Giriş yapmadınız.

1

23.06.2010, 12:19

BAŞKONUŞ OKUMA PROĞRAMLARI

YENİ ASYA GAZETESİ YAZARLARINDAN LATİF SALİHOĞLU BAŞKONUŞ YAYLASINDAYDI

Yeni Asya Kahramanmaraş temsilciliğinin organize ettiği ‘’ Başkonuş Okumaları’’nın bir yenisi daha gerçekleştirildi.
Başkonuş yaylasında bir hafta boyunca gerçekleştirilen etkinliklere Gazetemiz yazarlarından Latif Salihoğlu’da iştirak etti.
Etkinliğe gelişinde , Yeni Asya vakfı folklor ekibinin gösterileriyle karşılanan Salihoğlu gördüğü ilgi ve alakadan son derece memnun olduğunu söyledi.
Organizenin son gününde Gaziantep Yeni Asya Okuyucularının da katıldığı proğramda Latif Salihoğlu bir seminer verdi.
Risale-i Nurlar’da Hürriyet, demokrasi, siyaset , mehdiyet gibi konuların yanında güncel olaylarında değerlendirdiği seminer oldukça istifadeli geçti.
Salihoğlu seminerinde özetle , Ezanın , Kur’an’ın yasaklandığı İslami şeairlerin ortadan kaldırıldığı ortamlarda Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi’nin bu yasaklara kesinlikle uymadığını , tek başına ve etrafındaki talebeleriyle İslami şeairleri uyguladığını anlatan Latif Salihoğlu Hilafetin Üstadımızla devam ettiğini ve bu vazifeyi Bediüzzaman’ın deruhte ettiğinin altını çizdi.
Risale-i Nur açısından bu asrın enaniyet asrı olduğunu söyliyen Salihoğlu , enaniyetin bir çok çeşidinin olduğunu , bunların ; milli enaniyet , kabile enaniyeti , aile enaniyeti , büyük şehir enaniyeti , zenginlik enaniyeti gibi türlerinin olduğunu söylerken Milli enaniyetin bir fitne olduğunu ve bu fitneyi de ancak Risale-i Nur ve talebelerinin önleyebileceğini belirtti.
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in ( A.S.V ) etrafında Hz. Ebubekir (R.A ) gibi varlıklı olanların sayısının ilk halka itibarıyle az olduğunu kahir ekseriyetin fakir olduğunu anlatan Salihoğlu , Müslümanların Habeşistana gerçekleştirdikleri ilk hicrette , Müslümanlarla Habeş kralı arasında geçen konuşmayı naklettikten sonra , Habeş kralının manidar sorusunu gündeme getirdi.
Habeş kralı Necaşi’nin gelen heyete O’nun etrafındakiler varlıklı kimseler mi , fakir kimseler mi diye sorduğunu ; fakir kimseler cevabını alınca da O’nun Dini haktır cevabını verdiğini anlatan Latif Salihoğlu ; her türlü enaniyetimizi şahs-ı manevi havuzunda eritmemiz gerektiğinin altını çizdi.
Sırren tenevveret ve tevafuk’un Risale-i Nurlar’da çok geniş bir yelpazede işlendiğinin de altını çizen Salihoğlu , tevafukun , ittifaka işaret ettiğini, ne kadar çok tevafuk o kadar çok ittifak dedi.
Tevafukların ihtiyar ve iktidar haricinde husule geldiğini belirten yazarımız , Üstadımız Hz. lerinin ‘’ Tevafuklar hizmetimizin makbuliyetine bir işarettir. ‘’ dediğini belirterek , tevafukları yapan ve veren Cenab-ı Hak olduğuna göre bu bizim davamızın hakkaniyetine bir delildir dedi .
Latif Salihoğlu ayrıca ; Üstadımız Said Nursi’nin şehir ve bölge kavramlarıyla ‘’ lokalize ‘’ edilemeyeceğini de özellikle vurgulayarak , O’nun Kur’ani mesajlarının evrensel olduğunu , Üstadımızın mesajını Araplara’da , Türklere de , Kürtlere de ve tüm insanlığa ulaştırdığını söyledi. ‘’ Bitlis’li Said Nursi ‘’ gibi tabirlerin Bediüzzaman’ı dar bölgelere hapsederek O’nu lokalize ettiğini anlatan Latif Salihoğlu ; Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi’nin evrensel bir şahsiyet olduğunu vurguladı.
Seminerde kendisine gelen soruları da cevaplandıran Latif Salihoğlu bu tesanüd ve ittifakımızın hiç bozulmayarak ilelebed devam etmesi temennisiyla seminerine son verdi.

Bu konuyu değerlendir