Giriş yapmadınız.

Sayın ziyaretçi, Muhabbet Fedâileri sitesine hoş geldiniz. Eğer buraya ilk ziyaretiniz ise lütfen yardım bölümünü okuyunuz. Böylece bu sitenin nasıl çalıştığı konusunda ayrıntılı bilgilere ulaşabilirsiniz. Eğer sitenin tüm olanaklarından faydalanmak istiyorsanız, kayıt yaptırmayı düşünmelisiniz. Bunun için kayıt formunu kullanabilir ya da bu bağlantıya giderek kayıt işlemi hakkında daha fazla bilgi alabilirsiniz. Eğer önceden kayıt yaptırdıysanız buradan giriş yapabilirsiniz.

Bîçare S.V.

Profesyonel

  • "Bîçare S.V." bir erkek
  • Konuyu başlatan "Bîçare S.V."

Mesajlar: 712

Konum: İstanbul/ Çamlıca

Meslek: Gazeteci/ Arşiv-Kütüphane

Hobiler: Kitap okuma (Sesli)

  • Özel mesaj gönder

1

04.10.2010, 07:13

İşte Bediüzzaman gerçeği

"İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."
'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz.'
"İnsanlara teşekkür etmeyen, ALLAH'a da şükretmez.!"
'Bırak bîçare feryâdı, Bîçare S.V.

Bîçare S.V.

Profesyonel

  • "Bîçare S.V." bir erkek
  • Konuyu başlatan "Bîçare S.V."

Mesajlar: 712

Konum: İstanbul/ Çamlıca

Meslek: Gazeteci/ Arşiv-Kütüphane

Hobiler: Kitap okuma (Sesli)

  • Özel mesaj gönder

2

04.10.2010, 07:21

İşte Bediüzzaman gerçeği

İşte Bediüzzaman gerçeği



Büyük İslâm âlimi ve Kur'ân müfessiri Bediüzzaman Said Nursî ve
manevî mirası Risale-i Nur eserlerinin daha iyi anlaşılması için
İstanbul İlim ve Kültür Vakfı (İİKV) tarafından düzenlenen 9.
Uluslararası Bediüzzaman Sempozyumu başladı.

HAYATTAKİ TALEBELERİ DE KATILDI

Sempozyumun Sinan Erdem Spor Salonunda gerçekleşen açılışına
binlerce insan katıldı. Açılışta Bediüzzaman'ın halen hayatta olan yakın
talebelerinden Mustafa Sungur, Abdullah Yeğin, Said Özdemir ve Mehmet
Fırıncı da hazır bulundu.

40 ÜLKEDEN 245 AKADEMİSYEN GELDİ

Sempozyuma ABD, Rusya, Nijerya, İran, Suudî Arabistan, Hindistan
ve Filipinler dahil, 40'a yakın ülkeden gelen 245 akademisyen, "İnsanlık
onuruna lâyık bir geleceğin inşasında ilim, iman ve ahlâkın yeri ve
rolü" konusunu irdeleyecek.

İLİM, İMAN VE AHLÂK MODELİ

Sempozyumda tüketim ahlâkı, kültür ve din farklılıklarından
kaynaklanan problemler, sosyal adalet, milliyetçilik gibi pek çok konu
tartışmaya açılacak. Bu konularda uygulanabilir bir ilim, iman ve ahlâk
modelinin esasları araştırılacak.

Risale-i Nur Talebelerinin kitapları suç aleti

sayılıyordu

DEVLET Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Başkasının
kasaturası, tabancası, bıçağı suç unsuru sayılırken, Risale_i Nur
talebesinin takkesi, seccadesi, okuduğu kitap suç aleti sayılıyordu”
dedi. Büyük İslam alimi Bediüzzaman Said Nursi ve manevi mirası Risale_i
Nur eserlerinin daha iyi anlaşılması için İstanbul İlim ve Kültür Vakfı
(İİKV) tarafından düzenlenen 9. Uluslararası Bediüzzaman Sempozyumu
başladı. Binlerce kişinin katıldığı sempozyum dinleyicileri arasında
Bediüzzaman Said Nursi’nin hayatta olan talebeleri Mehmet Fırıncı,
Abdullah Yeğin, Said Özdemir ve Mustafa Sungur da yer aldı. Programa
katılan Bülent Arınç, AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik ve
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş Bedüzzaman’ın
talebeleriyle selamlaştı. Bedüzzaman’ın hayatıyla çok önemli bir örnek
olduğunu ifade eden Bülent Arınç, Said Nursi’nin, sahabe hayatını
kendisine örnek alan, büyük bir İslam alimi olduğunu belirtti. Arınç,
yeni neslin o günleri ve o günlerde çekilen sıkıntıları bilmediğini dile
getirdi. O dönemki gazetelerde, “Nurcular basıldı, suç aleti olarak
tespih takke ve risale müsadere edildi” şeklinde yayınlar yapıldığını
hatırlatan Arınç, “Gözaltına alınan suç aletleriydi bunlar. Bir
başkasının kasaturası, tabancası bıçağı kaması suç aleti sayılırken, Risale_i Nur talebesinin evlerinde


okuduğu kitaplar ve o sırada namaz kılıyorlarsa başlarındaki
takkeler, seccadeler suç unsuru olarak görülüyordu” ifadesini kullandı.

Said Nursî

özgürlük

savaşçısı

Bediüzzaman Sempozyumunda yapılan konuşmalardan kısa notlar:

Kadir Topbaş: Bediüzzaman Said Nursi’yi anmaya vesile olan
sempozyumun hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bediüzzaman dünyaya
yayılan sesimiz olmuştur. Buradaki topluluk bunun en büyük şahididir.

Eşsiz sevgi ve hoşgörü sahibi bir insandı Bediüzzaman. Toplumun
sorunlarına duyarsız kalamazdı ve kalmadı da. İnanıyoruz ki, onun
fikirleri her çağda taze ve ölçü olacaktır.

Bediüzzaman “Bizim üç büyük düşmanımız var: Cehalet, zaruret,
ihtilaf. Bu üç düşmana karşı sanat, marifet ve ittifak silahıyla cihad
edeceğiz” dedi.

Öte yandan “Biz muhabbet fedaileriz, husumete vaktimiz yoktur” da onun önemli bir sözüdür.

Hüseyin Çelik: Bu ülkede yıllar yılı Kürtler, Aleviler ve dindarlar ötekileştirildiler.

Bediüzzaman her şeye rağmen şiddete, kaba kuvvete tenezzül
etmedi. “Müsbet hareket” dediği demokrasi içerisinde fikir mücadelesini
sürdürdü.

Tarihte bir önemli insanlar olmuştur, bir de değerli… Önemli
insanlar makam mansıplarıyla önemlidirler. Makamları gidince önemleri de
gitmiştir. Ama değerli insanlar öldükten sonra bile kıymetleri
bilinmiş, hep hayırla yad edilmişlerdir. İşte Bediüzzaman bu değerli
insanlardandır. Bugün buradaki bu tablo da bunun ispatıdır.

Prof. Dr. Mehmet Görmez (Diyanet İşleri Başk. Yard.): 100 sene
önce “Henien leküm” diye sesleniyor Bediüzzaman. Ne demek bu? Yani
“Kutlu olsun, mübarek olsun, tebrik ederim” demek. Zamanındaki insanlar
onu anlamayınca, o da mazi derelerinden “telsiz telgrafla” istikbale,
bizlere böyle sesleniyor. Bizim şimdiki hizmetimizi tebrik ve takdir
ediyor yani.

Bana “Bütün bu yaşanan güzel tabloları tek bir cümle ile
özetleyin” deseniz Bediüzzaman’ın şu cümlesini zikrederim: “Nev-i
beşerdeki hikmet-i ezeliyenin sırrının tahakkuk etmesi.” Çünkü o Rus
polisiyle arasında geçen diyalogda da o müjdeyi vermişti: Müslümanlar
inşallah “nev-i beşerdeki hikmet-i ezeliyenin sırrını tahakkuk
ettireceklerdir.” Kur’ân’ın nüzulünün 1400. Sene-i devriyesini idrak
ediyoruz. Ne demişti Bediüzzaman: “Mariz bir asrın, hasta bir unsurun,
alil bir uzvun reçetesi ittiba-ı Kur’ân’dır.”

Bir Diyanet Camiası üyesi olarak çok dikkatimi çeken bir
tespitimi, duygumu da paylaşmak istiyorum: Diyanetin arşivlerine baktık.
Risale-i Nurlar geçmişte çok defa mahkemelere verilmiş, Diyanet’ten de
bilirkişi raporu istenmiş ve Diyanet de raporlar vermiş. Ne mutlu ki,
bugüne kadar Diyanet’ten Risale-i Nurlar hakkında verilen 17 adet
bilirkişi raporunun hiçbirinde Risale-i Nurların aleyhinde tek bir cümle
bile sarfedilmemiş. Bunu, Diyanet’in tarihçesine bir şeref levhası
olarak geçmek gerekiyor.

İSMAİL TEZER

SEMPOZYUMDAN NOTLAR...





04.10.2010











"İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."
'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz.'
"İnsanlara teşekkür etmeyen, ALLAH'a da şükretmez.!"
'Bırak bîçare feryâdı, Bîçare S.V.

3

04.10.2010, 07:48

Çok güzel bir organizasyon olmuştu.
Devlet büyüklerinin üstadımız hakkındaki konuşmaları etkileyiciydi.
Bu tip organizasyonlar Yeni Asya ile gelişmeye uğradı.

Yeni Asya'nın varlığı sayesinde Risale-i Nurlar halka halka yayılacaktır İnşallah.

recep1

Orta Düzey

  • "recep1" bir erkek

Mesajlar: 390

Konum: BORNOVA/ıZMıR

Meslek: Emekli

Hobiler: Kitap okumak,

  • Özel mesaj gönder

4

04.10.2010, 21:46

Çok güzel bir program oldu. Düzenliyenlerden Allah razı olsun.
İmandan sonra en yüksek hakîkat Namazdır.

BEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ

Bu konuyu değerlendir