Giriş yapmadınız.

1

11.09.2003, 04:22

3 aylar hadisi Şerifler

Peygamber SAS Efendimiz bu ay girdiği zamandan itibaren, zâten güzeller güzeli olan ömrünü, hayatını, ibadetlerini daha ziyâdeleştirir.

"Yâ Rabbi, Receb'i ve şa'ban ayını bize hayırlı, bereketli birer ay eyle ve bizi gözümüzün nuru Ramazan'a da, sağlık afiyetle ulaştır!" diye dua ederdi.

Receb ayi muazzam bir aydır. ıçindeki sevapların, mükâfatların çokluğu bakımından. Ne var Receb ayında?.. ıki tane mühim olay hatırlıyoruz, Peygamber Efendimiz'in mübarek, husûsî, mânevî, peygamberâne hayatında:

1. Regàib Gecesi.

2. Mi'rac Gecesi.

Peygamber Efendimiz Ramazan'dan sonra, en çok Receb ayında oruç tutardı.

"Kim Recebde bir gün oruç tutarsa, sanki bir sene oruç tutmuş gibi sevap alır.
Kim yedi gün oruç tutarsa Receb ayında, ona cehennemin kapıları kapanır. Sekiz gün oruç tutarsa sekiz cennetin sekiz kapısı ona açılır;
On gün oruç tutarsa Allah'tan ne isterse, Allah istediğini ona verir diye müjdeliyor bu hadis-i şerif.
Kim onbeş gün oruç tutarsa, gökten bir melek buna seslenir: 'Geçmiş günahların affoldu, hadi işe yeniden başla! Defterin tertemiz, günahların silindi, haydi mübarek olsun, tertemiz bir defterle hayata yeni başlamış gibi yeniden başla!' Kim daha arttırırsa, Allah da onun mükâfatını artırır
."

NE müthis bir kazanc ne büyük rahmet!!

"Receb Allah'ın ayıdır. şaban da ben, Muhammed-i Mustafâ SAS'in ayıdır. Ramazan da ümmetimin ayıdır." buyuruyor Peygamber SAS Efendimiz.



Recep Ayi Islam alemi hakkinda hayirli olsun.Amin.
Duayla kalin...

2

19.08.2005, 16:17

:)
Ümitvar olunuz..

3

18.07.2007, 06:46

Üç ayların faziletleri


“Üç ayların” içinde bulunuyoruz.

ıbadet hayatımızda üç ayların hatırı sayılır bir yeri vardır.

Üç aylar girdiğinde her Müslüman kendi özel hayatına ve ibadetlerine bir çeki düzen verir. Bu çeki düzenden şüphesiz içinde bulunduğumuz aile ve toplum da olumlu olarak hissesini alır.

Her şeyden önce üç aylar birer ibadet ayıdır ve bu aylarda Allah’a, ibadet, zikir ve niyazlarla daha yakın olmaya çalışılır. Allah’ın huzurunda oluş daha sık hatırlanır. Dünyanın bir geçici han olduğu, günlerin âhirete ve ebediyete doğru hızla akıp gittiği, bir gün dünya hayatının acısıyla tatlısıyla son bulacağı, binaenaleyh dünyaya bel bağlanılmaması gerektiği ve bu yüzden ibadetlerin aksatılmaması lâzım geldiği, aksatılan ibadetler için kaza yapılmasının hiç olmazsa bu aylarda yerinde bir davranış olacağı, bu çerçevede kendimizi daha çok namaz ve oruç ibadetine tahsis etmemiz gerektiği bilinir ve bu aylarda ibadetler mümkün mertebe gündemimizde birinci sırayı teşkil eder.

Üç ayları oruçlu geçiren bahtiyar insanlar da çoktur etrafımızda. Bu aylarda geceleri kaza veya nafile namazlarını yoğunlaştıran, kandil gecelerinde ibadetlerini artıran; mümkünse kandil gecelerini uyanık geçiren mü’minler çoktur.

Kur’ân okunur bu aylarda. Hatimler indirilir. Fert fert, cemaat cemaat. Mukabeleler yapılır. ındirilen hatimler Peygamberlerin, Salihlerin, Âlimlerin ve isimleri unutulmuş, nesilleri kesilmiş, bir fatiha okuyacak kimseleri kalmamış, hak ile yeksan olmuş mü’minlerin ruhlarına ithaf edilir.

Zekâtlar çoğunlukla bu aylarda verilir. Sadakalar artırılır. Hayır müesseseleri daha çok bu aylarda hatırlanır ve hatırı sayılır yardımlar bu aylarda yapılır.

Yüce Dinimizin üzerimizde görmek istediği güzel ahlâk (ahlâk-ı hamîde) daha çok bu aylarda yaşanır. Çocuklar sevilir, sevindirilir; yaşlılar daha çok hürmet görür; kimsesizler hatırlanır; insanlara daha bir hoş görülü ve sevecen yaklaşılır. Herkes bu sevgi yağmurundan nasibini alır, herkes bir sevgi yumağı olur. Hatta diğer mahlûkatın da gönlü hoş tutulur.

Dargınlar barışır veya barıştırılır. Bu aylarda barıştan yana daha çok mesafe alınır.

Günahkârlar daha çok bu aylarda günahlarından pişmanlık duyarlar, tevbe ve istiğfar ederler.

Sözün kısası, bu aylarda hayır ve hasenat artırılır. Yılın diğer dokuz ayında bu üç ay birer model alınır. Her Müslüman bunu böyle kabul eder. Yani üç aylarda ibadetlerle kazanılan yüksek ahlâk aktivitesi, diğer dokuz ayda muhafaza edilir, üç aylar örnek alınır ve üç aylarda kaydedilen mânevî yükseliş diğer aylarda sürdürülmeye çalışılır.

Üç aylarda mübarek gecelerin de bulunması, bu ayların mü’minin nezdindeki ehemmiyetini artırır. Recep ayının ilk Cuma gecesi Regaib Gecesi; Recep’in yirmi yedinci gecesi Mi’rac Gecesi; şaban ayının on beşinci gecesi Berat Gecesi ve nihayet Ramazan gecelerinden bir gecenin Kadir Gecesi ismiyle Kur’ân’da bin aydan hayırlı olarak zikredilmesi mü’minin ruhî ve kalbî hayatında inkişaflara sebep olacak yüksek nitelikler taşır.

Netice olarak üç aylar, Müslüman’ın hayatında kalıcı bir iç kontrol, tesirli bir oto kontrol, etkin ve derin bir muhasebeye vesile olur.

Peygamber Efendimiz (asm) şöyle buyurur: “Recep ayı Allah’ın, şaban ayı benim, Ramazan ayı ise ümmetimin ayıdır.”

Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm) Recep ayına geldikleri zaman şöyle duâ ederlerdi: “Allah’ım! Bizim için Recep ve şaban aylarını bereketli kıl ve bizi Ramazana ulaştır.”

Hz. Âişe (ra) anlatır: “Allah Resûlü (asm) orucunu öylesine uzatırdı ki, hiç açmayacağını zannederdik. Bazen de öyle uzun zaman tutmazdı ki, galiba hiç oruç tutmayacak derdik. Onun en çok nafile oruç tuttuğu ay şaban ayı idi.

Efendimize (asm) sordum:

“Ey Allah’ın Resulü! şaban ayında çok oruç tutmanızın hikmeti nedir?”

Allah Resulü (asm):

“Ey Âişe! Azrail’e bu ayda, öleceklerin listesi verilir. ıstemez miyim ki, ismim ben oruçlu iken Azrail’e verilsin?”

Nihayet; üç ayların sonuncusunda ibadetlerin kutbu ve zirvesi Ramazan orucu tutulur. Peygamber Efendimiz’in (asm) müjdesiyle, Ramazan orucunu inanarak ve karşılığını sırf Allah’tan umarak tutanların geçmiş günahları bağışlanır.

Ümmet için herhalde en heyecan verici müjde, geçmiş günahların bağışlanmasını netice veren bir büyük ibadete erişmek olsa gerektir.

Üç aylar bir fırsattır; değerlendirelim.

Kaynak: Yeni Asya
Ben beni biraktigim zaman, sen beni birakma Yarab! Yunus Emre

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir