yaşar nuri deyince kimse yapmadı..o deyince yapıldı, açıldı başlar..Sütçü ımam da takiyye yapsa, füruat deseydi, biz memleket olarak şimdi kaç çeşit avrupa ülkesinden biri olurduk. başörtüsü de serbest olurdu..onların yaptığıyla bu aynı şey..1500 senelik ıslamın emri hiç bu tarz bir zarar görmemişti..örtenlerin suçlandığı noktaya gelmesine sebep oldular hem de..

266

13.11.2007, 22:24

Alıntı sahibi ""ruhefza""

çok ayıp bizim gibi cemaatten olmayan birine dahi, hala o Allah'ın koyduğu başörtüsü emrine takiyyelerle zarar veren o hoca olmayan kişiyi savunma ihtiyacı hissediyorsunuz.."Allah adına yalan uydurandan daha zalim kim vardır?" bu ayete mazhar olan birini bize sevdiremezsiniz..bize göre, yaşar nuri neyse o adamda odur..yaşar nuri onca haltının yanında Risale-i Nurlardan alıntılar yapsa siz onu da alkışlarsınız..


bu tabirleriniz F.hoca ya mı?

onun yazdığın ayete mazhar olduğu hükmünü sen koyamazsın ki :!:

hepinize Maşa'Allah ki F.hocanın cemaatinde olmadığınız halde ne kadar bilgiye sahipsiniz... :idea:

Zalimler Mazlumlara bunca zulüm yaparken siz hala müslüman kardeşleriniz hakkında bunca laf ediyorsunuz,tartışıyorsunuz...
sizin derdiniz müslümanlarla mı :?: yoksa Zalim kafirlerle mi :?:

kendi dininizdeki insanlar için bu kadar laf üreticeğinize müslüman kardeşerimizi zalimlerden kurtarmak için çözüm üretinde belki bi işe yarar...


Sayın Forum Yöneticileri: Başlığın kilitlenmesini istiyorum...
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

267

13.11.2007, 22:33

Bu ayetteki ameli kim işlerse, elbette onadır bu hüküm..biz herşeyden evvel bir Müslümanız..Ve en evvel de Kur'an'ın hükümleri muhafaza edilmeli.. :roll: hiçbir cemaati bunlar kadar iyi tanımıyoruz..zira en çok göze batan onlar ve bilhassa Bediüzzaman r.a.'dan bahis açtığımızda en çok karşımıza çıkan tenkidler de onlar yüzünden..kaç kişiyle muhatap olmuşuz, hep o cemaatin adamı mısın denmiş, ters gözle bakılmışızdır..kim ne derse desin, onlara kimse güvenmiyor..buna dindarlar da ehl-i dünya denen kesimde dahil..

268

13.11.2007, 22:38

Bütün dindarları bütün ehli dünyayı tanıyorsun galiba..ki Onlara kimse Güvenmiyor diyorsun...


Neyse ben bu başlıkta fazla dolanmayayım... ilgilelere isteğimi ilettim... uygun görürlerse tabi...
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

269

13.11.2007, 22:40

madem sorgucu ekibe sizde dahil oldunuz, romanlardan birinde okuduğumuz bir hakikatide bilsin herkes..alparslan türkeşle ilgili, islami hareket ve türkeş kitabı basılınca, bu hoca dediğiniz adam, bizzat Mustafa Polat'ı arayıp, o kitabın basımınıın ve dağıtımının durdurulmasıyla alakalı bir ikazda bulunmuş..kimbilir daha neler dedi ki, Mustafa Polat; "bizi senin ağa baban ısmet inönü bile durduramadı, sen mi durduracaksın" manasında bir savunmada bulunmuş..demek ki bu adamın evveli de ismet'çi..ahiride malum..kabın içinde olan dışarı sızıyor, kimse onu savunmaya kalkıpta ben de dahil zarar verdiği insanların hak defterine dahil olmasın..mahşer günü hesabın en güzeli kısa olanıdır..

270

13.11.2007, 22:42

orduda da, üniversitelerde de dindarları en çok ispiyonlayanların onlar olduğunu da diyelim..güvenilmemesinin sebebi de bu..ne şaha ne padişaha yaramayacak işlerle meşguller..

271

14.11.2007, 01:22

Alıntı sahibi ""pegasoszaza""

sanırım hoca efendinin füruattır demesinden yola çıkıp ona hakaret ediyorsunuz..

o konuyu ve söyleyşiyi tekrar dinlemenizi ve ayrıntıdaki ifadelere dikkat etmenizi diliyorum..

Farz olan bir konuda değil sadece bağlama şekline füruat denmiş olan bir konuda kendinizi aşıp cerbeze yapıyorsunuz..

Pekala, sözü Hocaefendiye bırakalım, bakalım başörtüsü hakkında ne demiş?

Alıntı

şekilcilik ıslam'ın Ufkunu Daraltır

— Kadın tecrit edilerek örtünmesi isteniyor. Kezban Hatemi, Kur'an'da baş örtme yoktur diyor. Örtünme var mı, yok mu? Bu konudaki dayatma nedir?

— Kezban Hanım'ı ben de dinledim. Kur'an'da örtünmeden bahsedilir, ama nasıl örtünüleceği, şekli açıklanmaz. ıran'daki gibi çarşaf mı giyilecek, peçe mi takılacak, bunlar net değildir. şekil üzerinde durmak, ıslam'ın geniş ufkunu daraltmak olur, zevksizlik olur. Hatta ıslam dinini bir kostüm dini haline getirmek olur ki, bunlar yanlıştır. Başörtüsü de aynı şekilde üzerinde durulacak usul, yani imanın ve ıslam'ın esaslarından, şartlarından değildir. Bunlardan dolayı, insanın adeta dinin dışında tutulması dinin ruhuna aykırıdır. Bu konuda dayatmalar, ısrarlar ifrattır ve zorlamadır. Hatta nefret ettirmedir. Gönülde sevgi önemlidir, sevdirme önemlidir. ışin kaynağıyla irtibat önemlidir. Herkes hoşgörü ister, ben de kendi telakkilerim, kabullerim içinde hoşgörü isterim. Benim de buna ihtiyacım vardır. Ancak böyle olursa, toplumun değişik parçaları bir araya gelebilir. Aynı ölçüde ben de herkesi bağrıma basmalı ve kabullenmeliyim. O kadar çok müşterek yanımız var ki, teferruatta bölünüp parçalanmamalı. Caminin içinde birbirimize düşeceksek, şekilden önce ruh veya muhtevayı öne alıp avluda barışacaksak, orada barışı sağlamalıyız.

Kaynak: Yeni Yüzyıl, Fethullah Gülen'le New York Sohbeti, 20 Temmuz 1997


Hocaefendi türban meselesinde ne demiş?

Alıntı

Türban Meselesi

'Okullarımızdaki başörtüsü sorunu, çok hassas hale geldi. Ancak şu kadar söyleyeyim, okumayı istemek ile okumamak arasında kalan bir insan ne yapmalı' Ülke ve millet adına okumak mı yararlıdır, okumamak mı' Dinin füruata ait bir meselesinde bu denli hassas olmak mı, yoksa tercihini başka istikamette kullanmak mı gerekli' Kişi kanaatı vicdaniyesi ile bu mevzuda hükmünü verip öyle davranmalıdır. Bana göre okumayı tercih etmelidirler.'

Kaynak: Akşam, Orhan Yurtsever'in Fethullah Gülen'le Yaptığı Röportaj, 13 Mart 1998


Peki başörtüsü eylemleri hakkında ne demişti?

Alıntı

Üniversitelerde devam eden başörtüsü direnişini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Genç kızlarımızın zorlanmaları halinde tercihlerini eğitim gören hedefinden yana yapmalarını arzu ederim. Tabii ki dini mülahazalarla başlarını örten hanımlara müdahale edilmesine karşıyım. Onların dinin detayına ait bir konuyla tahsilleri arasında tercih yapmak zorunda bırakılmalarına üzülüyorum. Ama toplumumuz hassas bir dönemden geçiyor. Herkesin bunu göz önüne alması lazım. Bir taraf bunu kavga sebebi yapmamalı, diğer taraf da tepkileri kavga başlatıldı diye görüp üzerine gitmemeli... Hukukçu bir dostumuz yazdığı kitaba 'Müntesiplerinin Cehaleti, Hasımlarının Kör Düşmanlığı Arasında Talihsiz Müslümanlık' adını koymuş.. Çok doğru.. Durumumuzu özetliyor kitabın ismi. ıki taraf da cehalete yenik düşüyor.

Kaynak: Radikal, Avni Özgürel, 21 Haziran 1998


Hocaefendiye kadınların başını örtmesi şartmıdır diye sormuşlar, bakın ne diyor:

Alıntı

Kadınların Başını Örtmesi şart mıdır?

-Kadının başını örtmesi meselesi bir iman meselesi ölçüsünde önemli değildir. Allah'a karşı kulluk, umumi manada kulluk meselesi ölçüsünde önem arz etmez bunlar. Teferruata ait meselelerdir. Nitekim, yani Allah'a iman meselesi ta Mekke'de efendimize tebliğ edilmiş. Namaz meselesi orada bize farz kılınmış, daha sonra zekat farz kılınmış. Ama tesettür meselesine gelince biraz farklı. Zannediyorum peygamberliğin 16'ncı, 17'ncı senesinde Müslüman kadınların başları açıktır.

Kaynak: Hürriyet, Ertuğrul Özkök'ün Röportajından Bir Bölüm, 23 Ocak 1995


Daha detaylı araştırmak isteyenler buraya bakabilirler:
http://tr.fgulen.com/content/view/2257/5/
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

272

14.11.2007, 01:33

işte bu kadar ayan beyan..başlığın kilitliyken açılmasının da hikmeti varmış..bunları da şimdi öğrendik..hem de delilli..teşekkürler..
Bir de o cemaat içinde gizliden gizliye derler ki, "hocamız diyor ki, onların başörtüleriyle erkeklerle aynı okullarda okumaları zaten günah, bari açıpta girsinler.." yani, kime, ne zaman, ne dendiği belli bile değil..
sıdk ile kizbin ortası yoktur!

pegasoszaza

Orta Düzey

Mesajlar: 206

Konum: ANTALYA

Meslek: TOPTAN

Hobiler: HıZMET

  • Özel mesaj gönder

273

14.11.2007, 11:58

Alıntı

Atatürk ifadesini kullanıyor musunuz kendisini bizzat?

-Mustafa Kemal Atatürk diyorum. Bunu Kanal D'deki programda da açık seçik olarak söyledim. Birilerinin onu bir taraflara çekip dinin karşısında gibi göstermelerine karşılık uzun boylu olarak onun çok iyi bir dindar olduğunu şemsettin Günaltay'la olan bir mülakatını ifade etmek suretiyle onun başka tarafa çekilmeye müsait olmadığını ısrarla ifade ettim. O bu milletin içinden çıkmıştır. Bu milletin evladıdır. Bu millet için yüreği çarpmıştır bizim mukaddes bildiğimiz saygı duyduğumuz her meseleye saygı duymuş ve millet nezdinde nazarında kalbimde saygın bir yeri olan insandır.

Kaynak: Show TV, Reha Muhtar'la Kaset Komplosu Üzerine Yapılan Telefon Röportajından, 22 Haziran 1999


Hocaefendinin Atatürk ve Cumhuriyet hakkındaki düşüncelerini kendi sitesinden okuyabilirsin:
http://tr.fgulen.com/content/view/223/5/




kırmızı harflerle yazılmış yeri tekrar tekrar okuyalım....

sonrada atfedilen siteyi ziyaret edip orada yazan kısmı oradan okuyalum...

N harfi yerine konan M harfi anlamda değişikliğe sebep mi bir bakalım...

bu yapılan kasti düzeltme bir iftiradır..

iftira bir zulümdür ve günahtır..

her günah küfre giden bir yoldur...

gayeniz nur veya neşri Hak olsa idi ki siz forumda yöneticisiniz böyle bir

talihsizliğe imza atmazdınız..

benim artık anladığım sizin gayeniz anlamamaktan gelen bir masumluktan dolayı bir tepki değil,

malum şahsa ve hizmete kasti müdahil olmanız ve uhuvvete ters ,Üstadın ilkelerine ters bedbaht bir durumda bulunduğunuzdur..

dolayısı ile artık sizinle tartışmak hepimiz için büyük zaradır..

bana göre yeni said i anlamayan o devrin alim gafillerinden bir farkınız yok.... :cry:
Sözlerin kalbinin sesi ve yansıması değil ise, gevezeliğin manası ne...?...

pegasoszaza

Orta Düzey

Mesajlar: 206

Konum: ANTALYA

Meslek: TOPTAN

Hobiler: HıZMET

  • Özel mesaj gönder

274

14.11.2007, 12:03

ve samimiyetsizliğin şöyle bir sonuç doğurabileceği riskine karşılık;

bugün peşinde gittikleriniz ve ya birilerinin peşinde gidenler Allah Rızasından sapar şahıslara takılırlarsa bugün mehdi dediklerine yarın deccal diyebilirler...

gayretullaha dokunacak sözler ......

yazık olur...yazık...

bu dünyanın kısa olduğunun asıl alemin bizi beklediğinin okuduğunuz nurlarda farkına varamadıysanız ve sizi Rıza-i ılahiden uzaklaştırma riski olan bir davranış dizisinden vazgeçmeyi düşündürmüyorsa ....

artık benden pes...

Hak-kı haketmeyene HAK anlatılmaz...............
Sözlerin kalbinin sesi ve yansıması değil ise, gevezeliğin manası ne...?...

275

14.11.2007, 12:56



Verdiğin linkten okuyunca da, o dehşetli şahsı masum gösteren ifadeler kullandığını görüyorum MFG'nin, sence bu iyi birşey mi? Eğer iyi diyorsan, sen bugüne kadar Üstad'ı hiç anlamamışsın.

Üstad'a TC idarecileri tarafından yapılan zulümlerin başlangıcı, Mustafa Kemal'in isteklerini red ettiği zamana denk geliyor. Üstad dudaklarının arasından çıkacak iki kelime ile belki bu zulümlerden kurtulurdu, ama yapmadı. Hem darbe yapıldıktan sonra, bütün cemaatlerin liderleri (sadece Nur cemaatleri değil) derin devlet tarafından cebre tabi tutuldu, Kutlular abi, kendisine yapılan teklifte, Mustafa Kemal'e karşı söz söylememelerini, bu şekilde bir yol tutarlarsa, devlet tarafından maddi ve hukuki olarak destekleneceklerinin söylendiğini söyledi.

Derin devlete elini veren, kolunu kaptırır. Süfyan ile ilgili bahisleri isterseniz, size tek tek göstereyim. Ondan sonra da o şahsın zararı hakkında, madem nurcu olduğunuzu iddia ediyorsunuz, mücadele etmeyin. Ederseniz de, Üstad'ı tekzip ettiğinizi, onun uğruna mücahede ettiği şeye de zarar verdiğinizi anlayın.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

276

14.11.2007, 13:01

Başörtüsü konusunda, tamamen ciddi duruş gerekir. Hele bir din alimi olarak, asla vazgeçilebilir şeklinde ağzınızdan bir söz çıkmamalı. Çünkü sizin bu sözlerinizi vakti geldiğinde başörtüsü mağdurlarının önüne "Bak, başörtüsü siyasal simge, gerekli değilmiş, siz siyaset yapıyorsunuz, sizin bunu istemeniz dini vecibe olduğundan değildir, demek ki vazgeçilebilir, bizi oyalamayın, irtica etmeyin" diyerek getirirler. Eskiden başörtüsü sorunu yoktu. şu an bu sorunu tahrik etmiş unsurlardan iki tanesi şu, birisi uykuya dalmış Kemalistleri hortlatan ve postmodern darbeye sebebiyet veren Erbakan, diğeri de bunun vecibe olmadığını söyleyen kişiler. Vecibe değildir diye alenen Yaşar Nuriler, Zekeriya Beyazlar zaten söylüyor, fakat bu adamları gerçek dindarlar sevmez. Ama hafif de olsa gevşeklik anlamında bir söz, sevilen bir cemaat lideri tarafından söylenirse, o zaman başörtüsü mücadelesinde, insanları mağdur eden o zalimlerin eline koz vermiş olur.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

277

14.11.2007, 13:20

Ben bu türden sorulara takiye yapılmamaması gerektiğine inanıyorum. F.Gülen Hocaefendi'nin cevapları genelde siyasi olmuş.

Net duruş lazım. Her iki tarafında gönlünü alma çabası beyhudedir. Bakınız F. Gülen malesef her iki cenahada yaranamıyor.

Ben olsam şöyle derdim.

Başörtüsü ıslam'da vardır veya yoktur. Teferruattır yada değilidir. Kimi örtünmeye çarşaf olarak bakar, kimi türban kimi başını örtmez sadece vücüt hatlarını gizler. Hangisinin hakikat olduğunu Allah kendisinin beyan edeceğini zaten buyurmuş. Yani, "aranızda ihtilafa düştüğünüz şeylerin hakikatini ben bildireceğim" demiş. Amma hakkı tavsiye etmemizi istemiş. Hak ile hakikati kaıştırmak zulme netice verir.

Esas olan hakikat değil. Haktır.
Kimse bir diğer kişiye "Senin inancın böyle olmalı" diyemez. Senin inancın yanlış, böyle yap" diye zorlar bir vaziyette konuşamaz.

Benim kendi dinimde kabul etiğim ve amel ettiğim hakikat benim hakkımdır. Kimse baskı ile yanlış olduğunu söyleyemez. Değiştirmeye mecbur edemez.

Mesela geçenlerde Mısırlı bir bakan konferansta peçeli bir kızı "ıslam'da peçe yoktur" diyerek salondan atmış.

ıslam'da peçe belki vardır belki yoktur. O kızın dinine nasıl inanması gerektiğine müdahal edemez. "Senin inancın hurafedir bu yüzden amel edemessin," diyemez. Elbette Emribilmaruf gereği ona nasihat eder. Dinlerse dinler dinlemesse, senin amacın siyasi diyemez. Yada zalimi kızdırır korkusu ile ona zulm edici sözler edemez. Onun mukavemetini kırıcı hale giremez. Elbette zalime yaranılmaz ve zalim tavizle güçlenen bir canavardır.

Baş örtüsüne istibadat yapanlar ile din adına bu türden tavırlar içinde olanların aslında metod olarak farkı yoktur. Her iki tarafta karşı tarafın inancına müdahale ediyor ve kendi gösterdiği şekilde amel etmesini istiyor.

Nerde kaldı hÜRRıYET-ı şER'ıYE

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

278

14.11.2007, 13:23

Fethullah hocaefendinin, dolayısıyla cemaatinin, dolayısıyla Nurcuların darbe yediği bir yan da şu oldu. Hocaefendinin ismi çok fazla öne çıktı, o yüzden kartel medyası dedi ki, biz bu isme zarar verirsek, fazlasıyla yeterli olur, o cemaate de çok büyük zarar vermiş oluruz, dine de. Kartel medyasının montaj haber, yalan haber, spekülasyon oyunlarını zaten görüyorsunuz, artık o kadar utanmadan ve sıkılmadan yapıyorlar ki, adamlara normal gelmeye başladı. Türkiye'de isim olarak en çok bilinen cemaat lideri Fethullah hocaefendi olunca, cemaatin başlangıç kaynağı da risaleler olunca, Risale-i Nur talebesi kim var ise, MFG "şakirt"i olarak damgalandı. Zaten Kemalistler, ateistler, materyalistler tarafından sövülmeye alıştık, onlara cevabını veriyoruz. Bize rahatsızlık veren hücumlar bu cenahtan gelenler değil. Bizi rahatsız eden, MFG'nin hizmet için Risale-i Nur dairesi dışında ve tasvip edilemez şekilde yaptığı fiillerin biz, diğer Nur cemaati mensuplarına da yakıştırılması, bunun da diğer müslümanlar ve dini cemaatler tarafından yapılması, hatta işin tekfire kadar vardırılması. MFG'nin yaptıklarını beğenmeyen diğer müslümanlar da bize gelip saydırıyor, biz yönetici olduğumuz için, bunları biz görüyoruz, size yansımıyor. Biz ancak, farkı anlatıyoruz, metod farkımız var diyoruz, Fethullah hocaefendinin cemaati farklıdır diyoruz, gidin onlar ile görüşün diyoruz.

Hâl böyle iken, bizim tek istediğimiz, hocaefendinin yaptığı faaliyetlerinin bilumumunun adının Nurculuk ve Nur talebeliği olarak adlandırılmaması. Nur talebeliği nedir, esasları bellidir, Hizmet Rehberi'ni okuyunuz. Yine Üstad'ın Süfyan konusundaki fikri bellidir (5.şua) , tesettür hakkındaki fikri bellidir (Tesettür risalesi) ve hakeza. Hocaefendinin kendi metodları bizi bağlamaz. Bir hocafendinin cemaatini o yüzden Nur cemaati olarak görmeyiz, Risale-i Nurdan istifade eden dini cemaat olarak görürüz. Nasıl diğer dini cemaatlere bir husumetimiz yok, onlara da yoktur. Süfyan ve tesettür konularında ve diğer gereken konularda fikrimizi söyleriz, orada bırakırız. Bunu iki sebeple yaparız, ya o fiil dine zarar veriyordur, ya da müslüman kardeşimizin kendisine zarar veriyordur.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

279

14.11.2007, 13:52

şunu da netleştirmek lazım.

Biz F. Gülen Hocaefendinin niyetini sorguluyor değiliz. Ancak diyoruz metod Kur'an'dan başka refaransı olmayan Risale-i Nur metoduna uymuyor.

Mesela, Üstad Risale-i Nur'da çarşaf farzdır. TEsettür kadının kalasıdır gibi notalar veriyor. F. Gülen Hocaefendi bunu imani bir mesele olmadığını söylüyor. Elbete tesettür imani değil ameli bir meseledir. Ama o ameli Kur'an'ın emri ile farzdır ve farz olduğuna iman ediyoruz.

Elbete tesettürün farz olduğuna iman eden, farz bir amele "teferruat veya füruat diyemez.

F. Gülen Hocaefendi ımam-ı şatıbiı'ye göre konuşuyor , yani ımam-ı şatıbinin fetvasınıdan yola çıkıyor.
şatibi şeriatı "Allah'a göre" değil, "insana göre" konumlarından yola çıkarak kategorize etmiştir: 1. Zaruriyyat 2. Haciyyat 3. Tahsiniyyat.

Buna göre F. Gülen Hocaefendi ilim tahsilini ve ilim tahsil hak ve hürriyetini zaruriyat kısmına, bu zaruriyatın engel olunması durumunda başörtüsünün tahsiniyyat kısmında kabul ediyor.

Ancak;Ömr-ü hayatını sürdürmek ve ibadetlerini yapmak için ilim öğrenemek hak ve hürriyeti zaruriyata dahildir ve belki buna engel olunsa baş örtüsü terki mübah olabilir. Ancak, rahat bir hayat ve veyahut dine hizmet için, insanlığa hizmet için ve hakeza ilim öğrenmek hak ve hürriyeti tahsiniyatta dahildir. Bu sebebten evamir-i şeriyede olan bir emir terk edilemez. Bunun için içtihad dahi edilemez

Elbette tahsiniyyatta dahil hak ve hürriyetler açısından o kişiyi hayat-ı dünyeviyesi için gerekli ilimleri öğrenmesine fırsatta eşitlik ve adalet ilkesi ile mukabele edilir. Ancak, bu ihtiyacı gidermek için birilerinin fırsat eşitliğine, adalete ve hak ve hürriyetlere muhalefet eder bir istibdat ile engel olması ve mazlumun bu hakkını kazanmak için müstebit zalimin buyruğuna riayet etmek için, evamir-i şeriyenin ikinci üçüncü dereceden bir emri dahi feda edilemez.

ımam-ı Satıbiye göre şeriatı insana göre tasnif etseniz dahi evamir-i şeriye insana göre değil, Allah'a göredir ve evamir-i şeriyede cari bir emirin illeti emirdir, hikmetine bakılmaz.Evet hak ve hürriyetlerin bazı kısmı zaruriyat kısmında dahildir. Ancak, hikmetine binaen Tahsiniyyat kısmına dahil olan hak ve hürriyet için evamir-i şeriyede dahil bir emri keser bir vaziyet girilemez.

Velhasıl, bir kızımızın Hitioloji okumak veya doktor olmak veya öğretmen olmak istemesi ve bu hürriyet tahsiniyattan iken baş örtüsü evamir-i şeriyenin içinde ve bu başörtüsü hak ve hürriyeti zaruriyatta dahildir. Elbette nasıl oruç tutsan canın tehlikeye girme riski olsa, orucu bırakman caizdir. Hatta bir kısmı mecbur etmiş. ışte elbette baş örtüsü kullandığın vakit canını, malını, dinini ifa ve farz kısmını öğrenmen tehlikeye girse, engel olmaya gücünün yetmediği kişiler hayatını idame ettirmene başörtüsünü atmak şartını koysalar o zaman çıkarman caiz olur. Yoksa hayat-ı dünyeviyenin rahatı için ve dine hizmet -ben olmasam din yetim kalır edası ile- sanki sadece üniversite okuyarak olacakmış gibi ,bu sebeten ilim tahsil hak ve hürriyetini zaruriyattan görüp, zaruri diyerek dinen başını açamassın. Baş açmak fetvasını asla hiç bir ulema kabul etmeyecek ve etmemiştir. Bir kızımız kendi tercihi ile teşri etmeden açsa onun meselesidir. Örnek teşkil etmez, teşri yapılmaz.

Ayrıca ımam-ı şatıbi şeriatı insana göre tesnif ederken baş örtüsünü ikinci üçüncü derecede görmesi hikmetine binaendir. Zira, baş örtüsünün hikmeti "kadını tanınmaması içindir". Yada zaruriyat kısmından olan ömr-ü hayatın idamesi için lazım olan ilimi öğrenmek meselesine dahildir. Bu açıdan bakıldığında başörtüsü hacciyat yada tahsiniyyata dahil edilebilse de (ki ben kadının tanınmamasını zaruriyat kısmında tutuyorum) evamir-i şeriye açısından biz birinci derece ikinci derece diye bir tesnif yapamayız. Zira, bizim için Allah'tan gelen her emir aynıdır. Namazda başörtüsüde. Onun dereceleri ve mükafatı ise Allah'a aittir.

Muhabbetle
Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz...

280

14.11.2007, 14:48

Ceka abi bu ayrintili izahat icin Allah razi olsun.
Ancak :tamam: demek lazim. Daim olun ins. (tekrar hosgeldiniz :çiçek2: )

Bu konuyu değerlendir