Giriş yapmadınız.

Bîçare S.V.

Profesyonel

  • "Bîçare S.V." bir erkek
  • Konuyu başlatan "Bîçare S.V."

Mesajlar: 712

Konum: İstanbul/ Çamlıca

Meslek: Gazeteci/ Arşiv-Kütüphane

Hobiler: Kitap okuma (Sesli)

  • Özel mesaj gönder

1

05.12.2009, 08:33

Sa’y ile sermaye mücadelesinde çare

Âyet-i Kerime Meâli



Allah’ın mescidlerinde Allah’ın adının anılmasına mani olan ve
mescidleri tahribe çalışan kimseden daha zâlim kim vardır? (...)
Dünyada onlar için bir rezillik, ahirette ise pek büyük bir azap
vardır.




Bakara Sûresi: 114



05.12.2009


Sa’y ile sermaye mücadelesinde çare



Arkadaş! Heyet-i içtimâiyenin hayatını koruyan intizamın en büyük
şartı, insanların tabakaları arasında boşluk kalmamasıdır. Havas kısmı
avamdan, zengin kısmı fukaradan hatt-ı muvasalayı kesecek derecede
uzaklaşmamaları lâzımdır. Bu tabakalar arasında muvasalayı temin eden
zekât ve muavenettir. Halbuki vücub-u zekât ile hurmet-i ribaya müraat
etmediklerinden, tabakalar arası gittikçe gerginleşir, hatt-ı muvasala
kesilir, sıla-i rahim kalmaz. Bu yüzdendir ki, aşağı tabakadan yukarı
tabakaya ihtiram, itaat, muhabbet yerine ihtilâl sadaları, haset
bağırtıları, kin ve nefret vaveylaları yükselir. Kezalik, yüksek
tabakadan aşağı tabakaya merhamet, ihsan, taltif yerine zulüm ateşleri,
tahakkümler, şimşek gibi tahkirler yağıyor.


İşârâtü’l-İ’câz, s. 49, (yeni tanzim, s. 79)

***

“Şu âlemin ihtilâli nedir?”

“Sa’yin sermaye ile mücadelesidir.”

“Acaba ikisini barıştırmak çaresi yok mudur?”

“Evet, vücub-i zekât ve hurmet-i riba, karz-ı hasen şerait-i
sulhiyedir. Şu riba taşını altından çeksek, şu zalim medeniyet kasrı
çökecektir.”


Eski Said Dönemi Eserleri, Rumuz, s. 513

***

İşârâtü’l-İ’câz’da ispat edildiği gibi, bütün ihtilâlât-ı
beşeriyenin mâdeni bir kelime olduğu gibi, bütün ahlâk-ı seyyienin
menbaı dahi bir kelimedir.


Birinci Kelime: “Ben tok olayım, başkası açlıktan ölse, bana ne.”

İkinci Kelime: “Sen çalış, ben yiyeyim.”

Evet, hayat-ı içtimâiye-i beşeriyede havâs ve avâm, yani zenginler
ve fakirler, muvâzeneleriyle rahatla yaşarlar. O muvâzenenin esâsı ise,
havâs tabakasında merhamet ve şefkat; aşağısında, hürmet ve itaattir.


Şimdi, birinci kelime havâs tabakasını zulme, ahlâksızlığa,
merhametsizliğe sevk etmiştir; ikinci kelime avâmı kine, hasede,
mübârezeye sevk edip, rahat-ı beşeriyeyi birkaç asırdır selb ettiği
gibi; şu asırda, sa’y, sermâye ile mübâreze neticesi, herkesçe mâlûm
olan Avrupa hâdisât-ı azîmesi meydana geldi.


İşte, medeniyet, bütün cemiyât-ı hayriye ile ve ahlâkî mektepleriyle
ve şedid inzibat ve nizâmâtıyla, beşerin o iki tabakasını musâlâha
edemediği gibi, hayat-ı beşerin iki müthiş yarasını tedâvi edememiştir.
Kur’ân, birinci kelimeyi esâsından vücûb-u zekât ile kal’ eder, tedâvi
eder; ikinci kelimenin esâsını hurmet-i ribâ ile kal’ edip, tedâvi
eder. Evet, âyet-i Kur’âniye, âlem kapısında durup, ribâya “Yasaktır!”
der. “Kavga kapısını kapamak için, ribâ kapısını kapayınız!” diyerek,
insanlara ferman eder. Şâkirdlerine, “Girmeyiniz!” emreder.




Sözler, s. 373, (yeni tanzim, s. 661)



http://www.yeniasya.com.tr/2009/12/0...ka/default.htm

"İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."
'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz.'
"İnsanlara teşekkür etmeyen, ALLAH'a da şükretmez.!"
'Bırak bîçare feryâdı, Bîçare S.V.

Bîçare S.V.

Profesyonel

  • "Bîçare S.V." bir erkek
  • Konuyu başlatan "Bîçare S.V."

Mesajlar: 712

Konum: İstanbul/ Çamlıca

Meslek: Gazeteci/ Arşiv-Kütüphane

Hobiler: Kitap okuma (Sesli)

  • Özel mesaj gönder

2

05.12.2009, 08:35

ZENGİN 14 MİLYON KİŞİ GELİRİN YARISINI ALIYOR

"Evet, âyet-i Kur’âniye,
âlem kapısında durup, ribâya “Yasaktır!” der. “Kavga kapısını kapamak
için, ribâ kapısını kapayınız!” diyerek, insanlara ferman eder.
Şâkirdlerine, “Girmeyiniz!” emreder. "



Sözler, s. 373, (yeni tanzim, s. 661)

*************


[En güzel cevap yine Bediüzzaman'dan]

ZENGİN 14 MİLYON KİŞİ GELİRİN YARISINI ALIYOR

Türkiye-Kamu
Sen’in hazırlattığı “Gelir Dağılımının İyileştirilmesi Sorunu ve
Politikalar’’ adlı raporuna göre Türkiye, OECD ülkeleri arasında gelir
dağılımının en bozuk olduğu üçüncü ülke durumunda. Türkiye’de halen en
düşük gelire sahip 14 milyon kişi, toplam gelirin yalnızca yüzde
6,1’ini paylaşırken, en yüksek gelirli 14 milyon kişi ise toplam
gelirin yüzde 44,4’ünü alıyor.


UÇURUM ARTARSA SOSYAL PATLAMALAR

YAŞANIR



Türkiye’de en düşük gelirli grup ile en yüksek gelirli grup arasında
yaklaşık 7,3 kat fark bulunduğu vurgulanan raporda, uluslararası bilim
çevrelerine göre, bu farkın 8 kat olması durumunda ülkede sosyal
patlamalar yaşandığına işaret edildi. “Türkiye, 7,3 kat farkla son
derece kritik bir eşikte bulunuyor’’ denilen raporda, yoksulluk
oranlarına da dikkat çekildi.




Gelir uçurumu derinleşiyor



TÜRKİYE Kamu-Sen Araştırma Geliştirme Merkezi’nin hazırladığı
‘’Gelir Dağılımı’nın İyileştirilmesi Sorunu ve Politikalar’’ raporuna
göre Türkiye, OECD ülkeleri arasında gelir dağılımının en bozuk olduğu
üçüncü ülke durumunda. Türkiye-Kamu Sen’den yapılan yazılı açıklamada,
Türkiye’de halen en düşük gelire sahip 14 milyon kişinin, toplam
gelirin yalnızca yüzde 6,1’ini aldığı ifade edilerek, en yüksek gelirli
14 milyon kişinin ise toplam gelirin yüzde 44,4’ünü aldığı belirtildi.


Açıklamada, OECD ülkeleri arasında gelir dağılımı bozukluğunda
Türkiye’nin üçüncü sırada bulunduğu kaydedildi. Türkiye’de en düşük
gelirli grup ile en yüksek gelirli grup arasında yaklaşık 7,3 kat fark
bulunduğu vurgulanan açıklamada, uluslararası bilim çevrelerine göre,
bu farkın 8 kat olması durumunda ülkede sosyal patlamalar yaşandığına
işaret edildi. Açıklamada, ‘’Buna göre Türkiye, 7,3 kat farkla son
derece kritik bir eşikte bulunuyor’’ denildi.


Araştırmanın sonuçlarına göre, ülkelerdeki yoksulluk oranlarının da
oldukça dikkat çektiği kaydedilen açıklamada, araştırmaya göre
yoksulluk oranları bakımından da Türkiye’nin OECD içinde en yüksek
oranlardan birine sahip olduğunun görüldüğü ifade edildi. Buna göre,
Danimarka’da nüfusun yalnızca yüzde 2,1’i, Norveç’te yüzde 2,9’u,
İsveç’te yüzde 3,2’si, Çek Cumhuriyeti’nde yüzde 5,6’sı, Almanya’da
yüzde 10,4’ü Yeni Zelanda’da 13,6’sının yoksulluk sınırının altında
kaldığı vurgulanan açıklamada, bu rakamın Türkiye’de yüzde 17,11,
ABD’de yüzde 18,4 ve Meksika’da da yüzde 21,3 olarak tespit edildiği
belirtildi.


Açıklamada, ‘’Türkiye, OECD içinde yoksulluğun en yüksek olduğu
üçüncü ülke konumunda. Açıklanan son enflasyon rakamlarına göre, Kasım
ayında enflasyonun yüzde 1,29 olarak tespit edilmesi ve zorunlu tüketim
harcamalarında yaşanan fiyat artışları, yoksulluk oranlarını biraz daha
arttırdı’’ tesbitinde bulunuldu.




05.12.2009
http://www.yeniasya.com.tr/2009/12/05/ekonomi/h2.htm













__________________
"İyyake nâ'büdü ve İyyake nesteîn."
'Ancak Sana kulluk eder, ancak Senden yardım dileriz.'
"İnsanlara teşekkür etmeyen, ALLAH'a da şükretmez.!"
'Bırak bîçare feryâdı, Bîçare S.V.

3

05.12.2009, 18:02

Hem para bağışlamak, hem kârından vazgeçmek. Bunları tutmakta haksız da olsa...
Vicdan olmayınca ne kadar zor geliyordur değil mi?

Sen çalış ben yiyeyim, siz yemeyin bize kalsın mantığıyla zaten dünyada milyarlarca insan yoksulluğa mahkum ediliyor. Az bir kısım büyük lüks yaşasın diye, büyük çoğunluk açlık ve sefalet içinde, ve o lüks içinde yaşayanların da umurunda değil.

Uluslararası ekonomi, para sistemleri kullanılıyor insanlar ekonomik kumpasa alınmak için. Toprakları verimli, bereketli, yağış da alan, suyu da olan yerler de olsa, bakıyorsun ki insanlar aç yatıyor. Bin değil, yüz bin değil, milyonlar her ülkede.

İş kavramı, aş kavramı, zenginlik kavramı değişti, bir kısım insanın hepsini elinde tutabileceği hâle geldi.... Onlar da vicdansız olunca, olacaklar bunlardır.
Hayat, kurgudan daha acayiptir.

Benzer konular

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir