Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

16.06.2005, 13:26

Türkiye´yi sevinçten ağlatan ezan

Türkiye’yi sevinçten ağlatan ezan

Tam 55 yıl önce bugün okunan bir ezan için halk sokaklara döküldü. Gözler minarelere çevrildi. Ve ilk 'Allahuekber' nidasıyla birlikte ülkeyi bir gözyaşı seli kapladı...
16 Haziran 2005 10:32

Tarihçi yazar Doç. Osman Özsoy, o günün hikayesini bakın nasıl anlatıyor:


Türkiye’yi ağlatan ezanlar ...

Tam 55 yıl önce bugün, yani 16 Haziran 1950 de, 1933 yılından beri Türkçe olarak okutulan ezanın Arapça orijinal haliyle okunabilmesine imkan sağlayan kanun Meclis’te kabul edildi.

Meclis’in aldığı karar radyolardan ilan edilince, Türkiye’nin dört bir yanında halk sevinçten sokaklara döküldü. Tüm gözler minarelere çevrildi ve ilk ezan sesi beklenmeye başlandı. Halk sevinçten çılgına döndü. Gözyaşları tüm Türkiye’de sel olup aktı.

O gün ne olduğunu ayrıntılı anlatacağım. Ama önce, o günlere nasıl gelindiğine bir bakalım.

Diyanet ışleri Başkanlığı, 18 Temmuz 1932 tarih ve 636 sayılı genelge ile, ezan ve kametin birkaç ay içinde Türkçe okunacağını bildirdi.

ışte o Türkçe ezan ...

Aralarında Hafız Burhan, Sadettin Kaynak, Hafız Nuri gibi isimlerin bulunduğu komisyonun çevirisini yaptığı "Türkçe ezan" metni şöyleydi:

‘‘Tanrı uludur, Tanrı uludur
şüphesiz bilirim, bildiririm
Tanrı’dan başka yoktur tapacak.
şüphesiz bilirim, bildiririm
Tanrı’nın elçisidir Muhammed.
Haydin namaza, haydin namaza
Haydin felâha, haydin felâha
Tanrı uludur, Tanrı uludur
Tanrı’dan başka yoktur tapacak.’’


Ezanın Türkçe’ye çevrilmeyen tek kelimesi "felâh" oldu. Sebebi, halkın ‘‘felah’’ kelimesinin ‘‘kurtuluş’’ anlamına geldiğini bilmemesini sağlamak ve ‘‘haydin kurtuluşa’’ mânâsına gelecek bir çağrıda bulunmamaktı.

CHP de destekledi ...

16 Haziran 1950 günü toplanan TBMM, 5665 sayılı yasa ile ezanın orijinal halde okunmasını serbest bıraktı. Yasaya, zamanın CHP grubu da karşı gelmedi. CHP grubu adına konuşan Cemal Reşit Eyüboğlu, orijinal ezan lehinde görüş beyan etti.

Yasanın 17 Haziran 1950 tarihli resmi gazetede yayınlandığı gün, aynı zamanda Ramazan ayının da ilk günüydü. Bu durum halktaki duygu yoğunluğunu daha da artırdı.

O gün Türkiye’nin dört bir yanında yaşananlar, başlı başına ansiklopedik bir kitap olur. O gün Türkiye’nin dört bir yanında, cami sayısınca bir sevinç yumağı, insan sayısınca mutluluktan ağlayan bir yürek vardı.

Fethullah Gülen o günleri anlatırken şunları söyler: ‘‘Ben o zaman Erzurum'daydım. Ekin mevsimiydi. 1950'nin Ramazan ayı idi. Vakit ikindi vaktiydi. ınsanlar kurbanlıkları hazırladı. Müezzin efendi minareye çıktı. Müezzin "Allahü Ekber" deyince öyle bir bağırıştılar ki, millet sevincinden hıçkırıklara boğuldu. Ardından kurbanlar kesildi.’’

Antalya Aksekili işadamı Ali Katırcıoğlu; ‘‘Bir cuma günü idi, ikindi kılıyordum, ilan ettiler ‘bugün ezan okunacak' diye. Herkes sokaklara döküldü. O cuma günü Allahü Ekber, Allahü Ekber diye duyduğum o ilk ezanı asla unutamıyorum. Demokratikleşme dediniz de, benim için en büyük demokratikleşme işte o ezandır" der.

O gün ıstanbul’da neler olduğunu, aynı günlerde Eyüp’te asker olan babamdan dinlemiştim. Ezanın orijinal haliyle okunacağını haber alan ıstanbulluların Eyüp Camii avlusunu doldurduğunu ve herkesin ezanı dinlemek için gözlerini minareye diktiğini söylemişti. Minareden, ‘‘Allahü Ekber, Allahü Ekber’’ sesleri yükselmeye başladığı andan itibaren, insanların sevinçten kendilerini yerlere attığını, ezanların bitişini müteakip de, kurbanların kesildiğini söylemişti.

O gün Erzurum’un bir başka yerinde yaşananları Mehmet Kırkıncı şöyle anlatılır: "Erzurum halkı ikindi vaktinden itibaren ezanın aslıyla okunacağını haber aldı. Bütün halk sokaklara döküldü. Bir bayram havası yaşanıyordu. Herkes kurban keseceği ne varsa alıp, Tebriz Kapı mevkiinden Lâlâ Paşa Camii'ne kadar dizildi. Minarelerden Ezan-ı Muhammedi okunmaya başladığı an, herkes sonsuz bir sevince gark oldu. Müftü Solakzade Sadık Efendi, ‘'Ya Rabbi! Ölmeden önce bize bu günleri gösterdin’’ diye hıçkırıklar halinde ağlamaya başladı.

CHP’ye sesleniyorum ...

Erzurum’dan neden iki örnek verdiğimi sanıyorum anladınız. Birkaç gün önce bu şehrimizde, insanlık tarihine utanç vesikası olarak geçecek bir olay yaşandı. Başörtülü bir anne, başı açık kız evladının mezuniyet törenine giremedi. Aslında bu, Türkiye’nin dört bir yanında yaşanan örneklerden sadece biriydi.

Bu vesile ile CHP’ye ve onun Sayın Genel Başkanı Deniz Baykal’a seslenmek istiyorum. Ezanın orijinal haliyle okunmasına o günkü CHP nasıl destek verdiyse, her ne şekilde bir formül bulunacaksa, giderek tadı kaçmaya başlayan şu başörtüsü sorununu da bir mutabakatla aşmaya çalışın.

Gözü yaşlı anaların, hem de kendi vatanlarında tartaklanması hayra alamet değil. Çözün şu sorunu ...

H.O.Tercüman
Kaynak

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

2

16.06.2005, 20:22

selamın aleykum

Allah razı olsun guzel bir konu...

son konuya başörtüsü meselesine gelirsek baykal onun hakkında konuşma yaptı diyor ki... bu olay tabii ki yanlış olmaması gerekir geleneklerinden gelen bu başörtüsünü niye çıkartmaya çalıştırıyosunuz... zaten kızının başı açık modern bir kızı var... yani olayı bakış biçimini gostermek açısından...

selametle

sonra geçen cumjurbaşkanın eşi başörtülü olursa meselesine gelinde yine saçmaladı...

3

16.06.2005, 23:51

Allahümme ecirna min fitneti'l-cehli ve'l-cühelâ....
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

zynp

Stajyer

Mesajlar: 58

Konum: ıstanbul

Meslek: ev hanımı

  • Özel mesaj gönder

4

23.10.2005, 14:25

Selamlar..
Böyle bir olaydan benim bulunduğum meclislerde hiç bahsedilmediği için bu güne kadar haberim olmamıştı.şu anki göz yaşlarım, o günlerde yaşanan böylesi bir olayın üzüntüsüne mi :cry: yoksa sonrasında bu zulmün bitmesinden doğan sevince mi bilemiyorum. Dilerim Cenabı Allah o günleri bi daha yaşatmasın ve Ezanı Muhammediyesiz bırakmasın hiç bir müslüman memleketini ve hiçbir mümin kullını.AMıN AMıN AMıN..
"..Genç adam!Bundan böyle senden beklediğim,manevi babanın tabutunu musalla taşına,Anadolu kıtası büyüklüğündeki dâva taşını da gediğine koymandır" Necip Fazıl K.

5

07.10.2006, 07:19

ışte Türkçe Ezan


Tanrı uludur
Tanrı uludur
Tanrı uludur
Tanrı uludur
şüphesiz bilirim ve bildiririm: Tanrı’dan başka yoktur tapacak
şüphesiz bilirim ve bildiririm: Tanrı’dan başka yoktur tapacak
şüphesiz bilirim, bildiririm: Tanrı’nın elçisidir Muhammed
şüphesiz bilirim, bildiririm: Tanrı’nın elçisidir Muhammed

Haydi namaza, haydi namaza
Haydi felaha, haydi felaha
(Namaz uykudan hayırlıdır)
Tanrı uludur, Tanrı uludur
Tanrı’dan başka yoktur tapacak.

Türkçe ezan ilk olarak 1932 yılında ıstanbul Fatih Camii'nde okundu.
18 sene boyunca ezan Türkçe okunmuş, daha sonra Demokrat Parti'nin iktidara gelmesi ile 16 Haziran 1950'de ezanın Arapça da okunabilmesine izin verilmiştir.
ılgili kararla, Türkçe ezan yasaklanmasa da, Türkçe ezan okunması tümüyle terkedilmiştir. Günümüzde, serbest olmasına karşın, camilerde yalnızca Arapça ezan okunmaktadır.

"We are the Warriors of Love, We Have no Time For Enmity"

6

07.10.2006, 07:21

Yukarıdaki ezanları dinledikten sonra hemen bunu dinleyin!

"We are the Warriors of Love, We Have no Time For Enmity"

7

07.10.2006, 07:46

Ezan orjinal haliyle nasıl okunduysa kız öğrenciler ve devlet kurumunda çalışan kardeşlerimiz de birgün serbestçe başörtülerini takacaklar. BUndan hiç şüphem yok. Sizin de olmasın

8

10.10.2006, 22:43

ben ilk defa dinlemeye kalktım türkçe ezanı ve dinleyemedim bile bi tuhaf oldum...ikinci cümlesinde kestim orjinal haliyle sonuna kadar dinledim çok farklı bir duygu...ezan ne büyük ihsan...rabbim ayırmasın... :cry:
şu âlemde mü'minin mü'mine karşı en büyük yardımı dua iledir.Barla -247

9

11.10.2006, 10:12

Alıntı

18 sene boyunca ezan Türkçe okunmuş


ne kadar uzun bir zaman dilimi...
ya rabbi!ya rabbi!ya rabbi! Beni bu yolda büyüt,bu yolda yürüt,bu yolda çürüt.Fakat asla ve asla döndürme..

nurunözü1

Profesyonel

Mesajlar: 997

Konum: bursa

Hobiler: hat sanatı,ebru sanatı,kitap,internet

  • Özel mesaj gönder

10

11.10.2006, 19:17

Allah muhafaza düşünmesi bile tüyler ürpertici...
Ya tozu dumana katacaksın!Yada tozu dumanı yutacaksın!Yutanlardan olmamak dileği ile...

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

11

12.10.2006, 06:48

Buna sebeb olanlar katmerli ZALUM
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

12

14.10.2006, 04:20

Ezan-ı Muhammedînin yerini hiçbirşey tutamaz

SEKıZıNCı NÜKTE Buna dâir bir düstûr-u hakikati beyan etmek lâzım. şöyle ki: Nasıl "hukuk-u şahsiye" ve bir nevî hukukullah sayılan "hukuk-u umumiye" namıyla iki nevî hukuk var. Öyle de, mesâil-i şer'iyede bir kısım mesâil, eşhâsa taallûk eder; bir kısım umuma, umumiyet itibarıyla taallûk eder ki, onlara "şeâir-i ıslâmiye" tabir edilir. Bu şeâirin umuma taallûku cihetiyle, umum onda hissedardır. Umumun rızası olmazsa, onlara ilişmek, umumun hukukuna tecavüzdür. O şeâirin en cüz'îsi (sünnet kabilinden bir meselesi) en büyük bir mesele hükmünde nazar-ı ehemmiyettedir. Doğrudan doğruya umum âlem-i ıslâma taallûk ettiği gibi, asr-ı saadetten şimdiye kadar bütün eâzım-ı ıslâmın bağlandığı o nuranî zincirleri koparmaya, tahrip ve tahrif etmeye çalışanlar ve yardım edenler, düşünsünler ki, ne kadar dehşetli bir hataya düşüyorlar. Ve zerre miktar şuurları varsa titresinler!

DOKUZUNCU NÜKTE Mesâil-i şeriattan bir kısmına "taabbüdî" denilir, aklın muhakemesine bağlı değildir, emrolduğu için yapılır. ılleti, emirdir. Bir kısmına "mâkulü'l-mânâ" tabir edilir. Yani, bir hikmet ve bir maslahatı var ki, o hükmün teşriine müreccih olmuş; fakat sebep ve illet değil. Çünkü hakikî illet, emir ve nehy-i ilâhîdir. şeâirin taabbüdî kısmı, hikmet ve maslahat onu tağyir edemez. Taabbüdîlik ciheti tereccuh ediyor; ona ilişilmez. Yüz bin maslahat gelse onu tağyir edemez. Öyle de, "şeâirin faydası yalnız malûm mesâlihtir" denilmez ve öyle bilmek hatadır. Belki o maslahatlar ise, çok hikmetlerinden bir faydası olabilir. Meselâ, biri dese, "Ezanın hikmeti, Müslümanları namaza çağırmaktır. şu halde bir tüfek atmak kâfidir." Halbuki, o divane bilmez ki, binler maslahat-ı ezâniye içinde o bir maslahattır. Tüfek sesi o maslahatı verse, acaba nev-i beşer namına, yahut o şehir ahalisi namına, hilkat-i kâinatın netice-i uzmâsı ve nev-i beşerin netice-i hilkati olan ilân-ı tevhid ve rububiyet-i ılâhiyeye karşı izhar-ı ubudiyete vasıta olan ezanın yerini nasıl tutacak? Elhasıl, Cehennem lüzumsuz değil. Çok işler var ki, bütün kuvvetiyle "Yaşasın Cehennem" der. Cennet dahi ucuz değildir; mühim fiyat ister.

Mektubat, s. 385

***
Evet, dağınık bir vaziyette bulunan efradı büyük bir sevinçle içtimaa sevk ettiren malum âletin sesi gibi, âlem sahrasında dağılmış insanları cemaate dâvet eden ezan-ı Muhammedînin (a.s.m.) o tatlı sesiyle, ibadete ve cemaate bir meyil, bir şevk husule gelir.

ışârâtü’l-ı’câz, s. 47

Bediüzzaman Said NURSı
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

13

31.10.2007, 22:01

Cay-ı dikkat bir başlık..bilhassa bugünün gençliğinin, Türkiye'nin nerden nereye geldiğini bilmesi lazım. teşekkürler..
Her ezan duasının ardından, bu nimete vesile olan aziz Menderes'in ruhuna bir Fatiha, tüm inananların borcudur!

14

24.03.2009, 12:16

ah ah biz buralarda ezan sesninden mahrumuz...
Gül ve lâle mevsimi deyip beklemedeyiz,
Ey Gül, hepimiz Sana birer sâdık bendeyiz;
Onca gâileye rağmen her dem izindeyiz,
Yer yer düşüp kalksak da halkanın içindeyiz...

15

24.03.2009, 18:41

türkçe ezanı ilk defa dinledim

bu şekilde dinleyince ve sayın gülennur un sözlerini okuyunca, hiç bu nimetin farkında olmadığımı farkettim...

oldukça ilginç geldi türkçe ezan... Allah ayırmasın bir daha ezan-ı Muhammedi nin aslından...
Güzel gören güzel düşünür...
Güzel düşünen hayatından lezzet alır...

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir