Giriş yapmadınız.

Bîçare S.V.

Profesyonel

  • "Bîçare S.V." bir erkek
  • Konuyu başlatan "Bîçare S.V."

Mesajlar: 712

Konum: İstanbul/ Çamlıca

Meslek: Gazeteci/ Arşiv-Kütüphane

Hobiler: Kitap okuma (Sesli)

  • Özel mesaj gönder

1

22.02.2010, 08:33

“*HSYK Mesleğe Dönmemi Niye Engelliyor”

“HSYK MESLEĞE DÖNMEMİ NİYE ENGELLİYOR?”



Kenan Evren hakkında iddianame hazırladığı için meslekten ihraç
edilen eski Savcı Sacit Kayasu, hakkındaki bu karardan dolayı
Türkiye'nin AİHM'de 41 bin euro cezaya çarptırıldığını söyledi. Kayasu,
“Daha ortada fol yok yumurta yokken Erzurum savcıları hakkında hemen
toplanıp karar alan HSYK, benim mesleğe alınmam konusunda toplanıp
neden karar almıyor?” diye sordu.

SİYASî İKTİDAR HSYK'YA DEMELİ Kİ...

Kayasu şöyle konuştu: “Siyasî iktidar HSYK'ya şunu demeli: Ben
senin yüzünden bu kadar tazminat ödedim. Bu tazminatı sana
ödettiriyorum. Bu adamı mesleğe alacaksın. Bu adam gibi kişileri
sorgusuz, sualsiz görevden almamak için tahkikat yapacaksın. Ondan
sonra, varsa suçu, o zaman görevden alacaksın. Kararları da
oybirliğiyle alacaksın.”

HSYK, AİHM’i de dinlemiyor

12 Eylül derbesini gerçekleştiren Kenan Evren hakkında iddianame
hazırladığı için meslekten ihraç edilen eski Savcı Sacit Kayasu,
hakkındaki bu karardan dolayı Türkiye’nin AİHM’de 41 bin euro cezaya
çarptırıldığını söyledi. Kayasu, “Daha ortada fol yok yumurta yokken
Erzurum savcıları hakkında hemen toplanıp karar alan Hakimler ve
Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK), benim mesleğe alınmam konusunda
toplanıp neden karar almıyor?” diye sordu.

İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde düzenlenen “Yargı Reformu
Sempozyumu”na katılan eski Savcı Sacit Kayasu, HSYK’nın Erzurum’daki
savcıların yetkilerinin alınmasını “hukuksuzluk” olarak değerlendirdi.
Kayasu, şunları söyledi:

“Şu anda Türkiye, iki yüzlülük, kirlenmişlik yaşıyor. Bu
Ergenekon türü dâvâların görülmesi bu kirlenmişliklerin önüne geçmek
içindir. Geçmişte yaşanılan kirlenmişlikleri ortaya çıkarıp tertemiz
bir Türkiye’nin önünü açmak içindir. Ergenekon terör örgütü dâvâsının
bunun için destekçisiyim. Herşeye rağmen bu memlekette vazifesini dört
dörtlük yapmak isteyen, hiçbir şeyden korkmayan hakim ve savcılarımız
var. Onlara teşekkür ediyorum. Bu kriz son değildir. İlk benimle
başladı. HSYK Erzurum savcılarını niye görevden aldı? Görevini kötüye
kullandı diye. Aynı HSYK yetkisini kötüye kullanarak benim görevime son
verdi. Önce açığa aldı, sonra meslekten ihraç etti. Hakkımdaki
soruşturma 1 Nisan’da müfettiş görevlendirmesiyle başladı. Fakat 19
Nisan’a kadar ben açığa alınmadım. 19 Nisan’da Genelkurmay Başkanı’nın
şikâyeti üzerine açığa alındım. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiç
kimsenin başına gelmeyen birşey oldu; 3 yıl boyunca açıkta kaldım. Siz
hangi yetki ile hangi sıfatla bir savcıyı görevden alırsınız? Ergenekon
savcıları bugün yapılmış olan bir darbeyi değil, planlanan darbeyi
soruşturuyor. Halbuki ben gerçekleşmiş darbeyi sorguladım. HSYK Erzurum
savcılarının yetkisini aldı. Niye? yetkilerini aştı diye. Peki aynı
HSYK benim iddianamem işleme konulmazken neredeydi? Benim iddianameme
takipsizlik veren başsavcı görevi kötüye kullanmamış mıydı? Bir
savcının iddianamesinin başsavcı tarafından takipsizlik kararıyla
ortadan kaldırması mümkün müdür? Bu hukukun resmen çiğnenmesi, ayaklar
altına alınmasıdır. Bugün tutuklama kararına karşı çıkan çevreler o
zaman neredeydi? HSYK hesap vermediği için bu kriz son olmayacaktır.”

“HSYK HÂLÂ AYNI HATALARINA DEVAM EDİYOR”

HSYK kararından dolayı Türkiye’nin AİHM’de 41 bin euro cezaya
çarptırıldığını kaydeden Kayasu, “HSYK hala aynı hatalarına devam
ediyor. Devlet aldığım tazminatı onlardan almış olsaydı bu tür olaylar
yaşanmayabilirdi. Daha ortada fol yok yumurta yokken Erzurum savcıları
hakkında hemen apar topar toplanıp karar alan HSYK, benim mesleğe
alınmam konusunda toplanıp neden karar almıyorlar? Bu yetkinin kötüye
kullanılması değil midir? Sen sana herhangi bir tahkikat, şikâyet
gelmediği halde orada savcıyı görevden alıyorsun, öbür taraftan haksız
yere görevinden alındığı ispat edilen, AİHM’in kabul etmesine rağmen bu
savcıyı niçin mesleğine geri almıyorsun? Asıl yüz karası, asıl yargıda
deprem budur. HSYK görevini ısrarla yapmamaya devam ediyor” diye
konuştu.

“SİYASÎ İKTİDAR HSYK’YA DEMELİ Kİ...”

“HSYK’nın bundan sonra bu tip kararlar almaması için yapılması
gerekenler nedir?” şeklindeki soruya Kayasu, “Siyasî iktidar direnç
göstermelidir. Siyasî iktidar HSYK’ya şunu demeli; ‘ben senin yüzünden
AİHMe tazminat ödedim. Bu tazminatı sana ödettiriyorum. Bu adamı
mesleğe alacaksın. Bu adam gibi kişileri sorgusuz, sualsiz görevden
almaman için tahkikat yapacaksın. Ondan sonra varsa suçu o zaman
görevden alacaksın. Kararları da oy birliğiyle alacaksın. Ben şu anda
avukatlık dahi yapamıyorum. 11 yıldır hiçbir şey yapamıyorum. Beni 11
yıldır canlı canlı gömdüler. Buna kimin hakkı var? Benim tek anladığım,
elimden gelen tek şey; hukuktur. Hukuk müşavirliği yapmamı engelle,
avukatlık yapmamı engelle, savcılık yaptırma, ne yapayım? Cinayet mi
işleyeyim? Gasp mı yapayım? Hırsızlık mı yapayım? Eğer emekli
olmasaydım bunlardan birisini yapacaktım” ifadelerini kullandı.



Gündemin nabzını tutmak için tıklayın!
[url]www.sentezhaber.com
[/url]






22.02.2010











"İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."
'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz.'
"İnsanlara teşekkür etmeyen, ALLAH'a da şükretmez.!"
'Bırak bîçare feryâdı, Bîçare S.V.

Bîçare S.V.

Profesyonel

  • "Bîçare S.V." bir erkek
  • Konuyu başlatan "Bîçare S.V."

Mesajlar: 712

Konum: İstanbul/ Çamlıca

Meslek: Gazeteci/ Arşiv-Kütüphane

Hobiler: Kitap okuma (Sesli)

  • Özel mesaj gönder

2

27.02.2010, 13:47


Or hukuku

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’u kutlamalıyım. Tereyağından kıl çeker gibi komutanlarını yargıçların elinden çekti aldı.

Kozmik odadaki aramaların kendi izniyle gerçekleştiğini belirtip
“Yoksa nah alırlardı” diyen Başbuğ’un ne kadar haklı olduğunu gördük.

Zaten benim tezim de bu yöndedir. Türkiye’de hukukun gücü değil güçlülerin hukuku olduğunu söyler, yazar dururum.

Hatta geçen yıl CNN Türk’teki Reha Muhtar’ın programında
Ergenekon soruşturmasında mesafe kat edilmesinin devlet zirvesindeki
zımni mutabakata bağlı olduğunu belirtirken, “Genelkurmay istemese o
askeri tesislerde tavuk bile alamazsınız” dediğimde gülmüşlerdi.

Yaşananlara bakınca orgeneral ve oramirallerin özel bir durumu
olduğunu anladık. Önceki akşam tüm orgeneral ve oramirallerin
toplanması gibi...

Örgüt üyesi olmakla suçlanan Binbaşı Zekeriya Öztürk ve
Yüzbaşı Fikret Emek, hala cezaevinde. Örgütün en tepe yöneticileri
olmakla suçlanan Orgeneraller Hurşit Tolon ve Şener Eruygur dışarıda.

Darbe günlükleri yüzünden Gazeteci Mustafa Balbay içeride.
Özden Örnek günlüklerinde geçen tüm komutanlar serbest. Bırakın
mahkemeyi henüz savcılık aşamasında serbest bırakıldılar.

Balyoz Darbe Planı nedeniyle gözaltılar oldu. Planın alt
kademesindeki subaylar tutuklandı, Orgeneraller Ergin Saygun, İbrahim
Fırtına ve Oramiral Özden Örnek ifadeleri alındıktan sonra tutuklamaya
gerek görülmedi.

Sırada Balyoz’ın 1 Numarası olmakla suçlanan Orgeneral Çetin
Doğan var. Onun durumu bugün netleşecek. Bakalım, o da diğer
orgeneraller gibi salıverilecek mi?

Hatırlayacaksınız, Ergenekon’da 10. dalgada gözaltına alınan Orgeneral Tuncer Kılıç da serbest bırakılmıştı.

Bir başka gelişme Erzurum-Erzincan hattında yaşandı. Orgeneral
Saldıray Berk’in ifadesini almaya giden savcılar kışlanın kapısından
çevrildi, sonra o savcılar HSYK tarafından topluca görevden alındı.

Şimdi?

Saldıray Berk’e gönderilen ifade fezlekesi rafa kaldırıldı.
Yeniden ifadesine ihtiyaç olup olmadığına sonra karar verilecek.
İfadesi alınsa bile fazlaca ehemmiyetinin olmadığı malumlarınızdır.

Şemdinli Dosyası’nda Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın nasıl koruma
ve kollama altına alındığını herhalde anlatmaya gerek yok. Savcı Ferhat
Sarıkaya, hukuk diplomasını bile kaybetti.

Or’lar toplandı, Or’lar yırttı, gerçekten nah aldılar. Ergenekon ve Balyoz’un zencilerine Or olsun.

ÇANKAYA’DA ÜÇLÜ ZİRVE

Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’in başbakan yurtdışındayken
Genelkurmay’la Balyoz mekiği dokuyarak soyunduğu arabuluculuk girişimi
sonuçsuz kalınca, devreye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül girdi.

Çiçek’in “Başbakan Vekili” sıfatıyla, başbakanın bilgisi
olmadan ve Genelkurmay’dan herhangi bir talep gelmeden, bir yerde
durumdan vazife çıkararak Genelkurmay karargâhına gitmesi, ardından
Çankaya’dan randevu talep etmesi şık değildi.

Nitekim Gül, Genelkurmay görüşmesinin ardından randevu
istendiğini öğrenince iptal ederek tavır koydu. Doğrusu da budur.
TSK’nin başkomutanı olarak, ortada rahatsızlık varsa tespiti için bir
aracıya ihtiyaç yoktu. (...)

Cumhurbaşkanı, haftalık olağan görüşme gününü fırsat bilerek
ikili görüşmeleri üçlü zirveye dönüştürdü. “Eğer problem varsa oturup
birlikte konuşalım” demeye getirdi. Çatışma görüntüsünden uzak
kamuoyuna pozitif mesaj verme bakımından değerlendirildiğinde yerinde
bir hamle olduğu düşünülebilir.

Tüm iyi niyetli girişime rağmen, üçlü fotoğrafın negatif
unsurlar içerdiği gerçeği de unutulmamalıdır. Yargıda devam eden bir
operasyonu, sivil ve askeri otoritenin başkomutanın moderatörlüğünde
ele almasının mahsurlu yanları yok mudur?

Balyoz soruşturmasının sonucuna bakın, anlarsınız. Yargıya
baskı yapmak için mutlaka telefon etmek veya kurye göndermek gerekmez.
Toplantının varlığı bile mesaj niteliği taşır. Yoksa “Biz Or’lar
toplandık” denir miydi?

Şamil Tayyar, Star, 26 Şubat 2010




"İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."
'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz.'
"İnsanlara teşekkür etmeyen, ALLAH'a da şükretmez.!"
'Bırak bîçare feryâdı, Bîçare S.V.

Bu konuyu değerlendir