Ben kolluk kuvveti değilim, uyarıyorum, tekellüf ve te'vil, çok tehlikeli yerlere gidebilir. Önceki yazdıklarımı tekrar okuyun, ama iyi okuyun. Sarık, cübbe, sakal, hepsinin başımın üstünde yeri var. Üstad'ın felsefesinde sadece ubudiyet ile ilgili ilim, dinsizlik felsefesiyle mücadele yoktu, ayrıca münafıklarla nasıl başedeceğini de biliyordu, zorbalarla da, her hareketini dikkatli seçerdi. Zaten herkes böyle dikkatli olabilseydi, o kötü zamanlarda bizi bu kadar rencide edemezlerdi, bu kadar canımızı yakamazlardı. Cemaatinizin ortada şamar oğlanı gibi kalmış olması, sadece sizin zarar gördüğünüz anlamına gelmiyor. Bir şunu anlayın artık. Üstad bu kadar düşüncesiz davranıyor olaydı, zaten onu ipte sallandırmak için çok bahane arıyorlardı, bu davayı bitirmek için. Yine ihtiyatlı olmasaydı, o beraat ettiği mahkemeleri de üzerine yıkacaklar, suçlu çıkaracaklardı, Allahu â'lem. Onunla bunları yaşayan, fehmeden talebeleri örnek alın. Bizim dediğimiz burada, korkaklık, sinmişlik, ayakkabı yalama değil, öyle diyenin suratına tükürürüm. ıhtiyatı böyle anlayan adam, zaten ancak bunu hakeder.