Giriş yapmadınız.

nurunözü1

Profesyonel

  • Konuyu başlatan "nurunözü1"

Mesajlar: 997

Konum: bursa

Hobiler: hat sanatı,ebru sanatı,kitap,internet

  • Özel mesaj gönder

1

07.11.2004, 01:50

kadir gecesi

Kadir gecesi

şüphesiz, biz onu (Kur’an’ı) Kadir Gecesi’nde indirdik. Kadir Gecesi’nin ne olduğunu sen ne bileceksin! Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Ruh (Cebrail) o gecede, Rablerinin izniyle her türlü iş için iner de iner. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.(kadr suresi)




Kadir gecesinin kıymeti nedir ve 27. gece olduğu kesin midir?

CEVAP

Kadir gecesi Ramazan ayı içindedir. Kadir gecesinin hangi gece olduğu, kesin olarak belli değildir. (Allahü teâlâ, rızasını taatte, gazabını günahlarda, orta namazı beş vakit namazda, evliyasını halk arasında, Kadir gecesini Ramazan ayı içinde gizlemiştir) buyuruluyor. O halde Allahü teâlânın rızasına kavuşmak için, hiçbir iyiliği küçük görmemeli! Gazabı günahlar içinde saklı olduğu için, hiçbir günahı küçük görmemeli; orta namazı kaçırmamak için, beş vakit namazı vaktinde kılmalı; evliya halk arasında gizli olduğu için herkese iyi muamele etmeli. Her geleni Hıdır, her geceyi Kadir bilmelidir.



V.Necat’taki hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Allah indinde en kıymetli gece, Kadir gecesidir.)



(Bin aydan daha kıymetli olan Kadir gecesinin hayrından mahrum kalan, her hayırdan mahrum kalmış sayılır.)



(Kadir gecesinde bir defa, Kadir suresini okumak, Kur’anı hatmetmekten daha sevaptır. Bu gece bir koyun sağma müddeti kadar namaz kılmak, ibadet etmek, bir ay her geceyi ibadetle geçirmekten daha kıymetlidir.)



Kadir gecesi ile ilgili hadis-i şeriflerden birkaçı da şöyledir:

(Kadir gecesini Ramazanın son on gününde arayın.) [Müslim]



(Kadir gecesini, Ramazanın son on gününün 21, 23, 25, 27 ve 29 gibi tek gecelerinde veya Ramazanın son gecesinde arayın. Sevabını umarak Kadir gecesini ibadetle geçirenin günahları affolur.), [ı.Ahmed]



(Kadir gecesi Ramazanın 27. gecesidir.) [Ebu Davud]



ımam-ı a’zam hazretleri, Kadir gecesinin, Ramazanın 27. gecesine çok isabet ettiğini bildirmiştir. (Kadir gecesine rastlamış olan bir geceyi ihya eden, Kadir gecesini ihya etmiş gibi sevap kazanır) hadis-i şerifini düşünerek sık sık vaki olan 27. gece ihya edilirse, o gece Kadir gecesi olmasa bile, büyük sevaba kavuşulur.



Kadir gecesini soran bir zata, Peygamber efendimiz, (Bu yıl Kadir gecesi Ramazanın ilk gecesi idi geçti. 27. geceyi ihya et! Ramazanın 27. gecesini ihya edene, vücudundaki kıllar sayısınca, hac, umre, şehid ve gazi sevabı verilir) buyurdu. Başka birisine de, (Bu yıl Kadir gecesi geçti, fakat Ramazanın 27. gecesini ihya et! Kadir gecesi sevabına kavuşursun. şefaatten nasipsiz kalmazsın) buyurdu. Hz. Âişe validemize de, (13. gece idi geçti. Kadir gecesini kaçırdıysan, 27. geceye kavuşursun. O geceyi ihya edersen, ahiret yolculuğu için azık olarak o geceki ibadet sana yeter) buyurdu. Hz. Âişe (Resulullah, Ramazanın son on gününde çok ibadet ederdi) buyuruyor.



ımam-ı şarani hazretleri, (Ramazan, pazar günü başlarsa, Kadir gecesi 29. gecedir. Salı başlarsa 27. gece, perşembe başlarsa 25., cumartesi başlarsa 23., pazartesi başlarsa 21., çarşamba başlarsa 19., cuma başlarsa 17. gecedir) diyor.



Mübarek vakitlerde, günahlardan titizlikle uzak durmalı, taatları, ibadetleri ve her çeşit hayratı artırmalıdır. Zira Allahü teâlâ, tarafından sevilen kimse, faziletli vakitlerde faziletli amellerle meşgul olur. Buğzettiği kul ise; faziletli vakitlerde kötü işlerle meşgul olur. Kötü işlerle meşgul olanın bu hareketi azabının daha şiddetli olmasına ve Allahü teâlânın, ona daha çok buğzetmesine sebep olur. Çünkü o, böyle yapmakla vaktin bereketinden mahrum kalmış ve onun hürmet ve şerefini çiğnemiş olur.



Resulullah, Kadir gecesinde, (Allahümme inneke afüvvün kerimun tühıbbül afve fa’fü anni) duasını okumayı bildirmiştir. (Ya Rabbi, sen affedicisin, kerimsin, affı seversin, beni de affeyle) demektir.

Bin aydan faziletli, ne kadar kadri yüce!

Sayısız günahkâr kul, affa uğrar bu gece.

Kadir gecesin alametleri

Kadir gecesi, açık ve sakin olur, ne sıcak, ne de soğuk olur. Ertesi sabah güneş, kızıl olup, şuasız doğar. Kadir Gecesinde köpek sesi duyulmaz diyen âlimler de olmuştur. Ubeyd bin Ömer hazretleri anlatır: Kadir gecesi denizde idim, denizin suyunu içtim, tuzlu değildi, tatlı ve hoş idi.

Hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:

(Kadir gecesi açık ve mülayim olur. Soğuk ve sıcak değildir. sabahında da güneş zaif ve kızıl olarak doğar.) [Taberani]



(Kadir gecesi açık olur, sıcak ve soğuk değildir. Bulut yoktur. Yağmur ve rüzgar yoktur. O gecenin sabahının alameti güneşin şuasız doğmasıdır.) [Taberani]



(Kadir gecesi sabahı güneş şuasız olarak doğar. Yükselinceye kadar sanki büyük bir tabak gibidir.) [Müslim]



Kadir Gecesi, Muhammed aleyhisselamın ümmetine mahsus bir gecedir. Başka peygamberlere böyle bir gece verilmemiştir. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Allah Kadir gecesini ümmetime hediye etmiş, ondan önce kimselere vermemiştir.) [Deylemi]



Peygamber efendimiz, daha önceki ümmetlerden bin sene cihad eden insanları düşünüp, benim ümmetimin ömrü kısadır, az ibadet ederler diye düşününce, Allahü teâlâ, (Kadir gecesi senin ve ümmetinindir) buyurup Habibinin kalbini ferahlandırdı. Hem de Kadir gecesi her Ramazanda gelir.

Peygamber efendimize kendisinden önceki insanların ömürlerinin ne kadar olduğu bildirilince, kendi ümmetinin ömürlerini kısa buldu, uzun ömürlü olan diğerlerinin işledikleri salih amelleri işleyemezler diye düşününce. Allahü teâlâ, Ona bin aydan hayırlı olan Kadir gecesini ihsan etti. (ı. Malik)


Resulullah efendimiz, (Beni ısrail peygamberlerinden 80 yıl Allahü teâlâya ibadet eden oldu) buyurunca, Eshab-ı kiram hayret ettiler. Bunun üzerine Cebrail aleyhisselam gelip; “Ya Resulullah, senin ümmetin bu peygamberlerin, 80 yıllık ibadetine şaşarlar. Allah sana ondan iyisini

gönderdi” diyerek, “Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır” mealindeki âyeti okudu. (Tefsir-i Mugni)



Kadir gecesi hakkındaki hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Kadir gecesinde, bir kere Kadir suresini okumak, başka zamanda Kur’an-ı kerimi hatim etmekten daha sevaptır. Kadir gecesinde bir tesbih (Sübhanallah), bir tahmid (Elhamdülillah), bir tehlil (Allahü ekber) söylemek yedi yüz bin tesbih, tahmid ve tehlilden kıymetlidir. Bu gece koyun sağımı müddeti kadar [az bir zaman] namaz kılmak, ibadet etmek, bir ay bütün geceleri sabaha kadar ibadetle geçirmekten daha kıymetlidir.) [Tefsir-i Mugni]



(Kadir gecesi üç defa “La ilahe illallah” söyleyenin, birincisinde bütün günahları bağışlanır, mağfiret olunur. ıkincisinde Cehennemden kurtulur, üçüncüsünde Cennete girer.) [Tefsir-i Mugni]
Ya tozu dumana katacaksın!Yada tozu dumanı yutacaksın!Yutanlardan olmamak dileği ile...

nurunözü1

Profesyonel

  • Konuyu başlatan "nurunözü1"

Mesajlar: 997

Konum: bursa

Hobiler: hat sanatı,ebru sanatı,kitap,internet

  • Özel mesaj gönder

2

07.11.2004, 02:00

Rabbim bu geceye kavuşmayı ve değerlendirmeyi nasip etsin.Dualarınızda kardeşinizede yer verin inşaallah.Allah'a emanet olun...
Ya tozu dumana katacaksın!Yada tozu dumanı yutacaksın!Yutanlardan olmamak dileği ile...

3

07.11.2004, 09:46

allah razı olsun nurununözü kardeşim;

allah kadir gecesinde bütün mümin kardeşlerimizin günahlarını bağışlasın.
ve bzileri cennetinde ebedi mesut etsin. amin

nurunözü1

Profesyonel

  • Konuyu başlatan "nurunözü1"

Mesajlar: 997

Konum: bursa

Hobiler: hat sanatı,ebru sanatı,kitap,internet

  • Özel mesaj gönder

4

07.11.2004, 13:09

amin amin amin...
Ya tozu dumana katacaksın!Yada tozu dumanı yutacaksın!Yutanlardan olmamak dileği ile...

Risale Okuyorum

Üyeliği İptal Edildi

  • "Risale Okuyorum" bir erkek
  • "Risale Okuyorum" adlı kullanıcı yasaklandı

Mesajlar: 663

Konum: Ankara

Meslek: Öğrenci

Hobiler: İnternet, Risale-i Nur

  • Özel mesaj gönder

5

07.11.2004, 17:02

Amin
"şimdi oku, kabirde okuyamazsın!" (Zübeyir Gündüzalp)

6

07.11.2004, 22:22

esselamu aleykum ve rahmetullah ve berakatuhu
Kadir Geceniz mubarek Olsun sevgili kardeşlerim...
Allah Butun dualarınızı kabul eylesin...

esselamu aleykum ve rahmetullah ve berakatuhu
şüphesiz doğru yol, Allah'ın yoludur. (Al-i ımran 73)

7

11.11.2004, 08:14

Bu Gece Kadir Gecesi mi?

Bu soru Hz.Peygamber’den bu yana her Ramazan’da birçok müslümanın gündeminde yer alagelmiştir. Kur’an ayeti ile bin aydan hayırlı diye haber verilen bir geceyi aramanın heyecanıdır insanı bu soruya sevkeden. Kimilerine göre ise sorunun kesin bir cevabı olamaz. Kuantumdaki belirsizlik ilkesi gibi olasılıkla tahmin edilebilir, ancak kesin olarak bilinmez. Kimileri de Allah’ın sevgili kullarının bir nevi ilhamla bu geceyi bileceklerini iddia eder. Kimileri ise bu denli müstesna bir gecenin fizik aleminde kainat çapında bir alameti olduğuna inanır ve atomlardan ta galaktik sisteme kadar bu geceye işaret eden bir fiziki hadiseyi aramaya koyulur. Hasılı arayış metotları farklı da olsa hepsi bir gaye için çırpınır: Kadir Gecesini bulmak. Bu Ramazan, birçok müminle beraber, bu arayışa katılanlardan biri olarak, yaşadığım serüveni sizinle paylaşmak istedim. Kadir Gecesini ararken ilginç bir hakikatle karşılaştım. Kadir Gecesini bilip bilmediğimi Allah bilir, ancak Kadir Gecesini bilenleri biliyorum artık. Kimler mi? ışte hikayesi...

Kadir Gecesi arayışına çıkarken fark ettiğim ilk şey Türkiye’deki müslümanlar ile diğer müslümanlar arasında bu gece ile ilgili farklı telakkilerin varlığıydı. Hadislerde Kadir Gecesini son on gecede ve hususan tekli gecelerde arayın denilmesine rağmen Türkiye’de yirmiyedinci gece Kadir Gecesi olarak idrak edilegelmiştir. Oysa Amerika’da karşılaştığımız diğer müslümanlar tek gece yerine, hadisin manasına uygun olarak, son on geceye odaklanmayı daha uygun buluyor. Bir kısmı bu geceyi elden kaçırmamak için son on günde itikafa çekilmeyi bile tercih ediyor. Kadir Gecesinin kadrini bilenler herbir geceyi Kadir gecesi olabilir diye değerlendirirken, onun kadrinin idrak etmeyenler ise herbir geceyi Kadir gecesi olmayabilir diye ihyadan içtinap ediyor. Bu iki yaklaşım da Kadir Gecesinin bir imtihan eseri olarak saklı tutulmasının sırrına münasiptir.

Kadir Gecesi arayışına devam ederken şahit olduğum başka birşey ise arama metotlarının farklılığıyla alakadar. Kimileri bulutlu bir gecede okyanusa gidip sabaha kadar balık arar gibi arıyor. Kimileri yüksek ücretli yeni bir iş arar gibi arıyor. Kimileri Bayram arefesinde kārını maksimum kılmak için uygun bir pazar arayan tüccar gibi arıyor. Kimileri fizik alemindeki olağandışı haberlerin içinde arıyor onu. Kimileri rüyalarda arıyor. Kimileri de aramayı bırakmış, şeyhinden veya üstadından gelecek bir haberi beklemekle iktifa ediyor.

Geçenlerde bir akşam üstü iftardan sonra birkaç arkadaşın balık avına çıkmak üzere hazırlık yaparken konuştuklarına kulak misafiri oldum. Hepsi bir gaye etrafında odaklanmıştı: mümkün olduğu kadar çok balık yakalamak. Yaklaşık iki saat uzaklıktaki okyanusa gidip oltayla balık yakalayacaklardı. Biri kocaman okyanusta balıklar oltamızdan başka birşey mi bulamaz diye kuşkusunu dile getirirken, bir diğeri kocaman okyanusta da balık bulamazsak başka nerde bulabiliriz diye ümitvar olduğunu beyan ediyordu. Gerçi halk arasında balık gibi yakalamak diye bir tabir kullanılsa da, dinlediğim kadarıyla balıklar öyle kolay yakalanmazmış. Hava durumu, kullandığın yem, gittiğin bölge ve gidiş zamanı gibi birçok farklı faktörü dikkate almak gerekiyormuş başarılı bir arayışa çıkmak için. Bulutlu havada ve gece vaktinde balık bulmak kuvvetle muhtemelmiş. Balıkçı arkadaşlar bu noktalarda fikir birliğine vardıktan sonra yola çıkmaya karar verdiler. Gerçi uykularından fedakarlık yapacaklardı. Bütün gece ayakta kalmakla kendilerine bir nevi eziyet edeceklerdi. Bu olumsuzluklar akıllarına geldiğinde, ellerininin arasına alacakları büyük balıkları hayal ediyorlardı. Rasyonel bireyler olarak, alacakları mükafat karşısında, uykusuzluk gibi bir maliyet ödemeye razıydılar. Belki de onlara göre gündüz vakti balığa gitmek irrasyoneldi. Onların tatlı müzakerelerine kulak verirken, hayalim beni başka bir arayışa götürmüştü: Kadir gecesi arayışı. Nefsim Ramazan denizinde Kadir Gecesini aramak için bir gece dahi olsa rahatından vazgeçip arayışa çıkmama razı olur muydu acaba? Hem bu dünya okyanusunda yakalanan balıklar bir öğünlük olmasına rağmen, sonsuz öğünlerde soframa gelecek balıkların avına çıkmak daha rasyonel değil miydi? Sonsuz gecelerde rahata kavuşmak için bir gecelik rahatı feda etmek çok mu ağırdı? Nefsim bir derece iknaya yanaşmaşmakla beraber başka bürhan istiyordu.

Ramazan’ın yirminci günüydü, bir fizikçi arkadaşla Kadir gecesi sürecinden bahsediyorduk. Ben aramak için hazırlığa başlarken, o bana bu gece Kadir gecesi olabilir dedi fiziki bir olaya dayanarak. Bu denli kıymettar bir gecenin Kainat ölçeğinde fiziki bir olayla irtibatı olmalıydı onun anlattığına göre. Üyesi olduğu fizikçi grubundan aldığı habere göre bu gece Andremoda galaksisinin tutulması hadisesi yaşınıyordu. Galaktik ölçekte büyük bir hadise. Daha da ilginci bu olay her yıl Ramazan’ın son on gecesinde cereyan ediyormuş. Tıpkı Kadir Gecesi gibi hangi gecede olduğunu bilinemiyormuş. Argümanlar pek ikna ediciydi. Geçen sene bu hadise Ramazan’ın yirmi sekizinde olmuş bu sene ise bu geceye tekabül etmiş. Bilime olan güvenimin etkisiyle bu izahlara hayli inandım. Kuşkulu dahi olsa bu gece Kadir gecesi olabilir diye bir derece edaya karar verdim. Bu kararımda akşama doğru sanal dünyadan aldığım bir haberinde etkisi olmuştu. ınternet üzerinde sohbet ettiğim dost birine duyduklarımı hikaye ederken ilginç bir cevap aldım. Biliyor musun dedi muhatabım, bugün bir başkasından da benzer bir haber aldım. Gündüz vakti dostum bir okuyucusunda samimi ve heyecanlı bir ses tonuyla Kadir Gecesi ile ilgili bir müjde alır. Rivayete göre veli bir zat bu gecenin Kadir gecesi olduğunu bildirmiş. Dostlara düşen bu muazzam fırsattan birbirlerini haberdar etmekti. Bu iki hadise karşısında hem akıl hem de kalp cevabını bulmuş gibi bir derece sevinmişti. Geceyi bir nebze ihya etmek için gayret gösterdikten sonra, içimden yükselen karşı argümanların etkisiyle soluğu yatakta aldım. Saat gecenin ikisini gösteriyordu yattığımda. Çok geçmeden dehşetli bir rüya ile uyanırken aklıma gelen ilk şey: bu gece gerçekten Kadir Gecesi mi yoksa? Bir süre daha uyanık durduktan sonra nefsimin tercihine tabi olup istirahata devam ettim.

Günler birbirini kovalarken yirmiyedinci geceye ulaşmıştım. Arayışım devam ediyordu. Bu gece Kadir Gecesi olması kuvvetle muhtemeldir diye nefsimi iknaya çalıştım. Gecenin ilerleyen saatlerinde nefsimden yükselen kuşkulu sesler karşısında aklım tatmin edici bir bürhan aradı. Ramazan Risalesindeki bir teşbihten hareketle birkaç arkadaşa telefon etmeye karar verdim. Hem onlarla bir hakikatı paylaşacaktım, hem de onlarla beraber nefsimi iknaya çalışacaktım. Oyuncak helikopter satan tüccar bir arkadaşı aradım önce. Selam ve tebrikten sonra asıl konuya geldim.
“Helikopterlerini kaça satıyorsun?”
“Tanesini 10 dolara.”
“Senenin belirli bir zamanında gece vakti açılacak bir pazarda onların tanesini 1000 dolara satmak imkanı olursa ve daha da ötesi pazara götürebildiğin malların hepsinin satın alınacağı garantisi varsa ne yaparsın?”
“Bir sene öncesinden hazırlıklarımı yaparım. Fabrika ile irtibata geçip azami miktarda ürünle pazara katılırım.”
“Peki bir gece vakti tanesine 30 000 dolar veren bir Pazar olursa ne yaparsın”
“Hiç tereddütsüz tüm geceyi pazarda geçiririm.”

Ahizeyi indirdikten sonra kendi kendime düşündüm. Böyle pazarlarda en karlı ticareti yapıp bütün dünyanın maliki bile olsak, Ramazan pazarında kazanacaklarımızın yanında bir kıymet ifade eder miydi? Rad suresinde Cenab-ı Hak gök gürültüsü şiddetinde bir sesle bize söyle sesleniyor: “Ona(Rabbinin emrine) uymayanlara gelince, eğer yeryüzünde olanların tümü ile bunun yanında bir misli daha kendilerinin olsa, (cehennemden kurtulmak için) onu mutlaka feda ederler.”(Ra’d, 18)
O halde nefsimi karlı dünya pazarına tereddütsüz razı edip, ahiret pazarından uzaklaştıran neydi acaba?

Telefonun tuşlarına bir daha bastım. Bu sefer Amerika’nın kuzeyinde bilgisayarda doktora yapan bir arkadaş vardı karşımda. Hoşbeşten sonra ona da asıl konuyu açtım.
“Bildiğime göre okulda asistan olarak çalışıyorsun. Saat ücretin kaç dolar?”
“15 dolar”
“Burada hayli yüksek ücret veren bir iş imkanı var. Başvurmayı düşünür müsün?”
“Neymiş bu?”
“Computerle alakalı bir iş.”
“Kaç dolar verecekler.”
“Hayli fazla veriyorlar, ancak bir şartları var. Gece çalışacaksın.”
“Ne kadar verecekler?”
“Saati 100 dolar”
“Deme ya, bu kadar yüksek ücret verdiklerine göre bir istedikleri vardır”
“ıstedikleri şey projeyi kısa sürede bitirmek için gece boyunca çalışman. Düşünüyorsan sana iş ilanını göndereyim.”
“Olur. Gönder bakalım.”
“Uykusuz kalırsın.”
“Önemli değil ya. Gündüz oyuruz, gece de çalışırız. Yeter ki, yapabileceğimiz birşey olsun.”

Konuşma bu minval üzere devam ederken, nefsime Bediüzzaman'ın şu sözlerini hatırlattım: "şu mübarek şehr-i Ramazan, leyle-i Kadri ihata ettiği için, kendisi de ömür içinde bir leyle-i Kadirdir ki, muvaffak olanın ömrüne bin ömür katar. Dakikası bir gündür. Saati iki ay, günü birkaç sene hükmünde bir ömr-i bâkîdir.". Ramazan-ı şerifte sevab-ı a'mâl(amellerin sevabı), bire bindir. Kur'ân-ı Hakîmin, nass-ı hadisle, herbir harfinin on sevabı var; on hasene sayılır, on meyve-i Cennet getirir. Ramazan-ı şerifte herbir harfin on değil, bin; ve Âyetü'l-Kürsî gibi âyetlerin herbir harfi binler; ve Ramazan-ı şerifin Cumalarında daha ziyadedir. Ve Leyle-i Kadirde otuz bin hasene sayılır.

Bu seneki arayış serüvenimin bitmesine üç gün kalmışken mühim bir hakikatı anlamıştım: soruda bir yanlışlık vardı. Kadir gecesinin kadrini biliyor muyuz? Diye sormak gerekir. Hem Kur’an’ın kendisi de böyle sormuyor muydu? Bu soruya cevap bulanlar aslında başlıktaki soruya da cevap bulmuş olur. Çünkü Kadir Gecesini bilenler, onun kadrini bilenlerdir

Not: Bu yazı geçen sene Ramazan’ın 27.inci gecesinde kaleme alınmıştır.
Biz muhabbet fedâileriyiz; husûmete vaktimiz yoktur.

nurunözü1

Profesyonel

  • Konuyu başlatan "nurunözü1"

Mesajlar: 997

Konum: bursa

Hobiler: hat sanatı,ebru sanatı,kitap,internet

  • Özel mesaj gönder

8

11.11.2004, 22:06

Allah razı olsun @bdullah kardeş keyifle okudum çok hoş bi anlatımı var.Ve okurken sanki kendi yaşamış olduğum anları yaşadım Allah'a emanet olun...
Ya tozu dumana katacaksın!Yada tozu dumanı yutacaksın!Yutanlardan olmamak dileği ile...

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir