Giriş yapmadınız.

21

23.06.2006, 18:36

genel bilgilerini öğreniriz risalede ki yaklaşımlarına değiniriz
en azında islam alemine tümden bir bakış açısı yakalrız
ilerde değişik mezheplerden kişilerle tanışdığımızda onlarla ittifak edeceğimiz meselere öğrenmiş oluruz ve onlarında risaleden istifade etmesini sağlarız mesela şiilere bizim de çevşen okuduğumuzu üstadımızın buna çok ehemmiyet verdiğini vs...
yani bu meseleyi tartışma değilde nasıl hizmetimize kullanabiliriz onu çıkarırız. hayrı kesir için şerri kalil irtikap edilebilir düsturu burada geçerli olur inşaalah

22

23.06.2006, 18:40

ılgileneceğim, gerekirse müstakil başlık açılır, gerek görülmezse eski başlıklara devamı karar verilir.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

23

23.06.2006, 20:45

Alıntı sahibi ""fatih_35""

öncelikle üstadımızın üstadı hz.ali nin de kabri belli değil (tevafuk)


Bir tevafukta Hazretin Isa (as) Kabri nerede oldugudur. Hristiyanlar bu konuyu cok tartisiyor.


"Mehdi´de ancak Isa aleyhiselamdir" Hadisi Serif Meali
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

24

23.06.2006, 20:49

Abi naptın, Üstad'ı ısa a.s. yaptın. Emin misin?!
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

25

23.06.2006, 21:06

konu bayağı kaydı herhalde bulut karakoçu buraya davet ediyorum kaymış bir konu var

hz.isa bir peygamberdir ve sakın kimseyi bir peygamberin yerine koymayalım küfre girebiliriz peygamber olmayana peygamber demek pğeygamberede peygamber değil demek caiz değil

herhalde başka bir mana verilmek istendi
hz isa da bekar üstad da!!! ve *** (neyse tartışma çıkmasın :D :x

MeRCaNDeDe

Stajyer

Mesajlar: 119

Konum: ıstanbul

Meslek: Hamal

  • Özel mesaj gönder

26

23.06.2006, 22:36

fatih_35 kardeşim yanlış algılıyor ve yanlış biliyorsun.Abdulkadir Saide kulak ver....
Bir Savaşçıdır Kalbim...

27

24.06.2006, 02:35

ya maksat üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek misali...

Üstadın naaşı barlada oldğu apaçık belli, sadece vasiyeti yerine geldiğini biliyorum.

Herşeye ilgi göstermeyin derim, raitng alıyor sonra.. haber yapıyorlar!
Avam kısmı da gerçek sanıyor.. Flash tv bunu bi abarttı bi abarttı.. sanki şimdi olmuş.

Bilmeyenler bilenlere danışsın, en doğru yol bu derim..

Forumda yazılazak çok şey var fakat ayrıntıya girdiğimizde kimse okumuyor. Okusa cevap vermez, soru sorar.. Soru soruyor alakasız, okusa o soruyu sormaz diye düşünüyorum... Bi de alıntılar yapıyoruz sayfalarca.. üst üste, devamlı.. ( hiç bir yorum yapmadan / alıntı olduğunu yazmadan )Kusurum varsa affola....

bunlar oldukça paylaşım yapmak zorlaşıyor.


28

24.06.2006, 03:14

Alıntı sahibi ""frtkrkc""



Bi de alıntılar yapıyoruz sayfalarca.. üst üste, devamlı.. ( hiç bir yorum yapmadan / alıntı olduğunu yazmadan )

bunlar oldukça paylaşım yapmak zorlaşıyor.


Evet bu konuda bizlerde bazı üyelerimizi sık sık uyarmak zorunda kalıyoruz. Alıntıların yapıldığı başlıklarda bunu belirterek bize destek olabilirsiniz...
"We are the Warriors of Love, We Have no Time For Enmity"

29

25.06.2006, 23:20

Mezhepler ile ilgili hal-i hazırda zaten bir başlık vardı.Ama bu konuda müzakere etmek isteyeceğimi sanmıyorum.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

30

26.06.2006, 19:04

Alıntı sahibi ""Abdulkadir Said""

Abi naptın, Üstad'ı ısa a.s. yaptın. Emin misin?!

ben de az çok oyle duyumlar aldım diyebilirim yani duyum derken azı sohbetler de olay o taraflara kaıyıyor idi tam bilgi sahibi değilim ama olayı arastırıp foruma eklenebilinir diye dusunuyorum
selametle
Her nefis ölümü tadacaktır!!!

31

06.07.2006, 01:19

Bediüzzaman Hazretlerinin "Defin Belgesi", Anlamsız Tartışmaya Nokta Koydu



21-06-2006 tarihli Hürriyet Gazetesinde Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin Naaşının Kıbrıs açıklarında denize atıldığı iddiası, yeni satışa sunulan bir kitaptan alıntı yapılarak, sürmanşetten okuyucularına duyurulmuştu.
Bu bayat iftiranın hiçbir delili olmadığını gören gazete, bu günkü (22-06-2006) baskısında Üstad Hazretlerinin Resmi Defin Belgesine, Emniyet Genel Müdürlüğü’nden "özel onay"la ulaşıp yayınlayarak hatasından döndü.
Aşağıda Saygı ÖZTÜRK imzası ile yayınlanan bu yazının önemli bölümlerini sunuyoruz.



…. Emniyet Genel Müdürlüğü’nden "özel onay"la çıkarılan belgelere Hürriyet ulaştı. Bu belgelerle, Nursi’nin cenazesinin, Isparta’da toprağa verildiği ve bu konuda 12 Temmuz 1960 yılında aralarında vali yardımcısı, emniyet müdürü, jandarma komutanı, hükümet tabibi, Nursi’nin kardeşinin de imzası bulunan tutanak düzenlendiği ortaya çıktı.

23 Mart 1960’da vefat eden Nursi’nin naaşı, Urfa’da toprağa verildi. 27 Mayıs 1960 ihtilalinden sonra Nursi’nin mezardan çıkarılan naaşının Kıbrıs açıklarında denize atıldığı iddiaları gündeme gelince Emniyet Genel Müdürlüğü’nde, emniyet müdürlerinden oluşan bir komisyon tarafından bazı belgeler gün yüzüne çıkarıldı. Bunlar arasında da Said-i Nursi’nin defni ile ilgili belgeler de yer aldı.

OLAY şÖYLE GERÇEKLEşTı

Emniyet Genel Müdürlüğü arşivinde yer alan belgelere göre Nursi’nin mezarının Urfa’dan başka yere nakli ile ilgili işlemler düzenlenen "zabıt varaka"larına göre şöyle gerçekleşti:

Konya ımam Hatip Okulu Fahri Arabi Hocası Abdulmecit Ünlükul, Urfa’da vefat eden kardeşi Said-i Nursi’nin cesedinin mezardan çıkarılıp Emirdağ veya Isparta’ya nakline izin verilmesi için 4 Temmuz 1960’da Belediye Tabipliği’ne dilekçe verdi.(*)

Belediye Tabipliği, naklin bir sakınca oluşturmadığına ilişkin rapor düzenledi. 12 Temmuz Salı sabahı Nursi’nin naaşının bulunduğu Mevlüt Halil dergahına gidildi, kardeşi Abdulmecit Ünlükul’un huzurunda kabir açılarak mevta çıkarıldı.

Hıfzıssıhha Kanunu’nun ilgili maddesine göre ceset, tabuta konuldu ve tabutun ağzı mühürlenip, Nursi’nin naşının bulunduğu tabut, kardeşi Abdulmecit Ünlükul’a teslim edildi.

Cenazenin teslimi sırasında düzenlenen belgeye Belediye Tabibi Dr. Hikmet Öner, Sağlık Müdürü Celal Ada, Emniyet Müdürü şükrü Palaz, Merkez Komutanı Kıdemli Yüzbaşı Feridun Baytürk, ıl Jandarma Komutanı Yarbay Mustafa Gönenç ile Nursi’nin kardeşi Abdulmecit Ünlükul’un imzaları yer aldı.



UÇAKLA GETıRıLDı

Nursi’nin naşının, "nakli kabir" suretiyle Isparta’ya defnine izin verilmesine ilişkin onay üzerine, naaş uçakla Afyon’a getirildi, oradan Isparta’ya götürüldü. Aynı gün akşamı Nursi’nin kardeşi Abdulmecit Ünlükul’un da hazır bulunduğu kişilerin huzurunda Isparta şehir mezarlığına defnedildi. 12 Temmuz 1960 tarihli tutanakta, cenaze sahibi olarak Nursi’nin kardeşi Abdulmecit Ünlükul’un yanı sıra Isparta Vali Yardımcısı Besim Ulcay, Emniyet Müdürü Zeki Vural, ıl Jandarma Komutanı Zekeriya Kantekin, Merkez Komutanı Yarbay Atamer Hamdi, Merkez Hükümet Tabibi Dr.Rifat Ömer’in imzaları yer aldı.

------------------------------------------------------

(*) Dilekçede bulunan imza meselesinin aslı Bizzat Abdülmecid ÜNLÜKUL ifadesi ile Halil USLU tarafından yazılan ‘Bediüzzaman’ın Kardeşi Abdülmecid Nursî’ Kitabında aşağıdaki şekilde anlatılmıştır:

....Naaşın, asker nezaretinde, şanlıurfa'dan çıkarılıp, Isparta'ya defnine kadar geçen süreci Abdülmecid Nursî şöyle anlatıyor:

“Evimize bir sivil memur geldi. ‘Vali Bey sizi istiyor’ dedi. (Bu memur sonradan tesbit ettiğimize göre Konya Emniyeti Birinci şube Komiseri ıbrahim Yüksel'dir.) Arabayla vilayete gittim. Vilayet makamında üç general var idi. ıkisi Cemal Tural, Refik Tulga idi. Diğerinin ismini şimdi hatırlayamıyorum.
“Tanışmadan sonra, Cemal Tural Paşa ile aramızda şöyle bir konuşma oldu:
‘Ülkemiz kötü günler yaşıyor. Ağabeyini her geçen gün ziyaret edenler çoğalıyor. Bu itibarla kabrinin nakledeceğiz. şu dilekçeyi imzala.’

“Dilekçeyi okuyunca tüylerim ürperdi. Az kalsın bayılacaktım.
‘Bu nasıl olur? Ağabeyimi, Üstadımı, hiç olmazsa vefatında rahat bırakın’ dedim.

‘Bizi buna mecbur eden kuvvet var. Ya imzalarsın, ya da sonun korkunç olur’ dediler.
“Akabinde imzaladım.

“Konya Hava Meydanına hareket edip, uçağa bindik. Diyarbakır'a vardık. Az bir moladan sonra ayrı bir uçak ile Urfa'ya gittik. Orada beni bir askerî vasıtaya bindirerek, askerî bir binaya götürüp bir odaya yerleştirdiler. ıkindi vakti gelmişti. Akşam oldu, karanlık bastı. Bir askerî jip geldi, içinde üç asker, bir yüzbaşı vardı ve beni alıp Halîlü'r-Rahman Dergâhına götürdüler.

“Dergâhın avlusuna girdik. Baktım iki tabut, dört asker, bir doktor var. Bana hitaben doktor bey dedi ki:

‘Merak edilecek bir şey yok. Buradan Hazret-i Üstadı fazla izdiham ve ziyaretçi yüzünden ıç Anadolu'ya nakledecekler. onun için seni buraya getirdiler.’

“Ben artık tutulmuştum. Ölüyor gibiydim. Titriyordum ve ağlıyordum. Sabahtan beri de ağzıma hiçbirşey koymamıştım. Doktor Bey askerlere dedi ki:‘Bu tabutu açıp Üstadı öbür tabuta alacağız.’

“Fakat, onlar da benim gibi çok korkmuşlardı ve ‘Biz yapamayız’ dediler.
“Yine Doktor, ‘Korkmayın, bizler emir kuluyuz. Bu, vazifemiz’ dedi.
“Ve askerler dergâh mezarlığından çıkartılan Üstadın tabutunu açtılar. Hazretim, artık ben bitmiştim. ıçimden şöyle geçiyordu: ‘şimdi Seyda’nın kemikleri birbirine karışmıştır.’

“Fakat heyhat, benim de yardımımı istediler ve böylece elimi kefene sürünce, Üstadın sanki yeni vefat etmiş gibi durduğunu fark ettim. Rahmetlik ağabeyimin yalnız kefeninin ağız kısmı biraz sararmıştı. Doktor Bey kefeni açtı, Üstadın yüzü nur içindeydi."...

32

06.07.2006, 17:20

Ya mezarı ile işimiz ne bunlar nifak tohumları atmak istiyor hem Bediüzzaman dememiş mi siz nurları okuyun..
'

Bağ-ı cennette ümidim bu durur kim Zatî'yi
Cümle müminlerle ol server ede hem sâyesi


_

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir