Giriş yapmadınız.

1

06.06.2007, 14:28

Hamdım...pişdim...yandım...

Hamdım
Kuran'da "ınsan da zayıf yaratılmıştr." buyrulmuş olduğu gibi başlangıçta ufak ve zayıftır; faat o zayıf ateşi beslerseniz bir âlem olur, cihanı yakar; o küçük ateş büyür ve muazzam bir şey olur. Bu hususta kuran'da "Sen en yüksek ahlak üzeresin" buyrulmuştur. (Fihi Mafih)


Piştim


"ınsan acı çeker, ısrar eder ve talep eder. Yüz binlerce dünyaya sahip olsa da huzur bulamaz. ınsan kılı kırk yarar bir biçimde her türlü işle ve zanaatla uğraşır; çok çeşitli görevlerle kendisini meşgul eder. Arzu ettiği arzu nesnelerine ulaşamadığı için astronomi ve tıp alanlarını öğrenir. Normalde insan sevdiğine "kalbimin huzuru" der. Hal bu olunca insan, başka bir şeyde nasıl rahat ve huzur bulur.


Bütün zevkler ve meşguliyetlerin hepsi merdiven gibidir. Çünkü insan merdivenin basamaklarına yerleşyip yaşamaya kalkışmaz, geçicidir oraları; ne mutlu onaki, bu gerçeğin farkına varmak için yeterince erken uyanır. Böyle biri için uzun yol kısalır ve hayatını merdiven basamaklarında boşuna harcamaz." (Mevlana, Fihi Mafih)


Yandım


Sen bir gölgesin, güneşe aşıksın...

şems geldi, elbette gölge derhal yok olur. (Mesnevi)
şu âlemde mü'minin mü'mine karşı en büyük yardımı dua iledir.Barla -247

Alkan

Usta

Mesajlar: 1,694

Hobiler: Risale-i Nur, Kur'an dinlemek

  • Özel mesaj gönder

2

10.06.2007, 02:40

ne güzel anlatmış mevlana..
Allah razı olsun...
Bütün zevkler ve meşguliyetlerin hepsi merdiven gibidir. Çünkü insan merdivenin basamaklarına yerleşyip yaşamaya kalkışmaz, geçicidir oraları; ne mutlu onaki, bu gerçeğin farkına varmak için yeterince erken uyanır. Böyle biri için uzun yol kısalır ve hayatını merdiven basamaklarında boşuna harcamaz."

zamanın kıymetini bilmek...
"ey bedbaht nefsim! acaba ömrün ebedi midir? hiç kat'i senedin var mı ki, gelecek seneye, belki yarına kadar kalacaksın?

3

10.06.2007, 02:55

Re: Hamdım...pişdim...yandım...

Sen bir gölgesin, güneşe aşıksın...

şems geldi, elbette gölge derhal yok olur. (Mesnevi)[/i][/b][/quote]
Kâinatın Efendisi;

-SEN YARDIMSIN-

4

18.10.2007, 15:24

Hz. Mevlana, tevazu kuşağını kuşandı da ,hayatını şems’ten öncesi ve sonrası diye ikiye ayırdı.Bu sebeple de, “Hamdım, yandım, piştim” diye feryat etti.

Aşk çağlayanı Hz.Mevlana’ya göre, “Gökte uçan kuşların, yerde otlayan hayvanların tuzağa düşmelerinin sebebi, tesbihi, yani Allah’ı anmayı terk etmeleridir.”
Öyleyse, akıllı insana düşen görev secde değil midir?
“-Bedenlerimizin secdesi, ruhlarımızın Hakk’a yaklaşmasına sebep olur. Eğer bu viran hapishaneden kurtulmak isterseniz, DOST’a isyan edici olmayın; secde edin de yakınlarından olun.”


şu âlemde mü'minin mü'mine karşı en büyük yardımı dua iledir.Barla -247

5

18.10.2007, 15:28

bir kabadayı, köşeye sıkıştırdığı birine bağırıyordu:
“-Ulan, şimdi postunu yüzerim!”
Hz. Mevlana, bu nadana yaklaştı ve dedi ki:
“-Gel de bizi şu post derdinden kurtar. Yıllardır bundan soyunmak ve Hakk’a kavuşmak istiyorum. Hadi gel!”
Kanın, kinin ve kavganın her yaş ve baştan insanı alıp sürüklediği yaşanmaz olmuş bir dünyada, Hz.Mevlana’ya bugün her zamankinden daha çok muhtacız.


Bir gün, acı ve alışılmadık bir haber ulaşır Konya’ya…Merkeze yakın köylerden birinde bir kişi, geçim darlığından dolayı intihar etmiştir.O gün için hiç alışılmadık olan bu acı haber, Hz.Mevlana’da bütün mü’minleri sarsan bir uyarıya dönüşür:
“-Orada hiç Müslüman yok muymuş?”
ıçimizi ürperten bu sorunun muhatabı olmayanımız var mıdır şimdi?
şu âlemde mü'minin mü'mine karşı en büyük yardımı dua iledir.Barla -247

6

18.10.2007, 15:41

Bizim de Risale-i Nur'dan önce ve sonramız var!

Bir zaman gafildim, sonum bilmezdim
Kim ne derse desin yola gelmezdim
Dertlerime derman bulunmaz, derdim
Seni "derman" duydum Risale-i Nur!

Yürekten okuyan aşıktır sana
ıtirazsız uyar Mutlak Ferman'a
Seninle yalvarır gönlüm Rahman'a
Rabbime yolumsun, Risale-i Nur!

7

10.01.2008, 14:07

Güzel sesli bir hafız Kur'an okuyordu. Kulağına gelen bu güzel sesten etkilenen Hz. Mevlânâ da gözyaşıyla dinliyordu. Bu sırada elini ağzına kapayarak esneyen bir adam, Mevlânâ'nın bu gözyaşlarına bir mana veremeyerek sordu:

-Efendi Hazretleri niçin ağlıyorsunuz, ağlanacak bir şey mi var ortada?

Mevlânâ esneyen adama anlayacağı dilden cevap verdi:

-Güzel sesli hafızlardan gelen Kuran sesi bana, cennet kapısının açılış sesi gibi geliyor da onun için...

Esnemeyen devam adam da başını sallayarak:

-Bana da cennet kapılarının açılış sesi gibi geliyor, dedi. Mevlânâ küçük bir düzeltme yaptı:

- Aramızda ince bir fark var, dedi. Senin duyduğun ses, cennet kapısının açılış sesi değil kapanış sesi olmalıdır. Çünkü dedi, açılış sesi gözyaşı döktürür, kapanış sesi ise uyku getirir...
şu âlemde mü'minin mü'mine karşı en büyük yardımı dua iledir.Barla -247

8

10.01.2008, 14:08

Papazın biri pazarda alışveriş yaptığı satıcıyla sıkı bir pazarlık yapmış,satıcı da arkasından bunlar ne cimri adamlar, diye söylenmeye başlamıştı. Mevlânâ, bu cimri sözünden dolayı satıcıyı ikaz etti:

-Papazın arkasından böyle konuşma. Onlar senin dediğin kadar cimri değiller. Aksine çok cömert insanlar. Baksana dedi, onlar ıslam'ı da, imanı da, cenneti de size bırakmışlar. Bundan daha büyük cömertlik olur mu?..

***

Mevlânâ'nın cübbesinin gevşeyen düğmesini dikiyordu hanımı Kera Hatun. O zamanki halk söylentisine bakarak 'Efendi dedi, ağzına bir çöp al da bir uğursuzluğa uğramayasın düğme dikme sırasında!' Mevlânâ halk arasındaki uğursuzluğu çöple önleme âdetini şöyle cevapladı:

-Hanım sen hiç merak etme, düğmeni dikmene bak. Uğursuzluk benim yanıma yaklaşamaz. Çünkü ben ağzıma çöp yerine ihlası aldım. ıhlas Suresi var ağzımda!

***

Bir ara rahatsızlanan Mevlânâ, 'Artık gitme zamanı geldi!' diye söyleniyordu. Hanımı, 'Aman efendi ne gitmesi? Dileriz Rabb'imiz sana daha yüzlerce sene ömür versin.' deyince sesini yükselten Mevlânâ şöyle ikazda bulundu:

-Hanım ne diyorsun sen? Biz firavun muyuz, Nemrut muyuz ki yüzlerce sene ömür istiyorsun bizim için? Biz şu dünya hapishanesinden kurtularak Sultan-ı Enbiya'nın meclis-i münevverine davet edilmeyi her an bekliyoruz...

***

Bilindiği üzere Hazreti Mevlânâ'yı derin ve anlaşılması güç sözleriyle etkisi altına alan şems-i Tebrizi'den talebeleri ve halk şikâyetçi olmuş, hatta Mevlânâ'yı kendilerinden koparan sapıkça sözlerin sahibi biri diyerek şems-i Tebrizi'ye düşmanlık beslemeye dahi başlamışlardı. ışte böyle bir devrede Hazreti Mevlânâ talebeleriyle birlikte giderken, yol kenarında önündeki kemiği yiyerek yavrularını emziren bir köpek görünce birdenbire durur. Yanındaki talebelerine dönerek:

-Biliyor musunuz, der, içinde bulunduğumuz hali şu gördüğümüz tablo ne güzel izah ediyor. şöyle devam eder:

-Bu yavrular der, şu koca kemiği yemeye kalksalar inci gibi ince dişleri kırılır, helak olurlar. Ancak anne güçlü dişleriyle o kocaman kemiği rahatça kırıp un ufak ederek yiyip süte çeviriyor ve yavrularına faydalı bir gıda olarak sunuyor.. ışte der, şems'in sözleri de bana o kemik gibidir. O sözleri ancak ben hazmederim, sizleri o sözlerle ben beslerim. O halde siz şems'in sözlerine değil, benim süt gibi yorumlarıma kulak verin, o sözleri benden dinleyin!

şu âlemde mü'minin mü'mine karşı en büyük yardımı dua iledir.Barla -247

Zehracan

Süper Moderatör

Mesajlar: 8,190

Hobiler: Risale-i Nur, DUA...

  • Özel mesaj gönder

9

10.01.2008, 17:44

Allah razi olsun Nurdanim abla, cok güzel paylasimlar.
"İnsan vardır fark edilmez süsünden.
Kimi farksızdırkoyun sürüsünden.
Her gördüğün şekle kapılma,
insan anlaşılmaz görüntüsünden...(!)"

Yer Imleri:

Bu konuyu değerlendir