Giriş yapmadınız.

_NURCU_

Acemi

  • Konuyu başlatan "_NURCU_"

Mesajlar: 14

Konum: ...UZAK DıYARLARDAN...

Meslek: ÖğRENCı

Hobiler: RıSALE-ı NUR OKUMAK

  • Özel mesaj gönder

1

16.06.2008, 19:47

Hizmet için okul mu, başörtüsü mü?

Hizmet için okul mu, başörtüsü mü?

Başörtüsü örtmek farz. Okumak ve ilim tahsil etmek ise başta Alâk Sûresinin ilk ve 3.cü âyetler ve birçok âyete göre farz. Acaba başörtüsü yasağı karşısında başörtüsü mü, okul mu, yoksa başörtüsü ile birlikte okumak mı? Herhalde bu hususa şu soru zâviyesinden bakmak durumundayız: Biz bu dünyaya niye gönderildik?

ınsan bu âleme ilim ve duâ vâsıtasıyla tekemmül etmek (olgunlaşmak, gelişmek) için gelmiştir. Mahiyet ve istidad (potansiyel yetenek) itibâriyle herşey ilme bağlıdır. Ve bütün gerçek ilimlerin esâsı ve mâdeni ve nuru ve ruhu, mârifetullahtır (Allahı bütün isim ve sıfatlarıyla, eser ve sanatlarıyla, nimet ve ikramlarıyla tanımaktır). Ve o*nun üssül-esâsı (öğrenmenin temel prensibi) Allaha imandır. (Sözler, s. 286.)

Okumayı emreden âyetlerin, Saçınızı-başınızı açarak, yasakçı sistemin okullarında okuyun! demek istemediği kesin. Hâlıkımız bizi bu dünyaya, imtihan, imân ve ibâdet etmek (aynı zamanda hanımların da başlarını örtmesi), ilimle tekâmül etmek için dünyaya göndermiş. Yoksa, Öğretmen, doktor, mühendis, işletmeci olun! diye değil.

Okumanın, kariyer yapmanın, kendini yetiştirmenin binbir yolu imkânı olmalı. Gelişmiş ülkelerde ev eğitimi yaygın bir uygulamadır. Kurslar vasıtasıyla çeşitli mesleklere, sanatlara yönelmek mümkün. Nice sanatkâr, araştırmacı ve kâşifin resmî diploması yoktur. Nice ev hanımı, eserleri, çalışması, buluşuyla resmî diplomalılara taş çıkartmıştır!

Ne yapalım, şartlar böyle gerektiriyor; başımızı açıp okuyalım, makam ve mevki sahibi olalım ve sonra dinimize, milletimize hizmet edelim! diye düşünmek de mümkün. Ancak, hizmeti, farzı terk edip, meşkûk, şüpheli hizmete gidilebilir mi? Örtünmek de ibâdet ve hizmettir. Çünkü başörtüsü ıslâmî şeâirdir, semboldür. o*nu takmak ıslâma lisan-ı hal ile yapılan bir hizmettir. Nice insan, tesettürlüleri görerek, Neden böyle ve niçin? diye tesettürü sorgulamış, gerçeği bulmuş, bulacaktır; bilemiyoruz.

Abdullah Aymaz, 16 Ocak 2005 tarihli Zamandaki yazısında, tanımadığı bir ıtalyan ve Alman ile yola çıkan bir Müslümanın, istasyonda namaz kılmasından sonra, ıtalyanın namazı, ıslâmiyeti araştırdığını yazar: Namazın hikmetlerini Dokuzuncu Sözden dinledikten sonra ibâdetin çok hoşuna gittiğini söyleyen ıtalyan, Bu yolculuğumuz bir tesadüf değil, senin benzinliğe girip namaz kılman bir tesadüf değil. Yoksa bu güzel sohbetimiz olmazdı. Ayrıca çoktan beri aradığım kitabı benzinlikte buldum; satın aldım der. Aradan bir buçuk ay geçer. ıtalyan, Müslümanı arar, Bu namaz ibâdeti çok hoşuma gitti. Yanlış anlama, hemen Müslüman olacak değilim. Ama, namaz kılmayı nasıl öğrenebilirim, bana yardımcı olabilir misin? diye sorar... ışte sadece bir vakit namaz kılmanın, hizmete yansıyan ve tesbit edilen sadece bir yönü...

Diğer taraftan hizmet; makam, mevki, güç, para-pul, kariyer ile değil, ihlâs iledir der Bediüzzaman. Dinleyelim: Bu dünyada, özellikle âhirete yönelik hizmetlerde en mühim bir esas ihlâstır. En büyük bir kuvvet ihlâstır. En makbul bir şefaatçi ihlâstır. En metin/sağlam bir istinat noktası ihlâstır. En kısa hakikat yolu ihlâstır. En makbul mânevî bir duâ ihlâstır. Maksatlara ulaşmada en kerametli (harika) vesile ihlâstır. En yüksek bir haslet ihlâstır. En sâfî ubudiyet/kulluk ihlâstır. (Lemalar, s. 163) Yani, hizmet etmek isteyen için esas, kuvvet, şefaatçi, istinat noktası, hakikat, duâ, keramet/harika hal, haslet, ubudiyet/kulluk ihlâstır. Yoksa, dünyevî makam, mevki ve kariyerler değil!

Acaba hizmet adına baş açılırsa, bu durum ne kadar kanıksanacak ve daha başka hangi tavizler verilecektir? Başörtüsüne cevaz bulan, yorum yapan, diğerlerine neden yapmasın? Bu kanıksanma ve tavizlerin sonunun nereye varacağını kim tahmin edebilir? Evet, bu bir psikolojik kaidedir: ınandığınız gibi yaşamazsanız, yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız!

Bilhassa 28 şubat'tan sonra başörtüsünü açmaya razı olup o*nu kanıksadıktan sonra; pantolona, oradan tokalaşmaya, oradan da daha başka tavizlere kadar gidildiğinin çok acı örnekleri görülmüştür.

Ali Ferşadoğlu

NıCE MÜBAREK ZATLAR SÜNNET OLAN SARIğI ıÇıN BAşINI VERıRKEN
BıZ FARZ OLAN ÖRTÜ ıÇıN HAYATIMIZI VEREMEYECEKMıYıZ!!
ALLAH’ım (c.c.)! Suskunluğumu tefekkür eyle. Baktığımda ibret alayım. Dilimi zikir eyle, hep seni anayım!!!

.....SöNDüRüN LaMBaLaRı UzAkLaRa GiDeYiM NuRDaN BiR şeHiR GiBi RuHuMu SeYReDeYiM.....

Hasan_Sinan

Moderatör

  • "Hasan_Sinan" bir erkek

Mesajlar: 2,136

Konum: Almanya

Meslek: Uzman Pazarlamaci

Hobiler: Okumak Okumak Okumak

  • Özel mesaj gönder

2

16.06.2008, 20:58

Bizden hayatımızı da istemiyorlar. Ne asacakları var ne de kesecekleri. Bu tavizler verildıkçe bu zulumatlı hal zor düzelir.
Kur’an’a hücum edilecek; î’câzı, onun çelik bir zırhı olacak.Ve şu î’câzın bir nevini şu zamanda

izhârına, haddimin fevkinde olarak, benim gibi bir adam namzet olacak.Ve namzet olduğumu anladım.

3

18.06.2008, 02:56

Re: Hizmet için okul mu, başörtüsü mü?

Alıntı sahibi ""_NURCU_""

Hizmet için okul mu, başörtüsü mü?

http://www.muhabbetfedaileri.com/viewtopic.php?t=3463

Bu konuya buradan devam edelim inşallah. Başlığı kilitliyorum.
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir