Giriş yapmadınız.

1

18.08.2006, 11:33

Dünya bu belgeseli konuşuyor - Mutlaka okuyun

Uzun gelmesin, zira akıcı. Amerika'nın ve siyasetin kalleş içyüzünü bir kere daha görmenize vesîle olacak.


Dünya bu belgeseli konuşuyor
Üç amatör gencin çektiği belegesel internette izlenme rakorları kırıyor. Tüm resmi tezleri çürüten 80 dakikalık film, 11 Eylül saldırılarının büyük bir senaryo olduğunu iddia ediyor.
18 Ağustos 2006 09:40


ABD'de üç genç, 6 bin dolar maliyetle çektikleri 11 Eylül belgeseli ile kafalardaki terör algısını bütünüyle değiştirdi. ıkiz Kuleler'e ve Pentagon'a çarpan uçaklarla düşündürücü komplo teorilerini sıralayan 'Loose Change' belgeseli, internetin bir numaralı arama motoru Google tarafından da ücretsiz servise kondu.

Dylan Avery'nin yönettiği 'Loose Change' adlı belgesel 11 Eylül saldırılarının arkasında yatan gerçeklere alternatif açıklamalar getiriyor. Öyle ki, belgeselde tümüyle yayımlanmış haber ve görüntülerden yararlanılmış. Avery'nin bu işe ilk kalkıştığında amacı, bir belgesel çekmekten çok 11 Eylül 2001'de gerçekleştirilen terör saldırılarına ilişkin olası bir komplo teorisi ortaya koymaktı. Ancak araştırmaları sırasında güvenilir haber kaynaklarından edindiği bilgiler, kendi teorisine tamamen inanmasını sağladı.

Daha sonra çocukluk arkadaşı Korey Rowe ve araştırmacı Jason Bermas'la birlikte çalışmaya karar verdi. 2005 yılı nisan ayında 2 bin dolar bütçeyle Loose Change'in ilk sürümü ortaya çıktı. 2006'da ise 6 bin dolar bütçeyle çekilmiş, daha geliştirilmiş 2'nci versiyonu servise kondu. loosechange911.com adresinden indirilebilen video, 11 Eylül olaylarının arkasında Usame bin Ladin ve örgütü El Kaide'nin değil, ABD'nin olduğunu ispatlamaya çalışıyor. Avery belgeseli çekerken o kadar sağlam delillerden yararlanıyor ki, Beyaz Saray ortaya konan iddiaları yalanlayamıyor.

Loose Change, 11 Eylül olaylarını 6 bölümde inceliyor:

1. ZAMANLAMA

CIA, 11 Eylül saldırılarından kısa süre önce 1962 Küba krizi günlerine denk gelen bazı belgeleri basına sızdırdı. Bu belgelerde Küba'nın işgalini meşru kılmak için gerçekleştirilen Northwoods operasyonunun arkasında yatan gerçekler yer alıyordu.

2. PENTAGON

Amerikan Havayolları'na ait Flight 77 uçağının Pentagon'a çarpma olasılığı bulunmuyor. Binadaki hasar, ancak Cruise füzesi veya daha küçük bir askeri uçak tarafından oluşturulmuş olabilir.

3. KULELER ÇÖKERTıLDı

Kulelerin yıkılma sebebi, uçak çarpması değil. Görgü tanıkları, çarpmadan hemen önce binanın alt katlarında duman ve ışık gibi patlama belirtileri gördü. Çökme sırasında patlamalar gözlenebiliyor

4. FLIGHT 93

Beyaz Saray'a giderken kahraman yolcuların isyan etmesiyle Pensilvanya'da bir araziye düşürüldüğü söylenen uçak, aslında güvenli bir şekilde başka bir yere indirildi ve yolcular sağ salim tahliye edildi. Çünkü uçağın düştüğü söylenen yerde hiçbir enkaz veya ağır hasar bulunmuyor. Ayrıca, kayıtlarda, 11 Eylül tarihinde böyle bir uçuşa rastlanmadı..

5. TUHAFLIKLAR

Kaza esnasında uçaktan yapıldığı iddia edilen telefon görüşmeleri mümkün olamaz. Çünkü, bunu mümkün kılan sistem Amerikan Havayolları uçaklarına 11 Eylül'den çok sonra kuruldu. Ayrıca hükümetin açıkladığı listede bulunan hava korsanlarından bazılarının saldırılardan sonra hayatta oldukları ortaya çıktı.

6. KıMıN ışıNE GELDı?

Büyük meblağlardaki sigorta poliçelerinden faydalanabilecek kişiler, kulelerin yıkılacağından önceden haberdardı. 11 Eylül'den önce, milyarlarca dolarlık altın Dünya Ticaret Merkezi'nden çıkarıldı.

MÜTHış SORULAR

1999'da Kuzey Amerika Hava Savunma Komuta Merkezi (NORAD), bir uçağın kaçırılıp ıkiz Kuleler ve Pentagon'a çarpmasıyla ilgili tatbikatlara başladı.

24 Ekim 2000: Pentagon, ilk egzersizleri MASCAL adıyla yürürlüğe koydu. Boeing 757'nin Pentagon'a çarpması simülasyonu bunlardan biriydi.

Nisan 2001: Usame bin Ladin, Dubai'deki Amerikan Hastanesi'nde CIA'nın bölge şefi tarafından ziyaret edildi.

24 Temmuz 2001: Dünya Ticaret Merkezi'nin sahibi Larry A. Silverstein, olaydan 6 hafta önce kuleleri 99 yıllığına kiraladı. 3.5 milyon dolarlık sigorta poliçesi terörizmi de kapsıyordu.

6 Eylül 2001: Bomba koklayıcı köpekler kulelerden çekildi. Güvenlik görevlilerinin vardiyaları 2 hafta boyunca 12 saatin sonunda bitiyordu.

10 Eylül 2001: Ulusal Güvenlik Danışmanı Condoleeza Rice, San Francisco Belediye Başkanı Willie Brown'u arayarak ertesi sabah uçmamasını söyledi.

11 Eylül 2001: Washington, Andrews Hava Üssü'nden üç F-16'yı, Pentagon'dan 15 mil uzaktaki Kuzey Carolina'daki eğitim görevine gönderdi. ABD'yi korumak için 14 uçak kaldı.

Akşam

Video´nun büyük hali: http://video.google.com/videoplay?docid=…docidfeed&hl=en
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

2

18.08.2006, 21:20

hatırlarsan bundan önce de öyle bir kısa film buraya konmuştu... her çıkan şeye de inanmamak lazım diye düşünüyorum... melsea word'e ikiz kuleye çarpan uçakların uçuş numarasını giriyodun sonra ikiz kuleler yanda ateş falan filan çıkıyodu...yani buradaki bazı bilgileri çarpıtmış olabilirler...


tabi bunun yanında ikiz kulelere uçakların çarpma hadisesini ABD yapmış olacağına inanıyorum...
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

3

18.08.2006, 21:52

Yahudiler ticaret söz konusu olunca en ünlü kavimdir.
ıkiz Kulelerin nam-ı diğer malumunuz ki "Dünya Ticaret Merkezi - WTC"

Söylenilenlere göre binada o gün ölen tek Yahudi yok. Böyle bir olayda ve böyle bir binada, hiç Yahudi ölmemesi ne kadar manidar değil mi?

Bütün ipuçları ABD ve Yahudi ortak yapımı bir komploya işaret ediyor.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

4

23.08.2006, 13:33

ıngilizceniz varsa mutlaka izleyin bu belgeselin orjinalini, müthiş şeylerle dolu.

Görünen o ki, 11 Eylül, tarihin gelmiş geçmiş en büyük komplosu.

Hemen olayın ardından, daha birkaç günlükken, Wisconsin Üniversitesinde bir profesör olan Kevin Barrett, bu olay için "Inside job" yani derin devlet işi dedi.

ABD'nin meşhur ulusal kanalı FOX news de söyledi bunu. Spiker müsveddesi adam ise bu profesörle münakaşa ediyordu okulda öğrencilere komplolar mı öğretiyorsunuz diye. Sanki görevi röportaj ve onun görüşlerini almaktan ziyade birşeyleri ıspat etmekti.

10-15 saniye, profesör konuşurken o da eş zamanlı konuştu, onu bastırmaya çalıştı canlı yayında, hiç susmadı sonra profesör baskın çıkınca çenesini kapamak zorunda kaldı. Bu kadar terbiyesiz bir spiker ömr-ü hayatımda görmemiştim.

Sonra aniden, spikerin yanındaki anchorman görüntüye geldi, sonra hemen programı bitirdiler, ekranın kararttılar, profesörün söyleyeceklerine mani oldular.


Çok müteessir olduğum şeylerden biri ise şu, filmde Irak'taki helikopterden açılan atışı gösteriyordu. Helikopter gece görüşündeydi, yani sadece ısı algılayan kızılötesi kameradan nişan alıyordu. Bir tek adam görüntüye geldi, sonra ona makinalı tüfekle ateş açtı, o tek parça beyazlık görünen şey kamerada, etrafa damla damla saçıldı. Resmen adamı paramparça etti, hiç acımadan bunu bir başkasına yaptı. Bu adamlar sadece kamyon şöförüydü.

Bunun çok daha kötüsünü sürekli yapıyorlar, kaçan topluluğu aynı şekilde bombalayıp 30-40 kişilik grubu paramparça eden namussuz pilot aklıma geldi. Ona göre bu futbol oynamak gibi birşey tabii ki, zevkli, düğmeye basıyorsun, bitiyor.

Allah belanızı versin hayvan herifler.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

5

14.09.2006, 10:53

Mustafa ÖZCAN


SSCB- ABD






11 Eylül yeni bir yüzyılın miladı ise bu yüzyıl ABD aleyhine işliyor demektir. Dolayısıyla neoconlar maksatlarının aksiyle tokat yediler. Tuzak kurdular ve kazdıkları kuyuya veya tuzağa kendileri düştüler. 11 Eylül’le birlikte yeni bir süreç başlamış oldu. Bu süreç içinde ABD dünyanın ‘yenilmez ve karşı konulmaz’ tek gücü olarak hükümranlığını ilân etti ve bu anlamda önce Afganistan ve ardından Irak’a saldırdı. Ve herkesin de ittifakıyla bataklığa saplanmış oldu.

Soğuk Savaş döneminde Sovyetler Birliğinin çöktüğü nokta olan Afganistan şimdi aynı işlevi ABD için görüyor. Tek farkla ki SSCB’nin karşısında Mücahidler vardı. Bu kez ise ABD’nin karşısında Taliban var. Yeni tabloda SSCB’nin yerini ABD, Mücahidlerin yerini de Taliban almış bulunuyor. 11 Eylül komplosu ıslâm âlemine karşı yapıldı, ama tuzak tersine döndüğü için bu süreçten en kazançlı çıkacak olan yine ıslâm dünyası olacaktır. Soğuk Savaş dönemindeki Amerikan vesayeti böylelikle üzerinden kalkacaktır. Ve bunun emareleri Afganistan ufuklarında tulu etmeye başlamıştır. Failler kim veya arkasında kimler olursa olsun hiç fark etmiyor. 11 Eylül ve Ground Zero gerçekten de ABD’nin çöküşe geçtiği an oldu. Daha sonra ABD şok ve diz çöktürme operasyonlarıyla karşı hamle yapsa ve toparlanmaya geçse de ricat süreci işlemeye başlamıştır. 11 Eylül bu itibarla ABD için geri sayım tarihi ve anı olurken ıslâm âlemi için ise hamle ve itila döneminin başlangıcı olacaktır. Elbette bu kolay bir süreç olmayacaktır. Hatta çok sancılı bir süreç olacaktır. Ama bir defa bu yönde düğmeye basıldı ve taşlar yerinden oynadı ve zemin hareketlendi. Artık bu sürecin geri dönüşü yok. Kaseti geri sardırmak mümkün değil.

***

Bu yönüyle 11 Eylül’ü tahlil edenler çok. Bunlardan birisi de 11 Eylül’ü tarihin en büyük yalanı, aldatmacası ve kandırmacası olarak ilân eden Fransız Yazar Terry Mysen. Korkunç Hile veya Aldatmaca kitabının yazarı olan Terry Mysen 5 yıllık süre içinde gelişmelerin kendisini tekzip etmek bir yana teyid ettiğini ve sonuçtan memnun olduğunu söylüyor. Başta ortaya attığı aykırı iddiayla dışlandığını ve tecrid edildiğini, ama şimdi kendisini destekleyenlerin sayısının çığ gibi arttığını söylüyor. Dolayısıyla, 11 Eylül düzeni yalan ve kandırmaca bir nazariye üzerine kurulu. 11 Eylül’le birlikte neoon ekibin seferber edebilmek için bir şok dalgası meydana getirdiklerini ve bu toz duman içinde de kendi planlarını uygulamaya koyulduklarını ifade ediyor. Bu sürecin hemen akabinde ABD askerî-sınaî kompleksinin kârâ geçtiğini ve kasalarını doldurmaya başladığını söylüyor. Ve 11 Eylül sürecinin devamında bütün stratejik hedeflere ulaşıldı. Taliban’la petrol için temasa geçmişler, ama makbul olmayan dinî görüntüsü yüzünden onunla temastan ve işbirliğinden kaçınmışlardı. Taliban’ı yoklamışlar ve sınamışlar ve sonunda işbirliği yapılamayacağına karar vermişlerdi. Hareketin içine de Abdülhak ve Karzai gibi bazılarını ekmişlerdi. Onlar süreçte Taliban’dan kopmuşlardı. Ve 11 Eylül’le birlikte Kaide iddiaları üzerinden onu devredışı bıraktılar. Akabinde Irak üzerinde kontrolü sağladılar. Zaten daha önce Saddam’ın ‘kasıtsız ve dolaylı yardımlarıyla’ Körfez üzerine kurulmuşlardı. Ve 11 Eylül sonrasında BM üzerindeki etkinliklerini de arttırdılar. Karanlıklar Prensi Richard Perle BM’nin lağvını ve ABD’nin bu kurumdan çekilmesini savunuyordu, ama süreçte tersinden onu da büyük çapta hegemonyaları altına aldılar.

***

ılk planda hepsi oldu, ama baltayı taşa vurduklarını belki geç fark ettiler. Fark ettiklerinde ise zaten batağa batmış durumdaydılar. Yapacak bir şey yoktu. Zevahiri kurtarmak için bazen beylik laflar ediyorlar. Terry Mysen bu hususta şunları söylüyor: “Bush kalan iki yılı zarfında bozduklarını tamir edemez ve ABD’yi düştüğü bu çukurdan kurtaramaz. Böyle bir ihtimal yok. Aksine, ABD bütün yatırımlarını harp sanayi ve istihbarat üzerine yapıyor. 2000’lerde ABD’nin durumu 1980’lerdeki SSCB’nin durumuna benzemiştir (Ayrıca SSCB’yi petrolün ucuzluğu ABD’yi de pahalılığı vuruyor). Ekonomi çöküyor, zira barış ve yapılanma ekonomisi değil, aksine savaş ve tahrip ekonomisi ve bu yönüyle spekülasyonlara açık ve çok kırılgan bir yapıda...”

AB’nin askerî gücü ABD’nin gücü karşısında üçte bir nispetinde olsa bile ABD’nin zaafiyeti gücünde yatıyor. 11 Eylül uzmanı El Ahram gazetesine verdiği demeçte Kaide’nin ve kağıttan bir kaplan olduğunu ve Kaide mensubu olduğu söylenen 19 sessiz adamın da hikâye olduğunu ifade ediyor. Buna rağmen ABD ıran’a saldırabilir mi, Terry Mysen bu hususta şunları söylüyor: “Mantık bu kadar hezimetten sonra başka bir savaşa girmemelerini iktiza ediyor. Ama Amerikan idaresi kararlarında akıl ve mantığa çok az yer veriyor....”

Tarihte bazı anlar vardır kendisinden sonra bütün geleceği etkiler. 11 Eylül de böyledir. Hazreti Osman’ın şehadeti nasıl bir fitnetü’l kübra yani büyük fitne ise ve olmuşsa 11 Eylül de büyük kandırmaca ve aldatmaca olmuştur. Ama Ground Zero’ da yani sıfır noktasında kurulan tuzak tersine dönmüş ve tarihin akışı tersi bir istikamete kaymıştır.

14.09.2006

E-Posta: mustafaozcan@yeniasya.com.tr

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir