Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

1

03.03.2005, 10:21

Cudi Dağı'nın altı da Petrol denizi...

CUDı DAğI'NIN ALTI DA PETROL DENıZı...



Değerli okurlar, geçenlerde Türkiye-Suriye sınırında uydu verilerine göre petrol denizi olduğu iddiasını yazmıştım..Yazı sonrasında Silopi''de madencilik yapan Beşir Yılmaz aradı.. Yazacaklarımı lütfen iyi okuyun!...



Beşir Yılmaz telefonda ;

" Vedat bey, gelin Silopi''de Cudi eteklerine sizi götüreyim de petrolü kendi gözünüzle görün!.." diyerek feryat ediyordu..

"Nasıl yani!.." diye sorduğumda anlatmaya başladı.. "Biz aileden madenciyiz..

Irak sınırında yaklaşık 300 km ya da bir başka deyişle yaklaşık 150 milyon ton asfaltit madeni buldum..

Bu madeni bir süre resmi olarak işlettikten sonra devlet 1978 yılında " kamulaştırıyoruz" diyerek el koydu.

Rezervin de 50 milyon ton olduğu iddia edildi.

Madem asfaltit rezervi az , neden el koyuyorsunuz.

Dünyanın neresine giderseniz gidin asfaltit maddesi bulunan her yerin altında petrol vardır.

Silopi''nin altı da petrol denizidir.

Yaz aylarında etraftaki ocaklardan resmen petrol akar ve Hezil çayına karışır.

Gelin görün! Sadece petrol değil, burada çok zengin uranyum ve nikel madeni de var" - Nereden biliyorsunuz? "Türkiye''deki analizlere güvenmediğim için madenin her tarafından örnekler alarak Almanya''ya bizzat götürdüm ve analiz yaptırdım.

Raporları gönderdim size ( Sonuçlar elimde Yatağan ve Tunçbilek''e göre iki misli rakamlar var) dünyanın en önemli uranyum madenlerinden birisi buradadır ve aktif haldedir.." Beşir Yılmaz''ın anlatacak o kadar çok şeyi var ki makineli tüfek gibi ard arda sıralıyor.

Ben de zaman zaman araya girip soru soruyorum.. - Petrol olduğunu nereden biliyorsunuz? "Bu bölgede ıngilizler 1967-87de petrol aramışlar.

Açılan kuyulardan gökyüzüne doğru 100 metre kadar petrol fışkırmış.

Ardından kapatmışlar ve betonlamışlar.

Benim madenimin yanında da bu kuyudan var ve vanasını gelin birlikte açalım eğer beton ve civa basıp tıkamadılarsa bakalım ne kadar petrol fışkıracak.

Dönemin köylüleri arasında hâlâ yaşayan görgü tanıkları var ve petrolün 100 metre kadar fışkırdığını görenler var." Beşir Yılmaz konuştukça pür dikkat dinlemeye devam ediyorum.. "Vedat bey, asfaltit maddesi olan her yerde petrol vardır.

Eğer petrol yoksa bana neden petrol çıkartma ruhsatı vermiyorlar.

Musul ve Kerkük''ün rakımı 80-100 metre civarındadır.

Cudi Dağı''ndaki petrolümüz resmen Irak''a doğru akıyor ve başta ıngilizler ve ABD bunu biliyor.." Beşir Yılmaz bugünlerde Silopi''ye bile zor gider hale gelmiş.

Devlet kamulaştırılacak diye el koyduğu madeni şimdi Turgay Ciner''in sahibi olduğu Park Holding''e devretmiş.

Durum böyle olunca, Yılmaz da dava üstüne dava açmış ve yürütmeyi durdurma kararı aldırmış.

Eğer tekrar el konulursa AıHM''ye başvuracakmış.

Kısacası madeninin peşini bırakmıyor ama artık bölgedeki aşiret ağaları da onun peşini bırakmaz hale getirilmiş..

Bütün dava tutanakları elimde okudukça dehşete kapılıyorum.. şimdi sıkı durun… Beşir Yılmaz Başbakan Tayyip Erdoğan''a bu durum üzerine başvurmuş ve dilekçe vermiş dilekçede aynen şöyle yazıyor.. " Bürokrasi ve çeteler milletin hak ve hukukunu aramaktan bezdirmiştir.

Televizyonda ve basındaki konuşmalarınızda "hortumcu çetelerin ve bürokrasinin üstüne gidilecektir" diyorsunuz Millet buna çok seviniyor.. 25 yıldır gasp edilen madenimiz çete ve bürokratların, anayasa, kanunlar ve insan hakları hiçe sayılarak ihale yolu ile peşkeş çekiliyor.

Allah''a ve sizin yüksek adaletinize sığınıyorum." Beşir Yılmaz devlet tarafından el konulan mallarını ve bunun karşılığında devletin verdiği parayı yazıya eklemiş..

. . 1- 35 km yol yaptım. 2- 500 bin ton hazır çıkarılmış kömürüm var. 3- 3,5 milyon metreküp hafriyat yapılmış. 4- Mazot tankları. 6- Dinamit ambarı. 7- Kantar ve kantar binası. . Resmi olarak bana ait olan ve vergisini ödediğim madenimde bugüne kadar yaptığım işler ve halen bulunan demirbaş ve çıkarılmış maden için ödenen para da 5.800.8000 TL.. (Buna resmen gasp ve devlet terörü denir!..) Beşir Yılmaz Başbakan Erdoğan''a yazdığı dilekçede devam ediyor.. " Bu para halen bankada duruyor.

Buna rağmen Türkiye Kömür ışletmeleri ihaleyi adamlarına ve hortumculara peşkeş çekiyor… ". . . Beşir Yılmaz''ın bu başvurusuna Başbakan Erdoğan bugüne kadar cevap vermemiş.. Beşir Yılmaz''dan al ve ABD bağlantılı şirketlere ver… Uranyum konusu da bir başka skandal… Güneydoğu resmen petrol denizi üzerinde ve Türkiye ABD şrmalarının peşinde "bize petrol bul" diye yalvarıyor… . . . .

Korkunç iddialar devam ediyor:. 6 mühendisin kafaları kesildi. . .

.

.

TPıK diye Türkiye Petrolleri''nin kurduğu bir kurum yurt dışına petrol arama işlerine giriyor ve bugüne kadar milyar dolar zarar ediyor… Beşir Yılmaz diyor ki: "Kimin hain kimin işbirlikçi olduğunu anlamak çok kolay!..

Eğer bölgede petrol yok ise neden bana petrol çıkartma ruhsatı verilmiyor.

Ruhsatı verin 800 metreden petrolü çıkartmazsam ben bu ülkeyi terk ederim.

MTA yıllar önce sondaj yaptı 480 metrede su bulundu ve ardından delici aletin ucu kırıldığı için sondaja son verildi.

Herkes bilir sudan sonra petrol gelir.

Biz yerli teknoloji ile 1200 metreye kadar sondaj yapabiliriz kimseye ihtiyacımız yok.

ızni versinler siz görün petrol nasıl fışkıracak.." Bu görüşmemizden bir gün sonra Beşir Yılmaz tekrar aradı ve Soma''da görevli bir mühendis ile görüşmemi isteyerek telefon numarasını verdi.

Adını burada yazmak istemiyor. Mühendis ile görüşmemde daha da çarpıcı gerçekler çıktı ortaya… Altı ay kadar önce Cudi dağları eteklerinde bulanan 6 insan iskeletinin ne olduğunu bilip bilmediğimi sordu..ben de " bilmiyorum" dedim. Mühendis ekledi " Bu iskeletler 18 yıl önce Cudi Dağı''nda kaybolan 6 Türk petrol mühendisinin iskeletleri.

Kafaları kesilerek öldürülmüş.." Dondum kaldım.

Ne diyeyim.

Kendisi de mühendis olduğu için yalan söylemiyordur diye düşündüm.. Ardından devam etti.. "Vedat bey Türkiye maden bakımından dünyanın en zengin ülkesi.

Siz Ödemiş yakınlarındaki Bozdağ''ın dünyanın en büyük altın rezervi olan dağlarından biri olduğunu biliyor musunuz? Ama bu madenleri kimse çıkaramaz.

Hata bu konunun üzerine giden gazeteciler öldürüldü.. Uğur Mumcu ve Çetin Emeç''in öldürülmeden kısa bir süre önce bu madenler üzerine gittiğini biliyorsunuz her halde…" ılgiyle dinledim.

O kadar çarpıcı şeyler anlattı ki, yazmaya sayfalar yetmez..

ıddiaların hepsinin belgeli olduğunu söyleyen bu mühendis, gazete ve televizyon kanallarında hiçbir gazetecinin bu yönde bir haber yapamadığını ve milletin resmen uyutulduğunu örneklerle anlattı.. Beşir Yılmaz''a son sözüm " Bana anlattıklarınızı Genelkurmay''a anlatınız mı?" oldu. Aldığım cevap da aynen şöyle.. " Vedat bey her şeyi belgeleriyle birlikte birkaç kez askeri büyüklerimize anlattım ama bugüne kadar bir arpa boyu ilerleme kaydedemedik!".. Ne diyeyim, bu milleti korumaya yemin etmiş olanlar utansın!.. Son sözüm: "AB, ABD PKK''yı boşu boşuna özellikle bu bölgede güçlendirip milletin başına bela etmedi.

Bölgeye gelecek barış ortamı Türkiye''yi ekonomik olarak uçuracak gelişmelere gebedir!.."

Vedat Yener


Kaynak: http://www.dusunenadam.com.tr/vedaty1.htm

2

03.03.2005, 12:08

Vay be, benim memlekette altın varmış haberim yokmuş...

Neyse... Eğer bunlar doğruysa, buna göz yumanlara ve yapanlara yazıklar olsun. Allah müstehaklarını versin!!!
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

3

03.03.2005, 13:18

Gazetemiz yazarlarından Mustafa Özcan abiye konuyla ilgili bir e-mail attım. 1 hafta içinde cevap gelmezse birlikte , çok kişi tekrar atalım. Maşa'Allah, basiretli ve muhakkik bir abi, ondan gelecek cevabı dört gözle bekliyorum.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

4

03.03.2005, 13:24

Allah razi olsun.

bilmiyorum..niye böyle oyunlar dönüyor, daha dogrusu anlayamiyorum.insan kensi memleketine niye böyle seyler yapar.

dolayisiyla politika denilen seyin nasil bir sey oldugunu anlayamiyorum....Allah siyasetin ve seytanin serinden korusun bizleri :cry:

baki selamlarimla

5

03.03.2005, 13:42

amin... Çok büyük vatan hainliği bu eğer doğruysa...
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

6

03.03.2005, 17:51

slm

kardeşler bence boyle haberler biraz asparagas gibime geliyor... yani gerçekten o kadar buyuk rakamların olacagını sanmam...Ama Türkiye de bor öadenlerinin oldugunu biliyorum ve turkiye de cok oldugu soyleniyor ..bilemiyorum yine de dogru olabilir...bende kardeşin duasına katılıyorum...vesselam
Foruma 2 ayrı isim altında üye olup, iki ayrı isim altında mesaj yazdığı için üyeliği iptal edilmiştir.
Bakınız: Forum Kuralları, madde 4.2.14

(Webmaster)

7

03.03.2005, 19:47

Türkiyenin bir çok tarafında zengin bir yeraltı kaynağına sahip olduğunu dedem hep bahsederdi.Dedemler yaza girmeden yaylaya çıkarlardı.Yaylada bir akar su hep yağlı akarmış.Daha sonra araştırma ekipleri burda ciddi miktarda petrol olduğunu söylemişler.Bir ay geçmeden o akarsuyu betonla doldurmuşlar ve olay böylelikle kapanmış.Afyon ilinin altı yüzde 60 ına yakını altın rezervine sahip ama uluslararası anlaşmalardan dolayı Türkiye buna müdahale edemiyor.Yahu bor madenini hepiniz duymuşunuzdur.Adamlar yıllarca bizler altın arıyoruz deyip bor madeni çaldılar.ışlenmesine karşı çıkıyorlar.Böyle bir durumda ülkemiz...

nurunözü1

Profesyonel

Mesajlar: 997

Konum: bursa

Hobiler: hat sanatı,ebru sanatı,kitap,internet

  • Özel mesaj gönder

8

04.03.2005, 10:21

Kardeşler burası Türkiye...Kendi ülkem hakkında artık konuşmak bile içimden gelmiyo.Alt kesim her zaman olaylardan habersiz,zavallı,ezilen durumda üst kesimde kendi çıkarları için ülkeyi satan pozisyonunda.Bu ülke her yönüyle zengin ülke ama şşşşşş susun kimse duymasın :!: :!: .Aynen sefillik çekmeye devam :!:
Ya tozu dumana katacaksın!Yada tozu dumanı yutacaksın!Yutanlardan olmamak dileği ile...

9

04.03.2005, 12:24

Forumdan sevdiğim, muhterem bir kardeşle özelde bu konu hakkında mesajlaşıyorduk. Ona da dedim, buraya da yazayım dedim, belki ye'sden kurtulmamıza vesile olur.

Önce şu hikayeyi okuyalım, Mukaddeme niyetiyle

Tillolu, yirmi yaşlarında bir gençti. Kendisini yetiştirmiş, Ankara’ya gelmiş ve bizzat Ahmet Hamdi Akseki’nin imtihanından geçer not alarak Diyanet’te işe başlamıştı.

Hizmet aşkıyla doluydu. Memleketin halini ve gelişmeleri iyiye yormuyor, Arabistan’a gitmek istiyordu. En iyi hizmetin orada olacağını düşünüyordu.

Bediüzzaman’a uzaktan uzağa bir sevgisi vardı. Bazı eserlerini almış ve okumuştu. Dedesinin de tavsiyesi üzerine babasıyla birlikte Bediüzzaman’ı ziyarete geldiler.

Bediüzzaman onları çok iyi karşıladı, kucakladı. “70 senedir Tillo’dan bir yardımcı vermesi için Allah’a dua ediyordum ve bir yardımcı bekliyordum. Allah sizi bana yolladı” dedi.

Bir müddet konuştuktan sonra Tillolu Said:

“Üstadım, ben Hicaz’a gitmek istiyorum” dedi.

Bediüzzaman, “Niye?” diye sordu.

Memleketin halini iyi görmediğini, gittikçe daha da fenalaşacağını söyleyerek şöyle dedi:

“Orada olsam çocuklarım da kurtulur, ben de...”

Bediüzzaman, “Kardeşim,” dedi, “ben orada olsaydım buraya gelirdim. ıslâm âleminin kapısının kilidi Türkiye’dir. Bu kilit bu kapıyı ıslâm dünyasına açar. Kesinlikle buradan gitmek için izin yok.”



(Bediüzzaman'la Yaşayan Öyküler-1 kitabından)


Kaynak


Hiç bir yaprak dahi yoktur ki, yere düşsün de Allah'ın izni ve ilmi olmasın. Allah görüyor, biliyor. Allah mü'minlere karşı büyük lutuf, merhamet, ihsan, şefkat sahibidir. Başımızdaki bu adamlara biz müstehakız, belki bu halimizden dolayı kader-i ılahîye fetva çıkarttırdık. Ayrıca mütedeyyin ve ıslah edilmiş olmamamızdan ötürü belki bu gelecek zenginlik bizi daha da azdıracak, bizim için hayırlı olmayacak. Belki kafir ve hain eli gibi vesilelerle hem biraz cezalandırılıyoruz, hem de hikmet-i ılahî ile daha kötü akıbetten korunuyoruz. Hem burada, Allah'a çok şükürler ile diyeyim ki, eğer hayatımdaki bazı sıkıntılar olmasa benden burada bunları dinliyor olmazdınız, belki sadece bilgisayar ile ilgili meseleleri anlatırdım, ama böyle dindar bir forumda değil. Malumdur ki, çok yemek, çok uyumak kalbi öldürür, işte öyle de gece ibadetine kalkmak kalbi diriltir. Zira ihtiyacı giderilmiş insan kendini bir şeye ihtiyacı yok zanneder, kendini rahmet ve merhamet-i ılahi'den müstağni zanneder. Gece ibadetine kalkan ise, hele kış ise, kıyamet gibi korkunç bir günün belki çok ufak bir numunesini görür de , ne derece aciz, fakir, rahmet ve merhamete muhtaç olduğunu anlar. şu ömür sermayemiz git gide azalırken Allah'ın rahmetinden kendini müstağni (istiğna olmuş, istiğna etmek : ben bundan zenginim, buna ihtiyacım yok manasında davranış, söz, kısaca fiil) görmek de, uzak görmek de iyi değildir. ışte mütedeyyin olmayan ve nefsi tezkiye edilmemiş (temizlenmemiş) ve kötü hasletlerden ıslah edilmemiş bir topluma eğer fazla fazla verirseniz, kendi yanındakileri baki zanneder, sizden istiğna eder, sizin verdiğinizle size nankörlük eder, size ne derece muhtaç olduğunu ise ancak yanındaki tükenince anlar.

Belki bu yüzden, kader-i ılahi'nin fetvasına göre bizim bu zenginliklerden istifademize izin yok, küffar ve füccar eliyle buna engel olunuyor. Ve biz ne zaman tezkiye ve ıslah oluruz, o zaman da eğer hikmet ve kader-i ılahiye'ye uygun olursa bunlardan faydalanırız.

Allahû a'lem bissavab, la ya'lemü'l-gaybe illaLlah,

Allah bunları yazarken olan kusuratımı affetsin, acil işim var kısa keisyorum o yüzden.

10

04.03.2005, 13:57

Cuma namazından döndüm, bu vesileyle hepinize hayırlı Cumalar dilerim. Yazıya devam edeyim. Üstad ile ilgili bu hikayeyi alıntı yapmamın bir nedeni vardı, yazıyı yazarken aceleyle unutmuşum. Küffar ve füccarın hainleri kullanarak bu rezervlerden faydalanmamızı istemesinin değişik sebepleri olabilir. Bazı ihtimaller şunlar ki:
Türkiye ahlaki ve dini yönden çok erozyona dahi uğramış olsa, diğer müslüman ülkeler hâlâ Osmanlıyı unutamamışlar, hatta bunu açıkca dile getirenler var. Türkiye'de olanları dikkat ve heyecan ile takip ediyorlar. Üstad'ın dediği gibi Türkiye'nin alem-i ıslam için büyük önemi var. Alem-i ıslam ve Ortadoğu üzerinde planları olan Evanjelistler, Yahudiler... ya da hangileri ise... Türkiye'nin maddi yönden refaha kavuşmasını arzu etmezler, zira o zaman Türkiye'yi kıstıracak kozları olmaz ellerinde. Demek Türkiye'nin başıboş kalması onların bu planlarına çok dokunacak. Bir misal, eğer maddi refah içinde olsaydık, A.B.D bize Irak'taki savaşa iştirak ya da onlara menfaat sağlamamız için teklifte bulunduğunda çok rahat "Hadi len!" diyebilirdik.Bu arada, Yahudilerin Ortadoğu'da yüzölçümü azımsanamayacak kadar büyük bir alana göz diktiklerini artık bütün dünyanın bildiğini hatırlatmak isterim. Bu sebeplerden başka, bir de uluslar arası pazardaki diğer şirketler Türkiye'deki rezervlerin kullanılmasını istemez. Zira ticarette (ki yazıyı yazmama sebep olan muhterem :) bununla ilgili bir bölümde okuyor) bir ölçü vardır, pazarda rağbetin üstünde mal oldukça malın fiyatı düşer, az olan daha kıymetlidir. Sizce hiç bir Alman, ıtalyan -ya da her ne ise- bir altın üretim ve ihracat firması veya Türk altın ithalat firması Türkiye'deki muazzam rezervin piyasaya sürülmesini ister mi? Daha çok muhtelif rezervlerle ilgili bir çok pazar ve sektör var, bu sektördekiler, yakınları veya ilişki içinde bulundukları kişilerin dolaylı olarak hükümetleri etkileyebileceğini söylememe gerek yok sanırım. Hele böyle içli dışlı ilişkileri pek seven ve saman altından Fırat nehrini geçiren masonlardan hiç bahsetmeyelim, o ayrı bir konu. Bir diğer ihtimal de bunların bize kullandırtılmayıp, işgal edilmemiz, bunların zorla elimizden alınması, ya da en azından doğuyu kışkırtılacak Kürtlere böldürüp, onları tabiri caizse kekleyip, o kaynakları onların başına vurup onların elinden alıvermek. Zahiri sebepler ve aklımıza gelebilecek senaryolar, teoriler çok.

ışin bir başka boyutuna bakarsak

Alıntı

Elhasıl, insan her ne kadar fâil-i muhtar ise de, fakat -1- sırrınca, meşiet-i ılâhiye asıldır, kader hâkimdir. Meşiet-i ılâhiye, meşiet-i insaniyeyi geri verir, -2- hükmünü icra eder. Kader söylese, iktidar-ı beşer konuşmaz, ihtiyar-ı cüz’î susar.

1 "Allah dilemedikçe siz hiçbir şeyi isteyemezsiniz." ınsan Sûresi, 76:30.

2 Kader gelince göz kör olur.
Kaynak



şöyle demiştim;

Alıntı

Hiç bir yaprak dahi yoktur ki, yere düşsün de Allah'ın izni ve ilmi olmasın. Allah görüyor, biliyor. Allah mü'minlere karşı büyük lutuf, merhamet, ihsan, şefkat sahibidir. Başımızdaki bu adamlara biz müstehakız, belki bu halimizden dolayı kader-i ılahîye fetva çıkarttırdık. Ayrıca mütedeyyin ve ıslah edilmiş olmamamızdan ötürü belki bu gelecek zenginlik bizi daha da azdıracak, bizim için hayırlı olmayacak.....
ila ahir...

Belki bu görünen esbab, sebebler perdesi altında, başımıza bu gelenlerde "... fakat olur ki, siz bir şeyden hoşlanmazsınız; oysa o, hakkınızda hayırlıdır. Olur ki, siz birşeyi seversiniz; ama o, sizin hakkınızda bir fenalıktır. Allah bilir, siz bilmezsiniz." Bakara 2/216 sırrıyla büyük hayırlar var, biz farkında değiliz. Belki biz tezkiye ve ıslah ile alem-i ıslam'a tekrar bayraktar olacak hale geleceğiz, ardından bu kaynakları kullanabileceğiz ki ancak o zaman zenginlik bizi lehviyat, sefahat, israfat, küfran-ı ni'met, gaflet gibi şeylere sürüklemeyecek. Ve belki bu hikmet için Allahû Teâlâ bize olan şefkatinden kafir eliyle bunları kullanmamamızı irade ediyor, belki bu darlıklarla, musibetlerle çobanın sürüsünü tehlikelerden korumak için taş atması gibi bizi koruyor.

Yazarken biraz fazla uzattım, ama bilelim ki gördüklerimiz olduğu gibi görmediklerimiz de var. Yukarıda yazdıklarımı birer misal olsun diye, ihtimal olarak yazdım, hata ettiysem, haddi aşıp israfa kaçtıysam Allah affetsin.

Allahû 'â'lem bissavab, la ya'lemü'l-gaybe illallah, ve'l-ilmü indallah.

11

04.03.2005, 14:09

slm

kardeş cuman mübarek olsun.(butun muslumanların da mubarek olsun)..MaşaAllah yani sen bu kafayla üni.yi kesin kazanman lazım...kafanın 5 te 1 ni uniye orsan bence kesin kazanırsın....konuya donecek olursak...evet mutlaka istemeyen güçler olacaktır...iç ve dış güçler zındıklar ama biz iyi insan olalım inşAAllah bizi kimse durduramaz...basımızdakiler de iyi olur(hadise gore) o zaman boyle işler artık gizlenemz kanaatindeyim...ama tabi bu işlerin o kadar kolay olduğunu da sanmıyorum...yani hemen cıkartmaya başlar başlamaz turkiye zengin olacak diye bir şeye inanmıyorum...iyi bir kazanç olur ama uzun vadede belki yılda 1 milyar dolar gibi bu da buyuk bi rakan sayıır...ABD 1 milyar dolar hibe etçek diye herkes bayram etmişti ...nese saçmaladım selamlar
Foruma 2 ayrı isim altında üye olup, iki ayrı isim altında mesaj yazdığı için üyeliği iptal edilmiştir.
Bakınız: Forum Kuralları, madde 4.2.14

(Webmaster)

12

04.03.2005, 14:16

Kardeş, maden rezervlerini bırak, şu CHP ve eyyamcılar karışmasa, zaten istila edilmiş orman arazileri 2B ile satılsa, kendi vatandaşımızın parasıyla belki bütün dış borcumuzu ödeyecektik.

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

14

05.06.2005, 15:07

selamın aleykum

Bende pps uzantılı dosyalar açılmıyor kısaca bilgi versen..

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir