Giriş yapmadınız.

1

14.10.2009, 08:50

İfade özgürlüğü yasal düzenlemelerle kısıtlanıyor


İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ YASAL DÜZENLEMELERLE KISITLANIYOR




AB Komisyonu, bugün açıklayacağı İlerleme Raporunda Türkiye'de ifade özgürlüğünü kısıtlayan birçok yasal düzenleme bulunduğunu bildirecek. Rapor taslağında, "Türkiye'deki yasaların ifade özgürlüğü için yeterli güvence sağlayamadığı ve bunun sonucunda, savcı ve yargıçların genelde kısıtlayıcı yorumları tercih ettikleri" dile getirilirken, TCK 301 ve 216. maddeler de örnek veriliyor.

ATATÜRK'Ü KORUMA VE TÜRK HARFLERİ KANUNLARI

Belgede, sorunlu kanun maddeleri sıralandıktan sonra, “Bunlara ilâveten, Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkında kanun ve Türk harflerinin kabul ve tatbiki hakkında kanuna dayanılarak yargılamalar ve mahkûmiyetler devam ediyor. Gazeteciler, yazarlar, yayıncılar, siyasetçiler, akademisyenler soruşturulma, yargılanma, mahkûmiyet ve hapsedilme riski altında” deniliyor.

AVRUPA Birliği (AB) Komisyonu, bugün açıklayacağı İlerleme Raporu’nda Türkiye’de ifade özgürlüğünü kısıtlayan birçok yasal düzenleme bulunduğunu bildirecek. İlerleme Raporu taslağında, “Türkiye’deki yasaların ifade özgürlüğü için yeterli güvence sağlayamadığı ve bunun sonucunda, savcı ve hakimlerin genelde kısıtlayıcı yorumları tercih ettikleri” dile getiriliyor. Taslak metinde, ifade özgürlüğünü kısıtlayan yasalar arasında Atatürk’ü Koruma Kanunu da anılıyor.

Yapılan değişikliğe rağmen Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 301’inci maddesine dayanılarak hâlâ soruşturma ve yargılamaların devam ettiği aktarılan raporda, TCK’da ifade özgürlüğünü kısıtlayan diğer maddeler arasında namus suçları, (125’ten 131’e kadar) kamu düzeni, (214, 216, 217, 218, 220) devletin güvenliği (312, 314) ve müstehcenlik (226) sayılıyor.

Taslak AB belgesinde, “Bunlara ilâveten, halkı askerlikten soğutmayı düzenleyen TCK’nın 318’nci maddesi yanında Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkında kanun ve Türk harflerinin kabul ve tatbiki hakkında kanuna dayanılarak yargılamalar ve mahkûmiyetler devam etmektedir. Bu yasal belirsizlik sebebiyle gazeteciler, yazarlar, yayıncılar, siyasetçiler, akademisyenler ve diğerleri soruşturulma, kovuşturulma, yargılanma, mahkûmiyet ve hapsedilme riski altındadırlar ve bu nedenle otosansür yapmak zorunda kalabilirler” deniliyor.

Raporda, yasal kısıtlamalara rağmen basında “Kürt sorunu, azınlık hakları, ordunun rolü ve Atatürk’ün mirası gibi Türk kamuoyunda hassas kabul edilen birçok konuda yoğun tartışmalar yaşandığı” ve “200 Türk aydını” tarafından 1915 olaylarıyla ilgili özür için başlatılan sanal imza kampanyasına 30 bine yakın katılım olduğu ve devamında geniş bir tartışma başladığı hatırlatılıyor. Brüksel / aa

“GÜLSÜM” İNEK SÜRGÜN EDİLMİŞTİ

MALATYA'NIN Yeşilyurt ilçesine bağlı Kadiruşağı Köyünde ‘’Gülsüm’’ adı verilen inek, sahibinin elinden kaçarak ilköğretim okulunun bahçesindeki Atatürk büstünü kırınca, Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından soruşturma açılmış, olayla ilgili köylülerin de ifadesi alınmıştı. İneğin sahibi, ceza alma korkusuyla Gülsüm’ü İnekpınarı mezrasındaki bir yakınına değerinin çok altında bir bedelle vermişti.

14.10.2009
Yeni Asya

2

14.10.2009, 08:53

Ne de olsa bir gün tartışılacak


Ne de olsa bir gün tartışılacak


Ağır aksak da olsa Avrupa Birliği üyeliği yolundaki ilerleyiş devam ediyor. Bu yoldaki engeller, daha çok Avrupa’dan gelen rüzgârla açılıyor. AB’nin Türkiye ile ilgili olarak bugün yayınlanması beklenen “İlerleme Raporu”nda da bu rüzgârın izleri olduğu açıklandı.


Yayınlanması beklenen “İlerleme Raporu”nda Türkiye’de ifade özgürlüğünü kısıtlayan birçok kanunî düzenleme bulunduğu bildirilecekmiş. Bugün itibarıyla ifade özgürlüğünü sınırlayan düzenlemeler olduğuna bizzat şahidiz, çünkü gazetemizde yayınlanan bazı haber ve yazılar hakkında hâlâ dâvâlar açılıyor. Tabiî karikatürler hakkında açılan dâvâları da hatırlamak lâzım. Açılan bazı dâvâların konusunu öğrenen gazeteci, hukukçu ya da başka meslek mensubu olanlar şaşırmakla kalmıyor, adeta şok oluyor ve “Bu konuda da dâvâ açılır mı?” diye hayretlerini ifade ediyorlar. Biz de “Açılmaması lâzım, ama maalesef açılıyor” demekten kendimizi alamıyoruz.

AB’nin İlerleme Raporu’yla gündeme getirdiği ve ifade özgürlüğünü engellediği belirtilen kanunlardan biri de kamuoyunda “Atatürk’ü Koruma Kanunu” olarak bilinen kanun. 31/07/1951 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren “Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkındaki Kanun” aslında 5 kısa maddeden (2’si ‘suçlar’ı tarif ediyor, 3 madde de yürürlük tarihi gibi ‘teknik’ konuları düzenlemiş) meydana geliyor. Bu ‘kısa maddeler’in uygulamada büyük sıkıntılara maruz kaldığına yakın tarih şahittir. Öyle ki, yakın zaman önce “Gülsüm” adlı bir ‘inek’ hakkında (daha doğrusu sahibi hakkında) bu kanun maddelerine istinaden soruşturma açılmıştı! Çünkü iddiâya göre “Gülsüm inek” Malatya’nın Kadiruşağı Köyü’ndeki İlköğretim Okulunun bahçesine girmiş ve oradaki büstü kırmıştı! İneğini korumak isteyen sahibi de “Gülsüm”ü komşu köye sürgüne göndermeyi tercih etmişti. (Merak edenler “Gülsüm inek”i google’a sorabilir.)

AB’nin “Türkiye’de ifade özgürlüğünü kısıtlayan kanun maddeleri” arasında saydığı bu kanun değiştirilirse, belki de fıkraları aratmayacak bu garip hareketler yaşanmayacak.

“İlerleme Raporu”nda ‘ifade özgürlüğünü kısıtlayan kanunlar’ olarak sıralananlar elbette sadece bu kanun değil. Başka kanunlar da bu listede yer alıyor. Kimi haklı kimi de haksız talepler olarak görülebilir, ama nihayetinde bu konular bir şekilde Türkiye’nin gündemine gelecek. Kanun Numarası 5816 olan “Atatürk’ü Koruma Kanunu” ise zaten Türkiye’nin gündeminde. Geçmiş yıllarda da bu konu çok tartışıldı ve büyük ölçüde de “Bu kanun ifade özgürlüğünü engelliyor, kişiyi koruyan kanun olmaz, dünyada eşi benzeri yok” gibi kanaatler dile getirilmişti. Fakat araya giren bazı ihtilâl ve ‘süreç’ler bu tartışmaları örttü, gizledi ya da ötelemiş oldu.

Bu bakımdan AB İlerleme Raporu vesilesiyle bu konuların yeniden gündeme gelmesi dikkat çekicidir. Elbette bu gündeme gelişten rahatsız olanlar olacak. Ama hakikatlerin uzun süre gizli kalması mümkün olmadığına göre Türkiye’nin bu meseleleri görmezden gelmesi de mümkün değil.

İnsanlar meselelerini konuşa konuşa hallettiğine göre, bu tartışmalardan hakikat çıkacağını söylemek hayal olarak görülmemeli...

14.10.2009

E-Posta: cakir@yeniasya.com.tr

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

3

14.10.2009, 22:29

Terakki isteyenler evvala dile ve fikre vurulan kelepceleri cözmeleri lazim yoksa istedikleri kadar yol, üniversite ve hizmet versinler, hicbir yere varamazlar..
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir